Gönderen Konu: Neden Depresyondayım?  (Okunma sayısı 5583 defa)

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4099
    • Profili Görüntüle
Neden Depresyondayım?
« : 20 Mart 2012, 03:10:19 öö »
Neden Depresyondayım?

 Depresyonu tanımlamanın bir yolu her konuda kendimizi yenik hissedene kadar öfkemizin içe- kendimize karşı- dönmesidir. Gerçeklerle ilgili düşünce, algı ve gözlemlerimiz kendimiz ve dünyamızla ilgili olumsuz beklentilerimizle paralelleşince depresyon oluşur. İnsanlar yüreklendirilme, desteklenmez ve iyi olduklarına inanmak üzere eğitilmezlerse, bunalıma girerler. Hassas insanlar bu çılgın dünyadaki tüm olumsuzluklara içe dönerek ve bunalıma girerek tepki verirler.
 Depresyonun değişik türleri olduğunu belirtmek önemlidir. Ama depresyonun iki ana kaynağı genetik/psikolojik reaksiyonlar ve durumsal bocalamalardır. Aile geçmişinde depresyon olan ve sık sık nedensiz yere kendini bunalımda hissedenlerin psikolojik nedenlerinin incelenmesi gerekir. Bu durumlarda, ilaç genetik hatanın etkilerini rahatlatabilir. Ayrıca bu koşullarda, kendimizi sadece terapi, rol modelleri veya başkalarının desteğiyle depresyondan çıkarmaya çalışmak, aynı araçlarla vitamin eksikliğinden kurtulmaya çalışmaya benzer. Bu durumda Öz Saygı geliştirme süreci biyolojik olarak ciddi bir şekilde engellenmektedir. Depresyona karşı ilaçlar işe yararlar ve psikolojik depresyonda bu ilaçları çevrenin desteği ve terapi ile birlikte kullanmak en uygunudur. Genetik depresyon kişisel bir zaaf ve irade gücüyle yenebileceğimiz bir şey değildir. Gözlerimizin rengi gibi, bu özellikle doğmuşuzdur ve üzerinde kontrolümüz olamaz. İlaç da dahil olmak üzere tüm kaynakların yardımıyla bu depresyon kontrol altına alınabilir.
 Depresyonun diğer ana kaynağı durumsaldır. Bu çevremizdeki bir şeyden etkilendiğimiz anlamına gelir. Mutsuz olmak için pek çok neden var ve kayıp, sarsıntı ve acıyla karşılaşınca bunalmak insanca bir tepkidir. Ama kayıptan kaynaklanan depresyon acı gibi zaman içinde azalır. Kronik depresyon değişiktir, zamanla geçmez, hatta giderek yaşamımıza egemen olur ve bu durumda hayatı yegâne algılama kanalımız bunalımlı gözlerdir.
 Kronik depresyon yaşayan insan öfkeli ve ben-merkezcidir. Kişisel gücünün farkında değildir ve kendi sorumluluğunu üstlenecek kadar güçlü hissetmez. Çevresindeki insanlar bu kişinin olumsuz gücünün yoğunluğunun farkındadırlar. Bu insanı sevmek zordur, çünkü kendisini ve başkalarını sevmekten kaçar. Kronik depresyon mutsuzluk gibi bir duygu değildir. Duygu yoksunluğu veya duygu yoksunluğu yaratan boğucu bir duygu karmaşası olarak tanımlanabilir. Kronik depresyon çaresiz görülebilir ama değildir. İnsanlar depresyonlarının üstesinden gelebilirler.
 Kronik olarak depresyondaysanız, bunu kabul edin ve suçlamayı bırakın. Depresyonu yenmek istemek çok önemlidir. Şunu bilin ki sadece kendinizi bunalımda hissetmiyor, aynı zamanda bir şekilde davranıyorsunuz. Davranışlarınızı değiştirirseniz, zamanla duygularınız da değişir. Kendinizi yardım istemenize yetecek kadar bir süre depresyondan sıyırın. Cesareti deneyin – istemezseniz ve yeterli enerjiniz olmasa da farklı bir şey yapmayı deneyin. Ne olursa olsun bunu yapın ve cesaret gösterdiğiniz için kendinizi ödüllendirin. Kendinizi ve dünyayı algılama arzınız sadece bir algılamadır, gerçeğin kendisi değildir. Algılama tarzınızı değiştirebilirsiniz. Gözlemlemeyi öğrenin. Ben- cil olun ve kendinizi merkezden çıkarın. Bu zaman alır ama sizin zamanınız zaten var.





Susanna McMahon’un Terapistim Yanımda isimli kitabından alınmıştır.