İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Konular - yellowist

Sayfa: [1]
1
Ben 30'lu yaşlarda, sosyal ama bir o kadar çekingen, içinde derin bir buhranla savaşan biriyim. Neden mi derin buhran diye bahsettim, herkesin malumu olan Eşcinsel dürtüler ve fıtrat çatışması içerisindeyim. Geçmişe gidersek, kendimi tanımaya başladığım 14-15 yaşlarında erkek kardeşimin daha sosyal ve girişken olmasından kaynaklı, benden daha önce cinsel yaşamla tanışması ve mastürbasyonla tanıştırmasıyla başladı hikayem, daha sonraları porno cdler girmeye başladı hayatıma, her şey buraya kadar normaldi, kendim heteroseksüel bir bireydim. Yıllar geçtikçe internetin her eve girmesi, pornoların artık kolay ulaşılabilirliği banada sirayet etmişti. Heteroseksüel pornolardan sonra iki erkeğin birbirleriyle sevişmesi düşüncesive merağıyla 17-18 yaşlarında eşcinsel pornografik resimler hayatıma girmeye başladı. Daha sonrası herkesin malumu gay videoları sardı etrafımı... Ortaokul ve Lise yaşantım boyunca çekingen ve içekapanık bir çocuktum, ama büyüklerin gözünde hep övülen "Efendi, Ağırbaşlı" diye tabir edildim. Ortaöğretim hayatım boyunca çevrem kızlarla doluydu, kızlarla iyi anlaşabilen, onları anlayabilen, güvenilen biriydim. Bu zaman zarfında eşcinsel ve heteroseksüel dürtüler hiç yanıma yaklaşmadı. Yaşıtlarım cinselliği tanımaya başlamış, hatta yaşamaya başlamış, bende ufak bir emare bile olmadı. Hemcinsleri tarafından dışlanan, diğer tarafa atılan bir çocuktum. Özgüven yok, Kilolu, Çekingen, Komutlarla yol alan birisi... Üniversite yıllarına geldiğimde bu içekapanıklık, sosyalleşme durumu düzelttim, bana en büyük katkılarından birisi oldu. Üniversitede hayatımın en büyük aşkı "E" isimli kız arkadaşıma duyduğum platonik aşk, hayatımın en büyük aşkı olarak bugünlere geldi. Aşk yaşantısına girecek olursam 5 kızla duygusal ilişkim oldu. Birisi platonik olarak, diğerleri ilişki anlamında yaşandı, hepsine karşı duygusal olarak bir şeyler hissediyordum ama cinsel bir çekim mevcut değildi, bu dönem zarfında ufak çaplı hissiyatlar vardı ama fazlası olamadı. Bilirsiniz Üniversite ortamında erkekler, eve kız atma peşindedir. Bende böyle bir girişim bir kere denendi. Okulun en büyük ismi çıkmış, herkesin peşinde koştuğu ama benim selam dahi vermediğim, ona karşı ulaşılmaz olduğum "A". Hatta en yakın arkadaşım, İstanbulda olduğum bir dönemde en yakın kankasıyla evde ağırlıyor ve o gece bile benim adımı zikrederek, arkadaşı geçiştiriyor. Bir zaman zarfında arkadaşlarında kafama girmesiyle, muhabbet etmeye başladım. Zaman geçtikçe kendisini evime davet ettirmeye başladığını farkettim. Bir gün yemek yapıp kendisini davet ettim, kesin bir noktaya gider bugün diye düşündüm. Ama kendisi gelmedi. Acaba gelseydi, bir şey yaşansaydı bu durumlar bende olur muydu? hala düşünmüyor değilim. Üniversite sonrasında belirli aralıklarla kızlarla duygusal ilişkilerim devam etti ama içimde yakışıklı erkek cazibesine tahrik olma ve gay pornoları girmişti bile. İş yaşantımı düzene koymuş, askerliği aradan çıkartmış biriydim. Toplumda bilirsiniz bu iki konu halledildikten sonra evlenme konuları başlar hemen. Ama kadınlar bana cinsel olarak çekici gelmiyordu ki. Aklımda yakışıklı bir erkeğin dolgun kalçaları, yüzü yakışıklı olan, kaslı erkekler vardı. Evliliği reddederek geçiştiriyordum ama aklımda da evlenmek ve baba olmanın hayali vardı. Bu dürtülerden çok kez kurtulmaya çalıştım. Düşündüğümde Cinselliğe giriş Heteroseksüel, sonradan eşcinsel olmuşsun. Bu hale geçtiysen, heteroseksüelliğe de aynen bu şekilde tekrar geçebilirsin ama öyle olmuyordu. Heteroseksüel videolar izlemek yetmiyordu, porno dünyasında yine aynı eşcinsel videolarına dönmekle sonuçlanıp, tekrar tekrar hüsran yaşıyordum, sonuçta daha erkendi 35'e kadar kurtulurum diye salak bir düşünceye kapılmışım. Aslında şamarı okkalı yemiş birisin ama farkında değilsin. Gel zaman git zaman bu süreç 26-32 yaş aralığında devam etti. Dini yaşayan bir ailedeyim, ama ibadetlerini sadece dua konusunda yerine getiren bir bireydim. 32. Yaş günümde bir karar aldım ve internette okuduğum belirli şeyleri hayata koymaya başlamalıydım. İlk kural Porno sitelerinden uzak dur. Evet mantıklıydı, o dünyadan kopmam gerekiyordu. İkinci kural mastürbasyon bağımlısı olarak, mastürbasyona ara vermeliydim. Bu iki kuralla başladım, diğer yandan okunmadık dua bırakmadım, ayrıca hacet namazı ile başlayan ibadetlerim, vakit namazlarıyla devam etti. Allah'tan isteme ve yakarı faslına girmiştim. Manevi olarak iyi hissediyordum, ama bir anda fiziksel olarak değişim mümkün olacak mıydı? "Tabi ki Hayır". İnternette bu hastalıktan kurtuluş çarelerini ararken, H. K. Hocanın videolarını denk geldim. Bunun aile yapısından kaynaklana psikolojik bir hastalık olduğunu, terapi ve kişinin iradesiyle bunun üstesinden gelinebileceğinden bahsediyordu. Herkes bunun bir hastalık olmadığını, kabullenilmesi gerektiğini söylerken. O aksini iddia ediyordu. Biraz daha araştırdım, bu forumu buldum, yazılanları okudum, kendi ailemi düşündüm, yaşadıklarımı düşündüm. "Allah seni erkek olarak yaratmış, fıtratın bu neden seni lanetlediği kullardan biri olarak devam ettirsin" diye düşünmeye başladım. Ben bile kendim kabul etmiyorken bu durumu, niye kendini uzman sanan ve kabullenilme diye komut veren insanları dinlemeliydim. Sonuçta içimde bir yuva kurma ve babalık isteği var, Allahtan gelen fıtratımla çelişmeyen tek durumdu bu.
Ve Sonuç olarak H. K. Hocamla terapiye başlama kararı verdim. Ama içimde yüzleşmenin verdiği tedirginlik ve korku beni yaklaşık 2 ay geriye attı ve sürekli erteledim. Mart Ayında artık kesin kararını vermiştim. Kendisine açıkça belirtmediğim, evlilik yapabilmem için psikolojik bir destek almam gerekli diye belirttiğim yakın erkek arkadaşımın desteğiyle. H.K Hocamızı aradım ve ertesi güne randevu aldım.

Bir sonraki yazımda ilk terapime değineceğim, inşallah.

Sayfa: [1]