|
|
İşyeri Stresi
Son aylarda dünyayı saran kriz nedeniyle işyerlerinde stres düzeyi giderek
artmaya başladı. Çalışanlar yanlarında yörelerinde arkadaşları, akrabaları
işlerini kaybettikçe daha çok kaygılanmaya başlıyorlar. İşlerini kaybetmeleri
ekonomik olarak kaygı verici olduğu gibi toplumsal statülerini kaybetmek
açısından da kaygı verici.
Günümüzde çalışma yaşamı giderek daha kaygı verici çünkü iş yerlerimizdeki
teknolojik aletler gün geçtikçe komplike olmaya başladı. Çalışma yaşamına 10 yıl
önce başlamış kişilerin bile teknolojik gelişmelerin gerisinde kalabildiği
görülürken bu nedenle kişide kendine güven azalabilmektedir. Aynı iş kolunda
çalışan insanlar arasında çalıştıkları iş yerine göre ciddi ücret farklılıkları
olabilmekte. Düşük ücretle çalışan kişiler bu nedenle daha iyi iş olanaklarına
kavuşmak için kendi kişisel yapılarını göz önüne almadan hırslı bir çalışmanın
içine dalabilmektedirler. Firmaların tasarruf tedbirleri yüzünden çalışanlar
zamandan ve paradan tasarruf ve yeni projeler üretme konusunda baskı
hissetmektedirler. Firmalar kriz ortamında ayakta kalabilmek için çalışanları
daha sık olarak eğitime tabi tutmakta ve daha üretken çalışanlar istemektedir.
İş yeri sayısı azaldıkça çalışanlar donanımlı olmak adına daha çok kursa
gitmekte ve daha uzun saatler iş yerinde kalmaktadırlar. Kriz ortamında
yöneticiler ve patronlar da stresli olduğundan daha ucuza ve daha hızlı iş
çıkarmaları için çalışanlara baskı yapmaktadırlar.
Bu yoğun stres ve aşırı baskı kaygı bozukluklarına yol açabilmektedir. Bu
nedenle çalışanların stresle başa çıkma becerileri çok önemli. Duygusal ve
bedensel rahatsızlıklara neden olabilen stres belirtileri şunlardır:
Yorgunluk, unutkanlık, konsantrasyon güçlüğü, isteksizlik ,öfke patlamaları,
aşırı yeme ya da iştahsızlık, uyku bozuklukları, depresyon, kendini değersiz
hissetme, iletişim isteksizliği, alkol gibi çeşitli bağımlılıklar edinme ya da
artışı.
Peki en çok kimler strese girmektedir?
-
Çocukluğunda ailesinde baskı ve aşağılama gördüğü için kendisini sevemeyip
gerginliği ve rahatlayamamayı bir yaşam biçimi haline getirenler,
-
Daha önce başarısızlık deneyimi yaşayan , bir başarısızlığa daha güçleri
olmadığını düşünenler,
-
Çocukluklarında aileleri tarafından başarılı olmaya zorlandığı için güçsüzlüğünü
göstermekten korkan kişiler,
-
Aşırı hırs ve egoları ola, çocukluklarında aileleri tarafından‘ Her şeyin
onların hakkı olduğuna ’ inandırılmış kişiler.
Stresi azaltmak için neler yapmalıyız?
-
Öncelikle kendimizden ne beklediğimize değil kapasitemizin ne olduğuna
bakmalıyız. Çevremizdekiler bir işi 10 dakikada yapıyor olabilir, biz 15
dakikada yaparız. İşte bu bizim kapasitemizdir. Kapasitemizi arttırmak için
yöntem değiştirebiliriz ama yöntemi değiştirmeden boşuna stres bize hiçbir şey
kazandırmaz.
-
Eğer kapasitenizin üzerinde iş yükünüz varsa bunu çevrenize ve ailenize
belirtmekten çekinmeyin, destek isteyin.
-
Eğer olanağınız varsa evinizdeki ve iş yerinizdeki koşulları değiştirin. Buna
masanızdakilerin yerini değiştirmekle başlayabilirsiniz. İşyerinde rutin
yaptığınız işlerin saatlerini ve işi yapma şeklini değiştirin. Arkadaşlarınızdan
yardım isteyin.
-
Spor , yürüyüş ya da hobiler stresinizi azaltacaktır. Zamansızlıktan yakınıp 1
saatinizi T.V. karşısında geçirmek yerine hobinize zaman ayırın.
-
Şirket içi destek grupları kurun ve belirli aralıklarla toplanın.
-
Grup terapi seanslarına katılın.
Yazar: Psk. Dnş.Özden ŞENKOYUNCU, Bursa
|
|
|