Gönderen Konu: EŞCİNSELLİK ve BİSEKSÜELLİK ÜÇÜNCÜ CİNSİYET MİDİR?  (Okunma sayısı 3914 defa)

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4100
    • Profili Görüntüle
Hayat bu ya; bazı insanlar doğuştan şanslı. Zengin, itibarlı, üstün zekalı, yetenekli, her neyse… Biz bu insanları gördüğümüzde ne kadar şanslı deriz ama onlarında beklide bizim gibi eşcinsellik ya da biseksüellik kimliklerinden kurtulup ‘normal’ bir hayata sahip olmanın mücadelesini veya içinde bulundukları bunalımlardan dolayı normal hayat mücadelesi verdiklerini bilemeyiz. Ben ne çok zenginim, ne itibarlıyım, ne üstün zekalıyım, ne de doğuştan şanslı biriyim… Sadece bu eşcinsel kimliğimden sıyrılmaya çalışarak ‘normal’ bir hayatı kazanmanın mücadelesini vermeye çalışan ‘ortalama’ bir insanım.

Şunun çok iyi farkındayım; benim gibi bu kimlikten tamamen kurtulmaya çalışan, bu kimliğini herkesten saklayarak onlar için toz pembe ama gerçek hayatta ‘perişan’ hayatlarını yaşamayı sürdüren, kendilerini ‘normal olmayan’ bir insan olarak görüpte canlarına kıyan ya da bu hayatlarını ortamın en derin, yayvan ve leş pisliklerine rağmen kendilerini bu ortama asimile ettikleri için yaşayan milyonlarca insan var dünyada. Yani milyonlarca insan aynı dertten muzdarip olmasına rağmen onların tercih ettikleri hayat biçimleri belirliyor kaderlerini. Ya ‘normal’ bir kimliği kazanmasının mücadelesini bu ortamdan görüştüğün her insanla ilişkini keserek kararlı bir şeklide verirsin ya da bu ortama saplanır kalır ve hayatının geri kalanını çoğu zaman mutsuz, yalnız ve kendini sürekli 2. planda zannederek geçirirsin. Allah 2 türlü cinsiyet yarattı. Dişi ya da erkek. Bizim cinsiyetimiz belirlenirken erkekten gelen X ya da Y kromozomuna göre belirleniyor. Başka bir kromozom yok. Yani erkek veya dişiden başka bir cinsiyet seçeneği yok. Sadece işin bu kısmını bile biraz mantık çerçevesinde düşünürsek eşcinselliğin ya da biseksüelliğin aslında bizim ‘psikolojik’ kısmımızla çok alakadar olduğunu anlayabiliriz. Kısacası her şey kafada bitiyor. ‘Normal’ bir kimliğe kavuşmak istiyorsan sadece inanacaksın; bu yolda mücadeleni büyük bir kararlılıkla sürdüreceksin ve azimli olacaksın. Dışarıda bir sürü normal insan varken neden ben böyleyim deyip içine kapanmayacaksın yoksa bir süre sorsa bunalıma girersin benim gibi. Allah'a şükür ben bu sorunların birçoğunu hallettim.

Ben neden böyleyim diye sorduğumda aslında daha 16 yaşındaydım. O zamanlar herşeyide içime atarak intihar noktasına gelip, daha sonra aklıselim davranarak sadece gelecekte başarılı bir insan olmanın inancıyla ve ölüp gitmenin bir çözüm olmadığını, sadece çevremdekileri üzeceğini anladığım için ben yaşamayı seçtim. Daha o yaşta kendime inanarak   bazı şeyleri kendi çabalarımla çözdüm. Sosyal hayatımı yeniden kazandım. Başım öne dik   yürüdüm. Bu sorunu tamamen çözemedim. Kendimce artık normal bir hayat yaşadığımı   farzederek bu sorunumu ilerde tek başıma çözerim düşüncesiyle içime atarak 19 yaşıma kadar        geldim. 5 kardeşim. 4 kız 1 erkek. O tek erkek ‘maalesef’ benim ve evin en küçüğüyüm; yani en el üstünde tutulanı, şımartılanı, bir dediği eksik olmayanı… Annem biraz otoriter bir kadındır. Babamda tam tersi uysal, içine kapanık, evden işe işten eve ve benim tabirimle biraz ‘babalık’ vasfından uzak bir adam. O yaşlarımda baba kelimesi benim için sadece bir sıfattı; anlamsızdı. Herhangi bir sorun olduğunda babamla değil ablalarımla ya da annemle çözerdim. Hayattaki seçimlerimi de evdeki kadın otoritesinin isteklerine göre yapardım. Hayatımda ‘ben’ diye birşey yoktu. Kısacası evdeki kadın etkisinin altında yaşayan, tamda babayı örnek alacağım zamanların aksine kadınları zorla örnek alan, kimlik bunalımı yaşayan bir çocuk olarak bu yaşıma kadar geldim. Erkek evlat en büyük desteği babasından alır yoksa bu gibi kimlik bunalımı sorunlarının ortaya çıkma ihtimali yüksektir.Önceden sadece kızlardan hoşlanırken sonradan neden iki cinsiyetten birlikte hoşlandığımı Hüseyin Beyin büyük yardımlarıyla biraz hayatımı tahlil ederken anladım.Tamamen her şey psikolojikti. Şimdiyse o psikolojik nedenleri ve ailemdeki yanlış yapıyı kırarak ‘normal’ bir kimliği kazanma mücadelemi büyük bir azimle veriyorum.

 Bu yaşıma, yani 19 yaşıma kadar eşcinselliğimi içimde tutarak bazı zorunlu nedenlerden de ötürü psikoloğa gidiyorum. Evdeki herkes benim bu durumumu biliyor ve çözülmesi için zamanla abartıda olsa ellerinden geldiğince desteklerini veriyorlar. Yaklaşık 7. seansım olacak. Hüseyin Beyle direkt bu işi çözmeye çalışarak değil; öncelikle biseksüel hayatıma neden olan sorunların teşhisini yaparak, sonrada bu nedenleri sırasıyla yok ederek ‘normal’ bir kimlik kazanacağımı anladım. İlk olarak ailemdeki evdeki kadın otoritesini kırarak ve herhangi bir sorunum olduğunda önce kendim çözerek, çözemediğimde ise şimdi bir anlamı olan ‘babamla’ çözerek işlerimi hallediyorum. Özel bir üniversitede burslu olarak makine mühendisliği okuyorum ve oradaki arkadaşlarımla sosyal bir hayat kuruyorum. Lisedeki ya da çocukluk arkadaşlarımla sıkça görüşüyorum. Kısacası ne kadar normal insanlarla ilişki kurarsam o beni diğer ortamdan uzak tutuyor. İşin bu kısmı çok önemli. Beni çok sevdiğine inandığım bir kız arkadaşım var yaklaşık 3 ay olacak ilişkimiz. Bende onu elimden geldiği kadar seviyorum ve onun beni ‘gerçek’ bir erkek olarak hissettirdiğini anlıyorum. Boş zamanlarımda spora gidiyorum. Kendimi geleceğimi sağlamlaştırmak için bilgisayar kursuna gidiyorum. Hatta bir ajansa yazılarak boş zamanlarımı yakında çalışarak ta değerlendirmiş olacağım. Bütün bu sosyal ve normal olaylar beni diğer ortamdan çok uzak tutuyor. O ortamdan kimseylede görüşmüyorum. Nadiren aklıma geliyorlar ve o ortamın oyalayıcı, kötü ve boş olduğunu anımsıyorum. İnsan ne yaparsa kendine…

Özet olarak; bu yolda ( eşcinsellik ) mücadele etmenin altın kuralı psikolojik olarak kafadan o ortamı silmekten geçiyor. Allah isteseydi 3. bir cinsiyeti yaratabilirdi ama yapmadı. Biraz mantıklı düşünürsek hangi cinsiyette doğduysak o cinsiyetin özelliklerine göre yaşamamız gerektiğini anlayabiliriz. Kararlılık, inanç ve azimle ‘normal’ bir hayata sahip olmanın aslında çok kolay olduğunu anladım. Herkes başarabilir kurallara uymak şartıyla. Biraz benci olun ve kendi hayatınızın her şeyden ve herkesten çok daha önemli olduğunu bilin. Ne kadar çok normal sosyal bir hayat demek, o ortamdan o kadar hızlı uzaklaşmak demek. Allah eşcinsel yönelimi olan herkese normal bir hayat yaşamayı nasip etsin.
« Son Düzenleme: 27 Aralık 2013, 01:48:49 ös Gönderen: psikolog »

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4100
    • Profili Görüntüle
Ynt: EŞCİNSELLİK ve BİSEKSÜELLİK ÜÇÜNCÜ CİNSİYET MİDİR?
« Yanıtla #1 : 03 Temmuz 2014, 03:51:18 öö »
..

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4100
    • Profili Görüntüle