Gönderen Konu: GERÇEKLİK TERAPİSİ  (Okunma sayısı 7115 defa)

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4099
    • Profili Görüntüle
GERÇEKLİK TERAPİSİ
« : 20 Haziran 2009, 12:44:23 ös »
GERÇEKLİK TERAPİSİ

Bu terapi William Glasser tarafından ortaya atılmıştır. Glasser terapide, danışanların şimdiki zamanda kalmalarını sağlayarak, kendi davranışlarından sorumlu oldukları bilincini ve farkındalığını kazandırmayı hedeflemiştir. Böylece danışanlar değişmeleri gerektiğini görecek ve kendi yaşamlarının kontrolünü kendileri sağlamaya başlayacaktır.
Gerçeklik terapisi, sorumlu davranışın temelinde gerçeği kabullenmenin önemli olduğunu vurgulamaktadır. Sorumlu bir biçimde davranmak, insanların sevgi ve değerli olma gereksinimlerini karşılamasına yardımcı olur ve böylece başarılı kimliğe ulaşılır. Başarılı kimliğin zıttı, başarısız kimliktir. Başarısız kimlikler; gerçeği inkar etmenin veya göz ardı etmenin, sorumsuz davranışın, işle ve insanlarla ilgili olarak anlamlı ilişkiler kuramamanın sonucunda oluşur. Şu andaki Batı toplumu, ekonomik amaçların gerçekleşmesini amaçlayan bir kimlik toplumudur. Kimlik toplumu olmanın da çeşitli sonuçları ortaya çıkmaktadır. Ebeveynler ve okullar çocuklarla ilgilenmeli, onlara nasıl sorumlu biçimde davranacaklarını öğretmeli ve onların sevgi ve değerli olma gereksinimlerini karşılamalıdırlar.
Gerçeklik terapisinin temel sayıtlısı; insanlar çevrelerini ve kendilerini kontrol etme gücüne sahiptirler, bu nedenle kendi davranışlarının sorumluluğunu alabilmelidirler. Davranışları bireye doyum sağlamıyorsa davranışlar değişmeli, yeni davranışlar kazanılmalıdır. Gerçeklik terapisinin ilkeleri, günlük yaşamda başarılı kimlik kazanmaya çalışan insanlar kadar, ciddi duygusal ve davranışsal problemi olanlarla da ilgilidir.
Kontrol Kuramı
Gerçeklik terapisinin temel görüşü kontrol kuramına dayalıdır. Kontrol kuramının temel sayıtlısı şudur: insan kendisini ve çevresini kontrol edebilir, bu nedenle davranışlarından kendisi sorumlu olmalı ve yaşamının kontrolünü kendi eline almalıdır. Kontrol kuramı insan davranışının dış güçlerden değil de, amaçlı olarak bireyin kendisinden kaynaklandığı ve kontrol edildiği mantığına dayanmaktadır. Dış etkenler bireyin kararları üzerinde etkilidir, ancak birey nasıl davranacağına kendisi karar verir.


Bireyin davranışları temel ihtiyaçlarını karşılamaya yöneliktir. Glasser 4 temel psikolojik ihtiyaçtan söz eder. Bunlar:
Ait olma ,
Güçlü olma,
Özgür (bağımsız) olma,
Eğlenme.
Kontrol kuramına göre insan beyni, bireyin istediği şeyleri elde etmesine yardım eden bir kontrol sistemi olarak işlev görür. Psikolojik ihtiyaçlar engellendiğinde bireyler yaşamdan doyum sağlayamaz ve davranışları sağlıklı ve dengeli olmaz.
Gerçeklik terapisinin dayandığı temel görüşe göre; psikolojik sorunu olan bireyler, ihtiyaçlarına doyum sağlayabilmek için çevrelerini ve dünyayı kontrol etmede ve değiştirmede başarısız olmaktadırlar. O halde çevrelerini daha etkili bir şekilde kullanabilmeleri için ve ihtiyaçlarına doyum sağlamada daha başarılı olabilmeleri için danışanlara yardım edilmelidir.
Glasser, bireyin seçtiği olumsuz davranışların nedenini, istenilen şey ile sahip olunan şey arasındaki farkı kapatma çabasının sonucu olarak görmektedir.

Gerçeklik Terapisinin Temel Kavramları
Kimlik:
Bireyin diğer insanlardan farklı ve özel olduğunu yani ayrı bir birey olduğunu hissetme ihtiyacıdır. Gerçeklik terapisi, hangi kültürden olursa olsun tüm insanların tek bir temel gereksiniminin olduğunu iddia etmektedir. Bu “kimlik” gereksinimidir. Glasser’e göre 1950’li yıllarda, Batı dünyasında, hayatta kalma toplumu olmaktan kimlik toplumu olmaya doğru bir değişim yaşanmıştır.
Başarılı kimlik gereksinimi, sağlıklılık veya gelişme gücü olarak ele alınmaktadır. Bu nedenle gerçeklik terapisinde insanların doğasının sosyalliğe dayandığı görüşü yer almaktadır. Ancak insanlar başarılı kimlikler kadar başarısız kimliklere de sahip olabilirler.




Katılım:
İnsanoğlu geçmişinden bu yana diğer insanlarla ve dostlarıyla birlikte olma ve başkalarına katılma ihtiyacı hissetmiştir. Glasser’e göre insanın başarılı bir kimliğe sahip olması için sevmeye ve sevilmeye ihtiyacı vardır.
Glasser’e göre katılım gereksinimi, insanların sinir sistemine yerleşmiştir. Sinir sisteminde insanın başkalarına katılması için onu cesaretlendiren bir acı söz konusudur. Bu acı insanları katılmaya yönlendirir.
Sorumluluk:
İnsanların ihtiyaçlarına doyum sağlayan temel davranışlardır. Sorumlu insanlar; yaşamdan ne beklediklerini bilen, ihtiyaçlarını karşılamak ve hedeflerine ulaşmak için gerçekçi planlar yapan insanlardır.
Sevgi ve değer gereksinimlerini karşılamada yetersizlik, sorumsuzluk olarak tanımlanmaktadır. Böylece sorumluluk, bir araya geldiklerinde başarılı kimliği oluşturan, sevgi ve değere sahip olmaktır. Öte yandan, sorumsuz davranış, bir araya geldiklerinde başarısız kimliği oluşturan, yalnızlık ve acıya neden olur.
Bazı ruhsal rahatsızlıkların nedeni biyokimyasal bozukluklar ve beyin hasarı olmakla beraber, pek çoğunun nedeninin en iyi açıklaması sorumsuzluktur.
Sevgi ve değerli olma:
Hayatta kalma toplumunda başarının anahtarı güvenlik iken, yeni kimlik toplumunda başarılı kimliğin sevgi ve değerli olmaya dayalıdır. Glasser, iki temel gereksinimin olduğunu vurgulamaktadır: Sevme ve sevilme gereksinimi, kendimizin ve başkalarının değerli olduğunu hissetme gereksinimi. Sevme ve sevilme gereksinimi, özen gösteren ve saygı duyan insanlarla ilişki kurmak, onlarla bir katılım içinde olmak demektir. Kendini değerli hissetmek için, insanlar kendilerinin değerli olduklarına katkıda bulunacak bir iş yapmak, başkalarının da bunu yapmasına yardımcı olmak durumundadırlar.
Başarılı kimlik için alt amaçlar olan sevgi ve değerin karşılanmasında başarısızlığa uğramanın sonucu; yalnızlık, acı ve başarısız kimliktir. Glasser, yaşadığımız bu kimlik toplumunda, pek çok kimse sevgi ve değeri öğrenemediğinden yalnızlık ve başarısızlıkların gözlendiğini ifade etmektedir.




Glasser’in gerçeklik terapisinde yer alan dörtlü zincir:


Gerçekle yüz yüze gelmek

Gerçeği inkâr etmek

Sorumsuz davranış

Sorumlu davranış




« Son Düzenleme: 08 Ağustos 2010, 10:40:29 ös Gönderen: alıntı »