Eşcinsellik > Eşcinsellik - Hayatlardan parçalar, hayata mektuplar (ziyaretçi karalama defteri)

BİR KIZLA SEVİŞEREK EŞCİNSELLİKTEN,SADİST-MAZOŞİST KİMLİKTEN ASLA KURTULAMAZSIN!

(1/4) > >>

gergin:
Ben Ali. 27 yaşındayım. Eşcinsel dürtü ve duygu düşüncelere sahibim. Bir Klinikte Hekim olarak çalışıyorum.  Meseleye aile yapımdan başlayıp kısaca özetlemek gerekirse annem otoriter biridir. Bize sevgi ve ilgi azda olsa gösterirdi, evde otorite oydu, hep onun dediği olurdu. Sürekli uslu terbiyeli olmamızı isterdi, istediği şey yapılmadığı zaman bağırır, bazen döverdi. Babamın ailesine karşı çok öfkeli, kinliydi sürekli babamla bu yüzden kavga ederlerdi. Dindar bir yapısı da var  namaz kılar bize de kılmamızı söylerdi, beni küçük yaşta kuran kursuna gönderdi sonrasında da takip etti vs. yani dindar bir altyapıyı aslında ona borçluyum. Babam ise otorite bakımından  pasif karaktere sahip. Bize çok ilgi, sevgi gösterirdi üzerimize çok düşerdi istediklerimizi yapardı baba konusunda şanslı olduğumu düşünürüm fakat  anneme karşı malesef otoritesi zayıftı hatta yoktu diyebiliriz. Din konusunda da anneme göre daha gevşektir. Cuma namazına gider, orucunu tutar ama fazlasini yapmaz gibi. Benden yedi yaş büyük abim var. Abim benden biraz farklı karaktere sahip. Daha girişken, cesaretli, annemle de benden daha çok tartışır kavga ederdi, evde de pek durmazdı o yüzden. Lisede okurken eve akşam 9 gibi gelir yemek yer uyurdu. Üniversiteyi de il dışında okudu zaten. Bitirdikten 2-3 sene sonra da 25 yaşlarında evlendi. Evlendiği süreçte de yengem ile annem anlaşamadılar, kavga ettiler surekli ve şu an senelerdir konuşmuyorlar. Aralarindaki mevzulara pek müdahil olmayıp, uzaktan izlemis olsamda heteroseksüel kimligime zarar verdi bu süreç malesef.

Eşcinsel dürtü ve duygu düşüncelere sahibim. Doğuştan böyle olmadığını, karşı cinse ilgi duyduğumu hatırlıyor, biliyorum. Tam başlangıç tarihi olarak hatırladığım 11-12 yaşlarında bir cinli korku filmi izleyip çok korktum. Sonrasında o cinler bana musallat olmasın diye  'bir daha porno izlemeyeceğim nolur beni affet, beni koru'  diye Allaha dualar, yeminler ettim. Sonrasında (saçma ama) 'ben erkek-kadın pornosu için izlemiycem diye yemin etmiştim erkek- erkek arası bu kapsama girmez' diye gay porno izlemeye yöneldim. 13-14 yaşlarında da (ilkokul son sınıf-lise başı) eşcinsel dürtü ve duygu düşünceler bende oluşmaya başladı. Bu oluşma safhalarında da aslında bir kız arkadaşım da olmuştu. 1 hafta sürmüştü öyle çocuktuk tabi o zamanlar ama kızlara hala daha ilgim olduğunu hatırlıyorum. Bide bu süreçte 14-15 yaşlarımdayken taciz olayım var ama benim için travmatik, eşcinsel dürtüleri başlatan yada çok arttıran bi durum değil. 50 yaşında mahalledeki esnaf beni birkaç kez elledi. Kendi penisine pantolon üzerinden dokundurtturdu gibi şeyler oldu ama asla tamamen soyunma, cinsel ilişki falan olmadı. En son benim penisimi pantolon üzerinden ellemeye başlayınca dedim bu kadar yeter, iş çirkinleşmeye başladı. Zaten adam iğrenç geliyordu ağzında dişi falan bile yoktu. Bu taciz olayı belki bende şunu güçlendirmiş olabilir ki erkek olan arkadaşlarımın yaptığı şaka yollu elleşme ya da iltifatlarda tenimin pürüzsüz, yumuşak olması, göğüslerimin, bacaklarımın, kalçamın iri, estetik olması, yüzümün güzelliği falan beğenilir. Bunu daha çok farketmiş olmamı sağlamış olabilir.

İlkokulda derslerde başarılı bir çocuktum. Sportif oyunlarda vs. çok iyi değildim ama kızlarla ip atlama gibi kız oyunları da oynamazdım. Kavga etmeyi pek bilmez, mümkün mertebe kaçardım. Bazen arkadaşlarımdan kız gibisin, karı kılıklı falan diyen olurdu ama ben bunun akran zorbalığı olduğunu düşünüyorum. Feminen davranış, hareketlerim yoktu. Akıllı, uslu, kibar erkek kapsamındaydım bence :)

Liseye geçtiğimizde ise dürtülerim bir erkekle gerçek ilişki düzeyine geçmedi, platonik olarak yaşadım. Bazen yakın arkadaşlarımla şaka yoluyla elleşme, sarılma olurdu o kadar. Lisedeki arkadaşlarımdan nefret ederdim. Onları hiç sevmemem, tamamen olmasa da asosyal bir hayata dönmüş olmam, okulumdaki kızların benden sosyo-kültürel daha yukarda olması, kendimi onlara karşı ezik, değersiz hissetmemi, kızlara karşı körelmemi ve eşcinselliğimi arttırdığını düşünüyorum. Hareketlerim , davranışlarım feminen değildi ama arkamdan bazen gay diye konuştuklarını duyuyordum sebebini de hiç sorgulamadım. Söyleyenler de zaten domuzun önde gideni, karaktersiz tiplerdi. Ben yine akran zorbalığı olduğu düşünüyorum. Liseden çok şükür kurtulduktan sonra üniversite başında (18-19 yaşlarında) dürtülerim yoğunlaştı. Yakın arkadaşlarım sürekli karı-kız muhabbetleri yapıyor ve cinsel ilişki yaşamaya başlıyordu. Ben de onlar gibi olmak istiyordum çevremden de bazen yakışıklı, boylu poslu olduğum söyleniyor potansiyelim olduğunu biliyordum harcansın da istemiyordum ama sorun şu ki ben bu ilişki hayatını erkeklerle yaşamak istiyordum kızlara ilgim körelmişti ama toplumumuz erkek kankilerimin yaptığı zinaları, aldatmaları hoş görebiliyor benim ibne olmamı ise hor, hakir görüyordu. Ben kendimi kankilerimle kıyas yapıyordum ve benim kızlara karşı onlar gibi ilgi duyamamam beni çok bunaltıyordu. Kendimi yol ayrımındaymış gibi hissettim. Birinci yol; dürtülerimi, duygularımı izleyip gizli saklı eşcinsel bir hayat seçmek, ikincisi ise bu dürtülerimden korunup, kurtulmak ve o yüzden dine, maneviyata yönelmek. Ben ikincisini seçtim.

Üniversiteyi kazandıktan sonra evime yakın olduğu için aile evinde yaşamaya devam ettim. Dini bilgim, yönelimim güçlensin diye islami cemaat sohbetlerine gittim, oradan arkadaşlar edindim. Üniversitede de yine cemaatten arkadaşlarlarla da takılıyordum. Lisedeki o iğrenç arkadaş ortamından kurtulmuştum. Sosyalleşiyordum, maddi manevi güçlendiğimi hissediyordum. Hem bu yeni dindar arkadaşlarım da karı kız muhabbetleri yapmıyordu yani onlarla takılmak, özellikle beğendiğim yakışıklı olanlarıyla vakit geçirmek keyifli, eğlenceli  oluyordu benim için. Aynı zamanda buradaki arkadaşlarım daha düzgün, iyi bir insan olmaya çalışan kişilerdi.  Fakat eşcinsel dürtülerim ise gittikçe artarak duruyori gay porno izlemeye devam ediyordum ama din beni bu durumu reel cinsel ilişki seviyesine geçirmemden alıkoyuyordu.
O zamanlarda sonradan yanlış olduğunu anlayacağım şöyle bir kurtulma planı hazırladım. Zaten eşcinsellikten şu an kurtulsam da kızlarla sevgili olmak falan günah olduğu için bir kıza tekrardan ilgi duymaya başlamaya çalışmak gereksizdi ve belki cinsel ilişkiye (zina) girme riski olduğu içinde tehlikeliydi. O yüzden 24 yaşında görücü usulü bir kız bulurum yavaş yavaş da heteroseksüel porno vs. izleyerek de duygularmı geri getirirdim, 25-26 yaşlarında üniversiteyi bitirmiş işe başlamış olup evleniridim. Bu düşünce beni eşcinselikten kurtulmak için çaba sarfetmemi erteletti. Fakat bu süreçte gay porno izlemeye devam ettim engelleyemedim. Yakın arkadaşlarımdan özellikle yakışıklı olanlara ilgi duyuyordum ve daha çok vakit geçirmek istiyordum. Evlenenleri, sevgili yapanları kıskanıyordum. 2 tane yakın arkadaşıma da  malesef aşık oldum ve bu durum beni çok yıpratıyordu.

Üniversiteyi bitirdiğimde ise görücü usulü 2-3 kız ile görüştüm ama ya karşı taraf istemedi ya da ben pek beğenmedim. Sonrasında da artık görüşecek kız bile bulamamaya başladım. Görücü usulü piyasası pek umduğum gibi değildi. Araya pandemi vs. girince piyasa iyice durgunlaştı:) Ben de dini cemaate karşı biraz öfke oluşmaya (ama bence biraz yersiz) başladı. Hem sevgili yapmak günah diyorlardı fakat sonra hadi evlilik için yardımcı olun o zaman diyince de görücü usulünde kötü çıkarsa şimdi bizden bilinir mesuliyet almayalım modunu giriyorlardı (hepsi değil). Bende sonrasında bütün çevreme,aileme, evleniceğim  münasip biri var mı diye soruyordum fakat pek üstelemeyirdum ısrar etmiyordum çünkü artık eşcinselliğimin gittikçe kuvvetlendiğini hissediyor evlilikte de problem oluşturacağını, evleneceğim kişiyi mağdur edeceğimi düşünmeye başlıyordum. Yaş 26 olduğunda ise bu zamana kadarki planımın gerçekleşmediğini farkettim. Hala kız arkadaşım yoktu, bekardım, eşcinsel dürtülerim de azalmıyordu. Birgün yakın arkadaşım hadi yeter artık sana kız bulalım dedi ve tinder indirdi. Ben de itiraz etmiyordum böyle şeylere  çünkü kzlara ilgim olduğu çevrem tarafından sanılsın istiyordum. Sonrasında uygulamada şunu farkettim ki burada erkekler de var. Hem de it kopuk gözükmüyorlar benim gibiler. Sonrasında horneti de indirerek iki uygulamayla beraber 3-4 ay takıldım, ilişki aradım. Bu süreçte izlenimlerim ve tecrübelerim şöyle oldu. Erkekler tarafından bana mesaj yağar sanıyordum yağmadı. Zaten benden çok daha yakışıklı kaslı tipler vardı. İlk adımı karşı taraf atar diye umuyordum ama genelde ben attım. (Zaten kızlara ilk adım atmak zor olduğu için bu yolu seçtik, ilk adımı ben atacaksam ne diye bu yola girdik?). Mesajlaşmalar genelde çok kısır oluyordu: selam- selam yazılıp bitiyor. yer yoksa bitiyor(ailemle yaşıyorum yerim yok). Uzak şehirse bitiyor. Kendimin pasif ağırlıklı ap olduğumu düşünüyorum arayışım genelde aktif, eğer yönelimlerimiz uymazsa bitiyor. En çok kanıma dokunan, zoruma giden ise uyar gibi olan, şartların yönelimlerin uygun falan olduğu kişilerin biraz muhabbet edip bazen foto attıktan sonra veya hiçbirşey demeden bir anda silip engellemeleri. İnsan bari beğenmedim der vazgeçtim der öyle siler. Sonrasında 2 kişiyle buluştum sadece kafelerde çay kahve içtik başka buluşma olmadı. 1.sini aslında görünüş olarak beğenmedim de yokluk artık napalım diye önemsemedim. Sonrasında ben uzun ilişki istemiyorum diye beni reddeden mesaj attı. En azından bir anda silip engellemediği için sevindim. İkinci buluştuğumun yönelimi sadece aktifti. Yaşıtımdı, boyu benden kısaydı ama tipi fena değildi. Heyecanlı hoş sohbet biriydi. Her şey pozitifken ben de senin mezun olduğum üniversiteden mezun oldum sizin sınıftan arkadaşlarım var ama adını söylemeyeyim falan diyince aklım çıktı. İfşa mı oldum diye panikledim. Ayrıca ifşa olurum korkusuyla da karşındakiyle her şeyi açık şeffaf bir şekilde konuşamamak ekstra canımı sıktı. Gizlisin dimi? falan diye sordum tabiki dedi ama sonra bi durgunlaştım donuklaştım acaba kimi tanıyor enim arkadaşlarımdan diye. O da bunu farketti herhalde ki ilk buluşmada daha heyecanlı ilgili olmalısın diye tavsiyede bulundu. Biraz konuş seninle çok iyi anlaşıcaz gibi duruyor dedi. Daha önce ilişkileri kızlada erkekle de uzun süreli kısa süreli olmuş. Erkekle olan 2 sene sürmüş. İçimden dedim 'bu beni abaza erkek kankimin kızlara yaptığı gibi kullanıp bırakıp atıcak'. Sonra en can alıcı cümlesi de '1-2 sene sonra evlenicez, o zamana kadar yaşayabileceklerimizi yaşayalım' demesiydi. İçimden 'sen evleneceden de ben evlenemiycem kızlara ilgim köreldi erkeklerle ilişkiye kendi kendimi mahkum ettim' diye düşündüm. Ayrılırken düşünürsün sana uyduysam mesaj atarsın diyip yanağımdan öptü. Ben de çok düşündüm mesaj atsam atmasam mı, bu yola artık girsem mi girmesem mi?.  Karşı taraftan mesaj bekledim eğer o atarsa belki buluşurum dedim. Tabi 1 hafta sonra hiçbir şey demeden mesajlarımızı silip engelledi.
Tam bu hafta içerisinde instagramdan meslektaş bir kız bana mesaj attı. İlerletmek istediği muhabbetten bana yürüdüğünü anladım. Profiline baktığımda tipi, kariyeri falan fena durmuyordu. Madem ilk adımı o attı ne kaybederim diyerek haftaya yüz yüze sohbet etmek istediğimi söyledim Zaten önceki 2-3 kızla buluşma denemem de olduğu gibi heralde yine buluşuruz sonra kimyamız tutmaz ikinci buluşmamız olmaz diye düşündüm. Fakat buluştuktan sonra genel olarak etkilendim kızdan. Değişiik güzel bir enerjisi vardı. Daha önceki buluşmalarım gibi değildi. Yaklaşık 4-5 saat kadar oturduk biraz gezdik. O da benden etkilenmişti. Bunu ertesi gün beni arayıp seni merak ettim, sesini duymak istedim demesinden anlıyordum:) Yaklaşık 2 hafta kadar böyle olumlu geçse de ben bir şeyin daha derinden farkına vardım. Ben bir kızla ilişki istemiyordum. O köprünün altından meğer çok su akmış, kendimi çok köreltmiştim.

Artık gay uygulamalarında da uygun kimse bulamamaya başladım. Tinderda sağa kaydırınca artık eşleşecek kimse bulunamadı yazıyordu. Bunalıma girmeye başladım. Ne erkeklerle eşcinsel hayatı tam istediğim gibi yaşayabiliyordum (çünkü burada da umduğumu bulamamıştım.) Ne de kızlarla yaşayabiliyordum çünkü onlara da ilgim körelmişti ve adım atmak  benim için çok zordu. Yakın arkadaşlarıma hafiften söyler gibi olmaya başladım eşcinselliğimi ve bunalımımı. En yakın arkadaşım zaten ilk olarak sorunun ney, eşcinsel misin? dedi. Ben de hayır dedim ama tamamiyla da reddetmedim. Aslında ona söyleyebilirdim ama bu neyi değiştirecekti ki? Bütün bunları hep kendi içimde yaşamak, arkadaşlarımla konuşup dertleşememek beni ekstra yoruyordu. Artık profesyonel destek almanın, bir psikoloğa gitmenin zamanının geldiğini düşündüm. Gideceğim psikolog dindar olmalıydı çünkü malum eşcinselliği kabullen diyen psikiyatrist-psikolog da olabilirdi. Bende dindar tıpçı bir arkadaşıma, psikoloğa gitmek istediğimi(eşcinselliğimi söylemeden) bana güvendiği birini bulmasını söyledim. O da araştırdı etti ve Bora hocayı önerdi. (HK'yı da az çok internette görmüştüm ama sırf bu alanda uzman olduğu için  bekleme salonunda falan bir yerlerde tanıdıkla karşılaşırım, ifşa olurum korkusundan kendisini eledim, gitmek istemedim)

gergin:
BORA HOCA
İlk gittiğimde mekan bir derneğin 3 katlı ahşap binasıydı. Kapıda beni sekreter karşıladı sonra en üst kata çıktım. İçeri ayakkabılarımı çıkartarak girmiştim. Bekleme yerinde de sedirler vardı. Çok hoşuma gitti.  Gittiğim  dini sohbetlerdeki yerlere benziyordu, bana çok olumlu hissettirdi. Sonra Bora hoca beni içeri çağırdı, yine sedire oturdum. Birkaç genel bilgi istedikten sonra geliş sebebimi sordu. Ben de ''direkt söyleyebilir miyim?'' dedim ''evet tabi'' dedi. ''Eşcinselim, kurtulmak istiyorum'' dedim. ''Biraz detaylandırır mısın?'' dedi, ben de ''zaten detaylandırmaya geldim nerden başlıyım?'' dedim gülerek.:) Sonra o beni yönlendirdi birkaç soru sorarak ve başladım anlatmaya. Bora hocanın ses tonu çok güzeldi. İnsana huzur ve güven veriyordu.Ayrıca beni dikkatli dinliyor bazı anlattığım meselelerde empati kurduğunu, üzüldüğünü falan hissedebiliyordum. İlk seanstan aklımda kalanlar :
-Ergenlikte başta biseksüel duygular sonrasında heteroseksüel kimlik oluşuyor. Kendime rol model alamamışım babamın pasifliği annemin baskınlığı. Aslında o yaşlarda terapi alsaymışım sorun böyle olmazmış.
-''Sonradan içimde ukte kalmasın diye ben ilişki yaşamak istiyorum bu doğru olur mu?'' diye sordum. O da ''hayır ilişki yaşamamalısın anüste sinir bol, zevk alırsın hem dopaminerjik hafıza oluşur kuvvetlenir'' dedi.
-Elifi oyalıyorum duygularıyla oynamak istemiyorum falan dedim. O da çok fazla karşı tarafı düşünüyorsun şu an iki tarafta durumdan razı problem yok dedi.
-Eliften ayrılayım mı? diye sordum. Hayır ayrılma devam et dedi.
Sonrasında 25 seans (6-7 ay) kadar bora hocaya devam ettim. Her seansta bazı şeylerin farkına vardığımı, ilerleme kaydettiğimi görüyordum. Genel olarak bora hocanın terapisinden bana kalanları madde madde sayacak olursam:
-Seanslar ilerledikçe elife duygusal, cinsel bağım güçlendi. Korkularım, kaygılarım azalmaya başladı. Kendimi daha çok tanımaya başladım. Her seans başı sorularım oluyordu. Bu hissettiklerim normal mi(heteroseksüel) yoksa eşcinsellikten dolayı mı diye. Hepsine normal diye cevap veriyordu ben de normal erkek gibi düşünüp hissettiğimi anlıyordum. Mesela benim çapkın, yakın kankim olan Barış, eliften çıplak fotoğraf falan istemiyor olmama çok şaşırıyordu. Ben de bunu eşcinselliğime, kıza ilgim olmamasına bağlıyordum kendi içimde ama hoca dedi ki hayır bunun erkeklikle ilgili olmadığını zaten ilişkide böyle şeyler önermediklerini, benim beyefendi kibar, prensipli biri olduğumdan dolayı böyle olduğunu, tinder, hornette erkeklerden çıplak foto falan isteme sebebiminde o mecrada battı balık yan gider diyip zorunda kalarak istediğimi söyledi.
-İnsan hayatında değerlerin çok önemli olduğunu, insanın değerleri için yaşadığını söyledi. Benim hayatta bir değerim yokmuş en önemli eksiğimmiş. Hayatımda odak noktamın çok fazla sosyal ilişki, cinsel ilişki olduğunu bu durumun doğru olmadığını belirtti. Eşcinselliği artık obsesyon takıntı haline getirmişim. Hayatımda bi değer verdiğim birşeyin olması lazım.
-Ben artık kararımı vermişim net çizgide ilerlemem vesveselere takılmamam gerekiyor. ama tabi bu yol kolay olmayacak yaşadıkların zor dedi. (Durum tespitiydi belki ama o her zor dedikçe ben içimde büyütüyordum ne zor şeyler yaşıyorum diyordum. Bence keşke demeseydi)
-Yaşayamadığım kendi içimde büyüttüğüm eşcinsel platonik aşkların yasını tutmam, içimde sürekli bir mağdur ben olması, melankolik şarkılar dinlemem eşcinsellikten kurtulmama en büyük engellerden.
-Benim erotize ettiğim aşık olduğum erkeklerle aslında dost olmam lazım. Yani ben de eksik olan olmasını kendimde istediğim özellikleri,(özgüven, erillik. güçlülük vs.) ergenlikte ailede rol model yoktu alamadım. Erkekleri erotize ederek cinsel manada almaya çalışıyorum ama bu en kolay yol ve yanlış. Doğru olan bu özellikleri onları dost arkadaş olarak almam lazım.
-Ne zamana iyileşirim diye sorduğumda dürtülerin tamamen kaybolmaz ama çok azalır gündeminden çıkar dedi. 4-5 seneye çoluk çocuk da olunca artık iyice gündeminden çıkacak şimdi olduğu kadar beni rahatsız etmeyecek ama bazen bi rüya, bi bakış, kızın bana trip atması cinsel olarak reddetmesi vs. durumu tetikleyebilir arada dürtüler duygular yoğunlaşabilir. (Dürtülerin tamamen kaybolmaz demesi ben de moral bozukluğu yaptı)
-Sigara bırakma örneğini verdi. Kendisi bırakmış, ortamlarda içilince rahatsız oluyorum ama bazen içmeden duramayacak gibi oluyorum dedi. Benim de benzer bi durum olacak diye söyledi.
-Elifle duygusal ve cinsel ilişki yaşamamın iyi gelceğini düşünüyordu ama ben zina diye evlenmeden yapamıyordum. İmam nikahı kıyın dedi ama o da zordu bi yandan. Bu konuda tıkandık biraz. Ben vajinaya penisi sokmadım ama diğer her şeyi yaptık elifle anal hariç.
-Bu kızla deneyebilirsin, evlenebilirsin en kötü boşanırsın dedi.
Sonra son 5- 6 seansı 2 haftada bir yaptık. Hoca seni iyi görüyorum akut bir durumun yok her hafta gelmene gerek yok dedi. Ben de açıkçası durumumun akut olduğunu düşünmüyordum ama aslında çok iyileştiğimi de düşünmüyordum haftada bir gelmek istiyordum fakat seansların fiyatını hoca çok arttırdı o yüzden evet demek mecburiyetinde kaldım. Bir seansımızda dol..... sitesinden bahsetti orda güzel video, içerikler var bakabilirsin dedi. Sonra baktığımda iyileşenlerden bir tanesinin röportajını dinledim. Bundan önce de internette bu durumdan muzdarip olanların yazılarına, röportajlarına bakıyordum fakat bir türlü empati kuramıyordum çünkü ya tecavüz mağduruydu ya babası çok kötüydü vs. bana uyan bir tarafları yoktu yani. Dol.... izlediğim furkan bana çok benziyordu ilk defa biriyle empati kurdum. Sadece onun durumu benden daha kötüydü ilişki geçmişi vardı babası da çok ilgisizdi. Furkana eşcinsel sitelerinde takılırken biri psikolog önermiş o da öyle başlamış. 10 seanstan sonra dürtülerim kayboldu, kendime özgüvenim de geldi sosyal ilişkilerimde dedi.(sonradan öğrenicem ki aslında sonra da devam etmiş, ilişkiler yaşamış). Bu cümlesi beni çok etkiledi. Ben 25 seanstır gidiyorum kızla ilişkim ilerliyor ama eşcinsel dürtülerimde hiç azalma yok, sosyal ilişkilerde özgüven, kendinden emin olma durumu yok. Sonra biraz daha araştırdım eşcinselforum sitesini buldum orada iyileşenlerin yazısını okudum. Çok büyük ihtimal hüseyin kaçına gidiyorlardı. Sonra HKnın facebookta yazılı numarasını aradım. Erkek sekreter telefona çıktı (sonradan öğreneceğim ki meğer kendisiymiş :D). Telefondaki kişi kısa net konuşuyordu. cuma cumartesi seanslar var bir gün önceden mesaj atın whatsapptan kısa özgeçmişinizi yazın çekinmenize gerek yok dedi. Fiyat bilgisi de sorup kapattım. Çok sinir oldum açıkçası. Zaten ifşa olma korkusu yaşıyorum bide whatsapptan bilmediğim birine hayat hikayemi yazacaktım. Sanki artık gelen eşcinsellere alışmışlar gel abi sen de gel der gibiydiler. Tabi bir yandan hoşuma da gitti bu durum çünkü tecrübeli oldukları manasına da geliyordu bu. Sonra bora hocaya dol..... bahsettim insanlar kısa sürede iyileşmiş ben kendimde onu göremiyorum dedim. Sizin daha önce benim gibi eşcinsel danışanınız oldu mu dedim. O da 10-15 tane oldu iyileştirdiklerim de var dedi. Sonra Bora hoca aldığın terapinin yanlış olabileceğini mi düşünüyorsun diye sordu. Ben de evet dedim ama bunu net konuşmak yüzünüze karşı zor dedim. Bora hoca da hayır lütfen açık konuş diyip beni cesaretlendirdi. Ben de detaylı anlattım durumu. Bora hoca da en son senin yerinde olsam ben de HK mı yoksa ben mi tereddütünü yaşardım dedi:D Ben terapinin kötü gittiğini düşünmüyorum ama seni kuşku sardı bence HKya git görmüş ol dedi. Beğenirsen devam edersin dedi. Sonra belki dol... psikolog başkadır diye dol... mail attım. 2 hafta sonra önder hoca ile telefonda kısa görüştüm. Her şeyi kısaca anlattıktan sonra açıkça sordum bora hocaya mı yoksa HKya mı gitmeliyim diye. O da bora hocaya devam et ayriyeten seni İlkay hocanın grup terapisine alalım dedi. Ben de İlkay hocayla görüştüm grup terapisine uygunsun dedi. Nihai karar için tekrar Bora hoca ile görüştüm. Grup terapisine uygunsun bence de ama sendeki kuşku hala devam ediyor dedi. Bence bir an önce HK ya randevu al dedi. Benim için önemli olan sorunun çözülmesi ben ya da başkası farketmiyor diye rahatlattı çünkü minnet borcu hissediyordum bora hocaya o da böyle hissettiğimi anlıyordu :D. Son seans niyetiyle gelmememiştim ama bora hocayla son seansım olmuştu. Hemen çıkışta tekrar HKyı aradım bi değişiklik var mı senanslarında diye. Sekreteri bu sefer özgeçmiş mesajı istemedi, kısaca bizi biliyor musun diyip eşcinsel terapiden bahsetti. Bu sekreteri ne çok şey biliyor diye düşündüm (yani kendisi:D). Ertesi güne randevu aldım.

Hüseyin Kaçın

Öncelikle şunu söyleyeyim bu yazıyı HK ile 5. seanstan sonra yazıyorum çünkü ancak yetiştirebildim. Seanslarda ses kaydı ve yazı yazanların daha çabuk iyileştiğini söyledi. Kendisi yazdığımız yazıları seansa gelmeden önce okuyormuş ona göre bizim hakkımızda çıkarım yapıyormuş. Ben buna epey sevindim çünkü zaten burak hoca ile olan seanslarda yeterince kendimi anlattım bi daha anlatmak tekrar aynı şeyleri istemiyordum. Yazsam hoca önceden okusa çok daha iyi olurdu benim için de. Artık vakit kaybetmek istemiyor çözüm odaklı olmasını istiyordum.
1. seans (5 ağustos 2023)
Mekana telefonda kendisiyle konuşarak biraz zor ulaştım. Whatsaptan konum atsa fena olmazdı. Konumu çalıştığım yere yakındı o yüzden sevdim. Kapıda beni karşıladı sonra bekleme salonunda durdum. Mekan biraz loştu. Bora hocadaki gibi ayakkabıları çıkarttığımız sedire oturduğumuz sıcak ortam yoktu ama çok da mühim değildi tabi. İçeriden başkasının terapi seansı vardı sesler az biraz geliyordu. İkisi de yüksek volümde konuşuyordu ve seanstakinin sesi travesti gibiydi. Dedim ben doğru yerdeyim yav :D Bittikten sonra HK beni çağırdı. Odası güzeldi bence 3 tane koltuk bir masa. Arkada camekandan gözüken bol ağaçlı bahçe. İçerisi bekleme salonuna göre iyiydi yani :)
Sonra Hk kısaca birkaç soru sordu gelme sebebi, aile yapım vs. diye devam ederken ben durmasını söyledim o da anladı heralde ki daha önce terapi geçmişin var mı diye sordu :) ben de evet 6 aydır gidiyorum hatta en son dün gittim diye bora hocadan bahsettim. Dol.... sitesinden bahsettim. Hoca onu duyunca onlara sallamaya başladı ona kazık atmışlar falan, kendinden bahsetti 2010 yılından beri sadece bu alana yönelmiş vs. İçimde 2 şık belirdi hocaya karşı. Ya bu hoca fazla egoist millete sallamayı seviyor  veya gerçekten işinin ehli onun verdiği özgüveni var. Genel olarak konuştuk. Bu 1 .seanstan aklımda kalanlar:
1.Benim çok daha erken gelmem lazımdı terapilere çünkü 18-23 yaş arası bunu özümsüyormuş(bu epey moralimi bozdu)
2.Benim eşcinsel kimliğim kuvvetli değilmiş öyle olsa ilişkilere 17 18 yaşlarında  başlarmışım(epey sevindirdi çünkü HKnın hakkımdaki yorumunu merak ediyordum)
3. Her türlü korku kaygı suçluluk eşcinselliğimi arttırıyormuş.
HK önceki psikoloğuma hiç benzemiyor. Çok konuşkan yani ben bişey anlatmak için araya girmeye çalışıyorum :D Çok enerjik. İşini severek ve özveriyle yaptığı da belli gerçekten bizim iyileşmemizi istiyor bence. Bu konuda da bence Türkiyede onun kadar bu konuya vakıf birini bulmak zor. Süre sınırı da yok yani 45 dk dolunca sepetlemiyor 1 saat 20 dakka sürmüş ilk seans. Negatif olarak ona buna sallaması egoist imajını pek beğenmedim çünkü ben şahsen egoist insanları hiç sevmiyorum.
Seansın sonunda bekleyen 2 kişiyi çağırdı. Ben istemedim ama korkuları yenmen lazım dedi. Kısaca birbirimizi tanıttık. Çağırdığı tıp öğrencisiymiş travesti olacakmış az kalsın falan. Dedim nereye geldim ben böyle:) Sonuç olarak doğru yerde olduğuma karar verdim ama seanstan çıktıktan sonra başım ağrdı tabi düşünmekten. Farklı bir ortam farklı bir psikolog yeniden başlıyordum.

2-5. seans
Bu seansları toplu yazmak istedim çünkü yazmak, bu konuyu sürekli gündemde tutmak beni yoruyor. Seanslardan yaptığım çıkarımlar
- Bu meselede bora hoca ile süreç başlatmam,Kız arkadaşımın olması, gay porno izlemeyip tinder horneti silmem olumlu şeyler fakat bazı stratejik hatalar yapıyorum. Elif ile ilişkimde verdiğimiz kararlar %80 yanlışmış. Evlilik öncesi cinsel ilişki yaşamam gerekiyormuş bu ilişkimizi tüketirmiş. Gerçi ben de zaten bu durumdan rahatsızdım günah işliyordum fakat büyük günah olan zinayı yapmıyordum.Çünkü tanım olarak fıkıhta cinsel birleşmenin varlığı için erkeğin cinsel organının sünnette kesilen yere kadar kadının cinsel organına girmiş olması şartı bu amaçla getirilmiş, bunun dışında kalan davranışlar dinen haram olsa da had gerektiren zina suçu sayılmamıştır. HK bana bu yaptıklarında zina ama dedi ((Bora hoca ile dini görüş konusunda anlaşıyorduk fakat eşcinsellik konusunda yeterli tecrübesi var mı endişesi beni terk ettirdi. HK ile tecrübe açısından sıkıntı yok fakat dini görüş açısından sıkıntı yaşayacağım gibi duruyor. Yine de HKyı terketmeyi düşünmüyorum çünkü artık kendisine ısındım, seviyorum ve başka psikoloğa gidecek gücüm de kalmadı zaten daha iyisini de bulabilir miyim bilmiyorum.))
-Benim meselem cinsel ilişki değil, çok ciddi özgüven problemi.
-obsesyonlarım varmış, takıntılı biriymişim misol önerdi onu kullanmaya başladım
-Benim için bazı şeyleri tekrardan farklı şekilde inşa etmek zor oluyor malesef. HK ile seanslar yorucu geçmiyor sohbet havasında güzel geçiyor fakat dediklerini uygulamaya koymak başta yanlış kararlar verip onları değiştirmek zor, başım ağrıyor seans sonrasında. Fakat bunda da suçlu benim tabi baştan HKya gitmeliydim.

5-6. seans (15 eylül 2023)
5. seanstan hatırladıklarım hoca cumartesi sabahtan gelirmisin sana daha önce bahsettiğim aynı meslekten evlenince geçer deyip kurtulamayan mehmet gelecek tanışmış olursunuz dedi ben de tamam dedim. Hocanın böyle bana faydalı olabilecek kişilerle karşılaştırmaya çalışması çok hoşuma gidiyor faydalı oluyor. Sonra elif ile olan süreci konuştuk kurallar koyduğumdan onun da uymaya çalıştığından bahsettim. Bu aşama da ayrılmanıza gerek yok dedi. Sonra beraber cuma namazı kıldık. Bir psikolog ile bunu yapmak değişik geldi ama hoşuma da gitti. Hoca çok samimi bence egoist de değil galiba :D.

6-14. seans
Yine toplu olarak yazıcam. Aslında niyetim her seans sonrası yazmak fakat bu süreçte hem üşendim hem de Hk'nın söylemiyle Dünya için küçük benim için büyük değişimler meydana geldi yazmaya enerji harcayamadım. 27 yıl sonra aile evinden kendi bekar evime geçtim. Başlangıçta bana basit göründü ama şu an etkileri büyük gibime geliyor. Önceki terapistim bora hocaya ayrı eve çıkmak istediğimi fakat yalnız kalırsam boş evde erkekle ilişki yaşayabilme ihtimalinin beni korkuttuğunu söylemiştim. O da ailenle(yani anlaşamadığım annemle) idare ederek yaşabilirsin demişti. Fakat HK ilk seanstan itibaren ayrı eve çıkman lazım en büyük hatan diyordu. Boş evde ilişki yaşama korkuma da terapilere gel biz seni ikna ederiz diyerek güven verdi. Bu terapilerde aklımda kalanlar arasında HK var. Beraber cuma namazına gitme , terapi çıkışı akşam çeşitli etkinliklere katılma :) gibi şeyler yaptık. Bence başarısının altında birinci olarak sadece eşcinsellik alanına yoğunlaşması var, ikincisi de alışılagelen psikolog tarzında olmaması danışanlarıyla samimi dostane veya babacan ilişki kurması yatıyor. Bu ikinci özellikde kendisini bence eşssiz kılıyor çünkü diğer psikologlar bu alana yoğunlaşssa bile danışanlarıyla böyle diyalog kurabileceğini zannetmiyorum. Üçüncü olarak terapilerde küfürlü konuşmasının bence şöyle bir artısı var. Ben terbiyeli, uslu küfür ağzına yakışmayan, küfürlü konuşmayı sevmeyen biriyim fakat malesef öyle konuşan erkekleri erotize ediyorum gay sitelerinde yazışırken o tarz tahrik edici erotik mesajlar atmalrı beni tahrik ediyor. HK terapide bu kelimeleri söyleyince artık s.kmek, do.altmak, yala..mak, fışk..mak gibi kelimeler sakız boş sözler haline geliyor. Diğer psikologlarda terbiyeli şekilde konuştuğu için bu sözlere dokunulmuyor ve sanki tahrik ediciliği sürmeye devam ediyor.
Dördüncü olarak Hocanın bu yönteminin bence bir dezavantajı: terapi sürecinde danışanlar psikoloğunu fazla yüceltme eğilimde oluyor. Psikoloğun kişisel yaşamında herhangi bir normal kabul edilebilecek yanlış hareketi veya fikirleri çok göze batıyor. Yani bazen  'ulan bu meselede de böyle düşünülür mü ben böyle adamın dediklerine, tavsiyelerine göre mi yaşayacağım?' sorusu akla geliyor bu da motivasyonu düşüren birşey. HK'nın da malesef kendi deyimiyle hiç alkış getircek fikirleri yok :) fakat kendi adıma hocayla genel olarak uyuştuğumu düşünüyorum. İlk seanslarda acaba özellikle dini görüş anlamında uyuşabilcekmiyiz endişem şu an pek kalmadı. Hatta bazı yerlerde HK beni de geçti yani takdir ettim açıkçası :D Kurduğu samimi diyalogun bir diğer artısı da kendimi yalnız hissetmiyorum. İlk başlarda sekreteri olmamasını yadırgıyordum ama şu an bir şekilde erkeklere olan ilgim yoğunlaşssa veya acil başka bir durumum olsa HK'nın bir telefon uzağımda olması epey rahat ettirici ve güven verici bir durum. Önceki psikoloğumda kendimi yalnız hissediyordum. Hele bazı haftalar iptal ediyordu ve ben o hafta çok zorlanıyordum. HK da bu güven ortamı ve yalnız olmadığını bilmek gerçekten çok iyi.
Bir diğer meselede bu terapilerde aklımda kalan önceki psikoloğumdan bana miras kalan yanlış çıkarımlar. HK'ya baştan gitmemenin bedelini ödüyorum malesef. Sıfırdan öğretmek daha kolay her zaman ama ben yanlış çıkarımlarımı düzeltmeye çalışıyorum. Bora hocanın aslında uyuşturucu, madde bağımlılığı konusunda daha işinin ehli olduğunu internette görmüştüm. Malesef bu tekniği eşcinsellere de uyguluyorlar. Bana eşcinselliği bırakmayı sigarayı bırakmaya benzetmişti. Genelde dopamin ,hafıza konularında örnek veriyordu. Beni en çok demoralize eden lafı bu dürtülerin azalacağını ama tamamen geçmeyeceğini söylüyordu. Çünkü madde bağımlılığıyla kıyaslama yapıyordu ama sorun şu ki eşcinsellik diğer hiçbir şeye benzemiyor. Hepsini bırakmaktan çok daha zor birşey. HK ise benim terapilerimde dürtüler tamamen kaybolur, kaybolmayacaksa o zaman niye uğraşıyoruz dedi. İyileştirdiği danışanlarından örnekler verdi. En çok verdiği örnek: 70 defa ilişki yaşamış birinin iyileştiğinde 'bir daha açılmamak üzere arşive kaldırılmış bir dosya gibi' demesiydi. Bora hocadan kalan bir diğer önemli hususta benim bi kızla sevişmenin iyi geleceğini söylemesi, olaya düz mantıkla yaklaşması. HK ise düz mantıkla yaklaşmıyor. Kendi tekniklerini geliştirmiş. Pasifliğini bitirmeden kızla ilişki katkı sağlamaz diyor. En az bir yıl duygusal ilişki yaşaman gerek dedi. Hak veriyorum çünkü kendimde bizzat gördüm :D Aynı zamanda bu yönteminin dine uyuyor olması da beni aşırı rahatlattı. HKya da dedim önceki terapistim iyileşmek adına beni zina için zorlamasına rağmen direndim yapmadım. Allah beni o yüzden size yönlendirdi diye.


https://www.youtube.com/watch?v=gTB2GnB_Af4&list=UULFEDADUolmKuMyWGRunC3UhQ&index=4

gergin:
15,16,17. seans ( 21 Kasım-30 Kasım-01 Aralık )
Aslında bu hafta gitmesem mi çok fazla olay yaşamadım , zaten ayrı eve çıktım epey masrafım var iki haftada bire indirsem mi diye düşündüm. Fakat seans 2 saate yakın sürdü epey ihtiyacım varmış önemli bir olay yaşamasam da :) Elif ile artık cinselliği bitirdim, 6 ay duygusal ilişki yaşayacağım, erkek olarak kurallar koyucam eğer uyarsak ve anlaşırsak süreci evliliğe götürebilirim. Bu durum aslında şu an beni rahatlattı çünkü cinsellik yaşamak beni bir yerde geriyordu. Hem günahtı hem de aktif olmak yine de benim için zor geliyor şu aşamada. Bu stresten kurtulmuş da oldum bu süreçte. Bu seanslarda bence çok önemli ince tespitlerde bulundu  HK. Neden içe kapanık değilde dışa dönük olmam gerektiğinden bahsetti. İçe kapanık olunca kendi hayal, fantezi dünyamı kurup orda yaşıyorum. Dışarıdaki hayat beni tatmin etmiyor. Fanteziler, hayaller kurmaya gelince  de iş tabi mastürbasyon, porno veya olur olmadık erkeklerle aşk işlerine dönüşüyor durum. Kendi hayal dünyamız gerçek dünyayla %80 farklı oluyor malesef.
Diğer beni çok etkileyen tespiti ise önceki terapistim bora hocadan çok bahsediyor oluşumu farkettirdi ve sebebini söyledi. Onun terapisi işe yaramamıştı ve değiştirmiştim fakat ona rağmen bora hoca şu tespiti yapmıştı böyle olmuştu diye çok bahsediyordum. Ben bunu vefa duygusuyla yaptığımı düşünüyordum fakat HK bunun öyle olmadığını kendisini s.klemeyen yanım olduğunu söyledi. Ben ilişkilerimde karşımdakini s.klemiyormuşum, değer vermiyormuşum o yüzden duygusal bağ kuramıyormuşum böyle olunca da umursamıyormuşum ve tatmin edici bağlar kuramıyormuşum. Böylece kendi iç dünyamda takılan, hayatı pek s.klemeyen (aslında aşırı derecede umursayan) biri haline geliyormuşum. Aslında sosyal çevremde de arkadaşlarım bana duygusuz biri olduğumu ve hastalarıma yeterince odaklanmadığımı söylüyorlardı. Bende onların durumu abarttıklarını düşünüyordum fakat HK'da bu tespitleri yapınca galiba doğru söylüyorlar diye düşündüm. Aslında görünürde iyi niyet, saygı, kibarlık,VEFA duygularıyla bunu yapıyorum diye düşünüyordum ama gizli bir şekilde (hatta bazen kendimde farkında olmayarak) karşımdaki insanı umursamıyordum değer vermiyordum. HK ben insan olarak seni seviyorum değer veriyorum dedi ama bir gün bu değerin çöp olma ihtimali var dedi. Geçmişte olan şeyleri önemsiyorsun ana odaklanmıyorsun o yüzden tatmin olmuyorsun dedi. Hayatıma baktığımda da aslında hep ilkokuldaki çocuğu özlüyordum oradaki arkadaşlarımı. O günlere geri dönmek istiyordum hep. Birşey geçtiyse artık o benim için değerli oluyordu. Hk 'yarın beni bıraksan başka psikoloğa gitsen benden övgüyle özlemle bahsedeceksin çünkü geçmiş biri olucam dedi. Tespitleri bence doğru fakat aslında bu konu özelinde birşeyden bahsetmek istiyorum.
HKnın da terapi öncesi yazılarımızı okuduğunu biliyorum ve bence çok güzel birşey yapıyor danışanlarına yazı yazdırarak. Galiba şimdi yazacaklarımı  da yüzüne karşı söyleyemeyeceğim o yüzden yazsam daha iyi olur diye düşünüyorum. Ben Bora hocanın terapisini terketmedim aslında o beni terketti diyebiliriz. Hocaya internette başka iyileşenlerin videosunu izleyip bende niye onlar gibi olamıyorum hala diye şüphelerimi söylemiştim. Bu yaptığım birebir kıyasın doğru olmadığını da biliyordum. Hala daha içten içe acaba Bora hocanın terapisini erken mi bıraktım diye düşünüyorum. Tam sanki kızlarla ilişki meselesini halledip, özgüven, sosyal ilişkiler meselerine geçmiştik. 6 aylık emeğim vardı ve onun terapilerinde genelde ben konuştuğum için kendimle alakalı epey şey anlatmıştım yani benimle alakalı HKdan (daha önce bahsetmiştim terapilerde kendisi benden daha çok konuşuyor:D) daha iyi tespitlerde bulunabilir diye düşünüyorum. En önemli mevzu olarak sanırsam Bora hocayı HKdan daha çok sevdim. En son seansta: 'Bana minnet bocun yok, ben seni insan olarak seviyorum terapiyi de bırakırsan üzülürüm ama önemli değil benim için önemli olan sorunun çözülmesi bu bende olmuş başkasında olmuş önemli değil' demesini hala unutamıyorum. Çok ince düşünen, naif biriydi. Yaşınında genç olması sebebiyle kuşak olarakda kendime yakın buluyordum daha çok abim gibiydi. (Kendisini erotize etmesem de aşık olmaya da başlamış mıydım tam emin değilim). HKyı da seviyorum ama başka insanlar hakkında egoist üstten bakar şeklinde konuşma tarzını sanırsam kabullenemiyorum. Bunda egoist üslupla konuşan insanları sevmemem de var bence.(belkide onlar gibi olmak isteyip de olamadığım için sevmiyorum). HKnın Bora hoca hakkında biraz sert konuşması içten içe sinirimi bozdu galiba. Ben de onu savunurcasına terapilerde çok sık ondan bahsetmeye başladım diye düşünüyorum. Aslında HKnın söyledikleri doğru Bora hocanın terapisi işe yaramadı, bana zaman kaybettirdi, en nihayetinde terapileri de babamın hayrına yapmadık belli bir ücret mukabilinde yaptık (ki bence çevremde duyduğum diğer psikologlardan da oldukça pahalıydı). Madde bağımlıları için uyguladıkları terapiyi bana uyguladılar ve olmadı. Bora hoca iyileştirdiğim eşcinseller oldu demişti ama ona rağmen terapisini beğenmedim belki de biraz zeki olduğum için pek o terapiyi bana yutturamadılar. Aslında bana para ve zaman kaybına sebep olduğu içinde bi yandan kızgınlık da var. Ama içimde bi yer onu HKdan daha çok seviyor. HK bunu geçmiş olanı sırf geçmiş olduğu için sevmeme bağlıyor ama sanırsam başka şeyler var. İçimde bir yerde HK'yı sevmiyorum beğenmiyorum bunda da en çok egoist üstten bakan tavrının etken olduğunu düşünüyorum ama başa şeyler de var sanırsam. Bunu da inşallah HK çözer diye umuyorum :D


18. seans ( 07 Aralık 2023)

Yazı yazmak beni yormaya başladı, en son terapi seanslarını yazdıktan sonra gece uyuyamadım. Çünkü çok fazla düşünüyorum, daha fazla strese giriyorum yazarken. Artık yazı yazmasam mı diye düşünüyorum fakat benim gibi bu konudan muzdarip kişilerin de yazılarımı okuyarak kendilerinde birşeyler bulmasını, onlara terapi sürecinde bir nebze faydalı olabilmeyi de çok istiyorum. HK'ya çok insan geldiğini farkettim fakat geneli malesef yazmıyor. Ben bunu birazda üzerime bir borç bir vazife olarak görüyorum çünkü bende forumdaki yazıları okuyarak terapiye başlamadan önce epey fikir edindim, bana faydaları çok oldu. Sonuç olarak zorlansam da bir şekilde yazıları yazıcam :D

Bir önceki terapi seanslarımla alakalı yazım duygusal ağırlıklıydı şimdiki yazıyı düşünsel, mantıksal olarak yazıcam. Bu terapide malesef HK bir önceki seans yazımı okuyamamış, dolayısıyla  yazdığım kendisine yönelik eleştirileri okuyamadığı için yüz yüze utanarak söylemek zorunda kaldım :D Benim Bora hocayı duygusal olarak HK dan daha çok sevme sebebim onu yaşından dolayı abi olarak görüyor olmamdı. HK'nın yaşı büyük olduğu için daha çok baba konumundaydı benim için. Duygusal değil de otoriter bir profil yani. Ben Bora hocayı erotize etmekten korktum ve etmedim de fakat eğer ona terapilere devam etseydim ona yaranmak için rol yapmaya, dediği şeylere inanmasam da sırf ona yaranabilmek için yapmaya başlayabilirdim. Bora Hocayı sırf bu yüzden terk etmedim, eşcinsel dürtülerim bir türlü azalmadığı için terkettim fakat duygusal bağlanmamın dozunun kaçabilme ihtimali de beni korkutmuyor değildi. Sonra HK kendisini erotize eden bir danışanını içeri çağırdı. Kıyaslamalar yaptık, psikoloğu erotize etmenin zararı olmadığını, psikoloğun bunu iyi yönetmesi gerektiğinden bahsettik. Ben Bora hocaya onu erotize ettiğimi söylesem yüksek ihtimal paniklerdi fakat HK tecrübesi nedeniyle böyle durumlarda paniklemiyor. En son olarak eğer HK benim kriterlerime uyan 35 yaş altı ve biraz daha yakışıklı:) biri olsaydı; daha önceden kendisi hakkında bahsettiğim (bence) egoist tavrı veya biraz dezavantaj olarak gördüğüm danışanlarıyla samimi olması durumu problem olmayacaktı:) Önceki terapistimi bu kadar sık yad etmeyecektim. En son bu aşamada artık Bora Hocayı arayıp biraz içimi dökmem, konuşmam gerektiği konusunda karar kıldık. Çıkışta HK yine son dakika önemli bir çıkarım yaptı, giderayak gol attı:D Forumda bir yazıdan çok etkilendiğimi, bana çok benzediğini söyledim. HKda 'Evet benziyor biraz onda sadist taraf vardı' dedi. Bende 'O zaman pek benzemiyormuş' dedim. HK da 'Hayır seninde sadist tarafın var' dedi dumur oldum :D Kendimi nitelendirsem mazoşist biriyim derim ama HK, sadizm ve mazoşizmin aynı kişide farklı zamanlarda baskın olduğunu söyledi. Biraz bu sadist yönümü düşünmem gerektiği yönenünde terapiyi final yaptık:)

Sadist tarafımı somut olarak düşünmeye çalıştığımda en güncel olarak  daha çok hayvanlara karşı yaptığımı farkettim. Kışın kedilere kapıda yemek verirken, içlerinden güçlü olup başkalarına yemek yedirmeyen kediye işkence yapıyordum mesela.  HK da kendisine yada bora hocaya sadist yönümle  davrandığımı söyledi. Aslında düşündüğümde HKnın (bence)egoist tavrını beğenmedim, içten içe sinir oldum sonra terapilerde önceki terapistimi çaktırmadan övdüm. Yani önceki terapistim de seninle aynı çıkarımları yapabiliyor, hatta bazı konularda senden daha iyi gibi. Ama bunu kendimde çok açık olarak hissedemiyordum . HKda zaten bu insanları umursamayan tarafımın çok sinsi, bazen kendimin bile farkında olmayarak yaptığımı söylemişti. Bu sadist mazoşist meselesini ilerleyen dönemde daha çok netleştircez galiba.

Bora hoca ile telefonda konuştum. Sekreterine not bıraktım anca 5 gün sonra döndü(Halbuki HK'nın direkt kendisine çok kolay ulaşabiliyorum). Hocaya çok ağır konuştum bu kadar gerek var mıydı diyede bir kendi içimde sorguluyorum. Nasılsınız falan dedikten sonra emekleri için teşekkür ettim. 3 tane cümlem bence çok ağırdı. Biraz telefon konuşmasının bitiminden sonra, biraz da bora hocanın tepkisiden anladım. Birincisi HK'dan çok memnunum aslında benim başından beri burda olmam lazımmış dedim. Bora hoca da 'hadi ya o kadar mı farketti, çok sevindim memnun olmanıza' dedi. Bence burda samimiydi. İkincisi, sizin terapide 6 ay kadar OYALANMIŞ bulundum dedim. Cevap vermedi bence çok şaşırdı. Üçüncüsü, size benim gibi biri gelirse ona benimki kadar VAKİT KAYBETTİRMEYİN, yönlendirin dedim. Yine cevap vermedi bence baya şaşırdı. Sonra yakın çevrem hala size gittiğimi biliyor arada sekreterenize hoca devam ediyormu, fiyatlar ne kadar diye sorabilirim, sekreteriniz şaşırmasın dedim gülerek. o da güldü bişeyler dedi gülerek. (bence biraz şoktaydı). Sonra iyi dilek temennileriyle konuşmayı sonlandırdık. Konuşma sonrası açıkçası üzülsem de kendimi güçlü hissettim. Bir konuda memnuniyetsizdim ve onu korkmadan açıkça söyledim. O gece yattğımda da rüyamda buna benzer hakkımı savunduğum kimseden korkmadığım birşeyler yaptım, çok heyecanlandım ama benliğimin güçlenmesi meselesi pekişti bende. Bu meselede de sadist yönüm var mı diye düşünüyorum. Aklıma şu geliyor. Bora hocaya son seanslarda acaba doğru terapi alıyor muyum diye şüpheye düştüğümü belirttiğimde bana kendisinin ne kadar alanında yetkin biri olduğundan bahsetmişti. Üniversitede hocaymış, öğrencileri varmış, supervizorluk yapıyormuş yani bu demeek oluyormuşki daha üst mertebe yok. Biraz CV' me baksanız iyi psikolog olduğumu anlarsınız demişti. Hatta D... ekibinden Öm.. hocaya hangi psikoloğa gideyim diye sorduğumda (daha önceki yazılarımda bu siteden ve ekipten bahsetmiştim) beni bora hocanın öğrencilerine yönlendirirmiş, daha komplike zor biri olduğumu düşünseymiş de kendisine yönlendirirmiş gibi gibi.. Ben bu laflardan sonra bi egoistlik sezdim. Herhalde içten içe benim bu egoyu yıkmam lazım diye sinsice kurdum. Telefonda bu kadar ağır konuşabilmemin sebebi buydu gibime geliyor. O kadar hocayım diye geziyorsun diğer psikologlardanda çok daha pahalısın a ma bana uyguladığın terapi çöp. HKya uyguladığım sadistlik ise onda gördüğüm (bence) egoist tavrını yıkmak için önceki terapistim sürekli bahsettim. O da senin gibi teşhisler koyabiliyor, bazı konularda şunları söyledi, hatta senden daha iyi der gibi. Kendimce HKnın egosunu yıkmaya çalıştım. Bunları aslında bilinç düzeyinde değilde daha çok bilinçaltında yapıyormuşum gibi geliyor. Bunun mahiyetini ve çözüm yollarını HK ile terapilerde çözücez gibi.

Güncel hadiselere gelecek olursam evden çıkalı 1 ay oldu. Annem beni bir kere aradı bu zamana kadar onda da telefon konuşmasının sonunda halamı bahane ederek benimle tartıştı bende teli kapattım. Dünde babam aradı sonra anneni vereyim mi dedi, anca öyle konuştuk. İlk başta 'merhaba' dedim o da 'merhaba denir mi nasılsın iyi misin  denir, ne biçim çocuksun' falan diye bağırmaya başladı. Bende 'demekki böyle evlat yetiştirmissin deyince', 'hayır sen sonradan böyle oldun' falan dedi. HK eve taşındıktan sonra annenin gerçek yüzüyle karşılacaksın demişti. Bu zamana kadar bütün caniliklerine rağmen onunda travması var, o da mağdur gibi acıma duyguları besliyordum. Annemle babamın boşanmaması için benim arabulucu olmam lazım gibi bir düşünce vardı. HK bu gereksiz fedakarlık eşcinsellerde oluyor dedi. Taşındıktan sonra belki annem hatasını anlar özür falan diler diye bekliyordum fakat hal hatır için bile sormuyor. Gerçek yüzünü daha iyi anlıyorum. Bu kadın gerçekten de benim hayatımın içine etmiş gibi. Bütün travmalarını ben yüklendim sonunda da eşcinsellik tezahür etti. Neyse geç olsun da güç olmasın:) HK annemize nefretin geçmese de düşman olmamıza gerek yok neticede yine de annemiz dedi. Artık asla bana karışmasına hesap sormasına izin vermeyeceğim.

gergin:
19. seans (14 Aralık 2023)

Seans yazılarımı yazmaya bir süre ara vermeye veya terapilerimi bitirdikten sonra topluca yazmaya karar vermiştim. Sadist kişiliğim terapilerde ortaya çıkınca, kendimi kötü biri olarak hissetmeye başladım. Diğer danışanlarla bekleme salonunda veya onlarla dışarıda kısa muhabbetler yaptığımızda, forumdaki yazımı okuyup içimi bilme durumları beni rahatsız etmeye başladı. Kimisi yazı yazmıyor ve ben onun içini detaylı bilmiyorum ama o benim yazımı okuyup içimi, iyi veya kötü yanımı biliyor. Biraz bu durum haksızlık oluyor gibi düşündüm. Sanki yazılarımı yazarken artık daha az şeffaf olmak, her şeyi olduğu gibi yazmamak, içimin en karanlık taraflarının bilinmesini istememe gibi düşünceler, duygular oluşmaya başladı. Bir keresinde de HK, sırf oğlu meslektaşım diye  bir anneye telefon numaramı vermişti, forumda da yazım olduğundan bahsetmişti. Başkalarına telefon numaram da verilince zaten iyice ifşa olma korkumda arttı ve artık pek yazmak istemiyordum.

Bu durumu HK' ya anlattığımda hayatımda utanılacak, sıkılacak bir durum olmadığını, yazmak istememe konusunda yine sadist tarafımın devreye girdiğini söyledi. Aslında önemli bir teşhis yapmıştık. Sadist-mazoşist yanım olduğunu teşhis etmiştik. Sadist olmak da o kadarda kötü birşey değildi (Burası tam kafamda oturmadı niye kötü birşey değil?). Terapi yazımı beğenenler, kendinde birşeyler bulanlar, fayda görenler oluyordu. Terapiye gelen danışanlarla da; ilişkimi dışarı taşırmadığım, samimi olmadığım sürece zarar görmezsin dedi. (çünkü bu sefer  birbirimizin terapisini baltalayabiliriz). Başkasına da telefon numaramı; meslektaşım olduğu için verdiğini, istemezsem bir daha vermeyeceğini söyledi. HK'nın söylediklerinden genel olarak ikna oldum :) Daha önceki yazılarımda da belirtmiştim, benimle benzer durumda olan arkadaşlara bir nebze faydalı olabilirsem ne mutlu bana.

Terapi yazılarını hızlı yazıyorum çünkü sonrasında geceleri uyuyamıyorum. Çok fazla düşünüyorum bilinç altımı bir nebze açığa çıkarttığım için. Dolayısıyla yazılarımda anlam kopuklukları falan olduğunun farkındayım. Son dönemde uyku problemim biraz düzeldi daha yavaş yazıcam, dolayısıyla biraz daha cümlelerimin anlam bütünlüğünü korumaya çalışacağım.

-HK 'Seni eşcinsellikte en çok tatmin eden, kışkırtan şey ne oluyor' diye sordu? Düşündügümde izlediğim gay porno kategorilerinde gangsta tipler, sokak serserilerinin seviştiği kategoriler beni çok tahrik ediyor dedim. Bununda sebebi belli bence:) Benim risk alabilen, başını belaya sokan bir karakterim, ERKEKSİLİĞİM yok. Değersizlik duygusu, bilinçaltımda  öyle tipleri erkek olarak kodluyor, sonra onları erotize ediyorum. ONUN GİBİ OLMAK İSTERKEN ONUNLA BİRLİKTE OLUYORUM. Bu zamana kadar hiç kavga etmedim, başımı belaya sokmadım. Korkmamayı öğrenmem, biraz risk alabilen, atılgan bir yapıya bürünmem lazım. 

Son zamanlarda da porno izleme sıklığımın arttığını söyledim. HK 'Seni son zamanlarda en çok strese ne sokuyor? dedi. Bence sosyal fobim dedim. Somut örnek olarak; meslektaş arkadaşlarımla 4 kişi toplanıp, haftada bir genel içeriği dini olan sohbetler yapıyoruz. Bazen bana ''hiç konuşmuyorsun, muhabbete katılmıyorsun, dalgınsın'' diyorlar. Bende yine sosyal olamıyorum, başaramıyorum diye strese giriyorum. Bunun sebebini düşündüğümde takdir edilmeme, beğenilmeme korkusu, konuşmaya gerek görmemek, konuşacak bir konu bulamamak gibi şeyler var. Ama daha da önemlisi terapi sırasında ortaya çıktı: HER ORTAMA BEN EŞCİNSELİM DİYE GİRİYORUM.  Sosyal ortamlarda kendi kendime eşcinselliği gündemime getiriyorum. Daha da detaylandırmak gerekirse:
Birinci olarak mesela girdiğim bu ortamda 4 erkek var demiyorum. '3 hetero erkek, BİR TANE DE EŞCİNSEL ERKEK BEN VARIM' diyorum. İkincisi, öyleyse o zaman burda yakışıklı erkek var mıdır? Üçüncüsü, ' varsa o zaman erotize edeyim onu' diye düşünüyor, fanteziler üretiyorum. Sonrasında günaha girmiş hissediyorum, ''burdakiler içimi bilseler bana pislik derler, bir dakika burda tutmazlar'' gibisinden vs. düşünceler oluşuyor... buradanda utanç, suçluluk duyguları gelişiyor. Bu süreç çok hızlı bir şekilde oluyor, bilinç düzeyinde algılayamıyorum. Bilincimin algıladığı sadece UTANÇ duygusu oluyor. Sonra da ortamlarda niye konuşamıyorum, suskun oluyorum diye işin içinden çıkamıyorum çünkü çoktan kendi kendime utanç, eziklik oluşturmuş oluyorum. Aslında olması gereken ''burada 3 erkek artı bir eşcinsel erkek ben varım'' demek değil, burada 4 erkek var' demem lazım.
Kendimi hiç sevmiyorum, yatırım yapmıyorum sürekli ben ibneyim ben ibneyim diye düşünüp duruyorum. HK ''hayır sen ibne değilsin çünkü henüz kendini s.ktirmedin'' dedi:D Biyolojik olarak da erkeğim zaten. Erkeklerle de aslında oral, anal değilde daha çok öpüşme şeklinde çekim hissediyorum. HK da 'bunun ne sakıncası var' dedi.
Sonuç olarak hiçbir ortama ben eşcinselim diye girmemem lazım. Terapiden çıktıktan sonra eşcinselliğin unutulması lazım. Zihnim sonra farkında olmadan utanç yaratıyor sonra da konuşamıyorum sosyal ortamlarda. Ben erkeğim demem lazım ki zaten malum bir penisim olduğuna, mastürbasyon falan da yaptığıma göre biyolojik olarak erkeğim :)

Sosyal fobi için kitap önerisi olarak: ''Engin geçtan İnsan olmak'' , ''susanna mcmahon terapistim yanımda'' kitaplarını önerdi.

Benim sorunum yoğun sosyal fobi. Bununda en büyük sebeplerinden biri üniversiteyi dışarıda okumamış olmam böylece sosyal fobiyi yenemem. HK dışarda okusaydın kuvvetle muhtemel karşılaşmayacaktık dedi. Şaşırdım gerçekten.

Sosyal fobisi olanlar terapiyle falan uğraşmıyorlar. Benim kız arkadaşım Elif gibi kendisine ilgi duyan bir kız bulup öyle kör topal yaşayıp gidiyorlar. Eşcinselleşmem bir yerde iyi çünkü beni rahatsız ediyor ve terapiye gitmek mecburiyetinde bırakıyor. Böylece sosyal fobiyi de çözüyoruz.

Kural şu: Arkadaş, dost, veya meslekte hastalarımla vs. öfkelendiğimde bunu fırsat bileceğim ve öfkemi onlara kusacağım. Kendimi baskılamak, eziklemek yok. Kendime laf söylettirmek, ELEŞTİRTMEK yok haksız olsam bile. Erkeklik taslayacağım, korkmadığımı göstereceğim. O erotize ettiğim erkeklerde olduğu gibi.

Ego oluşturmamız lazım. Bunun içinde erotize ettiğim erkeği yüceltip duygusal bağ kurmam lazım, erotik değil. Erkek erkeğe birbirimizi sevmeden (duygusal anlamda) bir kadına ilgi duyamayız.

Mesleğimin kendine has bir özgüven getirme potansiyeli, egosu var. Bunu kullanmam lazım fakat ben hiç kullanmıyorum. Bunu biraz deneyeceğim.

Hoca da zeka fetişizmi varmış, seanslarımızın uzun sürmesinin birçok sebebinden biri de buymuş. Bir danışanıyla 4 saat terapi yapmış mesela :D Diğer önemli sebeplerinden biri de tabi danışanlarına duygusal yatırım yapmak istemesi (diğer psikologların yapmayıp dolayısıyla eşcinsellik terapisinde pek başarılı olamamasının sebebi) , çünkü biz eşcinsellerin temel sorunlarından biri sevgi eksikliği, ciddi olarak takdir görmemesi (özellikle anne-babamızdan)

En son olarak HK çıkarken kendini çok üzüyorsun, bu kadar üzme dedi. Dindar olmak en başta 'La tahzen innallahe meana' yani üzülmemek demek. Üzüldüğüm için iyileşemiyorum...

20.seansı da yazmak istiyordum fakat bu seansı yavaş yazmak çok zamanımı aldı, onu haftaya yazarım inşallah. 20 .seansımda hamama gitmem  var, Terapi sonrası Hk ile yarım saat kadar yürüdük orada beni epey etkileyen, bu işleri özveriyle yapmasındakii manevi boyutunu anlatması var (hocaya sormam lazım yazmam için, özel olabilir), dini tarikat, cemaatlerin eşcinselliğe getirdiği yavan çözümlerin kritiği var, HK'yı eleştirmem, tartışmamız gibi şeyler var. Beni takipte kalın:)

Dipnot düşeyim: HKya eleştiri yazıları biraz revaçta bu aralar galiba danışanlar tarafından :). HK ''beni eleştirebilirsin, şeffaf olman lazım benim için daha iyi, daha değerli biri olursun'' falan dedi o yüzden kendisini eleştirmede beis görmüyorum kendi kaşınıyor :D Fakat eleştirmek değilde daha çok hocayı üzmek, kırmak, motivasyonunu düşürmek istemeyen bir tarafım var. Çünkü başka psikolog denemiş biri olarak şunu söyleyebilirim ki TR şartlarında eşcinsellik hakkında  çözüm üretebilecek başka psikolog, psikiyatr yok arkadaşlar. Hocaya muhtacız anlayacağınız. Ona kötü birşey olacak diye cidden içimde bir korku var. O yüzden lütfen üzmemeye gayret gösterelim :)

gergin:
20.seans  (22 Aralık 2023)

Ses kayıtlarını yazıya dönüştüren  yeni bir program keşfettim. Terapileri yazıya döküp sonra daha detaylı şekilde foruma yazmak daha iyi olur diye düşündüm. Diyalogları da direkt kopyala yapıştır yapmak. Fakat program tam çeviremiyor ses kaydını, kelimeler cümleler yanlış yazılıyor malesef. Düzeltmem gereken yerler çok fazla oldu, buda vaktimi çok aldı terapi yazılarını bir türlü yazamadım. Foruma yazılması gerekenlerde birikincede daha çok zorlanıyorum yazmaya, toparlamaya üşeniyorum.
Birde konuşmaları direkt yazıya dökünce HK'nın malum jest ve mimikleri, heyecanlı ses tonları vurgulamaları,tiyatral hareketleri vs. tam aktarılamıyor bir yerde eksik kalıyor o yüzden transkriptor uygulamasından vazgeçtim. Terapilerden aklımda kalanlar, yaptığım çıkarımları yazmak daha doğru olcak diye düşünüyorum.

Kendimle alakalı birlikte yaptığımız genel tespitler olarak, görünürde eşcinselim ama aslında sadist- mazoşist yanım çok güçlü. Duygusal olarak sadist, erotik olarak mazoşistim. Birlikte olduğum kişi bana ilgisi varsa, kapris falan yapıcam veya aşırı kıskançlık gösterip duygusal sadistlik yapıcam. erotik olarak mazoşist olucam . Mazoşist yanım çok baskın ama sadist yanımda çok şeytani

Daha önceki yazımda bahsetmiştim. Hamama gittim. Tinder horneti kapatınca bu sefer buluşma mekanları olarak aklıma hamam geliyordu. ama gittiğim yer  gay hamamı olarak bilinen bir yer değildi normal bir yerdi  . hafta içi bir gün hamamın kapanış saatine doğru(çok orada vakit geçirmemek için) , kendimi pek azgın hissetmediğim dönemde, evime en yakın hamama gittim. Biraz heyecanlı ve gergindim  açıkçası. 1 saat kadar takıldım kese ve masaj yaptırdım. Açıkçası yaşlı dayılar vardır hep diye düşünüyordum fakat genelde grup halinde eğlenmeye gelen gençler vardı. Birkaç güzel manzara gördüm kese yapanlar arasında:) Sıcak bir ortam, çıplak erkekler, biraz erotik ortam. HK bana daha önce ''gay hamamları en tehlikeli yerlerden, ayartılırsın sakın gitme'' demişti. Haklıymış biraz tahrik oldum benim için tehlikeli yermiş (gay hamamı olmamasına rağmen). HK bide ''bana inat hamama gitmişsindir'' dedi. (Hemen anladı malesef  onunla inatlaştığımı:D). Mevzuya iyi tarafından bakacak olursak neden gitmemem gerektiğini anladım. Neticede etkileniyorum çaktrmadan bakıyorum ama bakıyorum yani. İyileşme sürecinde temel kurallardan biri pasifliği bitirmekti, o yüzden hamamlar pasifliğimi tetiklediği için gitmemem lazım.

Ailem taşındığımdan beri ilk defa evime geldi. Barıştık gibi oldu artık kabullendiler. Yani düşünüyorumda ne kadar çok kaygı ürettim evden taşınırken. Annem babam boşancak. büyük kavga etcekler. birbirlerine bıçak çekicekler :D Benim eve gelirlerkende yolda  bi ton kaygı korku ürettim büyük kavga etcez falan diye. Hiçbiri olmadı. Total olarak baktığımızda biraz üzüldüler şok geçirdiler ama sonra alıştılar :D Obsesyonlarım, korkularım, kaygılarımın çoğu gereksiz malesef. beni çok yoruyor sürecimi tıkıyor. bunları yavaş yavaş yenmem lazım

Bir diğer mevzum sosyal fobim ise uzun soluklu bir süreç. İş ortamında  vs. başkalarıyla güç bende oyunu oynayarak yavaş yavaş üstesinden gelmem lazım.

Geçen seans konuştuğumuz, benim için çözülmesi önemli olan; ortamlara girdiğimde: ''burda 4 erkek yok, 3 erkek + 1 eşcinsel erkek ben varım'' diyor oluşum mevzusuna bir mesele daha ekledim.
Bir diğer mesele ise girdiğim ortam karışık olunca, kızlarda olunca şöyle oluyor, Güzel kız var diyelim mesela eroitze edemedim .''Şimdi bu yanımdaki erkek acaba onu  erotize etti mi? Şu an davranırken kıza yavşıyor mu, yavşamıyor mu? napıyor? ya da o erkek de etkileniyor mu?''
İşte orada erotik fantezi kuruyorum,  sadist-mazoşist kimliğim  güçleniyor. Kendimi mazoşist konuma çekiyorum. Öteki erkeğe ise sadist rolünü veriyorum, falan filan. Hetero erkekte insan sevdiği kızı asla erotize etmez. Edenlerse kız sikenler oluyor. Siken adam oro.pu çocuğudur!! diyip kapatmam lazım:D benim tanıdıklarımın da % 80i or.spu çocuğu malesef  ne yapalım? :D Ben or.spu çocuğu olmadıktan sonra en azından yırtarım diye düşünücem. (Bu meseleyi biraz daha konuşsak iyi olur gibi HK ile)

 İşyerime epey yakışıklı erkek bulunan stajyerler geldi. Onlarla konuştum, duygusal bağ kurmaya çalıştım. Malum ödevimiz bu. Sonra  akşamınada Elif ile buluştum. Elif onlar kadar çekici gelmiyordu moralim bozuldu .
Hk'ya ''Size geldiğimde kız arkadaşım Elif olmasaydı ya da önceden terapi görmüş olmasaydım direk size gelseydim hangi aşamada hayatıma kız sokacaktık? diye sordum. ''Pasifilk tamamen bittiğinde fantezilerinde falan filan. hamama gittiğinde etkilenmediğinde.pasif fanteziler kurmadığında'' cevabını aldım. Elif iyi veya kötü yorumunu yapamayız şu aşamada önce pasif fantezilerimi bitirmem lazım o bitmeden bir kadından  hoşlanamam. Erkek kadar bana çekici gelmez. Elifin suçu yok yani pasif fantezilerimi yenmeye odaklanmam lazım.

Özetlersek, paniklemeyeceğim, içimdeki o sadist mazoşist yapı veya sadist yapı beni  çok suçlayabilir, çok kaygılandırabilir s.klememem lazım. Elif bir kenarda durmalı, orada yorum yapmamam lazım. pozitif negatif gelebilir, gidebilir, mukayese yapmayacağım,  Erkekten çok hoşlandığım kadar ondan niye hoşlanmıyorum diye. Pasif fantezi kurduğum için hoşlanamam, hoşlanmayacağım için değil. Pasifi tamamen bitirirsem o  zaman anlayacağım, elifi sevip sevmediğimi. Mukayese ettiğimde zaten kaybediyorum.
Eşcinseller niye kadına yönelemiyor, ''erkeki sevdiğim kadar bunu sevemiyorum. sonra bunun günahına mı gireceğim? gerdek gecesi s.kim kalkacak mı, kalkmayacak mı?'' Bütün negatif fanteziler geliştiriyor, düşünceler geliştiriliyor. Halbuki erkek başka bir şey, kadın başka bir şey. Sevişirsen anal sekse giriyorsun, vajinaya giriyorsun, vajinayla anal seks aynı değil.Mukayese edilecek bir yanı yok.

Terapide son söz olarak HK: ''Yavaş ilerliyorsun, biraz!! dedi. yani iyileştim, iyileşeceğim diyemiyorsam, kaygılarımdan dolayıymış. aşırı  plan yapmam, aşırı mukayese yapmamdan kaynaklıymış. Buna gerek yokmuş.

Beraber çıktık bir yarım saat kadar yürüdük. Bu çıkıştaki yürüyüşlerdeki konuşmalar daha samimi oluyor, terapiden bile daha etkili oluyor bence :D HK bu hayatta neden  dişe dokunur iyilik yapma çabasından,  gayretinden, bunun manevi sebeplerden samimi bir şekilde bahsetti(belki sonraki yazılarda detay veririm:)). Düşünüyorum da belkide kader böyle mükemmel bir insan ile tanışmayı bana nasip etti kim bilir:)...

Navigasyon

[0] Mesajlar

[#] Sonraki Sayfa

Tam sürüme git