3601
Genel Tartışma / Ynt: ÇOCUKLUK TACİZLERİ VE EŞCİNSELLİK ( ÇOĞUL KİŞİLİK )
« : 16 Kasım 2010, 03:08:32 ös »
Klinik Görünüm
DKB, sanılanın aksine, örtülü bir tablodur. Hastalar klinisyenin karşısına kimlik değişiklikleri ya da amnezilerden yakınarak gelmezler. Tanıya çoğunlukla ikincil belirtiler üzerinden ulaşılır. Bu bozukluğun çok sayıda değişik klinik görünümünün olması da bir güçlük nedenidir. Bozukluğun gidişinin dalgalı olması ve bir dönem (tanı penceresi) açıkça gözlenen belirtilerin başka bir zamanda gözlenmemesi de tanı koymayı güçleştirir.
Bozukluğun ikincil belirtilerinden oluşan semptom profilinin bulunduğunun saptanması ile tanıya yaklaşılır. Ruhsal muayene sırasında kişilik değişimi (“switching”) ve amnezilere tanık olunması tanıyı kesinleştirir. İlk görüşmelerde saptanamayan amnezilerin ve alter kişilik durumlarının kısa ya da uzun bir zaman sonra izleme süreci içersinde kendilerini belli etmeleri sık görülen bir durumdur.
Putnam’a göre alter kişilik, bilincin süregiden bir afekt, sınırlı bir davranış repertuarı ve bir dizi duruma-bağımlı anıyla birlikte bir kendilik duygusu (beden imajı dahil) çevresinde organize olmuş ileri derecede ayrılaşmış durumlarıdır. Kluft ise şöyle tanımlar: Ayrılaşmış kendilik durumları, yani (alter) kişilikler mental içerik ve işlevleri seçici olarak harekete geçirme (görece stabil ve süregiden) örüntülerinin mental odaklarıdır. Sözkonusu mental içerik ve işlevler rol alma ve rol oynama boyutlarıyla açıkça davranışa dökülebilir. Bunlar intrapsişik, kişilerarası ve çevresel uyaranlara duyarlıdırlar; kendi kimlik ve düşünce yapısı hissine sahiptirler, düşünce süreci ve eylem başlatma kapasiteleri vardır. Her biri zihnin bir parçası olarak değil, zihnin değişik bir örgütlenme biçimi olarak anlaşılmalıdır. Alter kişilikler bütünün bir parçası olmaktan çok değişik örüntüler olarak düşünüldüğünde sayılarının neden çok fazla olabildiği daha iyi anlaşılır. Genellikle bir hastada bir kaç gelişkin alter kişilik ve çok sayıda küçük parça bulunur. Bazı parçalar sadece bir duyguyu ya da bir anıyı taşır, bunların ortaya çıkışı bir flaşbek tarzında olur.
Geleneksel olarak alter kişilik diye adlandırılan bu unsurlar yineleyici biçimde denetimi alırlar ve algıladıkları kendilik kavramı ve temsili doğrultusunda davranırlar. Alter kişiliklerden bazılarının psikofizyolojik ölçümlerde farklı ve ısrar eden bulgular verdikleri yönünde bazı çalışmalar vardır. Bu kişilikler belirgin olarak farklı ses, aksan, kelime haznesi, yüz ifadesi, hareket özellikleri, sağ-sol el seçimi, allerji, semptom, gözlük numarası, psikolojik test bulgusu, beyin perfüzyonu ve ilaç yanıtı gösterebilir. Kendilerinin algıladıkları yaş, etnisite, cinsiyet, köken ve fiziksel özellikler çok farklı olabilir. Tercihleri, önem verdikleri değerler, amaçlar, anılar farklı olabilir. Farklılıklarını ayrı giysiler kullanma, farklı çevrelerde ilişki kurma ve bireysel ilgileri izleme yolu ile yaşama dökmeye çalışabilirler. Ancak ayrılıklarını sürdürme ve farklı eğilimlerini gerçekleştirmeye verdikleri önem farklı olabilir. Hasta gündelik yaşamının büyük bölümünü genellikle depressif duygular içersinde olan ve içinde bulunduğu ruhsal durumun sonuçlarına katlanan "evsahibi" kişiliğiyle geçirir.
Klasik DKB ile alter kişiliklerin açıkça ve kendi başlarına ortaya çıktığı tablolar anlaşılır. En sık görülen (tipik) DKB ise alter kişilikler arasında kesişim fenomenleri, eşbilinçlilik ve birlikte etkin olma (koprezens) gösterir. Ayrı kişilik durumları tam denetimi alma dışında birbirlerini de etkileme yoluna başvurmakta ve görünürde denetimi almış görünen kişilik aslında bir diğerinin emrinde davranır olabilmektedir. Günümüzdeki vakalar sıklıkla bir düzineden fazla kişilik göstermekte ve bunlardan yalnızca bir bölümü çevre ile uzun süreli ve karmaşık ilişkiler kurmaktadır.
Alter kişilikler arasındaki kesişimler ve etkileşimler hastayı rahatsız eden ve yakınmasına konu olan klinik belirtilere yol açar. Değişik alter kişiliklerden kaynaklanan mesajlar hasta tarafından işitsel varsanı olarak duyulabilir. Hasta kendisinin içinde birden çok kişinin bulunduğunu hissedebilir. Davranış, düşünce ve duygularının hangilerinin kimden kaynaklandığını değerlendirmekte zorluk çeker. Bu durum çok sayıda Schneider belirtisine yol açar. Evsahibi kişilik zihnine düşünce ve duygular sokulduğunu, kendi duygularının başkaları tarafından oluşturulduğunu, başkaları tarafından yönetildiğini hissedebilir. Değişik kişilere ait sesler onun davranışlarını eleştirir, davranışları ve düşünceleri hakkında yorumlarda bulunur, düşüncelerini okur. DKB hastaları Schneider belirtilerini gerçek olarak yaşar fakat bu yaşantılarını açıklayan sanrılar geliştirmezler. Tüm varsanılar ve etkilenme yaşantıları alter kişiliklerin etkinlikleri ile açıklanabilir niteliktedir. Şizofreni hastalarında ise Schneider fenomenlerinin yaşantıdan çok birincil düşünce bozukluğu niteliği taşıdığı gözlenir.
DKB hastaları sınırda kişilik bozukluğunun bir çok belirtisini gösterirler. DKB hastalarında kendine fiziksel zarar verme, impulsiflik, öfke patlamaları gibi belirtiler alter kişiliklerin etkinlikleri nedeniyle oluşmaktadır ve ilgili alter kişiliğin füzyona uğraması sonucunda ortadan kalkar. Çok sayıda somatik yakınma dile getirilir. Bunlar kimi zaman bir somatizasyon bozukluğu tanısını gerektirecek sayıdadır. Bunlar içersinde başağrısı ve migren en sık görülenlerden biridir ve genellikle kişilik değişimi anlarında ya da bir alter kişiliğin denetimi almak için bir diğerini zorladığı anlarda başlar. Konversiyon belirtileri sıktır, bazı DKB hastaları dirençli ve ağır konversiyon belirtileri ile başvurabilir. Bedenin bazı bölgelerinde hissedilen ağrı ya da başka fiziksel duyumlar, konversiyon belirtileri geçmişte yaşanmış bir cinsel ya da fiziksel tacizin oluşturduğu somatik bellek ile özgül biçimde bağlantılı olabilir. Hiç bir şey yapmadan, boş gözlerle bakarak geçirilen zaman dilimleri olarak görülen trans halleri gözlenir. Bir çok hasta doğaüstü yaşantılar tanımlar. Deja vü, telepati, geleceği görme, eşyaları düşünce ile hareket ettirme, içine cinlerin ya da başka varlıkların girmiş olması, reinkarnasyon yaşantıları bunlara örnek gösterilebilir. Bu kişiler arasında tarikatlara katılanlara rastlanır.
Bu belirtiler yanısıra öyküde çocukluk çağı travmalarının saptanması ile tüm klinik profil ortaya konulmuş olur. Çoğu vaka yaşam öyküsünün bu yönünün farkındadır , ancak travma yaşantlarının bir bölümüne amnezi geliştirenlere rastlanır. Travma sonrası stres bozukluğu belirtileri gösterenlere de olabilir: Flaşbek yaşantıları, kabuslar, aşırı uyarılmışlık, uyku bozuklukları gibi. Bazı hastalarda tedavi sürecinde amnezilerin azalması ile birlikte travma sonrası stres bozukluğu belirtileri ortaya çıkabilir.
Alter kişilikler koruyucu-kollayıcı, ev sahibi kişiliğe düşman, intihara eğilimli, karşı cinsten ve çocuk yaşta gibi özellikler gösterebilir. Bazıları ise yaşanmış olan ve diğer kişilik durumlarının amnezik olduğu çocukluk çağı travmasına ilişkin bilgi, anı, düşünce, duyu ve duyguları içerirler. Kendisini insan olmayan, cin ya da benzeri bir varlık olarak tanımlayan alter kişiliklere de rastlanır. Tüm bu alter özellikleri gündelik yaşamda ve psikiyatrik görüşmede kendini belli edebilir. Alter kişiliklerden bazılarının etkinliğine bağlı olarak kendine fiziksel zarar verme, intihar girişimi ve agressif davranış görülebilir. Alter kişilik tanımına uyacak denli gelişkin olmayan küçük parçalar denetimi aldıklarında ilk bakışta sadece bir flaşbekten ibaret oldukları izlenimini verebilirler.
Tablo 3: Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu ve Benzeri Durumlarda Sık Görülen Belirtiler
(Loewenstein,1991)
1) Süreç ile ilgili belirtiler
Alter kişilik özellikleri
Pasif etkilenme belirtileri / kesişim fenomenleri
İşitsel ve görsel varsanılar
Kişilik atlaması ("switching")
2) Amnezi belirtileri
Dalgınlıklar / hatırlanamayan zaman dilimleri
Hatırlanamayan davranışlar
Fügler
Nereden geldiği bilinmeyen eşyalar
İlişkilerde açıklanamayan değişiklikler
Yeteneklerde / alışkanlıklarda / bilgide dalgalanmalar
Yaþam öyküsünün parçalar halinde hatırlanması
3) Otohipnotik belirtiler
Kendiliğinden olan trans halleri
Kendini kaptırma halleri
Kendiliğinden olan yaş regresyonları
Negatif varsanılar
İstemli anestezi
Vücudun dışına çıkma yaşantıları
Kişilik atlaması ile birlikte göz kürelerinin yuvarlanması ("eye-rolling")
4) Travma sonrası stres bozukluðu (TSSB) belirtileri
Öyküde ruhsal travma yaşantısı
Zihninde canlanma /Gözünün önüne gelme / Yeniden yaşama ("flash-back")
Kabuslar
Tetikleyici uyaranlara tepki / panik / anksiyete
Aşırı uyarılma / irkilme halleri
Duygusal tepkisizlik (“numbing”) / kaçınma-kopukluk (“detachment”)
5) Somatoform belirtiler
Konversiyon belirtileri
Psödoepileptik nöbetler
Somatoform ağrı belirtileri
Somatizasyon bozukluğu / Briquet Sendromu
Somatik bellek
6) Duygudurum belirtileri
Depressif duygudurum
Duygudurumda dalgalanmalar (“mood swings”)
Vejetatif belirtiler
İntihar düþünceleri ya da girişimleri / kendine fiziksel zarar verme
Suçluluk hissi
Çaresizlik / ümitsizlik duyguları
DKB, sanılanın aksine, örtülü bir tablodur. Hastalar klinisyenin karşısına kimlik değişiklikleri ya da amnezilerden yakınarak gelmezler. Tanıya çoğunlukla ikincil belirtiler üzerinden ulaşılır. Bu bozukluğun çok sayıda değişik klinik görünümünün olması da bir güçlük nedenidir. Bozukluğun gidişinin dalgalı olması ve bir dönem (tanı penceresi) açıkça gözlenen belirtilerin başka bir zamanda gözlenmemesi de tanı koymayı güçleştirir.
Bozukluğun ikincil belirtilerinden oluşan semptom profilinin bulunduğunun saptanması ile tanıya yaklaşılır. Ruhsal muayene sırasında kişilik değişimi (“switching”) ve amnezilere tanık olunması tanıyı kesinleştirir. İlk görüşmelerde saptanamayan amnezilerin ve alter kişilik durumlarının kısa ya da uzun bir zaman sonra izleme süreci içersinde kendilerini belli etmeleri sık görülen bir durumdur.
Putnam’a göre alter kişilik, bilincin süregiden bir afekt, sınırlı bir davranış repertuarı ve bir dizi duruma-bağımlı anıyla birlikte bir kendilik duygusu (beden imajı dahil) çevresinde organize olmuş ileri derecede ayrılaşmış durumlarıdır. Kluft ise şöyle tanımlar: Ayrılaşmış kendilik durumları, yani (alter) kişilikler mental içerik ve işlevleri seçici olarak harekete geçirme (görece stabil ve süregiden) örüntülerinin mental odaklarıdır. Sözkonusu mental içerik ve işlevler rol alma ve rol oynama boyutlarıyla açıkça davranışa dökülebilir. Bunlar intrapsişik, kişilerarası ve çevresel uyaranlara duyarlıdırlar; kendi kimlik ve düşünce yapısı hissine sahiptirler, düşünce süreci ve eylem başlatma kapasiteleri vardır. Her biri zihnin bir parçası olarak değil, zihnin değişik bir örgütlenme biçimi olarak anlaşılmalıdır. Alter kişilikler bütünün bir parçası olmaktan çok değişik örüntüler olarak düşünüldüğünde sayılarının neden çok fazla olabildiği daha iyi anlaşılır. Genellikle bir hastada bir kaç gelişkin alter kişilik ve çok sayıda küçük parça bulunur. Bazı parçalar sadece bir duyguyu ya da bir anıyı taşır, bunların ortaya çıkışı bir flaşbek tarzında olur.
Geleneksel olarak alter kişilik diye adlandırılan bu unsurlar yineleyici biçimde denetimi alırlar ve algıladıkları kendilik kavramı ve temsili doğrultusunda davranırlar. Alter kişiliklerden bazılarının psikofizyolojik ölçümlerde farklı ve ısrar eden bulgular verdikleri yönünde bazı çalışmalar vardır. Bu kişilikler belirgin olarak farklı ses, aksan, kelime haznesi, yüz ifadesi, hareket özellikleri, sağ-sol el seçimi, allerji, semptom, gözlük numarası, psikolojik test bulgusu, beyin perfüzyonu ve ilaç yanıtı gösterebilir. Kendilerinin algıladıkları yaş, etnisite, cinsiyet, köken ve fiziksel özellikler çok farklı olabilir. Tercihleri, önem verdikleri değerler, amaçlar, anılar farklı olabilir. Farklılıklarını ayrı giysiler kullanma, farklı çevrelerde ilişki kurma ve bireysel ilgileri izleme yolu ile yaşama dökmeye çalışabilirler. Ancak ayrılıklarını sürdürme ve farklı eğilimlerini gerçekleştirmeye verdikleri önem farklı olabilir. Hasta gündelik yaşamının büyük bölümünü genellikle depressif duygular içersinde olan ve içinde bulunduğu ruhsal durumun sonuçlarına katlanan "evsahibi" kişiliğiyle geçirir.
Klasik DKB ile alter kişiliklerin açıkça ve kendi başlarına ortaya çıktığı tablolar anlaşılır. En sık görülen (tipik) DKB ise alter kişilikler arasında kesişim fenomenleri, eşbilinçlilik ve birlikte etkin olma (koprezens) gösterir. Ayrı kişilik durumları tam denetimi alma dışında birbirlerini de etkileme yoluna başvurmakta ve görünürde denetimi almış görünen kişilik aslında bir diğerinin emrinde davranır olabilmektedir. Günümüzdeki vakalar sıklıkla bir düzineden fazla kişilik göstermekte ve bunlardan yalnızca bir bölümü çevre ile uzun süreli ve karmaşık ilişkiler kurmaktadır.
Alter kişilikler arasındaki kesişimler ve etkileşimler hastayı rahatsız eden ve yakınmasına konu olan klinik belirtilere yol açar. Değişik alter kişiliklerden kaynaklanan mesajlar hasta tarafından işitsel varsanı olarak duyulabilir. Hasta kendisinin içinde birden çok kişinin bulunduğunu hissedebilir. Davranış, düşünce ve duygularının hangilerinin kimden kaynaklandığını değerlendirmekte zorluk çeker. Bu durum çok sayıda Schneider belirtisine yol açar. Evsahibi kişilik zihnine düşünce ve duygular sokulduğunu, kendi duygularının başkaları tarafından oluşturulduğunu, başkaları tarafından yönetildiğini hissedebilir. Değişik kişilere ait sesler onun davranışlarını eleştirir, davranışları ve düşünceleri hakkında yorumlarda bulunur, düşüncelerini okur. DKB hastaları Schneider belirtilerini gerçek olarak yaşar fakat bu yaşantılarını açıklayan sanrılar geliştirmezler. Tüm varsanılar ve etkilenme yaşantıları alter kişiliklerin etkinlikleri ile açıklanabilir niteliktedir. Şizofreni hastalarında ise Schneider fenomenlerinin yaşantıdan çok birincil düşünce bozukluğu niteliği taşıdığı gözlenir.
DKB hastaları sınırda kişilik bozukluğunun bir çok belirtisini gösterirler. DKB hastalarında kendine fiziksel zarar verme, impulsiflik, öfke patlamaları gibi belirtiler alter kişiliklerin etkinlikleri nedeniyle oluşmaktadır ve ilgili alter kişiliğin füzyona uğraması sonucunda ortadan kalkar. Çok sayıda somatik yakınma dile getirilir. Bunlar kimi zaman bir somatizasyon bozukluğu tanısını gerektirecek sayıdadır. Bunlar içersinde başağrısı ve migren en sık görülenlerden biridir ve genellikle kişilik değişimi anlarında ya da bir alter kişiliğin denetimi almak için bir diğerini zorladığı anlarda başlar. Konversiyon belirtileri sıktır, bazı DKB hastaları dirençli ve ağır konversiyon belirtileri ile başvurabilir. Bedenin bazı bölgelerinde hissedilen ağrı ya da başka fiziksel duyumlar, konversiyon belirtileri geçmişte yaşanmış bir cinsel ya da fiziksel tacizin oluşturduğu somatik bellek ile özgül biçimde bağlantılı olabilir. Hiç bir şey yapmadan, boş gözlerle bakarak geçirilen zaman dilimleri olarak görülen trans halleri gözlenir. Bir çok hasta doğaüstü yaşantılar tanımlar. Deja vü, telepati, geleceği görme, eşyaları düşünce ile hareket ettirme, içine cinlerin ya da başka varlıkların girmiş olması, reinkarnasyon yaşantıları bunlara örnek gösterilebilir. Bu kişiler arasında tarikatlara katılanlara rastlanır.
Bu belirtiler yanısıra öyküde çocukluk çağı travmalarının saptanması ile tüm klinik profil ortaya konulmuş olur. Çoğu vaka yaşam öyküsünün bu yönünün farkındadır , ancak travma yaşantlarının bir bölümüne amnezi geliştirenlere rastlanır. Travma sonrası stres bozukluğu belirtileri gösterenlere de olabilir: Flaşbek yaşantıları, kabuslar, aşırı uyarılmışlık, uyku bozuklukları gibi. Bazı hastalarda tedavi sürecinde amnezilerin azalması ile birlikte travma sonrası stres bozukluğu belirtileri ortaya çıkabilir.
Alter kişilikler koruyucu-kollayıcı, ev sahibi kişiliğe düşman, intihara eğilimli, karşı cinsten ve çocuk yaşta gibi özellikler gösterebilir. Bazıları ise yaşanmış olan ve diğer kişilik durumlarının amnezik olduğu çocukluk çağı travmasına ilişkin bilgi, anı, düşünce, duyu ve duyguları içerirler. Kendisini insan olmayan, cin ya da benzeri bir varlık olarak tanımlayan alter kişiliklere de rastlanır. Tüm bu alter özellikleri gündelik yaşamda ve psikiyatrik görüşmede kendini belli edebilir. Alter kişiliklerden bazılarının etkinliğine bağlı olarak kendine fiziksel zarar verme, intihar girişimi ve agressif davranış görülebilir. Alter kişilik tanımına uyacak denli gelişkin olmayan küçük parçalar denetimi aldıklarında ilk bakışta sadece bir flaşbekten ibaret oldukları izlenimini verebilirler.
Tablo 3: Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu ve Benzeri Durumlarda Sık Görülen Belirtiler
(Loewenstein,1991)
1) Süreç ile ilgili belirtiler
Alter kişilik özellikleri
Pasif etkilenme belirtileri / kesişim fenomenleri
İşitsel ve görsel varsanılar
Kişilik atlaması ("switching")
2) Amnezi belirtileri
Dalgınlıklar / hatırlanamayan zaman dilimleri
Hatırlanamayan davranışlar
Fügler
Nereden geldiği bilinmeyen eşyalar
İlişkilerde açıklanamayan değişiklikler
Yeteneklerde / alışkanlıklarda / bilgide dalgalanmalar
Yaþam öyküsünün parçalar halinde hatırlanması
3) Otohipnotik belirtiler
Kendiliğinden olan trans halleri
Kendini kaptırma halleri
Kendiliğinden olan yaş regresyonları
Negatif varsanılar
İstemli anestezi
Vücudun dışına çıkma yaşantıları
Kişilik atlaması ile birlikte göz kürelerinin yuvarlanması ("eye-rolling")
4) Travma sonrası stres bozukluðu (TSSB) belirtileri
Öyküde ruhsal travma yaşantısı
Zihninde canlanma /Gözünün önüne gelme / Yeniden yaşama ("flash-back")
Kabuslar
Tetikleyici uyaranlara tepki / panik / anksiyete
Aşırı uyarılma / irkilme halleri
Duygusal tepkisizlik (“numbing”) / kaçınma-kopukluk (“detachment”)
5) Somatoform belirtiler
Konversiyon belirtileri
Psödoepileptik nöbetler
Somatoform ağrı belirtileri
Somatizasyon bozukluğu / Briquet Sendromu
Somatik bellek
6) Duygudurum belirtileri
Depressif duygudurum
Duygudurumda dalgalanmalar (“mood swings”)
Vejetatif belirtiler
İntihar düþünceleri ya da girişimleri / kendine fiziksel zarar verme
Suçluluk hissi
Çaresizlik / ümitsizlik duyguları