Gönderen Konu: Örnek  (Okunma sayısı 4741 defa)

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4099
    • Profili Görüntüle
Örnek
« : 25 Şubat 2010, 02:11:37 ös »
Örnek

Temsil makamları özenilir yerler olmaktan çıkarılınca, idealist insanlar emek vermezler varmak için oralara. Büyüyünce yüzsüz ya da hırsız olacağım diyen çocuklara tanık olmaya başlarsak yakında, şaşırmak nafile.





Özenilir ve öykünülür yerlerde bu insanların olmasını sağlayan koşulları biz oluşturduk milletçe. İyi insanları asarsan, yargılayıp kargılarsan nafile yere; bu yerlere aklı başında olan iyi yönelir mi bir daha.
Seçkin ve yetkin makamlar için yetkin ve seçkin insanlar temayüz ettirmek istiyorsak oraları hem güvenli hem de onurlu kılmalıyız oradaki onurlu güvenilir insanlar için. Ağzı olanın konuşma hakkı olmalı ama milletin temsil makamlarındaki kişiler için konuşurken itina gösterilmesi de kollanmalıdır mutlaka.  Haddini bilen toplumda dokunulmazlığa gerek olmaz, o zaten dokunmaz kutlu olana. Ancak peygamber kavramını da başörtüsü kavramını da TBMM ortamında geyik muhabbeti ve sokak dalaşı konusu kılınması Atatürk’ü Koruma Kanunu ve Türk Parasını Koruma Kanunu gibi kanunlara çokça gereksinim duydurmakta topluma.
Ülkenin başbakanına şamar oğlanı ile muhatap olur gibi hitap eden kişiler bulundukları makamı alafranga helâ gibi rahatlama mekânı sanıyor olmalı oturdukça. İnsanın insana hitap şeklindeki ölçüyü kaçırmış toplum olduğumuz oturduğumuz sokaktan belli, vali mi kaymakam mısın da memura bağırma hakkın olsun demiş birisi de; kaymakam ve vali olmak bağırma hakkı sağladığını düşündüğünden. Kendisine bağırılmasını sağlayacak ölçüsüzlüğü kanıksayan memur da bağırmayı gerektirecek kontrolsüzlüğü kanıksayan amir de; millet adına gözetim ve denetim şirketi gibi işlemesi gereken siyasal örgütler de bu milletin üyesidir. TBMM bizim aynamız, suç aynada değil milletin örnek almasında ve örneklerinde. Eşi karantina yıllarında mağdur edilen peygamber idi zalimlerce, başbakanın eşi devletin kurumunda temel haklarını kullanamıyorsa asıl sorundur; peygamber eşleri zaten mağdur edilmişlerdir. Beyaz yakalı ya da yeşil üniformalı sen nasıl başbakanın eşini bile dini temelli temel hakkından yoksun kılarsın demek lazımdı belki. Kaldı ki başbakanın eşi olmak gerekmez, vatandaşı nasıl temel insan hakkı olan din özgürlüğünden yoksun kılarsın, kamusal alan ise GATA diğer devlet hastaneleri ve okullar kamunun değil mi. Anayasa mahkemesi kına yakmalı hukuk adına, başörtüsü ile ilgili anayasa değişikliğine yaptığı iptal gerekçesi nedeniyle. Değişikliğe oy değil mahkemeye pas vermiş olduğunu düşünmeli belki birilerinin TBMM’de o dönemde. Büyüyünce yeni neslin ne olmasını istiyorsa bu günün haklı, ona göre müfredat koymalı hayatın işleyen kurumlarına ve kendini ona göre programlamalı. Mumcu destek vermiş değildi başörtüsü anayasal değişikliği diye bilinen düzenlemeye örgütü yönünde, ancak destekçilerin siyasal polemik uğruna nasıl da askeri hastaneyi akladıkları ortada mum ışığında. Ancak peygamber eşi girebilir başı örtülü GATA’ya eski bir bakan fetvasına göre galiba, Meryem ana gelse giremez zira Peygamber eşi değil ya. Kapalı alanlarda kep takılmaz askeri normlarda, kadınları da askere almalı galiba bu vatanda. Hastaların da nöbet tutması sağlanmalı askeri hastanelerde, hasta ziyaretçileri de tekmil vermeli daima kapıdaki ere bile. Militarizm ile yönetiliyor olmalıyız, kendi ülken gibi dolaşma hakkını nerde buluyorsun kendinde, bazıları daha eşittir unuttun mu?
Örnek paşalar günlük olarak resmigeçit yaparlar ekranlardan her evde, örnek mebuslar da öyle; örnek aydınlar da. İnsan insanın kurdudur ya malum, kurtlarını dökmeli bu toplum bir eğlence programına katılıp da örnek TV’lerde. Kurt açılımı Kürt açılından daha acil bence, başörtüsü askerin de başında var adı değişik ve şekli farklı sadece. Önce asker başını açsın sivil alanda; kozmik odalarda saklamasın özünü, irtica kafanın dışında ise sorun yok ki. İçine sakla düşünceni hince, kozmik irticacı olsana sen de Emine ( Âmine), Ayna olsaydı soyadın meclise bile girerdin askerin dolaylı desteği ile, kocan başbakan olsa ne milletin desteği ile. 

 Ömer ÇELEBİ
iyisaatteolsunlar@hotmail.com


« Son Düzenleme: 26 Şubat 2010, 02:20:28 ös Gönderen: psikolog »