Gönderen Konu: Cinsel Özgürlük Üzerine / Av. Kemal Vuraldoğan  (Okunma sayısı 6263 defa)

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4100
    • Profili Görüntüle
Cinsel Özgürlük Üzerine / Av. Kemal Vuraldoğan
« : 01 Ocak 2013, 09:26:26 ös »
Cinsel Özgürlük Üzerine
Av. Kemal Vuraldoğan
I. GİRİŞ
Çalışmamızda cinsellik ve cinsel özgürlük kavramları incelenecek, cinsel özgürlüğün bir
temel hak olup olmadığı sorusuna cevap bulunmaya çalışılacaktır.
I. CİNSELLİĞİN TANIMI
Cinsellik terimi oldukça geç bir dönemde 19. yüzyıl başlarında ortaya çıkmıştır.
1
 Eski
Yunanda ve Latinlerde, cinsellik kavramını karşılayacak genişlikte bir kavram bulunmamaktadır.
Yunanlılar bizim cinsel diye adlandırdığımız davranış veya edimleri belirtmek için bir dizi sözcük
kullanırlar. Bizim cinsel ilişki, birleşme veya temas olarak adlandırdığımız durumlar için, sunousia,
homilia, plesiasmos, mixis, ocheia gibi kelimeleri kullanmışlardır.  Tüm bu pratikler için kullanılan
isimleştirilmiş sıfat ise, ta aphrodisa’dır.
2
 Cinsellik sözcüğünden farklı anlamlar çıkarılmaktadır. Cinsellik sadece üreme anlamında
veya cinsel yoldan uyarılmış bireyde gözlenen davranışlar olarak tanımlandığı gibi; bireyin kendi
cinsel kimliğini kabul etmesi, cinsinin gereği olarak karşı cinsle ilgilenmesi, araması, birlikte
olmaktan ve cinsel ilişkiden bedensel olduğu kadar ruhsal bir haz ve doygunluk elde etmesi olarak
da tanımlanmaktadır.
3
 Cinselliği daha geniş tanımına göre cinsellik, farklı cinsten olan bireylerin
nasıl davrandığı, neler hissettiği ve toplumdaki farklı rolleri ile ilgilidir.
Bir davranışın cinsellik taşıyıp taşımadığı amacına bağlı olarak değişir. Cinsel çağrı anlamı
da taşıyan soyunma, tıbbi amaçla yapıldığında ya da çıplaklar kampında aynı çağrışımı yaratmaz.
Öpme, cinsel bir davranış olabileceği gibi, cinsellik dışında bir yakınlık duygusu (annenin çocuğunu
öpmesi), bir saygı ya da törensel bir eylem anlamı taşıyabilir.
4
 
II. CİNSELLEĞİN ALANI VE İŞLEVİ   
Cinsellik insanların varoluşunun kaynağıdır. Biyolojik düzeyde cinselliğin temel işlevi
üremenin sağlanması yoluyla insanların çocuk sahibi olmalarının, dolayısıyla nesillerinin devamının
sağlanmasıdır.
5
 Biyolojik yapı, cinsel ilişkinin genlerden cinsel olgulara kadar olan değişik işlev ve
davranışlarının işleyiş ve mekaniğini sağlamaktadır.
6
 Cinsellik aynı anda hem bedenin yaşamına,
hem de insan türünün yaşamına giriş yolu oluşturur. Psikolojik düzeyde cinsellik ise, cinsel
ilişkiden haz alma, sevme, sevilme gibi bireyin temel ihtiyaçlarının doyurulmasını amaçlamaktadır.
Toplumsal düzeyde cinsellik, toplumun değer yargıları, yasal kuralları, insanların yaşam biçimi,
farklı cinse verilen roller,  cinselliğe bakışı, eş seçimi ve evlenme tercihleri ile ilgilidir.
7
  Kişinin cinsiyeti doğrudan ve dolaylı yollardan insanın yaşamını etkiler. Kişinin cinsiyeti,
                                               
1
  FOUCAULT, Michel, Cinselliğin Tarihi, Ayrıntı Yayınları, İstanbul 2003, s. 122. (Çev. Hülya Uğur
TANRIÖVER)
2
  FOUCAULT, s. 144-145. 
3
  ÖZGÜVEN, İbrahim Ethem, Cinsellik ve Cinsel Yaşam, Pdrem Yayınları, Ankara 1997, s. 2.
4
   http://turkcebilgi.com/cinsellik (en son yararlanma: 12.2.2006)
5
  ÖZGÜVEN, s. 1.
6
  FOUCAULT, s. 107.
7
  ÖZGÜVEN, s. 1–2.
Sayfa 1 / 7

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4100
    • Profili Görüntüle
Ynt: Cinsel Özgürlük Üzerine / Av. Kemal Vuraldoğan
« Yanıtla #1 : 01 Ocak 2013, 09:28:07 ös »
yani kadın veya erkek olması, toplumun kadın ve erkeklerden beklediği sosyal rollerin farklı olması
nedeniyle kişinin hayatını etkilemektedir.
8
III. HAK, ÖZGÜRLÜK VE TEMEL HAK KAVRAMLARI
 Cinsel hak ve özgürlükler konusunun tartışılabilmesi için hak, özgürlük ve temel hak
kavramları üzerinde durulması gerekmektedir. 
a. HAK KAVRAMI
Hakkın ne olduğu, hak kavramının nasıl tanımlanması gerektiği sorunu tarih boyunca hukuk
felsefesinin en tartışmalı konularından biri olmuştur. Birçok hukuksal kavramı tanımlamış olan
Alman Medeni Kanunu bile hakkın ne olduğunu tanımlamayı göze almamıştır.
9
 Yine Almanya’da
yayımlanan bazı anayasa şerhleri ve ülkemizde yayımlanan anayasa hukuku kitapları özgürlüğü
tanımlamadan özgürlüklerle ilgili konuları açıklamaya girişmişlerdir.
10
 Hak ve özgürlük
kavramlarını birbirinden ayırmak ise imkânsızdır.
11
Tabii hukukçulara göre hak kavramı, bütün hakların temeli olan hürriyetten doğar.
12
 Doğa
durumunda hür olan insanlar, sosyal sözleşmenin yapılmasıyla doğal hürriyetlerinden vazgeçmişler
ve egemen gücün emirlerine uymanın ahlaki bir yükümlülük olduğunu kabul etmişlerdir. Sözleşme
ile kişi belli bir hürriyetten vazgeçer ve diğer kişiye kendisi ile ilgili olarak belirli bir yetki tanır.
Dolayısıyla hakkı ve yükümlülüğü yaratan iradelerin birleşmesidir.
13
 
Hukuki pozitivizme göre hak ancak hukuk vaz eden organdan doğabilir. Devlet sahip olduğu
emretme yetkisini delegasyon yoluyla belirli fertlere devretmiştir. Bu şekilde fertlerin emir verme
yetkisine sahip olması onların hukuki ödev yüklemesi anlamına da gelmektedir.
14
Hukuki pozitivizmin emir teorisinden sonra tabii hukuk teorisi emir teorisinin gereklerine
cevap verecek, hakkın hukuk tarafından korunan ve tanınan menfaat olduğu görüşüşünü savunmaya
başlamıştır.
15
GÜRİZ’e göre, hak kelimesi insanlar veya insanlarla nesneler arasındaki belirli ilişkileri
açıklamak için kullanılabilir. Ancak bu kelimenin gösterdiği ilişkiler gerçek ilişkiler değildir. Hak
kelimesinin hatıra getirdiği ilişki bizim duyu organlarımızla algıladığımız bir gerçeklik ilişkisi
değildir. Hak kelimesinin psikolojik ve duygusal bir özelliğe sahip olduğu söylenebilir.
16
SUNGURBEY’e göre hak, bireye gereksinimlerini karşılamak amacıyla hukuk düzeninin
sağladığı irade gücüdür.
17
 
                                               
8
  ÖZGÜVEN, s. 2.
9
   İsmet SUNGURBEY, “ Hak Nedir?”, Çağdaş Hukuk Felsefesi ve Hukuk Kuramı İncelemeleri, Hazırlayan
Hayrettin Ökçesiz, Alkım Yayınları, İstanbul 1997, s. 151.
10
  Ahmet MUMCU ve Elif KÜZECİ,  İnsan Hakları & Kamu Özgürlükleri, Baştan Aşağı yenilenmiş 3. Baskı,
Savaş Yayınları, Ankara 2003, s. 17, 20 numaralı dipnot.
11
  MUMCU ve KÜZECİ, s. 12.
12
  Adnan Güriz, Hukuk Felsefesi, 6. Baskı, Siyasal Kitabevi, Ankara 2003, s. 145. 
13
  GÜRİZ, s. 130-131.       
14
  GÜRİZ, s. 146.       
15
  GÜRİZ, s. 146.       
16
  GÜRİZ, s. 146-147.       
17
  SUNGURBEY, s. 152.
Sayfa 2 / 7

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4100
    • Profili Görüntüle
Ynt: Cinsel Özgürlük Üzerine / Av. Kemal Vuraldoğan
« Yanıtla #2 : 01 Ocak 2013, 09:30:31 ös »
HACIKADİROĞLU’na göre hak, yasal düzenin bir kimsenin belli bir alanda kendi
çıkarlarını korumak amacıyla dilediği gibi davranma özgürlük ve gücünü sağlamayı amaçladığı
durumdur.
18
 
MUMCU ve KÜZECİ’ye göre hak, hukuk düzeninin kişiye tanıdığı yetki, en kısa tanımıyla
yasal yetkidir.
19
b. ÖZGÜRLÜK KAVRAMI
Özgürlük ise, herhangi bir kısıtlamaya bağlı olmama, herhangi bir kısıtlanmaya, zorlamaya
bağlı olmaksızın düşünme veya davranma, her türlü dış etkiden bağımsız olarak insanın kendi
istencine, kendi düşüncesine dayanarak karar verme durumudur.
20
İnsan ve Yurttaş Hakları
Bildirisine göre, “Özgürlük, başkasına zarar vermeden her şeyi yapabilme gücüdür; bundan ötürü
her insanın doğal haklarının kullanılmasının sınırı; toplumun diğer üyelerine aynı haktan
yararlanmayı sağlayan sınırdır: bu sınırlar ancak yasa ile belirtilebilir.”
21
 
c. TEMEL HAK KAVRAMI
Öğretide temel haklar kavramı, büyük ölçüde anayasa tarafından güvence altına alınan
hakları tanımlamakla beraber
22
, temel haklar kavramını faklı tanımlayan yazarlar da mevcuttur.
23
Ancak temel hakları, anayasal güvenceye altına alınmış haklar olarak tanımlayan yazarlar, insan
haklarını, temel hakları da kapsayan daha geniş bir kavram olarak ele almaktadırlar. Bu görüşe
göre, insan hakları daha çok ulaşılmak istenen ideal haklardır ve açık uçlu bir kavramdır; temel
haklar ise, belli bir dönemde, bir anayasa tarafından düzenlenen ve kapsamları belirli olan haklardır
Ancak, çalışmamızın Hukuk Felsefesi dersi nedeniyle hazırlanması nedeniyle daha çok
anayasa hukukçularınca benimsenen bu tanım yerine, temel hakları, bir insan için kendi
doğasından olan, dolayısıyla zorunlu olan, vazgeçilemeyen, devredilemeyen, ertelenmesi
durumunda değişik aksama ve zararlar ortaya çıkartan haklar anlamında kullanacağız.
24
 
IV. CİNSEL ÖZGÜRLÜK
 Cinsel özgürlük de temel hak kavramı gibi kendisinden sıkça bahsedilen, tanımı yapılmadan
kullanılan kavramlardandır. Bu nedenle biz de cinsel özgürlük tanımı yapmadan, cinsel özgürlükle
ilintili olduğunu düşündüğümüz konuları inceleyeceğiz.
 Bütün toplumlarda, cinselliğin denetlenmesi ve kısıtlanmasına ilişkin düzenlemeler
bulunmaktadır. Batı toplumlarındaki düzenlemelerin temeli, Musevilik ve Hıristiyanlık etkisine
                                               
18
  Vehbi HACIKADİROĞLU, “Haklar ve Ödevler” Çağdaş Hukuk Felsefesi ve Hukuk Kuramı İncelemeleri,
Hazırlayan Hayrettin Ökçesiz, Alkım Yayınları, İstanbul 1997, s. 160. 
19
  MUMCU ve KÜZECİ,, s. 21.
20
  MUMCU ve KÜZECİ, s. 13.
21
  “İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi” Madde 4 ve5/1. cümle (Çeviri: Coşkun ÜÇOK, Siyasi Tarih ‘1789-1960’, 3.
Bası, Ankara 1980, s. 19.)
22
  Bülent TANÖR  ve Nemci YÜZBAŞIOĞLU, 1982 Anayasası’na Göre Türk Anayasa Hukuku, 3. Baskı, YKY,
İstanbul, 2002, s. 131; SOYSAL, Mümtaz, 100 Soruda Anayasa’nın Anlamı, Baştanbaşa Yeniden Yazılmış 6.
Baskı, Gerçek yayınevi, İstanbul, 1986, s. 189; SAĞLAM, Fazıl, Temel Hakların Sınırlanması ve Özü, SBF İnsan
hakları Merkezi Yayını, Ankara, 1982, s. 3; UYGUN, Oktay, 1982 Anayasası’nda Temel Hak ve Özgürlüklerin
Genel Rejimi, Kazancı Yayınları, İstanbul, 1992, s. 5. 
23
   KAPANİ, Münci Kamu Hürriyetleri, 7. Baskı, Yetkin Yayınları, Ankara, 1993, s. 14.
24
  Attila ERDEMLİ, “Çocuğun Bir Temel Hakkı Olarak Spor”, http://www.besk.web.tr/Calistay/A.Erdemli.html (en
son yararlanma, 12.02.2006)
Sayfa 3 / 7

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4100
    • Profili Görüntüle
Ynt: Cinsel Özgürlük Üzerine / Av. Kemal Vuraldoğan
« Yanıtla #3 : 01 Ocak 2013, 09:31:29 ös »
dayanır. Özellikle Hıristiyanlık, cinselliği, ahiret hayatının nimetlerine kavuşmayı engelleyen
dünyevi bir zaaf olarak görmektedir. Hıristiyanlığa göre cinsellik, ancak evlilik içinde ve döl
vermek için katlanılması gereken üzücü bir zorunluluktur.
25
 Ancak Katolik Mezhebine göre evlilik
içerisinde cinsel birleşmeden kaçınma günahtır.
26
İslam dini de yalnızca evlilik içi cinsel ilişkiye
izin vermiş, bunun dışındaki her tür ilişkiyi yasaklamıştır.
27
 
Toplumlarda cinselliği denetleme konusunda çeşitli eğilimler bulunmaktadır. Bunlardan ilki,
evlilik kurumunun desteklenmesi, ikincisi, toplumda saldırganlık, kin ve öfkenin önlenebilmesi
için, zor kullanımına dayanan cinsel ilişkinin kesinlikle denetim altına alınmasıdır. Hemen her
toplumda kan bağı olan kişilerle cinsel ilişki kurmak (ensest) yasaklamıştır.
28
Cinsellik alanındaki ilk düzenlemelere İÖ 2000 yılında Yakındoğu'da rastlanır. Tek tanrılı
dinlerin etkisindeki bu düzenlemeler, kişinin onayı olmaksızın cinsel ilişkiye zorlamanın ve karar
veremeyecek durumda olan (zihinsel özürlü ve ruhsal sorunlu) kişilerle cinsel ilişkiye girmenin suç
sayılması; topluluk içinde açık cinsel ilişki ve gösterilerin yasaklanması; evlilik dışı cinsel ilişki,
fahişelik ve cinsel sapma konularının yasaklanmasına yöneliktir.
29
Günümüz dünyasında da cinsellikle ilgili konularda birçok sınırlamalar bulunmaktadır. Bu
sınırlamaların bir kısmı evrensel nitelik taşırken
30
; kimi sınırlamalar yönünden ülkelerin
düzenlemeleri farklılık gösterebilmektedir.
31
 Konunun genişliği karşısında, cinsel özgürlüğe ilişkin
düzenlemeleri Türkiye özelinde incelemekte fayda görüyoruz.  Ancak bu incelemeye geçmeden
önce, cinsel özgürlük talebi kapsamında değerlendirilebilecek durum ve davranışların ne olduğunun
belirlenmesinde fayda görüyoruz.
Cinsel özgürlük talepleri kapsamında, kişinin cinsini belirlemesi, istediği cinsle cinsel ilişki
kurması, kişinin cinsel ilişkiye girip girmeme konusunda bağımsız karar alması, kişinin istediği
cinsle ve istediği sayıda kişiyle evlenmesi, kişinin istediği kişiyle cinsel ilişki kurması, kişinin
istediği yerde cinsel ilişki kurması, kişinin istediği yaşta cinsel ilişki kurması, kişinin tercih ettiği
cins ve tercih ettiği cinsiyet nedeniyle farklı muameleye tabi tutulmaması vs. değerlendirilebilir.
V. CİNSEL ÖZGÜRLÜK TALEPLERİNE VE BU KONUDAKİ GELİŞMELERE
GENEL BİR BAKIŞ
Cinsel özgürlük alanındaki sınırlamaların çokluğu ve çeşitliliği farklı cinsel grupların ortaya
çıkmasına yol açmıştır. Erkek eşcinseller gey, kadın eşcinseller lezbiyen, cinsiyetini değiştirenler
transeksüel, cinsiyetini değiştirmemekler beraber karşı cins gibi giyinip hareket edenler travesti
olarak adlandırılmaktadır.
32
 Bu gruplar, toplumun eşcinseller ve heteroseksüeller olarak yeniden
                                               
25
   http://turkcebilgi.com/cinsellik (en son yararlanma: 12.2.2006)
26
http://www.hastarehberi.com/cinsellik/cinsel2/cnselbirlesmedenkacinma.htm  (en son yararlanma: 12.2.2006)
27
   http://turkcebilgi.com/cinsellik (en son yararlanma: 12.2.2006)
28
http://turkcebilgi.com/cinsellik (en son yararlanma: 12.2.2006)
29
http://turkcebilgi.com/cinsellik (en son yararlanma: 12.2.2006)
30
  Çocuklarla cinsel ilişkinin yasaklanması, tecavüzün suç sayılması gibi.
31
  Kimi Avrupa ülkeleri aynı cinsten insanların evliliğine izin verirken, Türkiye’de ve İslam ülkelerinde aynı cinsten
insanların evlenmesi yasaktır.
32
  Verda TUZER, “Eşcinsellik, Travestilik, Transeksüellik”, Lezbiyen ve Gaylerin Sorunları, Kaos GL Kitapları,
Ankara 2004, s. 8.
Sayfa 4 / 7

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4100
    • Profili Görüntüle
Ynt: Cinsel Özgürlük Üzerine / Av. Kemal Vuraldoğan
« Yanıtla #4 : 01 Ocak 2013, 09:33:07 ös »
organize edilmesi, eşcinsellere yönelik hakça dağıtımın düzenlenmesi
33
, eşcinsellere kendi
cinsleriyle evlenme hakkı verilmesi
34
 istemekte, cinsel kimlikleri nedeniyle aşağılanmalarının
engellenmesini, iş hayatındaki cinsel ayrımcılığın giderilmesini ve cinsel kimliklerinin tanınmasını
talep etmektedirler.
35
 Cinsel özgürlük taleplerin etkin bir şekilde dile getirilmesiyle 1968 olayları
arasında irtibat kurulmaktadır.
36
Cinsel özgürlük kapsamında değerlendirebileceğimiz bu taleplerin bir kısmı özellikle
Avrupa Birliğine üyelik süreci ve Avrupa İnsan Mahkemesi’nin kararları sayesinde benimsenmiştir. 
2002 yılında Avrupa Birliğine aday ülkelerden Romanya eşcinsel eylemleri yasak
kapsamından çıkarmış, Kıbrıs (Güney Kıbrıs) eşcinsel ve heteroseksüel reşitlik yaşını  eşitlemiş,
Macaristan gey ve heteroseksüel seks yaşını eşitlemiştir.
37
 Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Dudgeon/İngiltere kararıyla, eşcinsel erkekler arasındaki
cinsel ilişkinin suç sayılmasını; Sutherland/İngiltere kararında eşcinsel ve heteroseksüel reşitlik
yaşlarının farklı kabul edilmesini; Smith ve Lustig/İngiltere kararıyla eşcinsellerin orduda yer
almasının yasaklanmasını;  Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırı bulmuştur.
38
Avrupa Parlamentosunun 1994 yılında aldığı bir kararla, üye ülkeler, aynı cinsten insanlar
arası cinsel aktiviteleri cezalandıran yasal düzenlemeleri iptal etmeye, eşcinsel ve heteroseksüellere
eşit reşitlik yaşı uygulamaya, eşcinsellerin sosyal haklar, evlat edinme yasağı, miras yasaları,
mülkiyet yasaları ve ceza yasaları bağlamında maruz kaldığı ayrımcılığa son verilmesine,
eşcinsellik ile ilgili konularda ifade özgürlüğünün sağlanmasına, eşcinsellere yönelik artış gösteren
saldırılara karşı önlem almaya, eşcinsel organizasyonlara diğer kültürel ve sosyal organizasyonlara
sağlandığı gibi ulusal ödeneklerden destek sağlanması tavsiye edilmiştir.
39
 Cinsel özgürlük taleplerinin karşılanması, bir toplumun kendisi korumak üzere önlem alma
haklı olup olmadığı, toplumun ne tür bir toplum ve alınacak önlemlerin neler olduğuyla yakından
ilgilidir.
40
 HART’a göre, herhangi bir toplumda benimsenen ahlaka riayetin hukuki cezalandırma
yoluyla sağlanması meşru değildir.
41
VI. TÜRK MEVZUATINDA CİNSEL ÖZGÜRLÜĞÜN SINIRLANMASI
Türk Anayasasında cinsellikle doğrudan ilgili tek madde Anayasanın eşitliği düzenleyen 10.
                                               
33
  Ali EROL, “Lezbiyen ve Geylerin Sorunları ve Toplumsal Barış İçin Çözüm Arayışları” ”, Lezbiyen ve Gaylerin
Sorunları, Kaos GL Kitapları, Ankara 2004, s. 5. 
34
  Oya AYDIN, “Toplumsal Cinsiyet ve Hukuk”, Kaos GL Gey-Lezbiyen Araştırmaları Dergisi Hukuk Özel
Sayısı (2004), s. 3-4.
35
  Kaos GL Basın Açıklaması, Damgalanmaya ve Ayrımcılığa Karşı Yasa! Doğrudan Adı Konulsun ve Gey-Lezbiyen
Realitesi Tanınsın, , “Toplumsal Cinsiyet ve Hukuk”, Kaos GL Gey-Lezbiyen Araştırmaları Dergisi Hukuk
Özel Sayısı (2004), s. 44-45.
36
  KAHRAMAN, Hasan Bülent, Cinsellik, Görsellik Pornografi, Agora Kitaplığı, İstanbul 2005, s. 36; Ali EROL,
“Kaos GL Süreci”, Lezbiyen ve Gaylerin Sorunları, Kaos GL Kitapları, Ankara 2004, s. 31; Şule TOKTAŞ ve
Gülbanu ALTUNOK, “Yeni Sosyal Hareketler Çerçevesinde Türkiye’de Gey-Lezbiyen Hareketi ve Siyasalın
Dönüşümü” Lezbiyen ve Gaylerin Sorunları, Kaos GL Kitapları, Ankara 2004, s. 39.
37
  Douglas SANDERS, “Uluslar arası Hukukta İnsan Hakları ve Cinsel Yönelim”, Kaos GL Gey-Lezbiyen
Araştırmaları Dergisi Hukuk Özel Sayısı (2004), s. 27.
38
  SANDERS, s. 23–24.
39
  SANDERS, s. 25.
40
  HART, H. L. A., Hukuk, Özgürlük ve Ahlak, (Çev. Erol ÖZ), Dost Kitabevi, Ankara 2000, s. 27.
41
  HART, s. 26.
Sayfa 5 / 7

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4100
    • Profili Görüntüle
Ynt: Cinsel Özgürlük Üzerine / Av. Kemal Vuraldoğan
« Yanıtla #5 : 01 Ocak 2013, 09:34:34 ös »
maddesidir. 10. madde uyarınca, “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din,
mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.” 
Türk Medeni Kanunu uyarınca kişi kendi cinsini belirleme hakkına sahiptir. Ancak cinsiyet
değişikliğinde bulunmak isteyen kişide Türk Medeni Kanunu madde 40’da belirtilen özelliklerin
bulunması gerekmektedir. 
Kişinin istediği kişiyle evlenmesi konusunda Türk medeni Kanununda önemli sınırlamalar
bulunmaktadır. Türk Medeni Kanunu madde 134 uyarınca evlenecek kişiler kadın ve erkek
olmalıdır. Dolayısıyla kadınla kadının, erkekle erkeğin evlenmesi mümkün değildir. Yine, belli
yaşın altındakiler, kanunun 129. maddesinde belirtilen şekilde hısımlık ilişkisine sahip olanların
evlenmesi yasaktır.
Kişinin istediği kişiyle cinsel ilişki kurmasına ilişkin taleplerinin bir kısmı Türk Ceza
Kanunuyla (TCK) yasaklanmıştır. TCK’nın ikinci kitap ikinci kısım altıncı bölümü,  cinsel
dokunulmazlığa karşı suçlar başlığını taşımaktadır. TCK madde 103’le çocuğun cinsel istismarı,
104. maddeyle reşit olmayanla cinsel ilişki, 105. maddeyle cinsel taciz suç haline getirilmiştir.
TCK’nın üçüncü kısım yedinci bölümü ise, genel ahlaka karşı suçlar başlığını taşımaktadır. Bu
bölümde, 225. maddeyle alenen cinsel ilişki ve teşhircilik, 226. maddeyle  müstehcenlik, 227.
maddeyle fuhuş suç haline getirilmiştir. Yine, TCK 230. maddeyle birden fazla evlilik aile düzenine
karşı olduğu gerekçesiyle suç haline getirilmiştir. TCK reşit olmak koşuluyla aynı cinsten kişiler ile
birbirlerinin altsoyu, üstsoyu ve kardeşi olanların cinsel ilişki kurmasını yasaklamamıştır.
GENEL BİR DEĞERLENDİRME
Cinsel özgürlük taleplerin karşılanmasına ilişkin hukuksal süreç, bu taleplerin yoğun şekilde
ortaya çıktığı 1968’li yıllara göre oldukça hızlanmıştır. Gey ve lezbiyen toplulukların mücadelesi,
Avrupa  İnsan Hakları Mahkemesi’nin içtihatları ve Avrupa Birliği kurumları, cinsel özgürlük
taleplerinin karşılanması konusunda önemli mesafeler kaydedilmesini sağlamıştır. Özellikle Avrupa
ülkelerinde eşcinsel beraberliği suç olmaktan çıkarılmış, birçok ülkede eşcinsel evlilikler kabul
edilmiştir. Gey ve lezbiyenlerin örgütlenmesi, eşcinsel kimlikleriyle kamusal alanda boy
göstermeleri önündeki engeller büyük ölçüde kaldırılmıştır. 
Cinsel özgürlük alanındaki değişimler, eşcinsel gruplar tarafından yetersiz bulunurken
42
;
dinsel gruplar tarafından da  şiddetle eleştirilmektedir.
43
 Cinsel özgürlük konusundaki
kısıtlamaların, yani ahlakın değişime karşı muhafazasının, toplumun korunmasını sağladığı
savunulduğu gibi
44
; toplumun muhafazası için ahlakın dayatılmasını gerektiren hiçbir durum
olmadığı da ifade edilmekte, insanın  ıstıraba itilmesi ve özgürlüğünün kısıtlanması
                                               
42
  Bu konuda bakınız, Lezbiyen ve Gaylerin Sorunları, Kaos GL Kitapları, Ankara 2004; Kaos GL Gey-Lezbiyen
Araştırmaları Dergisi Hukuk Özel Sayısı (2004)
43
  “Çağımızın insanı zevk peşinde koşmayı idealize etti. Bu, bilim adına yapıldı. Budizmden tutunuz semavî dinlere
kadar bütün öğretilerin günah saydığı eylemlere kucak, bu eylemleri günah sayan öğretilere ise savaş açıldı.
Bunun bilimsel tezi, Freud’un ‘insan ruhunun amacının zevklerini tatmin etmek olduğu, edemediği zaman da ruhsal
hastalıkların çıkacağı’ öğretisi oldu. Böylece ahlâk kelimesinin güncelliği ortadan kalkıyordu. Bu düşüncenin
eğitimciler arasında benimsenmesi ahlâkın güncelliğini kaldırdı. 1960’larda Amerika’da din-karşıtı, nikah-karşıtı
akımların ortaya çıkmasının bilimsel dayanağı oluştu.
Bu süreç içerisinde, insanın varoluş amacının arzularının tatmini olduğu tezi gelişti ve yaygınlaştı. Arzuların en
zirvesi olan cinsellik tatmin edilmeliydi. Bunun yaşam felsefesindeki yeri de cinsel özgürlüktü.” Nevzat TARHAN,
“Cinsel Özgürlük”,  http://zaferdergisi.com/article/?makale=112 (en son yararlanma: 12.02.2006)
44
  HART, s. 80.
Sayfa 6 / 7

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4100
    • Profili Görüntüle
Ynt: Cinsel Özgürlük Üzerine / Av. Kemal Vuraldoğan
« Yanıtla #6 : 01 Ocak 2013, 09:37:20 ös »
eleştirilmektedir.
45
Cinsel özgürlük taleplerinin sınırı konusunda kısa vadede uzlaşma sağlanması kanımızca
imkânsızdır. Eşcinsel gruplar, eşcinselliği psikolojik rahatsızlık olarak niteleyen grupları dahi
eleştirirken
46
, tek tanrılı dinler eşcinsellik nedeniyle iki kentin yerle bir edildiğine iman
etmektedir.
47
 Gruplar arasındaki bu inanç farklılığının giderilmesi güç gözükmektedir. Ancak
Avrupa Birliği üyesi veya Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine taraf olan ülkeler açısından asgari
müştereklerin varlığı da bir gerçektir. Bu ülkelerin hukuk düzenlerinin cinsel özgürlük taleplerine
bakışı önemli ölçüde değişse de, aynı şeyi bu ülkelerde, özellikle Doğu Avrupa’da yaşayan insanlar
açısından ileri sürmek mümkün değildir.
48
   
Cinsel özgürlük talepleri kapsamında talep edilen hak ve özgürlükler irdelendiğinde, bu
taleplerin, insanın kendi doğasından olan, dolayısıyla zorunlu olan, vazgeçilemeyen,
devredilemeyen, ertelenmesi durumunda değişik aksama ve zararlar ortaya çıkartabilecek talepler
olmadığı gözlemlenmektedir. Başka bir deyişle, cimsel özgürlük talepleri kapsamında talep edilen
hakların karşılanmaması, insanlar için hayati zararlara neden olmamaktadır. Bu özgürlük
taleplerinin konusunun vazgeçilmez olmadığı da düşünülmektedir. Eşcinsel ve heteroseksüellere
eşit reşitlik yaşı uygulanmaması, eşcinsellerin sosyal hakların yetersiz olması, evlat edinme yasağı,
miras yasaları, mülkiyet yasaları ve ceza yasaları bağlamında maruz kaldığı ayrımcılıklar toplum ve
insan yaşamında temel hak sınırlaması denecek düzeyde aksamalara yol açmamaktadır. Bu hakların
vazgeçilmez olduğu düşüncesi ise sadece bu gruplar tarafından ileri sürülmektedir. Bu hak ve
özgürlük taleplerin bazılarının karşılanmasının dahi çok önemli ve hayati zararlara yol açacağı ileri
sürülebilir. Ensest ilişki, bebeklerle, küçüklerle cinsel beraberlik kurulması  ve eşcinsellere evlat
edinme hakkı tanınması konularında böyle bir değerlendirme yapılabilir. Sonuç olarak, cinsel
özgürlüğün bir temel hak ve özgürlük olmaması nedeniyle, demokratik toplum düzenine uygun
olmak kaydıyla ölçülü bir şekilde sınırlanabileceği düşüncesindeyiz.
 (Ankara Üniversitesi Kamu Hukuku Doktora Programı Felsefe Dersi ödevi olarak hazırlanmıştır)
                                         
eleştirilmektedir.
45
Cinsel özgürlük taleplerinin sınırı konusunda kısa vadede uzlaşma sağlanması kanımızca
imkânsızdır. Eşcinsel gruplar, eşcinselliği psikolojik rahatsızlık olarak niteleyen grupları dahi
eleştirirken
46
, tek tanrılı dinler eşcinsellik nedeniyle iki kentin yerle bir edildiğine iman
etmektedir.
47
 Gruplar arasındaki bu inanç farklılığının giderilmesi güç gözükmektedir. Ancak
Avrupa Birliği üyesi veya Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine taraf olan ülkeler açısından asgari
müştereklerin varlığı da bir gerçektir. Bu ülkelerin hukuk düzenlerinin cinsel özgürlük taleplerine
bakışı önemli ölçüde değişse de, aynı şeyi bu ülkelerde, özellikle Doğu Avrupa’da yaşayan insanlar
açısından ileri sürmek mümkün değildir.
48
   
Cinsel özgürlük talepleri kapsamında talep edilen hak ve özgürlükler irdelendiğinde, bu
taleplerin, insanın kendi doğasından olan, dolayısıyla zorunlu olan, vazgeçilemeyen,
devredilemeyen, ertelenmesi durumunda değişik aksama ve zararlar ortaya çıkartabilecek talepler
olmadığı gözlemlenmektedir. Başka bir deyişle, cimsel özgürlük talepleri kapsamında talep edilen
hakların karşılanmaması, insanlar için hayati zararlara neden olmamaktadır. Bu özgürlük
taleplerinin konusunun vazgeçilmez olmadığı da düşünülmektedir. Eşcinsel ve heteroseksüellere
eşit reşitlik yaşı uygulanmaması, eşcinsellerin sosyal hakların yetersiz olması, evlat edinme yasağı,
miras yasaları, mülkiyet yasaları ve ceza yasaları bağlamında maruz kaldığı ayrımcılıklar toplum ve
insan yaşamında temel hak sınırlaması denecek düzeyde aksamalara yol açmamaktadır. Bu hakların
vazgeçilmez olduğu düşüncesi ise sadece bu gruplar tarafından ileri sürülmektedir. Bu hak ve
özgürlük taleplerin bazılarının karşılanmasının dahi çok önemli ve hayati zararlara yol açacağı ileri
sürülebilir. Ensest ilişki, bebeklerle, küçüklerle cinsel beraberlik kurulması  ve eşcinsellere evlat
edinme hakkı tanınması konularında böyle bir değerlendirme yapılabilir. Sonuç olarak, cinsel
özgürlüğün bir temel hak ve özgürlük olmaması nedeniyle, demokratik toplum düzenine uygun
olmak kaydıyla ölçülü bir şekilde sınırlanabileceği düşüncesindeyiz.
 (Ankara Üniversitesi Kamu Hukuku Doktora Programı Felsefe Dersi ödevi olarak hazırlanmıştır)
45
  HART, s. 80.
46
  Koray BAŞAR, “Lezbiyen ve Geylere Yönelik Psikiyatrik Tedavi Girişimleri: Etik Sorunlar”, Lezbiyen ve
Gaylerin Sorunları, Kaos GL Kitapları, Ankara 2004, s. 107–116. 
47
  Sodom ve Gomore kentleri.
48
  Nuray SAKALLI UĞURLU ve Ozanser UĞURLU, “Eşcinsellik ve Eşcinsellere İlişkin Tutumlar: Önyargı ve
Ayrımcılık” Lezbiyen ve Gaylerin Sorunları, Kaos GL Kitapları, Ankara 2004, s.51–63; SANDERS, s.27.

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4100
    • Profili Görüntüle