Ben Merdümgiriz. 21 yaşındayım. İstanbul’dan katılıyorum. Yarışmacı arkadaşlara başarılar diliyorum.
27 Nisan bugün. İlk kez terapiye gittim. Hüseyin Hoca terapiden sonra yazı yazmamı söyledi. Aylardır terapiye gelmemek için kendimce bahane uydurup yalnızca sitedeki yazıları okumakla iktifa ettiğim için burayı okuyan birilerinin de tıpkı benim yaptığım gibi başkalarının yazdığı yazılarda kendinden parçalar görmesi, kendini yalnız hissetmemesi için hocaya iki hafta önce gönderdiğim hayat hikayesini aktararak başlıyorum.
Dört kardeşten üçüncüsü olarak dünyaya geldim. Doğum öncesinde konuşulduğu üzere çocuğu olmayan halama evlatlık olarak verildim. 7 yaşında annemin(hala) bana bunu pedagog eşliğinde söylemesiyle öğrendim. Ona benim annem sensin diyerek sarıldım. Hayatım boyunca da bu meseleyi dert etmedim. Fıtraten içedönük bir karaktere sahibim. Anaokulunda her çocukla az çok konuştuğumu hatırlıyorum fakat yakın bir arkadaşım olduğunu hatırlamıyorum. Ama bir kız arkadaşım vardı. Onun saçlarıyla oynamamdan ibaret. İlkokul 1.sınıfta bir erkek arkadaş edindim. Onunla liseye kadar arkadaşlığımız devam etti. Daha sonra lise tercihi yaparken ondan habersiz değişiklik yapmama bozuldu ve benimle arkadaşlığı bitirdi. İlk kez 4.sınıfta bir kıza aşık oldum. 5.sınıfa kadar herkesle aram iyiydi. Benim için her şey farklı bir okulla birleşmemiz ve sınıfların karışmasıyla başladı. 5.sınıfta da hemen ilk hafta bir kızdan hoşlandım. Hemen kızın arkadaşı bunu anladı. Asla bunun olmadığını söyledim. Kızın yanına ancak 8.sınıfta başka bir kızdan hoşlanırken "zararsız" olduğumu göstererek yaklaştım ve arkadaşlık kurabildim. 5.sınıfta sınıfa dahil olan erkekler daha haşere, yaramaz tiplerdi. Bazıları da ergenliğe girmek üzere, erkeklik taslıyordu. Ben ise sınıfın en çalışkan, en zeki, en uslu talebesiydim. Bir hocamın dediğine göre sadece benim için ders anlatıyordu! Ailemin her dediğimi yapmasının ve tek çocuk olmanın getirdiği hemen fark edilen bir şımarıklık da mevcuttu. Sınıftaki erkeklerden bir iki tanesi bana el kol şakası yapar ben de yapma der ya da elimle mani olur, en fazla bir iki vururdum. Sınıftaki diğer erkekler gibi birbirimizin kafasını yerlerde sürüklercesine yapılan eğlencelerde bulunmadım bir iki kez hariç. Futbol da oynamazdım. Bana karı diyen bir iki kişi vardı. Yine 8.sınıfa geldiğimde yeni gelen bir kişi bana gay diyordu. Belki o zaman gay ne demek yeni öğreniyordum. Sınıfta bana karşı olan bu tavırları mühimsemedim. Çünki akılları sigara, kız, alkolden başka bi' şey almayan!, küfür eden, kavgacı tiplerden elbette ben daha iyi ve üstündüm.
Hatırladığım kadarıyla ilkokula başlamadan önceydi. Sokağın ortasında üç erkek arkadaş ve bir kız vardık. Erkeklerden biri hadi birbirimizinkine bakalım dedi. İlk kez o zaman bir kızı çıplak gördüm ve son kez. Burada anlatacak kadar garip bi olay aslında ben yapmak istememiştim. Aslında sokakta akranım erkek çocuk yoktu. Bunlar da kısa sürede taşındılar. Daha sonra alt katımıza bir komşu geldi. Onun oğluyla çok oyun oynardım. Bir keresinde oyunun ne olduğunu hatırlamıyorum. Ama bana anne rolü vermesine kendisinin de baba rolü almasına itiraz etmedim. Kadın kıyafeti giydiğim vaki değildir. Yüzüm anneme çok benzer. O yüzden bir sefer türban tutmuşlardı kafama neredeyse annemin aynısı olmuştum. Annem benimle fazlaca alakadar olurdu. (Şu an beni boğuyorsun diyeceğim kadar).Yakın bir zamandan annemden öğrendiğim üzere babam da sessiz bir çocuk olduğumu fark etmiş. Beni sürekli dışarı çıkarmaya çalışır, kahveye, kafeye, parka götürürmüş. Ya da tek başına alışverişe çıktığı zaman beni de mutlaka götürürmüş. Çocukken onu çok seviyormuşum. Perdeler kapandığı zaman babam neden hâlâ gelmedi işten diye bağırır dururmuşum. Geldiği zaman da ya saklambaç oynardım ya da koşarak aşağı inerek sırtına zıplayarak biner beni ev içinde de dolaştırmasını isterdim. Ne var ki benimle hiç top oynamış değildir. Yetmez gibi bana Sindirella 3'ün cd’sini satın almıştı! Joseph Nicolosi'den bunun büyük günah olduğunu öğrendim. Bayıla bayıla defalarca izledim hem Türkçe hem İngilizce. Babamla zamanla daha mesafeli kalırken annemle daha yakın oldum liseye kadar. (Liseden sonra annemle birbirimizin canına okuduk).Şu an hâlâ annemin yanında saçmalıyor, şarkı söylüyorum, babam da aslında şakacı, rahat bi insan da olsa onun yanında rahat olamıyorum.
Liseye kadar dinden uzaklaştım. Lisede ise ateist oldum. Ortaokul yıllarıydı. Kur’an’ı açmıştım. Karşıma onlar sizin gerçek oğullarınız değildir tarzında bir ayet çıktı. Daha sonra hakikati öğrensem de İslam’ın beni reddettiğini düşünerek iyice dinden soğudum. Lisede hemen herkesin benden zengin olduğu, seküler hayat tarzından gelme insanlarla aynı okuldaydım. Aşağılık psikolojisini bütün benliğimle hissettim. İyice din düşmanı olmuş ve ebeveynlerimden utanmaya başlamıştım. Annem ev hanımı, babam hususi sektörde asgari ücretle çalışan bir adamdı neticede. Lise 1’de bir kıza aşık oldum. Tabi açılmadım. Lise 1 ortasıydı zannediyorum. Bir gün annemle kavga ettim. Geçtim odama ağlamaya başladım. O an hangi şeytan kulağıma fısıldadı bilmiyorum, google’a seks yazıverdim. Gördüklerim o ana kadar hayalime gelmeyecek şeylerdi. Zamanla mastürbasyonla tanıştım ve her gün neredeyse mastürbasyon yapıyordum. Uzun bir süre sonra belli ki daha şerir bir şeytan gay kategorisinde acaba neler olabilir diye fısıldıyordu. O sesi dinledim ve o ana kadar hiç fark etmediğim homoseksüel temayüller zamanla fark edilir oldu. 10.sınıfta idim. Okulda bir tane çok popüler, kaslı, kızların peşinde koştuğu zengin çocuğu vardı. Onu gördüğümde tuhaf hissetmeye başladım (Şu ana kadar hiçbir zaman homoseksüel seks fantezisi kurmadım desem yalan olmaz.)( Hayır yalan). Umumen dizi ve filmlerde olmak istediğim gibi bir erkek gördüğüm zaman ona hasetle bakıyorum. Keşke ben de öyle olsam diyorum. Lise yıllarım 2 erkek arkadaş dışında çoğunlukla kızlarla geçti. Şu an o kızlarla görüşmüyorum ve onlardan iğreniyorum. Lisede git gide tembelleştim. İstediğim yeri kazanamadım. Bir kez daha üniversite sınavına hazırlandım. O senede hiç çalışmadım. “Militan ateist” olmuştum bir felsefecinin tabiriyle. Felsefe videoları izliyor ve felsefe okuyordum. Sınava 2 ay kala bir adamın neden Müslüman oldum videosunu izlerken geceleyin ağlamaya başlayarak Müslüman olmaya karar verdim. Ben hayatım boyunca kendi fikirlerimden başka hiçbir fikri mühimsemedim. İnsanları aşağıladım. Cahil, aptal, beyinsiz, varoş, pısırık. Bunları da ekseri Müslümanlarda görüyordum, onlarda görmek istediğim için. Şimdi hayatım tepetaplak olmuştu. 1 sene içerisinde farzlara dikkat eden, haramlardan sakınan ehli sünnet Müslüman hale geldim, modernist İslam telakkisinden. Fakat lisans birinci sınıfta bir kıza açıldım. Bu işler nasıl yapılır hiçbir fikrim de yok. Duvara çarptım. Aşağılık hissi, yetersizlik hissi, sosyal anksiyete ne varsa hepsi peyda oldu. Lisede hiç çekinmeden fikirlerinin müdafi olan, ortaokulda bana namaz kılmamı isteyen hocama karşı gelip sınıfı ayağı kaldıran ben, üniversitede bazı fikirlerim, asli hüviyetim ortaya çıkacak diye korkar hale geldim. Sınıfta konuşurken kalbim çıkacak gibi atıyor, terliyor, sesim kısılıyor, ellerim titriyor, bu da beni geride tutuyor, daima rezil olma korkusuyla yaşıyorum.
Uzun süre gay pornografisinden uzak durdum. Geçen Ekim ayında stresli, bunalmış hissettiğim bir gün tekrar başladım. En son bugün sizi aramadan birkaç saat önce izledim. Uzun süredir mastürbasyon yapmıyorum. Belki iki ay önce yaptım. Ya rüyalandım ya da izleme yoluyla inzal oldum. Ramazanda iki kere izledim. Hiçbir şey hissetmeden. Çok stresliyken ya da üzgünken belki vücudumda hiçbir his değişikliği fark etmesem de hayata beni döndürüyor. 2 gün öncede avmde kasada ödeme yapmaya çalışıyordum. Bir problem oldu, çalışana sordum. Adam diğer müşterinin işiyle alakadardı. Müşterinin benden birkaç yaş büyük oğlu kanka şöyle yapacaksın dedi, hiçbir şey demeden önüme döndüm. Ama başıma ağrılar girdi. Böyle hallerde sanki ruhum çıkıyor, hiçbir şey hissetmiyorum. Sadece acı bir burukluk. Ağlayana kadar böyle devam etti. Ağlamaya başladıktan sonra ise hıçkıra hıçkıra dakikalarca ağladım (Sudan sebeplerle bu sürekli olur haftada bir ya da iki haftada bir). Biraz kendime geldim fakat yapmam gerekenlerin stresiyle üzerimde gerginlik vardı. Bu sabah porno izledim. Birkaç saat sonra psikologa gidip çok cesur bir şekilde dertlerimi anlatmayı hayal ettim. En sonunda yeter deyip telefonunuzu kaydettim ama o an kalbim yine çıkmak üzereydi. Yine bahane bulup ertelememek için hemen sizi zar zor aradım. Sesim titreyerek çok zor konuştum.
Hülasaten de söylemek lazımsa, benden üstün gördüğüm erkeklerden korkuyorum, alçak gördüklerimi ise ciddiye almıyorum, kadınları ise aptal buluyorum. Üniversiteden çok canlı bir arkadaş grubum var, benimle x sayıda erkek. Fakat erkekler olmak istediğim derecede maskülen değil. Özgüven problemi yaşıyorlar. O yüzden onları içten içe küçümsüyorum. Grupta ise benim diktatör olduğumu söylüyorlar. Onların yanında mümkün olduğunca rol yapıyor, soğuk ve ciddi görünüyorum. Zaten insanlar beni ya kibirli görür ya da çekingen.
Hayatımda sadece üç kez bi kadınla rüyamda birlikte olduğumu gördüm. Birisi 6-7 sene önce annemleydi. Annem koltuğa çıplak şekilde uzanmıştı. Ben de nasıl olsa ben gayim diyordum rüyamda ve uyandığımda midemi bulandıracak anlar yaşıyordum. Diğer ikisi ise hoşlandığım kızlarlaydı, fakat onlar bu kadar net değildi. Hiçbir zamanla erkekle olduğumu görmedim. Sadece iki erkeği izlerken görüyorum kendimi. Bir keresinde kendimle öpüşürken gördüm kendimi o kadar. Bu sene kendimi iyileştirmeye çalışırken beni mutlu eden bazı rüyalar gördüm: sınıftan bir erkekle çok yakın arkadaş olarak bir kızla alay ediyordum; yeni edindiğim bir erkek arkadaşın omzuna kolumu atıyor ve dostça anlar yaşıyordum. Unutamadığım bir şey daha var; sınıf gibi bi yerde yaşlı adamın biri bana annen seni vezir olmak için doğurmuş diyordu, ben de neden hükümdar demedi diye üzülüyordum, karakterimin en farik vasfını gösterircesine. İçimde çok yüksek büyük adam olma ihtirası taşıyorum. Tarihle alakadarım, yazı uzadığı için burayı tafsilatlandırmıyorum ama bu alanda ihtisas yapmak istiyor ve kendimi göstermek istiyorum. Terapiye gelmek istemememin en büyük nedeni bu. Ben bir gün büyük olacağım ve en güçsüz, en adi huylarımı, fikirlerimi, hislerimi bilen bir adam olacak.
İşte bu kadar. Önce bu yazıyı yazdıktan sonra iki haftam nasıl geçti terapi gününe kadar onlardan bahsedeyim:
Pazartesi hocayla konuştum. Birkaç saat sonra oturdum bağırarak ağladım. Ertesi gün kahvaltı yapıyordum. Aklıma bir ortaokul çocuğu geldi. Onunla gittiğim cemaat yurdunda tanıştım geçen sene. Hatmelerde, namazlarda, sohbetlerde sürekli yanıma durur, benimle çok alakadar olurdu. Dizimiz birbirimizden ayrılsa hemen oturuşunu düzeltir, tekrar temas için çaba gösterirdi. Bu ben de bi şey fark etmeme sebep oldu. Toplu taşımada yanıma yakışıklı bir yaşıtım otursa bacaklarımı açıp ona temas etmeye çalışıyorum. Yaklaşık 6 aydır. Ya da arkadaşlarımla konuşurken omuzlarına dokunuyorum. Daha fazla erkek arkadaşlarımla samimi olmak, onlara dokunmak istiyorum. Bunları düşünürken ağlama krizi tuttu yine.
Çarşamba. Bu gece uyumadan önce hayat hikayemi yazarken attığım bi yalan aklıma geldi. Hiçbir erkekle seksüel fantezi kurmadım. Yalan. 2 sene önceydi. Yakışıklı, kıvırcık saçlı bir erkek vardı. Benimle normal arkadaş gibi konuşuyordu. Bense soğuk, donuk bir insanım. O yüzden kaynaşamadık. Benle hiç konuşmaz oldu. Onunla şu fanteziyi kurduğumu hatırladım. O pisuvarda işerken ben de yanına geliyorum. Sonra beraber kapılı tuvaletlere geçiyoruz. O bottom, ben top rolde. Oral yok. Anal ve öpüşme var. Bu sene Nicolosi’de homoseksüellerde tuvalet utangaçlığı olduğunu okudum. Hakikaten 2 ay öncesine kadar hiç pisuvar kullanmamıştım. Yanımda başka erkek varken yapabilir miyim, yapamaz mıyım, donuma işeyip rezil olur muyum gibi kuruntular. Hiçbiri gerçekleşmedi. Pisuvarda işedim. 21 yaşında bir erkek için çok büyük bir başarı. Bu kıvırcığın bir arkadaşı vardı. Onunla hiç fantezi kurmadım. Ama onu maskülen buluyor ve arkadaş olmak istiyordum. Bir gün tahtaya çıktı ki hiç rahat görünmüyor, ne dediği bile anlaşılmıyordu. Orada bitti.
Perşembe kayda değer bir şey olmadı. Cuma Hüseyin Hoca “Her meslekten makam, mevki sahibi insanlar da terapiye geliyor, psikolog bilmesi gerekenleri bilir ama her bildiğini her yerde söylemez!” yazmış ve bir videosunu atmış. Hayat hikayemi belli ki açık yazmamışım. Öyle sanıyordum. Videoda ise hoca bir yerde içedönük, kavga etmeyen, küfretmeyen, … , erkek çocuklar homoseksüel namzedidir diyordu. Bunu duyunca içimde bir şeyler koptu. Hoca ne kadar kolay söylüyordu. Çıldırmak istiyorum. Video bitince bağıra bağıra ağladım. Ağlamam biterken motive edici bir nutuk çekerek kendime geldim.