İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Konular - bureax

Sayfa: 1 2 3 [4] 5 6 ... 8
46
merhaba...yaşım 17 ve lise 4 e geçtim...benim bir sorunum var ama sorun mu onu bile bilmiyorum.bu yüzden size başvurmak istedim...şuana yazacaklarımdan kendim utanıyorum.bu yüzden yüz yüze olmadığımıza seviniyorum.ben 10 yaşından beri kızlardan değil erkeklerden hoşlanıyorum yani eşcinsellik.ben çok bırakmayı denedim ama olmadı çünkü öğle bir hiski böğle hem çok şefkatli hemde acımasız...şuan bile bie erk sevgilim var ama istediğimin emin değilim...istesemde bırakamıyorum...geçmiişte bırakamadım şuana bırakamadım gelecekte de bırakabileceğime emin değilim...sizce ne yapmam gerek bununla yaşamalımıyım yoksa başka birşey mi yapmalıyım...
şimdiden çok teşekkür ederim.. selamlarla erkan

47
Huseyin Bey,

Ben 26 yasinda bir gayim. 燛rkeklerden aktif olarak hoslaniyorum. 燢izlara karsi hic cinsel ilgim olmadi. 燘u durumdan kurtulayim diye cok ugrastim ancak olmadi. 燘en evlenmek, normal bir yasam surmek istiyorum...Tedavi olmak istiyorum. 燚urumuma, aileme, inancima, hayatima herseye ters. 燬imdiye kadar ergenlik donemindeki ufak tefek seyleri saymazsak kimseyle birlikte olmadim. 燨lmakta istemiyorum...Ne olur bana yardim edin, bu escinsellik degistirilemez sacmaligindan kurtarin beni. Yalvaririm yardim edin bana. 燘en boyle yasamak istemiyorum? Tedavi gercekmi? Ne olur bana yardim edin ben normal olmak istiyorum....

48
Hüseyin Bey,
 
Başlangıçta herkes gibi bende de bu durumu kabulenmek çok zor oldu... İlk mastürbasyon yaptığım andan ittibaren ilgim hep erkeklere yönelikti... O yaşlarda bunu kabullenemedim yakıştıramadım olamaz dedim... Bu noktada fantazilerimde direkt bir erkekle ilişkiyi hayal etmek yerine erkek kadın ilişkisini hayal ediyordum ama o hayaldeki ilişki yaşayan erkek ben değil arzuladığım kimseydi... Ses tonum oldum olası biraz efiminendir, bu noktada çocuk yaşlarda ve sonrasında insanlar "top","nonoş" diye hakaret ederlerdi... Bununda ötesinde bana bu şekilde hakaret edildiğini gören annemde bana sinirlendiğinde "nonoş" diye hakaret etmeye başladı... Bu durum halen canımı sıkıyor ve beni derinden sarsıyor. İki kelimeyi bir araya getiremeyen insanlar senle "top" "nonoş" diye dalga geçiyor hareketlerini tiye alıyorlar... Acaba onlarda benim gibi hissetmiş olsalardı ne durumda olurlarıdı...
 
Sonraki süreçte birtakım araştırmalar soncunda ve üniversiteye girme aşamasında durumumu kabullendim... Hayatımın hiçbir döneminde bir kadına ilgi duymamış ve arzulamamıştım... Ben hiçbir kadına aşık olmadım hayatımda.. Araştırmalarım esnasında eş cinsellik durmunun terapilerle yok sayılabildiğinide gördüm ama bunun için uygun yaş aralığı 18 öncesiydi ve ben o durumda böyle bir şeyi aileme açıklayamazdım... Velasılkelam  onlarda birtakım şeylerin farkındalar ya zaten neyse kabullenemiyorlar..
 
Eşcinsellliği kabullenmemden sonra ne üniversitede nede lisede herhangi bir cinsel ilişki yaşamadım... İlgim hep platonikti ve çok acı vericiydi... Ki bu durumda heterolara aşık olma durumuda olabiliyor... Bu noktadan sıyrılmak için geçen sene yaz sonundan itibaren eşcinsellik arkadaşlık sitelerine üye olarak benim gibi hissedenlerle iletşime geçtim... Aşık olmadan sadece meraktan iki cinse birlikteliğim oldu ama şunu diyebilirimki ilkinin sonunda hiç de memnun değildim ki boşalamadım da bu arada ilişkilerde aktif roldeydim...
 
Evet bende bu durumdan kurtulmak isterim ama bunun mümkün olacağını sanmıyorum... Bilmiyorum izledinizmi Issız Adam filiminde bir sahne vardı kadın erkek kişiye içinden sesleniyrdu "Biliyorum sevglim,  seni bekleyen hiç kimse yok hayatın boyunca da olmayacak sen hep başkalarının çocuklarıyla aileleriyle avunacaksın" O ara halihazırda başka bir erkeğe ilgim vardı bu laflardan sonrada kendimi tuatamayıp hüngür hüngür ağladım... Ama düşünsenize böyle bir durumda birlikte olacağım kadına nasıl bu tür bir bencilik haksızlık yapabilirim... Bu da en az eşcinsel ilişki yaşamakla aynı değil mi... Evet ardaşalık sitelerine üye oldum telefon numaramı gereksiz insanlara verdim ki çok pişmanım ve numaramı değiştiricem çünkü benim aradğım özlediğim sevdiğim durum bu değil...
 
Şu anda da evli olan çocuğu olan bir adama aşığım... Çok kötü bir durumdayım uzaktan uzaktan seviyorum işte öyle... Ağlıyorum, bunalıyorum, küsüyorum, sinirleniyorum...
 
Hadi diyelim sizin terapilerinize katılmaya karar verdim ama şu anda çalışmıyorum ve birtakım kurslara devam ettiğimden ailemden gelen maddi yardımı o yönde kullanıyorum.. 100 lira bir seans için ve en önemlisi benim için inanılmaz bir para ki nerdeyse bir aylık  kurs param... Falan filan...
 
Tabiki bu davranışınız, bu çabalarınız bu durumdan kurtulmak isteyenler için takdir edilebilir... Ama çok zor, çok güç, acılı bir yol... Zaten hayatımız boyunca türlü sıkıntılara katlanıyoruz bir de kurtulma ihtimali ve sonucundaki başarısızlık ihtimali için mi bunu  yaşayalım... Ben size durmumu anllattım umarım okuyup bana geri dönüş yaparsınız bu seferki lütfen link ve ya başkalarının attığı mesajlardan olmasın...
Teşekkür ediyorum, iyi çalışmalar diliyorum.....

49
27 Mart 2011 Pazar akşamı TV5 Ana Haber Bültenindeki söyleşide
"eşcinsellik hakkında"
gündemdeki eşcinsel parti adaylarının varlığını konu alarak konuşma yaptı.


http://www.youtube.com/user/escinselterapi tıklayınız


26/12/2011 tarihli Radikal Gazetesinde sitemiz ve eşcinsel terapiler hakkında
yayınlanan makaleye ulaşmak için tıklayınız

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalYazar&ArticleID=1073587&Yazar=PINAR_OGUNC&Date=26.12.2011&CategoryID=97#





eşcinsel olmayı kabul etmek demek; size çocuk yaşta cinsel tacizde bulunan insanı haklı çıkartmak demektir."


Eşcinsellerin kendilerini suçlu, huzursuz, yalnız, depresif, sıkıntılı ve gergin hissetmeleri sık rastlanan bir durumdur. Yani ruhuna ve benliğine aykırı olduğu halde eşcinsel eylemlerini sürdürmek zorunda kalmak veya dürtüyü kontrol edememek kişide ruhsal sıkıntı yaratabilir. Ayrıca eşcinsellik; özgür bir tercihin değil, genellikle çocuklukta yaşanan travmaların ve (anne-baba) ihmallerin bir sonucu gelişen bir durumdur. Bu açıdan baktığımızda da eşcinsellik ruhsal bir bozukluktur, bir cinsel eğilim bozukluğudur, bir cinsel kimlik bozukluğudur. Bu neden psikoloji biliminin eşcinsel yaşam tarzının ve toplumsal kimliğin sağlıklı olup olmadığını ayrıştırma, eşcinselliğin nedenini, yapısını ve tedavisini araştırmaya devam etme sorumluluğu vardır, olmalıdır, olacaktır. Bu bağlamda, kendi özgür seçimi ile eşcinsellikten kurtulmak isteyenlere tedavi imkanı sağlamamak, “bu tedavi edilebilen bir hastalık değildir” demek gerçekte eşcinselleri küçük düşüren ve ahlaki olmayan bir tutumdur.

Eşcinsel Terapi sürecinde aşağıdakine benzer öyküler sık sık dile gelmektedir.

"herşey çocukluktaki o kısırdöngü anına dönüyor.annemin bir anlık ihmali ile tecavüze uğramam aynı anlama geliyordu.daha hiçbirşeyden anlamayan 6 yaşındaki ben ve beni seksi bir tema görüp tecavüze yeltenen o sapık.ne olduysa oldu o gün.hayatımı değiştiren o olay bir anlık ihmalin sonucu ile oldu,beni hiç ihmal etmeyen annem ne olduysa o gün ben ihmal etti.o günün akşamı sıradan bir akşam değildi.artık erkekliğini odunlukta bırakmış,hürriyeti elinden alınmış,bir tercihe zorlanmış bir hırpani beden vardı.annem durumu farkettiğinde benim içinde onun içinde iş işten geçmişti.yapacağı tek iş bunu ölene kadar saklamaktı.öylede yaptı bu sırrı babam haric herkesten sakladı.içine düştüğüm kuyunun ne kadar derin olduğunu bilmeyen ben,tecavüz sonrası verilen parayı bir ödül olarak kabul etmiştim.herhalde bu  doğruydu dedim.nasıl düşünebilirdim ya 5 yada 6 yaşındaydım? günler ilerledikçe her kavga edişimizde annem bu olayı bir kase önüme sundu içinde bolca küfür hakaretle beraber.bu olayı benim yaptığım iddasına yeltenip kendi ihmalkarlığını çoktan unutmuştu.her sene her kavga benim annemden daha çok uzaklaştırıyordu."

Terapi odasının duvarlarında kalan bu psikolojik çığlıklar psikolog ve danışanı belli bir aşamadan sonra toplumsal bir haykırışa zorlamaktadır. Çocukken taciz ve tecavüz mağduru yada anne babaların yarattığı duygusal istismarlarının mağduru olan bireyler yıllarca süren suskunluklarını haykırmak için çabalamaktadırlar.

Son dönemde medya dünyasında sürekli olarak eşcinselliğin normalleştirilmesine yönelik çabalar gören gözlere aşikardır. Psikoloji giriş kitaplarında insan tanımlanırken " biyolojik, psikolojik, sosyolojik " bir varlık olarak ifade edilmektedir. Eşcinsel Derneklerinin çabaları ile eşcinselliğin genetik olduğuna yönelik  sözde bilimsel açıklamalar sık sık dile getirilmektedir. Bu metinlerde eşcinsellik söz konusu olduğunda insan " biyolojik ve sosyolojik " bir varlık olmaktadır.
Biyolojisi insanı eşcinsel yapmışsa, psikolojik süreçler dikkate alınmadan eşcinsel bireyin sosyal hakları gündeme getirilerek sosyolojik bir örgütlenme çabaları sarfedilmektedir. Aileler ergenlik döneminde kendileri için sarsıcı bir gerçekle karşılaştıklarında yıkılmaktadır. Çocuklarının eşcinsel olduğunu öğrendiklerinde kendilerini elleri kolları bağlanmış olarak çaresiz hissetmektedirler. Eşcinsel Terapi konusunda yeterli kuruluş ve yayın olmadığı için ilk adres genelde Eşcinsel Dernekleri olmaktadır. Bu derneklerin kapısını çalan aileler bir acı gerçekle karşı karşıyadırlar. Buradaki sözde yetkili ve yetkin kişiler eşcinselliğin tedavisinin olmadığını ve bunun doğal bir yönelim olduğunu ifade etmektedirler. Moral yitimi yaşayan ailelere bu durumu kabullenmeleri önerilmektedir.

Onarım Terapisi kitabının türkçeye tercümesi ile bu alanda çığır açan Kaknüs Yayınları, toplumsal anlamda bir birikime vesile olmuştur. Eşcinsel bireyler eşcinselliğin psikolojik kökenli olabileceğini belki de ilk defa düşünmeye başlamışlardır. Bu çizgide sessiz sedasız bir dönüşüm başlamıştır. Eşcinseller için bir umut ışığı yanmıştır. İçsel bir karanlığın içinde yürümek zorunda kalan eşcinseller bu ışıkla psikolojik destek arayışlarına yönelmişlerdir. Bu yöndeki terapi deneyimlerimiz arttıkça bu konunun önemini duyurma arayışlarımız başlamıştır. Onarım Terapisi kitabının başlattığı sürecin devamı olabilecek nitelikte Eşcinsel Terapi deneyimlerimizin kitaplaşması hem eşcinsel bireyler hem de aileleri için sağlıklı bir başvuru kaynağı olabilir. Böylece kendi kültürel dokumuzdaki psikolojik bozukluklar örneklendirilmiş olacaktır. Eşcinsel Terapi konulu kitabımızı okuyacak olan anne babalar ister istemez kendileri başka açılardan da sorgulamak durumunda kalacaklardır.

Kitabımıza düşündüğümüz isim " Tanrı'yı Affeden Erkekler & Eşcinsel Terapi "

Kitap özetle eşcinselliğe çözüm önerisi;

Kendileri ile yoğun çatışmaları olan bireylerin bu sorunlarının psikolojik kökeni genellikle babalarına duydukları kızgınlık,öfke ve nefrete dayanmaktadır. Çocuklukta baba otoritesi ile çatışan kişiler ergenlik döneminde varlıklarının anlamlarını sorgularken; Tanrı'ya da bir kızgınlık, öfke ve nefret duymaya başlamaktadırlar. " Neden beni böyle yarattın yada neden beni korumadın? " sorularının cevabını bulamamaktadırlar. Böylece
kendilerine yönelik bitip tükenmez kaygıları arttıkça artmaktadır.

Eşcinsel Terapi süreçlerinde babalarına yönelik bilinçaltı duygu ve düşünceleri ile yüzleşen bireyler; babalarını affetmeyi deneyimlemektedirler. Kendileri için çok zor olan bu süreci başaran danışanlar Tanrı'ya olan sitemlerini yeniden gözden geçirmektedirler. Geçmişte suçladıkları ve hesap sormak istedikleri Tanrı ile içsel olarak barışmaktadırlar. Bu süreç çözüm için nirengi noktası olmaktadır. Baba ve Tanrı ile barışan birey Kendisini de affederek kişiliğini ve kimliğini yeniden yapılandırmaktadır.


Konuk: Psikolog Hüseyin KAÇIN
Konu : Kadına dair her şey....
19 Aralık 2012
Çarşamba 12:30


http://www.youtube.com/watch?v=1KHCfOMHkiQ

26/12/2011 tarihli Radikal Gazetesinde sitemiz ve eşcinsel terapiler hakkında
yayınlanan makaleye ulaşmak için tıklayınız

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalYazar&ArticleID=1073587&Yazar=PINAR_OGUNC&Date=26.12.2011&CategoryID=97#

50
Hüseyin KAÇIN / TAŞINDI: SAKARYA RÜYASI - Hüseyin Kaçın
« : 19 Ağustos 2010, 11:11:28 ös »
Bu konu Şiir isimli bölüme taşınmıştır.

http://www.huseyinkacin.com/forum/index.php?topic=159.0

51
Hüseyin KAÇIN / TAŞINDI: AHMET ŞARKILARI - Hüseyin Kaçın
« : 19 Ağustos 2010, 11:11:23 ös »
Bu konu Şiir isimli bölüme taşınmıştır.

http://www.huseyinkacin.com/forum/index.php?topic=161.0

52
Hüseyin KAÇIN / TAŞINDI: MEVSİM - Hüseyin Kaçın
« : 19 Ağustos 2010, 11:11:18 ös »
Bu konu Şiir isimli bölüme taşınmıştır.

http://www.huseyinkacin.com/forum/index.php?topic=185.0

53
Hüseyin KAÇIN / TAŞINDI: NAZAR - Hüseyin Kaçın
« : 19 Ağustos 2010, 11:11:15 ös »
Bu konu Şiir isimli bölüme taşınmıştır.

http://www.huseyinkacin.com/forum/index.php?topic=186.0

54
Hüseyin KAÇIN / TAŞINDI: Tanrı Kuşları - Hüseyin Kaçın
« : 19 Ağustos 2010, 11:11:11 ös »
Bu konu Şiir isimli bölüme taşınmıştır.

http://www.huseyinkacin.com/forum/index.php?topic=232.0

55
Hüseyin KAÇIN / TAŞINDI: İsyana Mecnun - Hüseyin Kaçın
« : 19 Ağustos 2010, 11:11:05 ös »
Bu konu Şiir isimli bölüme taşınmıştır.

http://www.huseyinkacin.com/forum/index.php?topic=233.0

57
Bu konu Şiir isimli bölüme taşınmıştır.

http://www.huseyinkacin.com/forum/index.php?topic=240.0

59
Hüseyin KAÇIN / TAŞINDI: KURU EKMEĞİM - Hüseyin Kaçın
« : 19 Ağustos 2010, 11:10:32 ös »
Bu konu Şiir isimli bölüme taşınmıştır.

http://www.huseyinkacin.com/forum/index.php?topic=245.0

Sayfa: 1 2 3 [4] 5 6 ... 8