Gönderen Konu: onarım terapisi, homofobi nedir, homoerotisizm nedir, bireysel terapi, grup....  (Okunma sayısı 8281 defa)

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4091
    • Profili Görüntüle
EŞCİNSEL TERAPİ
Psikolog Hüseyin KAÇIN
0 555 326 22 91



ERKEK EŞCİNSELLER İÇİN ONARIM TERAPİSİ

Homoseksüel eğilimi gösteren fakat “gay” yaşam tarzını ve değerlerini benimsemeyen erkek eşcinseller için yeni bir klinik yaklaşım.

Psikiyatri camiası yakın tarihlerde eşcinselliği hastalık kapsamından çıkardığı için
“gay olmayan eşcinsel erkek”
yalnız bırakılmıştır.

HOMOFOBİK;

Eşcinsellikten ve eşcinsel
duygulardan korkan kişi.

Modern psikoloji gay yaşam tarzının özgürce yaşanmasını desteklerken gay olmayan homoseksüellerin bastırılmasına sebep olmuş, gay olmayan erkeğin yaşadıkları problemleri suni görmektedir.

“Gay olmayan” eşcinsel erkek ne heteroseksüel dünyada ne de homoseksüel dünyada kendine bir yer bulabilmektedir.


HOMOEROTİK;

Kendi cinsine karşı duyulan
erotik his.

Fizyolojik araştırmalar eşcinselliğin ortaya çıkmasında genetik ve hormonal faktörlerin rol oynamadığını ortaya koymaktadır.


Eşcinsellik gelişimsel bir problemdir. Bu tür insanlarla yapılan terapilerde büyük bir çoğunluğunun gelişimsel sendrom yaşadıkları belirlenmiştir.

ERKEK ÇOCUK

Baba ile iletişimsizlik (Savunmalı kopma)

Anne ile özdeşleşme

Erkekliğin erotikleşmesi

Teşhircilik veya tutuk davranışlar

Cinsel kimliği onarma güdüsü

Homoseksüellik

Erkek eşcinseller için onarım terapisi hastalıktan kurtulma tedavisi değildir. Homoseksüel hislerin tamamen silinmesi hedeflenmez.

HEDEF;

1.   Erkek cinsiyetiyle özdeşleşmeyi güçlendirme.
2.   Hemcinsleriyle cinselliğe dayanmayan bir ilişki kurabilme.
3.   Heteroseksüel dünyaya adım atma.

Kimlik olarak “gay olmak” bilinçli ve özgür bir tercih ise;
“gay olmamak” ta bilinçli ve özgür bir tercihtir.


“Gay” olmak istemeyen eşcinsel erkek varoluşsal olarak geçerli bir seçim yapmıştır.
Tabiatın ona verdiği erkek kimliğinin bütünlüğünü korumak adına eşcinsel duygularını aşmaya çalışmaktadır.

EŞCİNSELLİĞİN TANI TARİHÇESİ

-   1952 yılında Amerika Psikiyatri Derneği; homoseksüelliği sosyopatik şahsiyet bozukluğu olarak tanımlamıştır
-   1968 yılında
“seksüel bir sapma” olarak tanımlanmıştır. Bu tanıma göre eşcinsellik kişinin benlik algılamasına ters düştüğü zaman problemdir.
-   1973 yılında ise “cinsel eğilimi yüzünden önemli bir ölçüde ve sürekli stres yaşayan kişi”  tanımı ortaya konmuştur.
Seksüel devrim, feminist hakları, azınlık hakları gibi “insan hakları” kapsamında değerlendirilen girişimler sonucunda insan psikolojisinde korku yaratılmış; azınlığa hakaret etme, aydın davranmama veya sorgulamış olma korkusu yüzünden homoseksüellerin tercihleri ve yaşam tarzları eleştirilmemiştir.

İNSANİ FAKTÖRLER


1.   Homoseksüel insanların dışlanmasını önlemek ve etiketlenmesini ortadan kaldırmak için “hasta” sıfatının homoseksüellik sıfatından ayrılması.
2.   Psikiyatri camiasının homoseksüelliğin psikodinamik sebeplerini tespit edememiş olması ve başarılı bir tedavi modelinin otaya konamaması.

Homoseksüel erkeğin toplum hayatından dışlanmasını istemeyen ayrımcılığı ortadan kaldırmak isteyenler gay olmayan eşcinsel erkeğe ayrımcılık yaparlar.


“Gay yaşam tarzını benimsemeyen eşcinsel erkek kimliğinin sadece bir yönünden rahatsızdır ve kimliklerini tanımlarken ahlaki değerlerini ve geleneklerini ön plana alır.”

Yeni tedavi yönteminde ön kabul;
Homoerotik duygular hemcinslerle yakın ilişki yaşama ihtiyacından kaynaklanır.

Çocuk bebeklik döneminde anne ile özdeşleşir. Kız çocukta bu özdeşleşme devam ederken, erkek çocuğun belli bir dönem sonra bir adım ileri gidip baba ile özdeşleşmeye devam etmesi gereklidir. Bu erkek çocuk için ek bir aşamadır.
Çoğu araştırmacıya göre cinsiyet özdeşleşmesi üçüncü seneden önce gelişir. Bu zaman diliminde en yüksek olasılık ikinci yaşın ikinci dönemidir.


Erkek çocuğun babasında bulduğu heyecanlı, eğlenceli ve enerji vereni içselleştirmek ister. Anneyi aşmanın verdiği özgürlük ve güçlülük hissi yaşanır. Bu güç babada şekillenmiştir

Babanın şefkatli ve kabul edici yaklaşımı erkeksel alana geçiş yapmasını kolaylaştırır. Her iki ebeveyn de çocuğu bu yönde cesaretlendirirse erkek cinsiyet özdeşleşmesi ve heteroseksüelliğe doğru başarılı bir yön gelişir.


Babaya düşen en önemli görev anne-bebek ortak yaşam ilişkisinin uzatılmamasını sağlamaktır.

Babanın oğluna annesiyle hem yakın hem de bağımsız bir ilişkinin olabileceğini modellemesi gerekir.

Homoseksüel erkeğin ailesinde anne-baba-çocuk ilişkisi kusurludur.

Annenin oğluna karşı yakınlığı aşırıysa ve baba ile özdeşleşmeyi önleyici ise, babanın baskın ve şefkatli tutumu bu negatif etkiyi bertaraf edebilir.

Annenin davranışları çok etkilidir.Anne duygusal olarak kendini dengeleyebilirse çocuk zor bir babaya karşı daha tahammüllü olabilir.

Erkek çocuğun ana ihtiyacı model aldığı bir erkeğin değerlerini ve davranışlarını içselleştirmektir. Buna “baba açlığı” veya “baba susuzluğu” denir.

Saldırganla özdeşleşme (savunmalı özdeşleşme): çocuğun karşısındaki gücü tahdit edici görüp, korkudan özdeşleşmesi.

Savunmalı özdeşleşme çocuğun kendi erkekliğini elde etmesi için başka bir erkekle ilk rekabetini simgeler.

Özdeşleşme olgusunda cezalandırıcı ve sınırlandırıcı öğelerin yani sıra sıcaklık, ilgi, şefkat gibi pozitif öğelerde önemlidir.

Erkek çocuklar babalarını besleyici ve ödüllendirici olarak algılarlarsa babalarıyla daha kuvvetli özdeşleşirler ve erkeksel ilgilere yönelirler.


Babanın hem şefkatli hem cezalandırıcı olarak algılanması ile yüksek derecede erkeklik arasında bağlantı tespit edilmiştir.

Baba ile özdeşleşmemenin sebepleri;

1.   Anne ile ilişki daha ödüllendirici.
2.   Belirgin bir babanın olmayışı.
3.   Otonom davranışlar için gerekli cesareti vermemek.
4.   Babanın yokluğu

Baba-oğul ilişkisi fiziksel bir aktivitenin paylaşımını içermelidir.

Davranışsal ve bedensel özdeşleşme, baba ile oğlun birlikte bir şeyler yapması sonucunda gelişir.

Erkek çocuğun ilk oyun arkadaşı olarak baba, erkeksel etkileşimi ile oğlunun gelişimini teşvik eder.

Toplumsal cinsiyet rolünde zihin karışıklığı yaşayan çocuklar güzel giyim, güzel görünmekten ivme alırlar ve çocuk babasıyla bir aktiviteye girmeye karşı direnir.



Homoseksüellik öncesi davranışlar bu tür efemine davranışları içermese dahi, çocuğun babasıyla bir şeyler yapma aşamasında açlığı vardır.

Daha sonraki evrede diğer erkek bedenleri onlara esrarengiz, kuvvetli ve güçlü görünerek çocuğu cezbeder.

Babanın ev hayatından kopuk olması sonucu, anne; baba, ile oğul arasında arabuluculuk yapar. Bu durumda da erkek çocuk babasını annesinin açısından değerlendirir.

Sambia kabilesi de “Erkekliğe Giriş Törenleri” nde vurgulanan noktalar;

1.   Anneyle özdeşleşmek erkek çocuğun erkekliğini tehlikeye sokar.
2.   Erkeksellik ancak diğer erkeklerden öğrenilir.
3.   Erkeklik çocuğa verilmez, çocuk erkekliği bir ödül gibi hak eder.



Homoseksüellik erkeklerden uzaklaşmadır, bebeklikte babadan sonra diğer erkeklerden.


Ayrı düştüğü erkekleri erotikleştiren homoseksüel erkek, başka erkekler aracılığı ile erkekliğe geçiş yapmayı arzular.


Homoseksüel eğilim gösteren bir çocuk veya bir yetişkin aşağıdaki davranışları gösterebilir;

1.   Oyuncak bebeğe ilgi.
2.   Kız gibi giyinme
3.   Kızlarla oynamayı tercih etme
4.   Hanım evladı olarak nitelendirilme
5.   Çocuklukta cinsiyete dayalı oyunlarda erkeklere ilgi duyma.
6.   Yaşlı erkeklerden ziyade yaşlı kadınlarla misafirliği tercih etme.



Çocuklukta, yaşıtları diğer erkek çocuklarla yaşanan sorunlarla, gelecekte yetişkin homoseksüelliği arasında yüksek bağlantı tespit edilmiştir.

-   ‘Mutfak penceresi çocuğu’ onları gıpta ile izler ve hem onlardan hoşlanır hem de korkar. Diğer bir yandan da onlarla birlikte onlar gibi hür olmayı arzular.Onların cesaretini kıskansa da onlara katılmaktan çekinir. Bir şekilde kendisini hazır değilmiş veya yetersiz ve beceriksiz hisseder. Onların arasına katılacağına mutfakta meşgul olan annesine yönelir.

-   Homoseksüelliğe yönelmeme katkısı olan faktörlerden biri de çocukken duyarlı, artistik bir çocuk olarak tipik erkeksel ilgilere yetenek veya ilgimin olmayışıdır. Fiziksel etkinliklerden nefret ederdim – spor ve oyunlardan en çok – ve bazen gruba dahil olmaya çalıştığımda iyi performans veremediğim için ardından uzun bir süre yetersizliğimden dolayı utanç hisleriyle boğuşurdum.....klasik bir vakaydım çünkü daha ilerde erkekler dünyasında kendimi huzursuz hissederdim ve daha ezoterik bir çevrede kendimi yeterli ve rahat hissederdim .

-   “Ergenlik çağına geldiğimde kırılgan bir gençtim ve sürekli kitap okurdum. Duygusal ve yalnızdım. Bir kaç erkek arkadaşım olduysa da bu arkadaşlıklar nedensiz bir şekilde sonlandı. Suçu kendimde aradım, uzun vadeli arkadaşlıkların süremeyiş nedenini kendi yetersizliğim olarak algıladım. Yaşıtlarımı sanki bir hapishanenin parmaklıkları arasından izledim. Kendi içimde bir koğuştaydım ve serbest bırakılmak için adeta can atıyordum.”

Homoseksüel eğilimli erkek çocuk bedeninde yabancılaşma hisseder. İki şekilde kendini gösterir;

1.   Teşhircilik
2.   Tutukluk

‘Çok net bir şekilde 11 yaşındayken annem ve teyzemin önünde banyo yaptığımı hatırlıyorum. Sonra bir karışıklık oldu, çünkü su akmıyordu ve amcamı çağırdılar. O girince hemen kendimi örttüğümü hatırlıyorum.Ve bunun tuhaf olduğunu o zaman da biliyordum


-   ‘İşten evime giderken basketbol sahasında oynayan erkeklere gözüm takıldı ve onları seyretmekten cinsel haz duyumsadım. Bunun sebebi ise yaptıkları şey esasında beni  tahrik ediyordu çünkü ben onların yaptıklarını hiç yapmadım. Beni üzen şey, ben onlar gibi oynamaktan zevk almıyorum. Ben hiçbir zaman spora meyilli değildim. Ben onlar gibi sahaya çıksam ‘Nasılım? Yeterince iyi miyim? Başkaları ne düşünüyor hakkımda?’ gibi düşüncelerle oyundan haz almam. Ve bunun yerine o sahada oynamış olan bir erkekle seksüel ilişkiye girerim.’


Geçici Erotik Dönem;
Erkek çocukta karşılanmamış şefkat, kabul edilme ve özdeşleşme ihtiyaçlarının güçlü bir şekilde cinsel yöne akmasıdır. 13-15 yaşları arasını kapsar.


-   ‘Benim sorunum daima arkadaşlık konusundaydı. 10, 11 yaşlardayken başladı….arkadaşım yoktu ve ihtiyacım vardı. Bu arkadaşlar gözümde birer kahraman gibiydi ve onlarla yakınlaşmak , onlarla ilintili olmak beni güçlendiriyordu. Onlarla beraber olunca heyecanlı şeyler oluyordu. Düşünüp durdum, ‘Neden bu işi çözümleyemiyorum? Bu arkadaşlıkları niye yapamıyorum? Neden bağlantı kuramıyorum? Neden bu denli üzüntü çekiyorum? Nasıl olur da onlarla beraber vakit geçiremiyorum? 12 veya 13 yaşımda cinsel hislerim başlayınca sadece arkadaşlık değil, onların bedenini de arzulamaya başladım. O sıralarda geliştiğimi ve cinsel konuların önem kazandığı bir dönem içinde olduğum için o hisleri yaşadığımı sandım. Ve erkeklerle cinsellik bu ihtiyacımı ifade ediş tarzıydı sanki. Ancak yirmilerime gelince bu beni rahatsız etmeye başladı. Ondan önce bu arzulama hisleri tanıdıktı ama korku vermiyordu ….sadece bir problemdi. Cinselliğim artınca ‘gerçekten bu hislerim nedir?’ diye sorgulamaya başladım. Uzun bir süre bu soruyla ilgilenmedim çünkü kendiliğinden geçeceğine inanıyordum.Ancak olayı anlamam için elimde hiçbir done yoktu. Ve yüzleştikten sonra korkulacak bir şeyin olmadığını anladım. İstediğimin bir erkekle seks olmadığını anladım. Sadece arkadaşlık ihtiyacım varmış.’

Geçici erotik dönemde çocuk kendinden büyük, güçlü bir çocuğa ilgi duyar.



Homoseksüellik erkek özdeşleşmesini yapmamış erkeğin savunma mekanizmasıdır.

-   ‘Ben üç yaşındayken babam askerden yeni dönmüştü; annem beni bayan arkadaşlarıyla büyütmüştü. Babam, talim subayı idi ve eve geldiğinde her zaman kollara alınmayı isteyen şımartılmış bir çocukla karşılaştı. Ve sadece hanımlar arasında büyütülmüş olduğumdan erkekler beni gerçekten ürkütüyordu. Babam, annemin yaptıklarına kızarak ‘Ben onu adam edeceğim, Tanrı yardımcım olsun’derdi.  Ağladığımda tahmin ötesi dayaklar yerdim. Ve yaşamımın belli bir yerinde babama asla benzemeyeceğime dair yemin ettim. Ve asla babam gibi değilim.Babamla birkaç söz bile konuşamazdım. Ben siyah dediysem o beyaz derdi veya tersi. İkimiz de ödün vermezdik. O bir kapıdan girse ben diğer kapıdan yok oluverirdim çünkü onunla baş edemezdim. Geyik avlamaya giderdi ve ben av kazası sonucu ölmesi için dua ederdim….o yokken ev nasıl sakindi.Sonradan ben homoseksüel eğilimimi davranışa dönüştürdükten sonra babamdan alamadığım bir şeyin peşinde koştuğumu anladım.















-   Danışan: Bazen zorla bir şeyler yaptırılıyordum.
-   Terapist: Baban tarafından mı?
-   Danışan: Şey, aslında annem tarafından. Hatırlıyorum, altıncı sınıfta, okul oyununda bir melek olmaya zorlandım. Ve sahnede gümüş tayt giymek zorundaydım. Hayatta böle bir şey istemiyordum. Ama annem ve öğretmenim beni zorladılar ve hatırlıyorum, utancımdan ölmüştüm. “benim hakkımda zaten böyle düşünüyorlar…” diye düşündüm.
-   Terapist: …nedir o?
-   Danışan: (ara) Kız gibi.
-   Terapist: Babanın bununla ne alakası var?
-   Danışan: Onları durdurabilirdi… olmasına müsaade etmeyebilirdi. Bana farklı davransaydı belki onlara karşı durabilir ve hayır diyebilirdim. Belki annemin bana farklı davranmasını sağlayabilirdi, beni koruyabilirdi ve annemin bana yaptırdıklarına engel olabilirdi.



Erkek çocuğun heteroseksüel olması için her iki ebeveynin desteğine ihtiyacı vardır. Anne ve baba çocuğun babayı taklit etmesini ödüllendirmelidir.



Sağlıklı bir evlilikte eşler çocuklarını duygusal gereksinimlerini karşılamak için kullanmazlar.

Eşiyle sürekli kavga eden bir babaya karşı anne - oğul duygusal olarak aynı tarafta yer alabilirler.

Yetişkin erkekte androjen eksikliği cinsel organın duyarlılığını ve aktifliğini etkileyebilir ama heteroseksüel eğilimi bertaraf etmez.


Transseksüel: Kendini dişi kabul eder.

Homoseksüel: Kendisinin erkek olduğunun farkındadır.


Homoseksüel eğilimli bir erkek duyduğu toplumsal kaygıyı bastırma için dış görünüşünü özenle toplumdaki erkek imajına uygun yapılandırabilir.


Homoseksüel erkeklerin büyük çoğunluğu rekabet durumunda otorite kuramadıklarını belirtmişlerdir.

Babayla özdeşleşemeyen çocuk anneyle özdeşleşmeye devam ederse kendini duygusal olarak garantiye alır fakat iki eksikliği ortaya çıkar;

Erkek cinsiyet kimliğinde.
      Kişisel güçte.

Otorite kuramama, erkeklerle rekabette pasif kalma kişisel güç eksikliğinden kaynaklanır.
Homoseksüel erkek kişisel güç eksikliğinden dolayı otorite problemi yaşadığında düşmanlık ve öfke hisseder


Düşmanlık öfkesini ve şiddetini bir savunma mekanizması olarak cinsel forma uydurur.


Homoseksüel ilişkiler yürümez ve sadakatsizlikle sonuçlanır. Çünkü homoseksüel erkek babasını algılayamadığı gibi karşısındaki erkeği de algılayamaz.


Gay Özgürlüğü Hareketi 1969’da New York’ taki bir klüpte yapılan protestolarla başlamıştır.


Bu protestoların iki sebebi vardır

1.   Tolerans
2.   Onaylanmak

GAY TARAFTARLARININ KENDİLERİNİ AKLAMA YAKLAŞIMLARI

YALANLAMA YAKLAŞIMI
SUÇLAMALI YAKLAŞIM
YENİ DÜZEN YAKLAŞIMI

BİREYSEL TERAPİ VE RÜYA ÇALIŞMASINDA HEDEF

-   Kişisel güçte artış
-   -Sahte benlikten kurtulma
-   -Kendini kabul etme ve ego güçlendirme
-   -Babayla barışma
-   -Kendini ifade güçlüklerini aşma
-   -Erkekselliğin tanımlanması
-   -Kadınlara güvenme
-   -Kızgınlığın ifade edilişi vs. gibi hedeflere ulaşılmaya çalışılır.

GRUP TERAPİSİ

-   Erkeklerle erotik olmayan arkadaşlık ilişkisi geliştirme
-   -Kendini ortaya koyma
-   -Erkek arkadaşlardan beklentilerinin mantıklı olması
-   -Erkeklere yaklaşmada direncin aşılması


AİLE İLİŞKİLERİ VE HOMOSEKSÜELLİK

                                                             


ANNE           
Baskın
•   Kontrol edici
•   Aşırı  Aşırı şefkatli
•   bağlayıcı




OĞUL      
Homoseksüel eğilim


BABA
•   Yok
•    Duygusal mesafeli
•    Kopuk
•    Pasif




« Son Düzenleme: 17 Mart 2011, 05:17:43 ös Gönderen: psikolog »