104
« : 11 Nisan 2009, 03:14:47 ös »
Halkımız tanıştığı insana ilk dakikadan mesleğini sormakta ustadır.
İnsanın insana saygısı, yaptığı iş ve maddi durumu ile ilgili olduğu için bunu ıskalamazlar.
Kirada olup olmadığın konusu da önemlidir.
Son olarak, araban var mı yok mu?
Nerelisin ?
On yedi yaşımdan beri romancıyım. Evde kitap yazarım. Aklı başında bir insanın ”Benim hayatımı yaz” dediğini duymadım. Ama , oturduğum apartmanların kapıcıları, eve çağırdığım muslukçu, elektrikçi, tüpçü, badanacılardan kurtulamadım gitti.
Önce, odamdaki binlerce kitabı görüp, okuyup okumadığımı sorarlar, sonra yazar olduğumu anlarlar ve beni kahreden konuşmalarına başlarlar:
- Bunların hepsini okudun mu?
- Evet.
- Hayat kitaplardan öğrenilmez.
- Bazen.
- Ben çok çektim abi. Okutmadılar. Yoksa Atatürk olacak adamdım.
- Sıkma canını.
- Şimdi var ya abi, sen bunları okumuşsun, güzel tabi, bi ton da roman yazmışsın ama!
- Eee?
- Ben yıllar önce Bitlis’ten geldiğimde kıçımda donum yoktu. Ankara’da nasıl tutundum bilemezsin. Sen baksana abi, ben anlatayım sen yaz tamam mı? Benim hayatım roman, bak nasıl satacak anlatamam...
- Sen hiç roman okudun mu?
- Yok.
- !!!
Herkes hayatını önemsiyor. Herkes kendini dünyanın merkezine koymuş, büyük şehirde para kazanabilmekle dava adamı olmayı eşitlemiş, herkes herkesin işine karışıyor. Tutup ona badanacı olacağını söylesen, sen ne anlarsın, diye oracıkta döver, ekmek yedirmez, ama iş senin olunca herkesin burnu içine dalar.
Gençlik yıllarında kahvede çalışıyorum. Üç dört günde bir, karşı inşaatın bekçisi kahvenin kapanacağı saatlerde sarhoş gelip nara atıyor. Adı: Şeref. Maraşlı. Çelimsiz bir oğlan.
- Ben buyum laaannn, Şeref!
- Otur kardeşim. Çay mı?
- Şeref’im lan, ben buyum , Şeref...
- Ne güzel.
Şeref’in acıklı çığlıklarını unutamıyorum yıllardır. Kimdi, derdi neydi, bilmiyorum...
Varlık problemi çeken bir ameleydi ve onu hiç unutmadım. Ama birileri roman okumadan kahraman olmak isteyince bir güzel sövüyorum.
Edebiyat ve medya gerçek hayat hikayelerini parlatalı insanımızın gözü açıldı, bir an evvel üç kuruşluk boktan hikayeleriyle köşeyi döneceklerini sanıyorlar!
Bir zavallılıktır gidiyor.
Herkesin bir talebi var.
Ama bizim de bir sabrımız var?
Zenginlere atınca iyi değil mi? Halksınız ya, şimdi nasıl kızarsınız bana kim bilir?
Neyse ki okumuyorsunuz.
Allah aşkına söyleyin, yarı aç yarı tok bir hayatınız varken, o hayatın üstünden roman yazarak ben nasıl zengin olacağım, bir de onu söyleyin?
Delirtmeyin beni.
Beni söyletmeyin...
Bazı yazarlara göre, her hayattan bir roman çıkabilir, doğrudur ama onu iyi bir dil ve kurguyla başarmak gerekiyor. Bu kadar zahmeti neden size harcayayım?
Akıllı olun.
Büyük eylemler yapın.
Birileri yazar, merak etmeyin!
Sanmayın benim hayatımın romanı yazılacak. Hayır. Yazılmayacak.
Sakin olun. Hadi herkes işine baksın, yallah !
(Boş Laflar Antolojisi kitabından...)
Bülent Akyürek