Son İletiler

Sayfa: [1] 2 3 ... 10
1
04/05/24 21:34
Psikiyatrist bana yanlış teşhis koydu diye evham yapmaya başladım. Anladığım kadarıyla OKKB belirtileri bana uyarken o daha çok OKB teşhisi için soru sordu gibi. Zaten Hüseyin Hoca'nın dediği ilaçları da vermedi. 3 hafta sonra tekrar gel dedi. Ayın 11'inde terapiye gelmeyi planlıyorum. O tarihe kadar ilacı mecburi kullanıcam ama psikiyatristi kafaya çok takmaya başladım. Bir an önce psikiyatriste gidip sormak istiyorum. Sinirden kendimi yicem yoksa yanlış mı anlattım diye. Mükemmeliyetçilik, kuralcılık, kontrol arzusu vs. anlattım. Bana temizlik takıntın var mı, tuvalette çok vakit geçiriyor musun, banyoda çok vakit geçiriyor musun, doğalgazı açık bıraktım mı diye birkaç defa kontrol ediyor musun diye sordu. Temizlik takıntım biraz var ama asıl problemlerim bunlar değil ki. Doktora pazartesi günü gittim ama bugün iyice kafaya takmaya başladım. Boşuna ilaç kullanıyor gibi hissediyorum. Zaten başlangıçta ilaç kullanmak istemiyordum. Hüseyin hoca da benim gibilerin böyle olduğunu, yanılmıyorsam disiplin, irade kontrolü, planla daha üstün hissettiğimi söylediğini hatırlıyorum.
2
02/05/24 21:05
Okuldan geldiğimde önce salona geçtim. Annem sütlaç yapmış. (Ben) büyüyeli sütlaç yapmıyordum. O küçükken dolap hep sütlaç dolu olurdu dedi. Ben büyüyeli yapmıyorsan şimdi niye yaptın diye bunu kafaya takar sonra başka bir sebepten canına okurdum ama hiçbir şey söylemedim. Babam şakayla enseme vurup öpmeye kalktı. Hoşnut olmadığımı belli ettim. Hemen annem atladı. Artık kendini öptürmüyor niye öpüyorsun dedi. Babam da oğlumu da mı öpemicem dedi. Annem ben iyileşene kadar bana dokunmayın, beni öpmeyin diyor dedi. Babam istemiyor mu gibisinden sorular sordu, cevap vermedim. Annem yavaş yavaş da olsa uzaklaşmamız gerektiğini anlamıştı. Fakat babamla iki erkek olarak diyalog kurmak istiyorum. O ise bana hâlâ küçük oğluymuşum gibi davranıyor böyle yaparak. Onun aradaki farkı anlayabileceğini sanmıyorum ama annem bu sefer işe yarayacaktır diye düşünüyorum. Çünkü 2 akşam önce, anında yazıya dökmüştüm, cin tutmuş gibiydim. Annem belli ki çok etkilenmiş.
***
Eski oğlumu istiyorum dedi. Gözlerimi dikip baktım. Yeni oğlun nasıl dedim. Katı, soğuk, iyice bizden kopuk dedi.
02/05/24 23:11
Yaklaşık yarım saat babamla konuştuk. Daha sonra annem de dahil oldu. Yaşadığım problemleri bilmek istediler. Anlatabildiğim kadar, anlatabileceğim kadar anlattım. Aşılamayacak bir şey olmadığını, yanımda olacaklarını söylediler. Pazar günü bağırıp çağırmamda babamın çok sinirlendiğini ama halimi anladığı için sustuğunu öğrendim. Desteklerini duymak güzeldi. En sonunda annem sarılmak istedi. Hep beraber sarılalım dedim. Birlikte sarıldık.
03/05/24 15:11
Annem yine çok ciddi olduğumdan şikayet etti. Böyle benden memnun değilmiş. Eskiden onu gıdıklarmışım, öpermişim, sarılırmışım. Fakat bugün asıl bahsetmek istediğim birkaç bir şey var.
***
Kendimde 3 ruh hâli müşahede ediyorum. Birincisi normal, diğeri kara bulutlu dediğim hâl, diğeri de aşırı özgüvenli hâl. Kara bulutlu hâl diye isimlendirdiğim hâlin nasıl olduğunu anlatabilmek için öyle hissettiğim an hemen yazıya dökerek anlatmıştım. O an Hüseyin Kaçın'ı bir kurtarıcı olarak görmüş, anne babamla konuşup onları azarlamasını istemiştim. Aşırı özgüvenli hâl dediğimde ise Hüseyin Kaçın'ı bana yardım edemez olarak görüyorum. Yani aslında Hüseyin Kaçın'ı değil, hiçbir erkeği. Aklımdan geçen şey şu oluyor: Hüseyin Hoca benden daha fazla erkek değil. Benim erkekliğim için kimse bana yardım edemez. Hayatta zorluk yaşıyorum, evet ama bunu kendim aşmalıyım, Hüseyin Hoca'yla da bir işbirliği içindeyim. Ben onun tecrübelerinden faydalanıyorum. O da hem işini yapıyor hem insanlara yol göstermenin hazzını yaşıyor.
İşte, 'normal' hâlde olmadığımda fikrim bu. Hangisinin daha normal olduğunu da bilmiyorum doğrusu. Ama hocadan saklamak istemedim.
***
Bir diğer husus da sürekli yazı yazmak istemem. Aslında ben geçen hafta ilk terapiye gelmeden önce ifşalanmaktan çok korkuyordum. Şimdi ise kimin okuduğunu bilmediğim bir yere her Allah'ın günü yazı atıyorum. Ayrıca sadece buraya atmakla kalmıyor, çoğu şeyi de arkadaşlarımla paylaşıyorum. Beni tanıyan herhangi biri buraya yazdığım 2-3 cümleyi okusa bana ait olduğunu anlayabilir, öyleyse neden burada her şeyimi anlatıyorum, hiç bilmiyorum. Ayrıca bir arkadaşım psikologun adını soruyor vs. Şüphelendiğini düşünüyorum ya da kuruntularım yine. Geçen günde derste hadi sen de katılsana deyip durdu. Anksiyetem fark ediliyor demek ki diye üzüldüm. Her neyse neden buraya yazıyorum. Aklıma şu geliyor. Bugüne kadar kendimi kimseye açmadım. Hiçbir şeyimi tam olarak birine anlatmadım. Şu an böyle bir fırsat geçti elime ve bunu sonuna kadar kullanmak istiyorum. Sanki üzerimden büyük bir yük kalkıyor gibi.
04/05/24 06:19
Pazar günü kavga ettiğimizde babama biraz da beni savunsana deyip sofradan fırlamıştım. Sonra ağlamaya başlayıp bağırarak "Gidiyorum işte, karı koca baş başa kalırsınız." demiştim. Aşağı inmek istesem de babam izin vermeyince yine oturdum. Bu kavgadan sonra üzerimden büyük bir yük kalktı sanki. Anne babama inanılmaz bir kin doluydum. Şimdi kayıtsızım. Hafta boyu annem çok resmi olduğumu söyleyip durdu. Umarım kavgada söylediğim bu söz, onlarla olan tuhaf bağımı kopardığımın delilidir.
3
02/05/24 15:38
Bugün arkadaşlarımla, birisiyle ilk kez diyebilirim, hiç olmadığı kadar yakındım. Çok kez şaka yaptım. Üzerimdeki örtülü toprak yoktu sanki. Erkek arkadaşlarımdan biriyle şakalaşırken sırtına şakayla vurdum. İlk kez ona temas ettim. Kendimi çok kez sesli gülerken, yüksek sesle konuşurken fark ettim. Çok küçük şeyler ama arkadaşlarımla yakın olmak beni mutlu etti. Fakat son derste yine söz alıp almama konusunda tereddüt ettim. Tereddüt edince o an ne söyleceğimi düşünmeye başladım. Düşünceler girince de dünyadan koptum. Konuşmadım. Diğer derste ise notlarımı toparlayacak vakit vardı.
***
Ocak'tan bu yana okuduklarımdan defterime not ettiklerimi daha göz önünde tutup onları daha çok anlamak adına özetle;

-Erkeklik uğraşılarak elde edilir. Erkeklik belirsizdir, risklidir. Erkekliğe, kadınlığa baş kaldırılarak ulaşılır ve erkeklik ancak diğer erkekler tarafından onaylanır.
-Heteroseksüel erkekler bedeniyle rahattır, bu nedenle bu onları çekici kılar. Homoseksüeller erkek bedenlerinin kirli ve utanç verici olduğunu düşünür.
-Arzuladığım şey erkeksi maceraperestlik ve eğlence.
-Mastürbasyon; seksüel varlık olmama izin vermedikleri için ebeveynlerimden öç alma şekli, savunma.
-Homoseksüeller kendilerine seksüel hislerden mahrum, saf, küçük, iyi çocuk gibi davranılmış bir geçmişe sahip.
-Geri adım at ve gerçekle yüzleş, anana babana dürüstçe bak ve seni nasıl etkilediklerini fark et.
-Kendini, erkekliğini kabul processini aceleye getirme.
-Kendini görme şeklini değiştirmek kolay değildir. Küçük başarılardan oluşan aşamalı bir çalışma safahatını gerektirir.
-Terapinin özü acıyı yavaşça hatırlamaktır. Sonra acının senden uzaklaştırdığı gerçek benliğini kazanmandır.
-İçinde uygun erkek figürü olsa dışarıda aramazsın.
-Kimse senin maskülen enerjini annen kadar tüketemez. Kadınlara yaklaşmaktan korkarsın çünkü onların da senin elinden gücünü almasından korkuyorsun.
-Kendine acıyacak bir durum bulursan bunu abart, öyle abart ki gülünç hale gelsin.
-Ben natürel ve eşit olan başka bir erkekle dürüstçe, direkt ve samimi konuşan biriyim. Başka bir erkeği romantikleştirmeye ya da ona imrenmeme gerek yok.
-Annenin hassas beden algısına karşı koy.
-Yeterince maskülen hissetmezsen güçsüz hissedersin.
-Korkuyorum, gerginim gibi hisler arzuların temelinde.
-Olmak istediğim erkek olmaya kararlıyım.
-Temel direnç noktası hayattaki acı verici mücadelelerden kaçınmak olabilir.
-Homoseksüel bir çocuk babasından korkar ve nefret eder ve bu hisleri Tanrı ile bağdaştırır. Aynı zamanda diğer erkeklerden, patronlardan ve mülk sahibi kişilerden de saklanır.
-Sağlıklı erkekler babasına düşmanlık beslerse bunun açığa çıkmasına izin verir, bunu ortaya koyar.
-Mücadelelerimiz tarafından rızıklandırılırız.
-Homoseksüel bir erkek, diğer erkeklere baktığı zaman kandırılmış ve öfkeli hisseder zira erkeklerin dünyası bir gizemdir. Onları sahip olmadığı erkeklik niteliğine onlar farkında olmadan, kolayca sahiptir. Yoğun bir bağımlılığın ve açlığın olduğu yerde öfke de hep baki kalacaktır.
-Birçok erkek erkekliği ile ilgili yeterince onay görmediği için babasına karşı kızgındır.
-Hemcinsten etkilenmenin temeli, onun gibi olmanın nasıl bir şey olduğunu anlama ihtiyacından.
-Seksüel arzu kılığına giren derin bir acı!
-Tedavi gören erkek başardıkları şeylerden ötürü kendilerini takdir etmede yavaştır.
-Porno ve mastürbasyondan yalnızca irade gücüne dayanarak kurtulamazsın.
-İlerlemek istersen birkaç yol; fiziki aktivite, sağlıklı erkek arkadaşlıklar, ebeveynlerinle saygı ve karşılıklılığa dayalı diyalog.
-Erkeklik beraberinde bağımsızlık, otonomi ve gücün kullanımını getirir.
-Erkekliği kimse bize veremez, o içimizde, aktif hâle getir!
-Yağmurda ıslan, koş, düş, önemseme!
-Kaygısız ve güçlü ol!
-Erkekliği arzulama, erkekliğine sahip çık!
-Risk al.
-Erkeklere aşırı değer yükleme ya da değersizleştirme, onlarla eşit şekilde var olduğuna inan.
-Babana olan kinini yok et, onunla kendini özdeşleştir.
-Daha sık konuş, daha çok kendine güven.
-Bedenini sev, egzersiz yap.
-Bir erkeğin maskülenliği özümsemesinin tek yolu; karşılıklı, yakınlık, onay ve samimiyete dayanan ve cinsellik barındırmayan erkek arkadaşlıklar kurmaktır.
-Erkeklere olan sevgi ve korku ikircikliğini gidermek için savunmacı ayrışma aşılmalıdır.
-Yalnızlık, stres ve kontrolü kaybetmişlik hissi saplantıları tetikler.
-Sana çekici gelen heteroseksüel erkeklerle konuş.
-Başarının sorumluluğundan korkma. Elde ettiğin başarıyı sürdürecek gücün olduğuna inan.
-Kırılgansın çünkü sahip olduğun imaj gerçek değil.
-Başarısızlık korkusuyla baş etme şeklin kendini başarısızlığa uğratmak. Diğer başarısızlıkları engellemek için kendini başarısızlığa uğratman sana kontrol duygusu veriyor.
-Kişisel başarılar ile övün.
-Erotize edilen erkek kendinin idealize edilmiş hâli; güçlü ve fark edilir.
-Anneyle olan erotik bağ; seçkinlik, infantilizasyon, idealizasyon ile kuşanır. Önce bu duvarları yık.
4
30/04/24 22:11
Annem bugün bana çok farklı. Benim için üzgün, endişeli. Bakışlarında görüyorum. Onları artık sevmediğimi düşünüyor. Önceden gelir gider beni öperdin diyor. Ya da en azından okula giderken öperdim. 6 aya yakındır öpmüyorum. Yolda beraber yürürsek koluma girerdi. Asla izin vermiyorum. Yine 6 aya yakın bir süredir. Bu akşam beni öpmek istedi. İzin verdim. Doğru mu yaptım bilmiyorum.(Ağlıyorum) Öyle bir hâle geldim ki anneme bile nasıl davranacağımı bilmiyorum artık. Her şeyim sahte. Rol yapmak istemiyorum artık. Az önce cüzdanımın içindeki güç ve cesaret için yazdığım esma ve duanın olduğu kağıdı çıkardım. Güce dışarıdan değil içeriden ihtiyacım var. Müsebbibül esbab olan Rab gücü harici şartlarla yaratmayıp ya da sığındığım objelerle bana vermeyip içimde de bana fark ettirebilir. Ve ben o gücü elde etmek için çalışacağım.
***
Dikensiz gül bahçesinden geçip sağlıklı, yetişkin bir kimlik elde edenlerle aynı olmamalıyım. Acı daha güçlü bir şahsiyet yaratmalı. Lisedeki gibi kendimi diğer insanlardan, erkeklerden tecrit etmiyorum ama beraber de kalamam daha üstte olmayı hak ediyorum. Çünkü ben daha fazla çaba göstererek inşa ediyorum kendimi. Belki daha fazla çabalamıyor da olabilirim ya da daha fazla çabalasam bile her zaman fazla çalışma daha fazla mahsulü getirmeyebilir ama istiyorum.
01/05/24 06:16
Yazdıklarımda sürekli bir ben ne yaşamıştım, kim bana demişti, bana da şunu yapmışlardı deme çabası. Hocaya anlatmadığım bir şey olabilir mi diye yazmak istiyordum ama yetti bana. Sürekli dert anlatmak, özellikle geçmişten, çok ezikçe. Geç yoluna devam et.
01/05/24 14:26
Porno izlemeden mastürbasyon yaptım. Uzun süre aradan sonra gerginlik dışında kalbimin hızlı attığına şahitlik ettim.
***
Perşembe günleri okula bu dönem tanıştığım kız için gidiyorum. Sadece onunla o gün görüşüyoruz. Okula diğer günler gitme sebebim ise bir arkadaşım. O en yakın arkadaşım ve onunla konuşmak bana iyi geliyor. Yoksa başka türlü okula gitmeme imkan yoktu. Kıza gelince ise de ona aşık olmamaya çalışıyorum. Platonik kalacağı belli o yüzden hiç olmamalı. Ama neden okula gidiyorum öyleyse, çünkü onunla konuşurken heyecanlanmadığımı ve çok rahat olduğumu fark ediyorum. Bu da bana iyi hissettiriyor. Gözümde büyüttüğüm kadar bir şey olmadığını fark ediyorum.
***
Annem bu aralar biraz daha rahat olduğumu ve kafaya takmayı azalttığımı söyledi.
***
Sınıf içerisinde arkadaşlarımın da dikkatini çeken bir şey var. Konuştuğum zaman fazla özgüvenliyim. Yani hocalara karşı laubali, arsız ortaokul öğrencisi gibi davrandığım oluyor. Bu da enteresan. Şu an tek problemim önceden bir şeyi iyice düşünüp cümle kurup o şekilde söz almayı beklemek. Tabi bu arada heyecanlanma oluyor. Ama eğer hiç düşünmeden söylersem rahat oluyorum ve söyleyiveriyorum birden. Konuşmalarımı, cümlelerimi önceden planlamamam lazım. İlk terapiye gitmeden önce planlamadım ama orada heyecan, gerginlik olur diye düşünüyordum. Beklediğimden çok sakindim.
5
36 .seans devamı

-Bazen şey  aklıma geliyor. Çocukken ilkokulda İşte birkaç arkadaşım vardı böyle biraz ezik. Sonra kendilerini böyle ezikleyen tiplerle kavga ettiler. Sonrasında da karı kızdır, iş başarı peşinde koşma falan...Ben onlar gibi öyle yapmadım veya yapamadım. Yani eğer onlar öyle yapmasaydı eşcinsel olur muydular? Yani ben kavga edemedim, eşcinsel oldum.... Ya da bu kadar ilkokulu artık analiz etmeme gerek var mı?
*Gerek yok, unutacaksın tabiki. İlkokul arkadaşı ilkokulda kalıyor. Ortaokul, ortaokul, lise, lisede kalıyor. Çok duygusal yatırım yapmaya gerek yok. Geçmişi masaya yatırmayacaksın. Şöyle yapsaydım, böyle yapsaydım falan bırak geçmişi. Geçmişten çık. Geçmişe gitmek melankolik. Geçmişte sen acıdan başka, negatiften başka, sorundan başka ne bulacaksın? Geçmişinde senin çözebileceğin bir şey yok ki. Sen anı yaşamaya odaklan, dem bu dem, bugüne odaklanacaksın. Bugün keyif alacak ne yapabilirim? Kiminle ne yapabilirim? Sen ne istiyorsan, kiminle olmak istiyorsan, ne istiyorsan onu yapacaksın.
-Ama terapilerde çocukluğumuzu ergenliğimizi deşmiyor muyuz?
*Burada deşeceğiz, çıkışta unutacaksın. Burada ağlayanlar ağlıyor. Benim karşımda ağlıyor. Adamı dışarıda görsen ağladığını anlayamazsın. Sosyal hayatta görsen hiçbir sorunu yok dersin. Acıysa acı burada. Göz yaşıysa göz yaşı burada. Kimse senin psikoloğa gittiğini anlayamayacak, kimse senin acılarını göremeyecek. Burada analiz edeceğiz acılarını, geçmişini evine götürmeyeceksin , burada konuştuğumuz konuları. Bir de yazarken. için acıyorsa acıyacak ama bitirdiğinde acı falan yok. Bunun adı yüzleşme. İyileşmek denilen şey böyle bir şey. Sancılı bir süreç, acılı bir süreç. Herkes yüzleşmez ki geçmişiyle  acılarıyla hesaplaşmaz. Normal hetero insanların %80'i böyle bir yüzleşme yaşamıyor. Bu kadar insanlar niye çok geziyorlar, kafelerde buluşuyorlar, geziyorlar, eğleniyorlar? Yalnız kalmamak için. Yalnız kalınca acı çekecek. Yani senin yalnız kalınca çektiğin acıları çekmemek için Haydi eller havaya...
Özellikle bara gidenler, spor salonuna gidenler... Niye gidiyorlar? Kaçıyorlar işte canım kendisiyle baş başa kalmamak için. İç sesini duymamak için.

-Onlar dışa dönük insanlarda oluyor tabi herhalde dimi?
*İçe dönükte de, dışa dönükte de öyle. Kaçabildiğin kadar kaçıyorsun yani. Gerçek iyileşmek, mutluluk, yalnızken sıkılmamak, keyifli bir şeyler yapabilmek, yaratabilmek, üretebilmek, düşünebilmek. Ama korkmadan, kaygılanmadan. Bunu herkes yapamaz.
Sonra işte takdir et kendini. Kendini suçlama artık, analiz etme, cezalandırma. Takdir etsene.!
-Onu da niye yapmıyorum bilmiyorum.
*Annen takdir etmemiş, baban da takdir etmemiş. Takdir etme geleneği yok.

-Yani şöyle her ne kadar dışarıdan insanlar beni beğenseler de bedenimi ,yüzümü birşeylerimi.... Herhalde öncelikle benim kendimi beğenmem lazım. Bir yerde hiç beğenmiyorum ben kendimi.
*Kendinle barışmak demek ne demek? Kendinle barışık değilsin ki. Değersizlik duygusunun büyüklüğü, aşağılık kompleksi, mazoşizm. Takdir etmiyorsun hiç kendini. Takdir etmediğin müddetçe de çabalamıyorsun hiçbir konuda. Sonra tembelleşiyorsun. Anlık zevklerin olabilir. Zevkle alıyorsun, tatmin oluyorsun, bitiyor ama sonra. Sonra yalnızlığınla, can sıkıntınla, sorunlarınla baş başa kalıyorsun. Bunun temelinde değersiz duygunun olması...
Ama değersiz hissettiğinde batırma kendini. Uzun vadede ben buna aşmam lazım diyeceksin, karar vereceksin. Hekimliğinle ilgili planlar kursana mesela niye kurmuyorsun?

-Sevmiyorum ki
*ama bu saatten sonra şimdi hekimliği bırakıp ne yapacaksın?
-Yapacak birşeyim de yok tabi.
*Mecbur burdan ilerleyeceksin.  Hekimlik +  güzel sanatlar, spor .. Bir şey ayarlı olması lazım. Sonra mesleğinin herhangi bir bölümüne yoğunlaşman lazım ama bir alan seçersen tatmin olabilirsin. Şu anki bulunduğun bölüm pasif bir bölüm. onun olmaması lazım. Bir işi yapmak ve onda en iyisi olmak... (sonrasında HK  eşcinsel terapistliğine geçme evresininden ve alandaki en iyisi olma durumuna nasıl geldiğinden örnekler verdi)

Terapi sonunda özet olarak düşünmem gereken: Ortada bir direnç var mı yok mu? Bu direnç varsa nasıl kırılır?
Hk'ya göre direnç var ve kırılması için hiçbir şey yapmıyorum. Geleceğin için güç, kariyer peşinde koşmuyorum.Temelde güçsüzlük var.. Penis demek, sembolik olarak bilinçaltında erkekselik güçlü erkek demek. Ben güçlü değilsem kadına gidebilir miyim?Kadın bana çekici gelir mi?Ben güçlü değilsem, kendimi hep yargılıyorsam, sorguluyorsam. Gücüm oluştuğunda hiçbir erkekle erotik ilgi duymayacağım. Arzulamayacağım. Şu an gücümü yaratmam lazım. Çalışarak, gayret ederek....

Dipnot: Haftasonu HK'nın seanslara başladığım günden beri sayıp sövdüğü D... ekibi çekim yapmaya geldi. Geçen haftalarda bu ekip çekim yapmak istediğinde HK heralde onlara sayıp söver ve reddeder isteklerini diye düşünmüştüm, öyle olmadı. HK'nın bu yüzden karizma gözümde biraz çizilmişti. Mekana gittiğimde de tatlı-sert ama gergin bir ortam vardı. Hocanın narsist sert uslübü insanları deli ediyor anladığım :) Aslında içten içe aralarındaki sürtüşmeyi Hkdan tek taraflı dinlediğimi, karşı tarafı da dinlesek hocanın iletişimsizliğinden ve narsistliğinden dert yanacaklarını seziyordum. Ama ben yine HK'nın tarafındayım tabi ne olursa olsun :). HK çekime sen de istersen gel demişti çağırdığı için teşekkür ediyorum. Benim açımdan gitmemin önemi aslında bir yerde başka insanlara eşcinselliğimi ifşa etmiş oldum.  Acaba gitmesem mi ya ifşa olursam gibi kaygılar ürettim gitmeden önce. Fakat benim hikayemde icraat yok birşey yok ,utanılacak herhangi bir mesele yok deyip gitmeye cesaret edebildim. Çekim bittikten sonra da biraz kaygım devam etti ama şu an kafaya takmıyorum. Önceden olsa "öldürsen gitmem eşcinsel yönelimim asla bilinmesin" derdim...


6
31,32,33,34 ve 35. seans yazılarını daha sonra yazacağım. Artık daha güncel seanslarımı yazmaya geçmek istiyorum, geriden gelmek beni yoruyor.

36. seans

Bugün nerdeyse tüm gün HK'nın mekandaydım.

Bekleme odasında ilk başta %100 iyileşen bir danışan Selman ile konuştum. 1 senedir terapilere geliyormuş. Bir erkekle bir sene boyunca şiddetli aşk yaşamış, ilişki geçmişi varmış. Annesinin zoruyla terapilere gelmiş, en başta isteksizmiş. Şu an bir kız arkadaşı da varmış.  Ondan öğrendiğim en önemli bilgi "eşcinsel ilişkide yaşanan kavgaların zamanla ilişkiyi tükettiği fakat hetero ilişkilerde yaşanan tartışmaların, kavgaların ise ilişkiyi daha da güçlendirdiği" oldu. Yakın zamanda da terapi yazısı yazacakmış merakla beklemedeyim.

Sonrasında 45 yaşlarında bir danışan eşiyle geldi. Bekleme odasında Selmana kıl kıl, tahrik eden sorular sordu. "İyileşmek denir mi biz hastası mıyız" falan diye. (Sanki biz kendimize hasta dememeyi akıl edemiyoruz). O an Selmanı da alıp dışarı çıkmak istemiştim. Sonrasında HK'nın sözleri aklıma geldi: ''Asıl erkeklik dışarı kaçmak değil, seni öfkelendirdiğinde, kızdırdığında,gerdiğinde onun tezini çürüteceksin.Açığını arayıp,sataştığında; beni ezmesine, küçümsemesine, aşağılamasına izin vermemen lazım. Asıl erkeklik bu." Sonrasında eşiyle beraber olan seanslarına da  katıldım. Karısı herşeyini bilmesine rağmen yine de kocasını seviyor, terketmiyordu. Halbuki eşcinsel ilişkide asla bir erkek diğer erkek için bunları yapmazdı. Aklıma o an Elif geldi. O da sanki herşeye rağmen beni terketmezdi diye düşündüm. Belki de eşcinsel hayatın içerisine girsem bende ileride o gıcık olduğum adam gibi olacaktım. Epey ibretler almış oldum :)

Sonra bekleme odasında başka danışan Yağız ile konuştum. Kendisi benim Bora hocaya başladığım zamanlardaki psikolojiye sahip, obsesif,takıntılı, kaygılı sürekli düşünen... Biraz onda kendimi gördüm aslında bu zamana kadar epey yol katetmişim diye düşündüm. Kendisinin de yakın zamanda olumlu sonuçlar alacağını düşünüyorum en azından yaş itibariyle benim kadar terapilere başlamakta gecikmemiş.

Hoca seansa beni överek başladı. Yeni kıyafetler almıştım, yakışıklı olduğumu, bu kıyafetlerin bana yakıştığını söyledi, kovboy gibi olmuşssun dedi:D kendisine teşekkür ediyorum :) Spora başladığım için maddi sıkıntılara girmeye başladım. Artık 2 haftada bir mi seansa gelsem, biraz tasarruf mu yapsam diye düşünmüştüm.  HK borç  yapabiliriz demişti ama bir gün ödeyeceğiz en nihayetinde. Fakat fark ettim ki hamam fantezileri, gay porn , masturbasyon falan hala devam ediyorum, azaltamıyorum. Mecbur yine her hafta gelme kararı verdim :)

Stresimin artmasında geçen seans konuştuğumuz  Elif ile evlenme kaygısı mevzusu var. Bence birde işyerimdeki görevimin yüksek ihtimal uzayacak olması, benim devlete atanmamın gecikmesi, önümde işimin nasıl devam edeceği konusundaki kaygılarım, korkularım var. HK kaygılarımın gereksiz olduğunu, görevimin 3-4 ay daha uzamasının fazla korkulacak bir durum olmadığını sonrasında da zaten birçok seçeneğim olduğunu, en nihayetinde işsiz güçsüz kalmayacağımı söyledi. Bu boşluk zamanımda ergenliğime kadar yoğunluk veremediğim, sanata,spora, hobilerime, gezmeye tozmaya,eğlenmeye, KENDİME YATIRIM YAPMAYA odaklanabilirmişim. Takdir kazanacağım, birşey yapmış olmak, yeteneği kabiliyeti olmak. Bir yeteneğimiz yoksa ... Geç kaldım diyeceğim ama müsabaka devam ediyor, hayat bitmedi, telafi edebilirisn geç kalmışlığını. Başlamak zorundayız. 35te kralsın. Sırf mesleğimi yapsam da tatmin olmayacağım, para kazansam da. İlgi istiyorum, beğenilmek, değer görmek, alkışlanmak istiyorum. Asıl konu bu ama bunların olması için hiçbirşey yapmadım. Hayat acımasız, kimse elinden tutmaz sen fark yaratacaksın, bir karizma inşa edeceksin. Sen çaba göstermezsen kimse kapını çalmaz. HK kendi hayatından örnekler verdi 35'te mesleğinde çıkışı yakalamasından vs...

Geçen seanstan aklımda kalan en önemli soru "35 terapidir gidip geliyorum, niye hala pasif fantezilerim duruyor?" olmuştu. Bu seans HK damarıma bence çok bastı. Yazıyı diyalog olarak paylaşssam daha iyi olur diye düşünüyorum:

*HK: Sence bir güç kazanıyor mu Ali genel olarak
-Bence hayır.

*Neyde zorlanıyorsun?
-Ne bileyim insan ilişkilerimde falan zorlanıyorum galiba.

*Niye hala kafaya takıyorsun ki?
-Takmamaya çalışıyorum artık ama...

*Peki, bugüne kadar ben böyle eşcinsel yaşadım.Sanki  iyileşirsem güç kaybedeceğim ya da bilmediğim bir dünyaya gireceğim gibi bir kaygı var mı?Erkek olmak zor, dolayısıyla iyileşmek zor bir şey. Sanki beceremeyeceğim, yapamayacağım ya da sıfırdan mı başlayacağım gibi bir kaygı?
-Ben bunu hiç öyle düşünmemiştim ama.... Bu söylediğiniz kaygı daha çok din konusunda vardı. Yani cemaatten,dinden  kopunca ne yapacağım gibisinden. Yani  düşündüğümde eşcinsellikten iyileşirim, problem olmaz gibi.

*Tamam iyileşmene engel ne var ama hala? Şimdi diyelim Selman gelmiş. Her şeyi yaşamış. Sen daha yaşamamışsın. O Tık tık tık tık iyileşmiş işte. Senin iyileşmekte zorlandığın kısım neresi?

-Ya içten içe acaba... Bana bu erkeklere olan ilgi çok somut, güçlü geliyor.

*Sanki şunu mu tecrübe etmen lazım,  "eşcinsel hayatın  pozitif bir yanı var ya da çeken bir tarafı var, arzuladığım bir tarafı var, tatmin olmak isteyen bir tarafım mı var, yaşamak isteyen bir tarafım mı var" ?
-Evet var sanki.

*İyileşirsem sanki bir şeyler yaşamadan bitecek düşüncesi var mı?
-Evet, var :(

*Diyelim mesela Selman diyoruz ya 1 yıllık aşk yaşamış, aktif olmuş, pasif olmuş, ne yaşamışsa yaşamış. Şimdi sen sanki hiçbir şey yaşamadan iyileşince bir şey kaybedecekmişsin gibi mi? Eşcinselliğe dair. Sanki tecrübe edemeyeceksin. Öpüşemeyeceksin oral ilişki olmayacak... Bir penis göremeyeceksin. Bunlar işte bir kayıp gibi mi?
-Evet, kayıp gibi.:(

*Bu kısım bilinç düzeyinde mi sence bilinçaltında mı? Ben bunları söylemesem bunların farkında mısın?
-Bilinçaltında olabilirim (Şu an yazarken düşünüyorum da aslında bilinç düzeyindeydi). Bilincimde hissettigim bunun çok somut ve güçlü olduğu ve eşcinselliği yenemeyeceğim gibi bir şey var sanki.

*Bu bence bir arzu değil mi? İyileşmeye karşı direnç? Eşcinselliğe dair büyük bir arzu. Ne varsa ben de gideyim, yaşayayım veya burada şimdi yaşamışlar var, yaşamamışlar var. Hiç ilişki yaşamamış, senin gibi gelenleri dinlemek nasıl bir şey? O öyle sevişmiş, öyle öpüşmüş, ama gelmiş gitmiş iyileşmiş olanları dinlemek sende ne uyandırıyor? A şıkkı B şıkkı.
-B şıkkı daha çok ilgimi çekiyor. Fakat o  B şıkkının "ben yaşadım ama senin yaşamanı tavsiye etmiyorum." sözü inandırıcı gelmiyor.

*Nasıl geliyor? Her şeyi, her haltı yemişsin anasını satayım. Sen tatmin olacaksın. Sıra bana gelince mi yasak, günah, haram.
-Yani evet.. gerçi bir şekilde işte iğrenmiş ve bitmiş yani.

*Ne arzusu bu ama? Bu arzudan mı vazgeçemiyorsun, "yaşamalıyım, her şeye rağmen yaşasam sanki kötü bile olsa güzel bir tarafı var."
-Öyle değil mi zaten? Söyleyenler öyle demiyor mu? Zevk alıyorsun diyorlar yani yaşayanlar

*Ama orada bir şeyi ıskalıyorsun . Normal şartlarda her ilişki zevk verir, her türlü sevişmek zevk verir kabullendiğinde ama. Normal bir erkek, erkek erkeğe sevişmeyi kabullenemez ama kabullendiği an, sevişmeye başladıktan sonra kendini geri çekmezse...Biyolojik bir şey değil mi?
- Zaten işte bir yerde bana biyolojik geliyor ve böyle çok somut geliyor. Yani bir inanç var en nihayetinde iyileşmeye dair, buralara da geldiğime göre kaç seanstır ama...

*Ama hiç iyileşmeye güçlü bir direnç var mı yok mu? Ve arzu böyle. Arzu boyutunda ama.
*Şimdi bak normal eşcinsel kimliği güçlü bir adam gider yaşar o ilişkileri. Din biliyoruz korur ama kurtarmaz yani. Gidersin o koruma bariyerini de yıkarsın gider yaşarsın.

-Böyle yaşamak çok kolay olsa diyelim, tam kriterlerime uygun biri beni çok zorlasa, ısrar etse, evime gel falan dese ben de gitsem veya ben çağırsam o koşa koşa gelse. Sanki öyle bir şey bekliyorum.
*Buldun mu öyle biri, o kadar yazıştın ettin var mı öyle biri?
-Yok. Ama olsa yaşarım.
*İşte yok.

*Kriterlerine uygun birini hayal edip konuşalım. Ondan ne bekliyorsun birlikte yaşadığında? Beni bırakmayacak falan mı?
-Ya sevişme istiyorum ama bunu da bilmiyorum yani.

*Sevişince ne kazanacağım? Tamam zevk alacaksın. Ama ne kazanacağım?
Zevk işte, tatmin, ne bileyim. Öyle olmuyor mu?

*Ya zevk alıyorsun.. her türlü ilişkiden zevk alınır.Ama bittikten sonra işte ne olacak? 45 yaşındaki adamı gördüm. Her türlü sevişti. 100-150 kişiyi. Araya en yakışıklıları da karışmıştır. Her tip ve tipolojili adamla sevişmiştir.
-Şey var herhalde. Bir yerde potansiyelim var, harcanıyorum. Bu zamana kadar kurduğum hayaller... Gerçi geçti o devran. Artık az çok anladım iç yüzlerini eşcinsel dünyanın. Yani temelde işte somut çok geliyor ya da güçlü arzu hissediyorum ama...  O zaman bilmiyorum niye direniyorum...

*bence eşcinselliğe dair bir arzuyu yok edemiyorsun, vazgeçemiyorsun.! Hala arzulayan bir tarafın var. Yani tamam penis görmek istiyorsun en azından. Değil mi? Sence ereksiyon olmuş bir penis görürse, gördüğün an sence ne hissedeceksin? Senin algıların ne yani? Bir erkeğin? E dokunursam? Oral yaparsam? Oral, gördüm, dokundum. Şu an senin kafanın içindeki bütün şeyleri sansürsüz söyle ama.

-Ya anlık heyecanlanırım ama yani... Oral kısma kadar daha çok hoşuma gidiyor. ama son zamanlarda aslında oral yapmak da gururuma yediremediğim bir şeye dönüşmeye başladı. Hatta artık Elife benziyorum gibi oluyorum sanki. Daha da uzaklaşıyorum oral yapmaktan.
*tamam bu iyileşiyorsun kısmı.

-Aslında sanki güreşmek, erkek erkeğe güreşmek. Mesela sokak serserileriyle mastürbasyon partisi ...
*Geçmişinde erkek erkeğe temas, rekabet, oyun olmadığı için. Çocukluğunu hiç çılgınca yaşamadığın için, yaramazlık yapmadığın için, gidiyorsun o serseri adamlarla oyun oynamak gibi bir şey mi? Ne diyoruz? Bir erkek çırılçıplak karşındaysa, sen ne kadar ezik olursan ol sende ne uyandırır ? Daha savunmasız  senin karşında. Sanki bir güç mü kazanıyorsun? Ele geçirmişsin gibi yani. O senin olmuş gibi. Oyun gibi.
Psikolojide falus kavramı var. Cinsel organı da kapsamakla beraber güç ve iktidar sahibi olmak. Sana niçin çekici geliyor? Sen kendi iç dünyanda Aliyi güçlü, erkeksi hissetmediğin için çekici geliyor. Başkasınınkileri haset duygularınla elde etmeye çalışıyorsun... Sonra da bilinçaltında istiyorsun.


-Peki ,bu kelimeyi söylediniz madem detaylandıralım. Kıskançlığı son zamanlarda kendimde gözlemliyorum. Acaba benim eşcinselliğim, kıskançlığımın çok büyük, patolojik boyutta olması ve dönüşmesi mi?
*Evet!  Ne boyutta kıskançsın? Kıskandığın insanlardan örnek ver. Kimleri kıskanıyorsun en temelde?

-Mesela geçen 4-5 kişi erkek arkadaş grubumuzla oturuyorduk. Gruba yeni bir kişi geldi. Kendisi çok özgüvenli konuşuyor, girişken özgür, kimseyi falan takmıyor, ,meseleleri. O an kendimde düşündüm "şu an ben ne hissediyorum" dedim. Baktım ki aşırı kıskanıyorum
*E tamam, onun gibi olmak istemiyor musun? Onun yerinde olmak istemiyor musun?
-Aynen, çok aşırı.
*E tamam, bu... Gerçek sorunun bu! Sevişmek memişmek değil yani seviş bir şey değişmeyecek ki. Bu kıskanç yönün ölene kadar kalacak. Eşcinsel hayatı yaşadığında bu kıskanç yönün daha da artacak. Seviştiğin kişiyi kıskanacaksın. O erkek hiçbir zaman olamayacaksın. Hep pasif roldesin ya giremeyeceğime göre daha kıskanç, daha kıskanç, daha kıskanç olmayacak mı? Bir ego yaratacaksın belki ama içi boş bir ego. Kerimcan, Murat Ö.,YouTuberlar veya Mükremin G., Şırnak'ta. Gördün mü onu? Oteli varmış da sevgilisinin, 12 tane oteli varmış. İşte böyle egosu var.  Nasıl bir ego? Aktiften aldığı ego.

-Başka bir boyut bu kıskançlığım. Arkadaşlarımı kıskanıyorum. Her şeyi kıskanıyorum.
*Ama bak hiçbir şey yapmamışsın . Bu çocuksuluk, büyüyememek, olgunlaşamamak, erkekleşememek. Sadece hekimliği kazanmışsın. Sonrasında bir şey var mı? Yetenek kabiliyet, kendini geliştirmek, daha fazla çabalamak... Ne yapıyorsun? Hiçbir şey yapmıyorsun. Kendini geliştirmek dışında hiçbir şey yapmadıkça, "Acaba neyi kıskansam, bunu mu kıskansam, onun neyini kıskansam, bunun neyini kıskansam", ona dönüşmüyor musun? Mesela psikoloğa da öfke duyarken kıskançlık var mı? Bir şekilde duruş, tarzına falan.
-Ego kısmında vardır.
*Tamam mesela egosunu gördüğünde böyle adam atıp tutuyor biraz. Öfkeli sinirli atıp tutan tarafım var ya. Söven, sayan tarafım. Sen de ne uyandırıyor?
-Yani sizin gibi olmak isterdim.
*Engel ne var?
-Valla önceden sorsan din yasaklıyor falan derdim ama. Din mütevazi olun diyor ya malum.
*Ne? Mütekkebbire tekebbür sadakadır. Kibirli olan herkese. Seni aşağılayan herkese. Seni yok sayan herkese. Müslümanın kibri yok mu? Piyasada şuan kibirden geçiliyor mu?  Pozitif duygu, sevgi geçişken bir şey. Yani sana bir insan değer veriyorsa o değer geçer. Seni bir insan küçümsüyorsa demekki laf sokuyor işte. Kibirli insan laf sokar. Sen adam mısın? diyorsa karşında kibirli bir adam var, seni küçümsüyor, aşağılıyor. İşte orada ne yapacaksın? Daha fazla kibirli olacaksın. Ha şimdi beni kıskanıyorsan diyoruz ya bak ben de eskiden senin gibiydim (Hk kendi hayatından örnekler verdi burasını detay vermeyeyim belki istemez)

Mucize beklemeyeceksin. Güçlü olman mümkün değil. Küçük adımlarla yol alacaksın. Kazanamayacağına inansan bile kaybetmeyeceğine inanman lazım. Bu bir savaş, evet birinci müsabakada kazanamayacağım ama sonunda ben kazanırım. Bir umut yaratacaksın. Bak şu an zaten dış şartlarında hiçbir engelin yok. İçini yenemiyorsun. Karar veremiyorsun, son kararı veremiyorsun. Her konuda kararsızsın işte.  Atansam mı, askere mi gitsem, görevim uzadı mı, uzarsa benim halim nolcak... Kaygı yaratmıyor musun? Ama bu kaygılar gereksiz ki sen bir hekimsin. Askere gitsen de olur, uzasa da olur, şöyle kenarda da olur, içeride de olur, dışarıda da olur, her yerde olur yani.
Kıskanmak kazandırmaz. Git onu taklit et. Kıskanma, taklit et. Ama onu taklit edebiliyor musun? Kıskandığın bir insanın yaptıklarını yapabiliyor musun?


*Eşcinselliği yaşamak isteyen bir tarafın var. Bence onu da iyileşmeye direnç gösteren tarafın  yaratıyor. Ya kendin için hiçbir şey yapmamışsın yani. Çabalamıyorsun. Evet arkadaşınla buluşuyorsun, yiyorsun içiyorsun ama mesleki anlamda, geleceğin anlamında gayretin yok. Kader gayrete aşıktır.  Sen de gayret... Yok yani. Kendin için, kendi hayatın için, geleceğin için. Kendini hiçbir şekilde sen motive etmiyorsun. Mevcut durumu kabullenmişsin. İyileşmek istememek; sen kabulleniyorsun iyileşmek istemeyen tarafın devrede. İyileşmek istemeyen tarafını yenmek için bir şey yapmıyorsun yani. Sanki terapilere gidiyorsun, geliyorsun, gidiyorsun, geliyorsun.
-Bunu nasıl aşacağız, çözüm?
*Gayret!
Her konuda gayretin olacak yani. Ama bak mucize yapamazsın, mucize bekleme, mucize yaratmıyoruz. Küçük adımlar. Ne diyor şimdi Selmana da sorsan? "Nasıl olduğunu anlamadan iyileşiyorsun." Sadece gayret edeceksin, çabalayacaksın. Düşsen de, kalksan da. Pes etmeyeceksin.

-Verdiğiniz ödevleri yapıyorum aslında. Sadece şeyi yapmıyorum. Belki artık biraz orada gayret gösterebilirim. Porno izleme, mastürbasyon.
*Oraları terk etmemiz lazım ama yani.
-Onu evet Selmana da söyledim. O da boş kalmaman lazım dedi.
*Tamam yalnız kalmayacaksın canım. Keyifli zaman geçirdiğinde, duygusal anlamda hayatında tatmin olduğunda porno, masturbasyon asla bir ihtiyaç değildir. Aklına gelmez. Gelse bile geçer. Tatmin olmuşsan ama. Mutlu olmuşsan, keyifli zaman geçirmişsen, gezmişsen, tozmuşsan, eğlenmişsen.
-Şu an yalnızım ve boşum.
*Hiçbir şey yapmıyorsun ama bence Türkiye tarihinde böyle bir  hekim olabilir mi? :) Anca şarapçı bir, alkolik bir hekim yani bu kadar tembeldir. Öyle değil mi?
- :D :D

-Derinlerde bir yerde sosyal fobim hala çok kuvvetli bir şekilde duruyor.
Geçen Elif ile da stand-up'a gittik. Orada adam aranızda Karadenizli olan falan var mı diye sordu. Elif de ele kardırsana gibisinden baktı gülerek. Ben de el kaldırmaya utandım.
*Orada kaldıracaksın, sonra akışını bırakacaksın. sana bir soru soruluyor, o sorunun cevabı sensin. Seni arıyor soruyu soran kişi. El kaldırsan bak doğal akışında bir şey gelecek. Neyi tecrübe edeceksin? Rezil olmadığını, hatayı yapsan bile sana göre, keyif aldığını, insanların seni ayıplamadığını göreceksin. Amacımız orada yargılamak değil, zaten mizah da yargılamak, sorgulamak değil ki. Keyif almak. İşte bak ne yapıyorsun orada? En yanlış şıkkı seçiyorsun. Elini kaldırmamak.
-Sosyal fobi hala niye derinlerde bir yerde?
*Bugüne kadar erkeklerin arasına tam karışamadın...Yazdın ya, 4 kişiyiz diyelim, onlar 3 erkek, ben erkek değilim psikolojisini yıkman lazım.
-Liseye kadar yoktu aslında sosyal fobi. Lisede bir arkadaşım vardı ki sosyal fobik. Ondan bana geçti direkt.
*E yani sosyal fobikden uzak duracaksın. Ben mesela sosyal fobikle uğraşmam yani terapi olarak. Baş edemezsin ki. İyileşmek diye bir şey yok. Onun için escinsele  tahammül edebilirim sonuç alıyorum yani. En sosyal fobik danışanlarımızdan biri H... Sen onun yanında bülbülsün diyelim. Geldiği nokta nasıl?
-Konuşuyor ya gayet iyi konuşuyor.
*O eşcinsel olmasaydı, heteroseksüel olsaydı o noktaya gelmek mümkün değil. Hiçbir psikolog danışanını o noktaya getiremez. Sosyal fobi bir yüktür. Senin bir arkadaşının sosyal fobisi varsa sen bir yük taşıyorsun. Bir de nankördür. Sonra eğer özgüven kazanırsa ilk satacağı kişi sensin.
Çünkü geçmişi sosyal fobi, karanlık, lekeli. İyileşti zaman geçmişini hatırlamaması lazım. İlk yapacağı şey geçmişindeki insanları çıkarmak.
-Biraz o sosyal fobik arkadaşa kızgınım beni de etkiledi. Onun yüzünden böyle oldum gibi veya zaten zemin hazırdı da denk geldi.
*Ama bütün her şey onun yüzünden değil. Güç kazanacak bir ilişki kuramazsın. Sosyal fobik arkadaş güç kazandırmaz. gücünü tüketir.
-Ama ilk ondan duymuştum. İnsanlar arasında ben çok çekiniyorum lafını. Normalde öyle bir şey gündemimde yoktu.
*O da senin çekincelerini pekiştirmiş yani.


7
HÜSEYİN KAÇINLA SARILMAK
Odaya çağırdığınızda ve gözleriniz dolunca bir an korktum ama sonra rahatladım. Poğaçalar  yolda gelirken biraz ezilmiş,patates salatasını geceden yaptım beğenmezse diye arada kalıp mücadele etmesem  sonra M. de” götür ne olacak” demese sanırım veremezdim cesaret edip. Siz sarılınca sevgiyi hissettim sanki içimden bir şeyleri elinizle tutuyormuş gibi.Ama hiçbir şekilde sarılırken bir kadın kimliğine sahip olduğumu düşünmedim hatta sevindim belki de beni erkek olarak bir dost arkadaş  gördüğü için sarıldı ..tabi o yüzden sarılmadığınızı biliyorum ama benim de son zamanlarda modum oldukça düşüktü ,sarılmanızı hiç beklemiyordum.Ne bileyim pek profesyonelce olmuyor,danışanına dost olan psikolog ben hiç görmedim belki de sizi farklı kılan bunca zaman size gelmemi sağlayan şey buydu.Çünkü istemediğim bir bedende ait olmadığım bir hayatta mücadele veriyorum ve kimsem yok,gidecek bir yeri olsun ister insan.Onarım terapisi anlamında değil cinsiyet kimliğimde bir değişim yok ,ergenliği geçeli de epey oldu zorlamamak lazım bazı şeyleri ,içimden gelmiyorsa yapamam neticede kafası karışık bir  çocuk değilim ,mesele insanilik anlmında aslında hayatımın en önemli eksiği sarılacak bir arkadaşımın bile  olmaması ..Babam az önce sarıldı bu yazıyı yazmadan hemen önce, bu yüzden buraya da yazmak istedim.Babamla aramda sizle aramızda oluşan  “o şey “ oluşamıyor,evet sarılıyor bir tanecik kızım diye ama bir şey hissedemiyorum ona karşı. Sürekli aklıma çocukluğumdaki şahit olduğum seks sahnesi ,sesler, iğrenç görüntüler geliyor.Eskiden böyle değildi babam,tuvalete  çişini bile kapıyı kapamadan yapar beni delirtirdi.Babam  yaşlanıyor bunu hissediyorum..Ama bana hiçbir anlam  ifade etmiyor.Kötü bir baba diyemem,bana ilk bisikletimi alan,”aşımın tuzu”diye iltifatlar eden ,yemeyip yediren içmeyip içiren ,sabaha kadar da olsa sizden terapi dönüşümde otogardan arabayla almak için bekleyen biridir hakkını yemek istemem ama bazı hatalar sıfırlıyor her şeyi.Ben bir şey hissedemiyorum,ne babama ne anneme karşı ,üzülmesinler diye “miş “gibi yapıyorum.Ama gerçeğim bu. Dini olarak benim soğukluğum ailemle özdeşleşmemeden kaynaklı tiksinti seviyesinde dinden nefret ediyorum,islamla tanımlamıyorum inancımı ,erkek kimliğim yüzünden beni lanetlemeyen ve seven bir tanrıya inanıyorum.Kafama takmamaya çalışıyorum,neysem oyum.Artık kendim olmak istiyorum ve hesap vermek istemiyorum.Diğer insanlara da tahammülüm kalmadı ,neysem öyle davranıyorum,duruşum hareketlerim gerçekten kınanma eleştirilme korkusundan  gına geldi. Sizin kliniğinizde aslında daha fazla konuşuyorum normalde ağzımı açıp tek kelime etmem. Ama yine de biraz farklı kalıyor hikaye olarak sonuçta size gelen çoğu kişi cinsiyetinden memnun belli bir yerde tıkanılıyor,mesele şu ki benim problemim eşcinsel olmamam, eşcinsel olduğumu nasıl kabul ederim ve kendime ben kadınım derim bilmiyorum,özgüven kazansam da kimliğim değişmiyor maalesef..
8
30/04/24 09:19
Siyah Kuğu'yu baştan sona 2.kez izledim. Tamamen hissettim. Dişimi o kadar sıkmışım ki ağrı var. Bu sabah iç çamaşırımı el feneriyle kontrol etmedim. Bir iki damla idrar kaçar, ben görene kadar kurur diye ışıkla bakıyordum. Leke varsa görmek için. Yapmadım. İki senedir vakit kaybediyorum diye hiç baştan sona film izlememiştim. İki bölüm dizi ve YouTube'daki kesitler haricinde.Filmi izledikten hemen sonra bir tarihçinin radyo yayını dinleyecektim, dinlemedim. Okula kadar yolu izlicem sadece. Zikir de yapmıcam.
30/04/24 11:03
Okula giderken hiç tişört giyemiyordum. Bugün giydim üzerine montla birlikte. Sınıfa girdim 20 dakika kadar montu çıkarmamak için direndim. En sonunda çıkardım. Ama kollarımı masanın üzerine çıkaramadım. Kenarda saklar gibi tutuyordum. Gerginlikten sol kolumu kazıdım. Fakat şu an rahatladım. 5 yaşındayken annem beni şort ve atletle dışarı çıkarmak istemiş. Kapının önünde ağlamışım çıkmamak için. Kollarımı kapatıp oturmuşum. Ancak daha sonra alışmışım kısa kollu giymeye, sanırım liseye gelene kadar.
***
Bu bedene yabancılaşma denilen şeyin aslında farklı tezahürlerini de gördüm. Vücudumdaki tüyler utanç vericiydi benim için çıkarken. Ailem daha doğrusu annem neyle alıyorsun diye soruyordu. Yok ki diyordum. Benzer şekilde ergenliğe girdiğimi de saklamıştım. 11.sınıfa gelmiştim ve ailem müslüman olduklarından gusül abdesti almamı bekliyordu fakat hiç görmedikleri için ergenliğe girmedim sanıyorlardı. Ergenliğe ise 9.sınıfın 2.döneminde girmiştim. Hüseyin Hoca bu tarihe geç dedi. Her neyse ailem doktora götürmek istedi. Babam bana rüyanda bir kızla seviştiğini göreceksin demişti. Zannediyorum 11.sınıftayken ilk kez sabah yıkanmıştım onları rahatlatmak için. Gusül almamamın nedeni dinsiz olmam değil utanmamdı. Erkek olmaktan utanıyordum belli ki.
30/04/24 19:15
En yakın arkadaşımla bir gündü. Gün boyu tek bir erkeği bile fark etmedim. Hatta fark etmeksizin bir kıza uzun süre baktım. Gayrı ihtiyari olan bu davranış beni mutlu etti. Arkadaşımın yanında bugün hiç olmadığı kadar natüreldim. İlk kez onunla argo konuştum. İlk kez WhatsApp grubuna sansürsüz küfür yazdım. Tek ilacım erkek arkadaşlar gibi hissediyorum. Lisede birbirlerine çok yakın olan erkek arkadaş grubunda olmayı ne isterdim. Aslında her yıl bir iki tane yakın erkek arkadaşım oluyordu. Ama problem sene biter bitmez benim onların yüzlerine bile bakmamamdı. Hemen yeni bir arkadaş bulmaya çalışıyordum ve kimseyle yakınlaşmak için çaba sarf etmiyordum. Şu an liseden görüştüğüm kimse kalmadı. En son Şubat ayında bir arkadaşım aradı. En son da bir sene evvel onlarla buluştum. Üniversitedeki arkadaşlarımla aynısı olsun istemiyorum. Onlarla daha yakın olmak istiyorum. Artık dışarı çıkma, gezme isteklerini reddetmiyorum. Dışarıya çıkacağım diye korkuyordum. Çünkü namaz geçecek diye düşünüyorum. Dışarıda tuvaletimi de yapamam çünkü sadece istibra yapmıyorum. İç çamaşırıma 3 kat peçete koyuyorum, idrar gelmesin diye. Sabah namazlarında kalkıp tuvalete gidiyorum, bunları yapıyor sonra tekrar uykuya yatıyorum, iyice vakit geçsin diye, sonra kalkıp abdest alıyorum.
***
Okuldan gelince annem babam bana çok iyiydi. Dün akşam kötüleşmemden belli ki etkilenmişler. Onların hâlini görünce üzüldüm. Ama yapacak bir şeyim yok. Yanlış hissetmeme sebep olan ne varsa hepsi, herkes suçlu.
9
29/04/24 20:32
Delirmek üzereyim. Ben hasta değilim. Obsesif değilim. Homo hiç değilim. İlaç yüzünden midem bulanıyor. Keşke hiç başlamasaydım. Başımda yine bir tuhaflık var. Kapkaranlık bulutlar çöktü üzerime. Bugün gayet iyiydim oysa. Allah'ım nedir bu sıkıntım, bana yardım et. O şu yüzden, bu bu yüzden. Hepsinden sıkıldım. Mantık istemiyorum artık. İyi olmak istiyorum.
29/04/24 20:41
Travmalarımla baş edebilecek güçte değilim. Yaşamaya hakkım yok. Hayır kendimi üzmicem. Bunu hak etmiyorum. Ben kötü bir şey yapmadım. Ben iyi olmaya çalışıyorum. 7.sınıftaydım. Dedemin bir arkadaşı torununu kötü şeyler izlerken yakalamış. Babaannem de diyor ki büyüyünce o(ben) da izler. Annem hayır dedi. Bana gelip sordu. İzliyor musun diye. İzlemiyordum. Hiçbir zaman izlemicem dedim. Ama 2 sene sonra izledim. O yüzden başıma bu belalar geldi. Zaten hep böyle olur. Annem hep benimle övünürdü ilkokulda. Bir gün arkadaşlarımla parka gidecektim. Gitme dedi. Gittim. Yolda öyle kötü düştüm ki. Anne seni dinlemediğimde hep başıma kötü şeyler geliyor dedim. Öyle gerçekten. Beni tutan bir annem yok ama şimdi. (İsmim), gel oğlum dedi şimdi, çaya çağırıyor, babam da çağırdı. Ölüyorum, elimden tutun. Kendime hakim olamıyorum. Ağlıyorum.
29/04/24 21:25
Akşamları online eğitime kayıt oldum. Ama derse odaklanamıyorum. Derse geç kalınca arkadaşım yazdı. Kitap falan okuyorsan girme önemli bir şey yok dedi. Yatıyorum dedim. Vay sen dinlenir miydin diyor. İnsanlar beni böyle bilmiyor. Kendime, benliğime ihanet ediyorum. Çalışmalıyım ama ben boş oturup kusmuktan farksız yazılar yazıyorum.
29/04/24 21:34
İyiyim. Annem evliya değil. O günah işliyor. O babamla... Çocukken yanılmışım. Şu an gayet iyiyim. Annem suçlu. O beni yanlış yetiştirdi. İşte ben böyleyim. Bir dediğim bir dediğimi tutmuyor. Her yazdığımı silmek istiyorum ama sonra anlatamam diye silmiyorum. Az önce üzerimde kapkaranlık bulutlar vardı. Şimdi dağılıyor.
29/04/24 21:42
Baba senden nefret ediyorum. Sorsana neden böylesin diye. Annem soruyor. Baba karşımda çay içiyor. Bok iç. Annesini, dayısını anlatıyor. Onların Allah belasını versin. Annemi çok seviyorum. O kadar güzel bir insandı ki. İlkokulda birisi annen çok güzelmiş demişti. Çok sinirlendim. Neyse ki annem beni okula çok götürmedi. Komşu götürüyordu. Annem çok korkak. Ben araba kullandığımda çılgına dönüyor. Çok hızlı ve dikkatsiz kullanıyorum. İkisinin konuşması salakça. Gebersem fark ederler mi acaba.
29/04/24 21:58
Yukarıda yazdıklarımda çıldırmış gibiyim. Neyse ki hemen geçiyor bu düşünceler. Hemen her gün 1 saatimi alıyor ama belki. Çocukken annemi ilahlaştırdığımı görüyorum. O kadar midemi bulandırdı ki okurken. Annemden uzaklaşıyorum artık. Onun yanında üst değiştirmiyorum. Geçen hafta rüyamda annemleydim. Banyodaydık. İkimizin üstü de giyinikti. Bana banyo yap dedi. Ben yapmak istemedim. Israr etti. Arkanı dön dedim. Kıyafetlerimi çıkarmadan yıkandım.
10
29/04/24 12:06
Annenin işi vardı, dışarı çıktı, bizimle kahvaltı yapmadı. Babamla beraberdik. İlk başta konuşmadık, sessizlik hakimdi. Sonradan bayağı konuşmaya başladık, bana çok iyi geldi. Sabah arkadaşım da nerdesin agam yazmış, beni çok mutlu ediyor. Bugüne kadar kendimi en yakın hissettiğim arkadaş, bu sene arkadaş olduk. Keşke ona sımsıkı sarılabilsem. İnşallah arkadaşlığımız ömür boyu sürer.
29/04/24 18:13
Arkadaşlarım ve kardeşlerim hakkında yazdıklarım için çok üzgünüm. Onları gerçekten seviyorum. Yok yeterince maskülen değilmiş, yok ablam bana bir keresinde bunu demiş. Etrafımdaki herkesi mükemmel istiyorum. Ben de mükemmel değilim ki. Hem mükemmel olacaklar hem de beni annem gibi sevecekler. Hüseyin Hoca kimse seni çocukluğundaki gibi annen kadar sevmeyecek demişti. Bense lise ve üniversite yılları da dahil anneme sürekli beni eskisi gibi sevmiyorsun diyordum. Beni hâlâ küçük oğlunu sevdiği gibi sevmesini istiyordum gerçekten. Bunu şimdi annem bile yap(a)mazken bir de bunu insanlardan bekliyorum. Oysa gerçekten onları seviyorum ama kendimi mutsuz hissettiğimde öfkelenecek bir şey arıyorum. Sürekli kusur arayan bu gözden sıkıldım, beni çok yordu artık. Çok seneler önce uzunca bir süre tesirinden çıkamadığım bir rüya görmüştüm. Çok zayıf, siyahi bir çocuk bana sevdiklerinin kıymetini bil diyordu. Bu cümle benim için çok şey ifade ediyor. Ben beni sevenlerin, sevdiklerimin, sahip olduklarımın kıymetini bilmedim/bilemedim. İnşallah düzelecek bundan sonra.
Sayfa: [1] 2 3 ... 10