Gönderen Konu: Modern Çağın Tutunamayanları Eşcinseller Sadist Mazoşistler Kişilik Bozuklukları  (Okunma sayısı 6420 defa)

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4077
    • Profili Görüntüle
Sanırım kişilik bozukluğu var be de hocam,






Hocam benim asıl takıntım "babam" sanırım, şimdi kahvaltıdan kalktık. Olumlu bir şekilde gitmiştim mutfağa, size yazıyordum ben de o arada.

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4077
    • Profili Görüntüle
Yeni olan hiçbir şeyi kabul etmiyorum hocam, yeniliklerden nefret ederdim hep, sonra bunu aştım kendim de biraz.

"Kardeşiniz bi' değişik hasta" derken, onu kastettiniz herhalde, ben sadistim, şimdi de amaçladığım şeyleri o kadar hızlı yapmaya çalışıyorum ki bir an önce onlara ulaşayım istiyorum veyahut da unuttum, çok hızlı düşünüyorum değil mi şu an hocam, o kadar hızlı düşünüyorum ki, yok, konudan konuya atlıyorum, bi orada bi burada. Off off, sıkıldım yine, yazarken fena sıkılıyorum, bir an duraksasam sıkılırım. Aslında "ödev" bu da değil mi? Size yazdığım için yazıyorum, size yollamasam yazmayacağım değil mi? Yollamayayım mı size, ? Aslında masturbasyon yaptıktan sonra, düşünüp yazamıyorum, ilaçlardan mı bu? Hafızlığı jet hızı ile yaptım, 3 ayda 13 cüz ezberledim, Türkçe düşünmeyi unutmuşum, Türkçe düşününce konuşamıyorum değil mi, benim hiçbir şeyim yok aslında? Bu ilaçlar düşünce şeysini kapattılar, lobu bile ilk seferde aklıma gelmedi, ben yazamamı sıkılmaya bağlıyordum, içim sıkılıyor diye yazamıyorum zannediyordum. Sen kendini Tanrı yapmışsın derken onu kastediyordunuz, hiçbir sikim olmadığımı söylüyorsunuz benim değil mi, aynı Süleyman(a.s.)'ın Belkıs'a yaptığı gibi, saydam yaptırmıştı sarayın önündeki taşları, bu yüzdende Belkıs eteklerini sıvadı, altından da su akıyordu çünkü. Devrik devrik cümleler kuruyorum galiba hocam, Arapça düşünüp Türkçe yazıyorum galiba. Düşünemediğim için de kendime kızıp, ana hiperaktifim ben değil mi, hiper aktif yerimde duramıyorum o yüzden İlahiyata girmeden önce bi' sıkıntı yoktu, çünkü ben hep Eneslere gidiyordum, dışarı çıkmayı uzun zaman önce bıraktım, aslında hayatım sokaklarda geçti ama bir yerden sonra hiç dışarı çıkmamaya başladım, çünkü hiç arkadaşım yoktu, hep yanımda birini istiyordum, Enesle çıkmak istedim ama Enes de size "Muzaffer Bakan" diye biri geldi mi hocam? :D Her şeyi merak ediyorum? Eneslere gidiyordum işte, ilahiyattan önce sürekli, orada rahat davranıyordum, sürekli konuşuyordum, hiç susmuyordum,bilmemne bir şeyler. Sonra Enes'in annesi sen mi konuşmuyorsun falan dedi bana, ondan sonra orada da mı konuşmamaya başladım, bir de Enes'in, anaaa Annem nasıl eve kapatıldığında sinir  hastası oldu, ona misol verdiler bilmemne, sonra tüy gibi oldu kadın, sizde bana misol verdiniz, her şeyi içime atmışım değil mi ben, deli gibi yazıyorum o yüzden size, konuşacak birine ihtiyacım var. Doluyum o kadar doluyum ki deli gibi doluyum, sizi bir arkadaş gibi görürsem gece gündüz yazarım, ararım. ?! Ama normalde arkadaşlarıma bunu yapmıyorum, kendimi tutuyorum, kontrol ediyorum. Ama arada onlarda beni arasın istiyorum, aramıyorlar, o zaman üzülüyorum. Veya bana kırıcı bir şey söylediklerinde hayrına bi' özür dilesinler istiyorum, insanlık namına... Okula Enes olarak gitmişim değil mi ben hocam, onun düşünceleri ile, o yüzden oraya geldiğimde mıymıy konuşuyor dediniz, Arapça konuşuşumu duysanız o kadar düzgün ki  anaaa ben Arapça, İlahiyat kendime bi;' vasıf kazandırdım, sonra Türkçe konuşmaya başlayınca sıkıntı mı yaşadım,io kadar özgüven depolamıştım neooldu? O kadar güzel Kuran oku sen, o kadar güzel Arapç.a konuş, kendi dilini konuşama. Sonra bunları okutacak mısınız hocam bana , ilacın etkisi geçtikten sonra, çünkü kibirli olduğumu düşünüp yine özgüvenimi düşüreceğim, bunu o anlamda söylemiyorum. Ama yine de kendimi kanıtlamak için mi yapmışım? Ya da bir yerden sonra öyle olmuş.Ben korkumdan çok Arapça çalışıyordum hocam hazırlıkta, ama sonra hocalar beni övmeye başladı, daha çok çalıştım aslında galiba, deli gibi çalıştım, o yüzden hocalara karşı ilgi duymaya başladım. Abdulmunim Hoca, Mahir Hoca hepsine karşı ilgi duyuyorum, anaa isimleri yazmıyordum size, ondan isimlerde kalıyorum hep, hocalarıma ilgi duyduğum içinde deli gibi suçluluk hissettim sonra, fantezi kurmamak için deliriyordum her gün, beynime ket vurmaya çalışıyordum.4 sene düşünmemeye çalıştım, ana Türkçe olarak cinsellikten başka bir şey düşünmüyordum galiba, Arapça konuşmamaya başlayınca, yeniden cinsellik mi geldi diyeceğim de "döllerin çıktığı" zaman şeymiş, neymiş, her şeyi cinsel obje olarak görüyordum hocam bi' ara, hatırlıyorum. Nereye baksam, neyi görsem yarrak gibi bilmemne gibi geliyordu, yoksa ben Arapça konuşurken müslümanlaşmışım da diyeceğim aa yok yok, Ben kendi isteğimle namaza başladım ama ilahiyata babamın yönlendirmesi ile geldim, dilden girecektim sınava, babam ilahiyata gitsen daha güzel falan dedi, edebiyat okumak çok istiyordum hocam ben biliyor musunuz ama araştırdım edebiyatta edebiyat okunmuyormuş, eski Türk Lehçelerini öğrenip duruyormuşsun, hiçbiri de konuşulmuyor. Ama ben araştırdım hocam, ilahiyatı araştırdım, insanların yazdıklarına baktım, oraya sevgiyi aramaya gittim aslında hocam, insanlar orada birbirine çok iyi davranıyordur diye düşündüm, çünkü "açık saçlı kıza" bile olumlu şeyler yazmıştı "kapalı kızlar", yazmak canımı sıkıyor galiba normalde, uzun uzun yazmak? Öyle mi?, işte ben de düşündüm ki baksana ne kadar olumlu insanlar, sevgi, muhabbet falan gittim, ilk başlarda çok iyiydim hakikaten, çok olumluydum, çocuk gibiydim gidip masanın üzerine oturuyordum falan, ana sonra bana dedi ki Yunus Emre vardı, meşhur Yunus değil. Hocam artık iyice ilişkiye girdiğimi düşünecekler veya girdim de bastırıyorum hala, müslümanlığıma yediremiyorum? Ama hatırlamıyorum öyle bir şey ya, hatırlamıyorum bir erkekle cinsel ilişkiye girdiğimi falan? Öyle bir şey olmadı. Sonra bu Yunus Emre'ye ben çok samimi davranıyordum, bir gün morali bozuktu, yanına gittim sürekli derdini sordum, anlatmadı yine sordum, iyilik etmek istiyordum halbuki ama istemedi konuşmak ben de saldım,  sonra ben bunu konuşalım mı diye aradım, konuşalım dedi, sonra akşam beraber derse gittik, sonra çıkışta koluna girdim ben, samimi bir şekilde davranmak için, benim için o samimiyet ifadesi, Enesle biz öyle anlaşmıştık, Enes'e göre öyleydi ya da Enesle aramızda bir şeydi. Enes beni eve bırakırdı hep, sonra ben onu bırakmaya başladım. Sonra Yunus'u eve bırakmaya başladım. Aslında Enes eşcinseldi, beni eşcinsel yaptı anlattıklarıyla, çok fazla duygusal yaptı. Çünkü Enes'e yazınca ben eşcinselim diye, sildi beni her yerden, Enes güya birilerine aşık oluyordu hep, lisede sen böyle olmasaydın da kızlara platonik aşklar besleyecektin dediniz, Enes platonik platonik seviyordu, Merve'yi, Fatma mıydı neydi kızın adı, isimleri hatırlayamıyorum, çıkmıyorlar. İsimleri yazmıyordum normalde size yazarken, ondan isimleri hatırlayamıyordum baştan yazarken herhalde veya İsim hafızam falan yok, çünkü herkesin ismini unutuyorum sürekli. Ana ben önceden herkesin ismini mi ezberliyorum bir ortama girdiğimde, aynı camdan izlediğim gibi, çünkü isimlerini bilmezsem hata yapacağımı düşünüyorum. Anaaa bir ortama girdiğimde gidiyorum, herkesi izliyorum, aynı camdan olduğu gibi, hükümlerimi veriyorum, sonra arkadaşlık ediyorum değil  mi? Travma yaşatan şeyleri hatırlıyordum zaten dün, ama yazamadım, bastırdım, korktum çünkü. Şimdi aklım biraz daha yerinde, çocuk aklı ile düşünüyorum yani, insanların suratlarına bakıyorum sadece, kendimi Tanrılaştırmışım, tepeden bakıyorum insanlara, dün babam tepeden bakıyordu bana, yani somut olarak, ayaktaydı ben oturuyordum, rahatsız oldum, otur otur diye emrettim ona istemsizce, yani galiba istemsizce, Furkan Eniştem güldü, rahatsız oldum, aslında siz İnternette paylaşmıyorsunuz değil mi biz söylemeden, baştan öyle söylediniz ki yazmayayım, paylaşırsam fark edilir diye, biri görür benim eşcinsel olduğumu anlar diye, eşcinsel olduğumu kabul ettiriyorsunuz bana şu an ama değilim ama olmadığıma siz ikna ettiniz?! Hayır, olmadığıma ikna etmiş bir şekilde yazıyorum. Önce eşcinsel değilsin dediniz inandım, şimdi eşcinselsin diyorsunuz ona da inanıyorum?! Eşcinsel yazabiliyorum, önceden sadece nispet mi ediyordum, "Eşcinsel olduğunuzu kabul edin" önce diyordu yazıda, Allah kahretsin, ben eşcinsellikten kendim kurtuldum ama eşcinsel olmadığımı kabul edemediğim için yine eşcinsel kaldım? Bu ne anasını satayım! 

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4077
    • Profili Görüntüle



Ben kimim? Kim olduğumu bilmiyorum... Bana söyler misin? Ne oldu bilmiyorum, normal gibiydim. Şu an her şeyi sorguluyorum, ilaçların etkisi mi yoksa...
Kafam bir yerden sonra duruyor gelmiyor gerisi neden böyle anlamadım. Ben evde tekrarlayan davranışlar yapıyordum değil mi hocam? Ama dışarı çıkınca kendimi kontrol ediyordum. Ailem biliyordu, sürekli beni gözlediler, o yüzden de iyice delirdim. Ne oluyor ya, ağlamak istiyorum, ağlayamıyorum, ne oluyor, ne oluyor bilmiyorum, çok okumaktan, çok ders çalışmaktan, çok ders dinlemekten kafayı mı yemişim. Türkçe konuşmayı unutmuşum o yüzden çocukluğumdaki gibi mi hissetmeye başlamışım Nasıl yani nasıl olacak kim neden ne yapacak nasıl yapacak öyle mi olacak böyle mi kim ne sen?

İyi hissetmediğimde dışarı çıkmıyorum çünkü kendimi gizleyemeyeceğimi mi düşünüyorum

Beynim mi durmuş hocam, fazla mı yüklenilmiş ne oluyor hadi gel anlat bana gel ne olursan ol yine gel nasıl yani kafamda kafamda her şey her şey kafamda düşünüp duruyorum ne oluyor

Durduramazsın beni durduramazsın sen kim ne olacak. Düşünemiyor muyum aslında hocam ben? Arapça öğrenip yıllarca sadece Arapça konuşunca, Türkçe düşünmeyi unutup kafayı mı yedim? Ne oluyor, neden oluyor, 4 sene önce miydi ne tekrar kaçtıktan sonra her şeyi gizliyorum hiçbir şeyi açık açık yazmıyorum, nasıl oldu bu böyle, sorun ne, sorun ne? Sorun ne? Sorunnnnnnnnnnnnnn?

Kimseyle konuşmak istemiyorum, herkes boş konuşuyor, herkes saçmalıyor, ben böyle düşünüyorum ama bunu red mi ediyorum hocam normalde, gelmeyin artık odaya, odaya birden girmeyin, beni izlemeyin, yapmayın,


Ailem her şeyi biliyor veya ben öyle zannediyorum diye mi ailemden nefret ediyorum?


Ailemin eşcinsel hislerim olabileceğinden o kadar korkmuşum ki, ailemin beni eleştirmesinden o kadar korkmuşum ki, babam Enes'i sevmediği için, Enes ile görüşmemi istemediği için "Eneslere gidiyorum" demek yerine "arkadaşa" gidiyorum demişim. "Dışarı çıkıyorum" demişim, okulda ne yaptınız deyince cevap vermiyordum çünkü okulda ne yaptığımı söylersem benden nefret edeceklerini düşünüyordum herhalde, bütün olay sevgiymiş herhalde hocam. Ben bir buçuk yaşındayken annemle babam hacca gitmiş, beni babaannemle bırakmışlar, babaannem söylenilene göre ağır obsesif, çok konuşur, hep o anlatır, anlatıp durur, bu yaşıma kadar onu çok dinledim bu arada. Enes'i çok dinledim bir dönem yine zannediyorum ki Enes de obsesiftir çünkü Annesi ağır hasta, sürekli ağır depresanlar falan kullanıyor. Şu an size okuduğum romanları, şiirleri falan yazmak istiyorum da "okumuyorsun" dediniz ya çıldırıyorum şu an içten içe, nasıl bana okumuyorsun der diye, vallahi çıldırıyorum, çok sinirliyim, yine yaptığım bir şey bana yapmadı dendi. 3-4 senedir Türkçe kitap okumuyorum ondan edebi bir üslup ile yazamıyorum, bir de ben "düşünce akışı" romanları severim, dışardan yazmam gerekiyor. Düşünce akışını yazmam gerekiyor. Neyse işte, kendimi açıklıyorum değil mi size, kendimi kanıtlamaya çalışıyorum size bile, sizi, beni sevdiğinizi söylediğimde sevdim galiba. Arkadaşlarımın yanında, beni sevenlerin yanında kendim oluyordum değil mi? Felsefecinin kralıyım ben, her şeyi sorguluyorum, siz bana düşünmemekten, kitap okumamaktan, Nihat Hatipoğlu olmaktan bahsediyorsunuz, hay tüküreyim ya bak yine sinirlendim. Sinir hastası olmuşum, son zamanlarda aileme,arkadaşlarıma kötülük etmemek için sinirlerimi de dizginliyordum, iyice delirmişim herhalde. Çok yükleme yapmışım ya, Arapça hazırlıkta deli gibi çalıştım, unutuyorum, size yazmış mıydım, Arapça hazırlıkta deli gibi çalışıyordum, gece gündüz çalışıyordum, Anaaa, insanların beni övmesinden bile nefret ediyordum İslam olduktan sonra galiba yani, sinirleniyordum galiba insanlar beni övünce, ilaçlar bitince böyle mi olacağım hocam, delirmiş gibi?

"5 yaşımı" takıntı haline getirmişim mesela hocam, böyle yazsam daha faydalı olacak sanırım. Şimdi bu şekilde yazdığım yazıları okudum da okudukça ben kendimi anlıyorum, yapmaya çalıştığımız şey bu herhalde. Ben "eşcinsel olma ihtimali" mi o kadar büyütmüşüm ki, öyle olmadığımı anladıktan sonra bile, "öyle olduğumu" yazıp sildim hocam, "olduğumu" yazınca beynim durdu sanki devam edemedim. Hocam anlamıyorum ki, sizden bile şüphe ediyorum, Sanki beynimi yıkamışsınız... Bu şekilde yazmaya çalışınca uykum geliyor, beynim kendini kapatıyor.  Nasıl bir şey bu? Muhabbetle yazmam lazım benim, sevgi ile, ama böyle hiç kimseye yazıyorum değil mi, ondan devamı gelmiyor çünkü siz "kendine yazıyorsun" dediniz. Ben sizi sevdiğim için yazıyordum aslında size?! Galiba yani, hiçbir şeyden emin değilim. Bu kadar düzgün yazdığım için bile kız gibi hissediyorum. Sanki yazı stilim bile bana "kızsın sen" diyor, Annem, o "Muhammed" yazılı kağıdı yutup, dua edip, ben "kız" doğacakken erkek suretinde kız ruhunda mı doğdum acaba diyorum. Allah'ın kaderini bozdular diyorum. Düşünemiyorum ki düzgün cümleler kurayım, salak gibi yazıyorum ya. Böyle yazdıkça sinirlerim bozuluyor, çünkü bu da benim kendime kazandırdığım bir vasıf değil mi? Bana bunları gösterip bak sen bu kadar bu kadar şeyler yapmışsın mı diyeceksiniz hocam sonra, bütün seanslarımızı ses kaydı da aldınız mı? George Orwell'a bayılırım hocam ben, sever misiniz siz? Kendimi size kanıtlasam ne olacak ki, bu sefer sizi "babam" gibi seveceğim, ana, zaten bunu yapmaya çalışıyorsunuz değil mi? Her şeyi sorguluyorum, çok fazla sorguluyorum, ondan mı hasta dediniz bugün bana, ablam ve eniştem ile geldiğimde? Neyim ben hocam, kimim anlamıyorum. Nasıl bir mahlukum böyle? Kendimi bulmaya çalışıyorum, evet kendimi bulmaya çalışıyorum, çünkü beni 5 yaşıma döndürdünüz galiba, bilmiyorum veya çocukluğuma, siz travmamı keşfettiniz zaten değil mi, "masturbasyon"du, 5 yaşında yaptığımı sandığım masturbasyon, o kadar saftım ki onu "masturbasyon" sandım, size geldiğimde "masturbasyon" bile demedim o yüzden, değil mi hocam? Şu an çocuk gibiyim, her şeyi sorguluyorum, soruyorum değil mi hocam, bir an bedenimi unutsam. Babamdan korkmuyorum, babamın beni sevmemesinden korkuyorum ki sevmiyor. Ben ilahiyata gidince bana iyi davranmaya başladı o zamana kadar hep abuk subuk davranıyordu. İlk defa yüzüme o zaman güldü belki de. Ulan her şey Ahmet'e bağlanıyor Allah kahretsin, babasının cebinden para mı alıyordu, para mı çalıyordu, hatırlamıyorum tam, "ne yapıyorsun" dedim, bir şey olmaz dedi, sen de alsana. Sonra babamın cebinden para çalmaya başladım hep, gizli gizli para çalıyordum babamın cebinden, sonra uyuyakalmışım oturma odasında, geldi "hırsız! uyan! hırsız! kalk seni karakola götüreceğim!" bilmem ne dedi. O kadar üzüldüm, o kadar korktum ki. Babamla hatırladığım bir tane iyi anım yok hocam, bi' ara bi' bisiklet almıştı bana çok sevinmiştim onu hatırlıyorum, babamla hiç vakit geçirmedik ki biz, baba oğul olmadık. Şu anda geçirmiyoruz bu arada, ilaçlar benim kafamı aldı götürdü, o yüzden de dükkana gitmek istemedim, hiçbir şey düşünemiyorum, hatırlayamıyorum ki. Beynim uyuşmuş gibi.  Siz dediniz ama unuttum ben onu. Bilmiyorum, yine babamdan nefret etmeye başladım zaten. Ahmet hasta etmiş galiba hocam beni, her şeyi onun yüzünden yaptım, o gösterdi bana, yaptığım şeylerin ne olduğunu bile bilmiyordum ama yaptım, "sadist" kişilik derken bunu mu diyordunuz, bastırıldığım için sadist olmuşum biraz. Mehmet'i dövmüştüm mesela, o çok masumdu, evet, sessiz sakindi o yüzden onu dövmüştüm, ağzını burnunu kırmıştım, sonra Uğur vardı abisi, geldi o da beni dövdü, çelme taktı yere düştüm. Sonra Halil vardı, o da beni iyi bir dövdü, zaten pek normal bi' çocuk değildi. Abdullah ve Muhammed de izlediler, ben de onlar arkadaşım, bana yardım ederler sanmıştım. Ondan laf atmışım ona herhalde. Sevgi görmediğim için ergenlikle beraber sadist olmuşum, ortaokulda iyice çığırımdan çıkmıştım, herkesle kavga ediyordum, herkese zulüm ediyordum, Maide diye bir kız vardı, sürekli gülüyordu, delirtiyordu beni gülmesi, dişlekti galiba biraz da, çıldırtıyordu beni, sürekli gülüyordu. Enes ile yeniden muhabbet, sevgi içerisinde olduğumuzu düşününce koşup barışasım geliyor, babam yerine koymuşum herhalde. Fikirlerin biri gidiyor biri geliyor, yemek yemeyi unutuyorum hocam, yemek yemeyi, uyumayı unutuyorum, Allah bilir ne zamandır uyumuyorum, ne zamandır yemek yemiyorum. Ana?? Ben 12'de kalkacağım desem saat kurmadan uyanırım değil mi hocam, saklambaç oynarken, gözlerimi yumduğumda insanların nereye gittiğini hissediyordum, "bana bakıyorsun" sen diyorlardı ya da hissetmiyordum gerçekten bakıyordum, kendimi masum olarak görüyorum. Siz de bana bunu göstermek istiyorsunuz herhalde, masum değilsin, kendine acıma he? Ben tam tersi suçlu olduğum için kendime acıyorum hocam, vay halime diyorum çünkü, bütün hayatım "günah" ama sebebi ben değilim ya da kendimi öyle kandırıyorum. Dönüp dönüp aynı şeyleri tekrar ediyorum, göremiyorum, düşünemiyorum. Takmışım, takıntılarımı mı göstereceksiniz hocam bana, bu yüzden "eşcinsel" gibi hissettin diye? Çok fena suçluluk hissetmeye başladım yine hocam, çok fena!



Hocam ben kafamda ne kurarsam kendimi ona inandırıyorum. Ben kötü bir insanım diyorum, ona inanıyorum. İnsanlar bana bir şey diyor ona inanıyorum ve öyle olmaya çalışıyorum. Yanlış anlaşılmaktan çok korkuyorum. O yüzden size yazarken de bi' cümle yazıyorum, yok diyorum, benim anlatmak istediğim bu değil, siliyorum. Konudan konuya atlıyorum, kafamdaki sesi dinlemezsem bi' 40-50 satır yazıyorum...  Aynı anda her şeyi düşünüyorum hocam, bu yazıyı yazarken noktalama işaretlerini düşünüyorum, her şeyi alelacele yapıyorum, çok hızlı konuşuyorum, birini dinlerken kafamdan binbir şey geçiyor, oradan kopuyorum...  Ama bunları gizlemek istiyorum anladığım kadarıyla, çünkü sitede okb ile ilgili bir şey okuyorum; yok, ben böyle değilim diyorum. Yazılanlar benle örtüşmüyor. Sizin de sürekli beni yanlış anlamanızdan korkuyorum, acaba yanlış mı anlıyor diyorum, acaba olmuyor mu? Kafayı yiyorum hocam artık, düşünüyorum, düşünüyorum sorun ne bulamıyorum... Sorun yok diyorum sonra, düşünmeyi bırakıyorum, normal bi' insan oluyorum. Bazen kendime bakıyorum hiçbir sorun yok, sonra bir şeylere moralim bozuluyor, hayattan kopuyorum, kafamın içindeki sesleri dinliyorum sadece, kafamın içinde yaşamaya başlıyorum. Şu an canım çok sıkkın ama şöyle bi' silkelensem, hadi desem kendime hiçbir sıkıntı kalmıyor... Anlık değişimler yaşıyorum hocam, periyotlardan bahsetmiyorum. 6 ay çok iyiydim, 6 ay kötüyüm demiyorum, bi' bakıyorum kendime, çok iyiyim; bir bakıyorum, çok kötüyüm... Galiba sürekli kendime "mutlu musun" diye soruyorum. Ben obsesif falan değilim herhalde hocam diye başlamıştım, obsesifim veyahut da hocam ama ilerlememiş, neden ilerlememiş derseniz, sadece biz kabuğumuzda büyümüşüz, babam İslam'ı hiç dışarı çıkmamak zannetmiş, senelerce annemi de eve kapatmış tabir-i caizse, "hiç dışarı çıkmayacaksın" demiş, eve su bile söylemeyeceksin, erkekler gelir, kapıyı açar demiş. Hocam cahilce bir İslam anlayışı bizimkisi o yüzden böyle... Annemi sindirmiş, bizi de sindirmiş babam aslında... Ama annemi sindirdiğinden bu bize de etki etmiş diye düşünmeyin,

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4077
    • Profili Görüntüle
Her şeyi açıklıyorum hocam, her şeyi, konuşurken sizin yüz ifadenize göre düzenlerim normalde, ben çok konuştuğum için kimse ile arkadaşlık yapmıyor muymuşum hocam, ne saçma şey bu? Sinirleniyorum yine sinirleniyorum, anlayamadıkça sinirleniyorum, aslında tam tersi değil mi, benim iq'um yok denecek kadar az, o yüzden bir şeyi anlayamadığımda sinirleniyorum çocuk gibi. Çok sinirliyim, çok, çok sinirliydim aslında hep. Sinirimi içime attım, son iki, üç senedir sinirlenmemeye çalışıyorum, sinirleniyorum aklıma kötü düşünceler geliyor, herkes hakkında kötü düşünmeye başlıyorum,herkesi yargılıyorum, namaza başlamadan önce okumalar yapmıştık anne ve babamla, ben babamın gözüne girmek için yapmışım değil mi bir süre sonra, aslında bne namaza öyle başlamadım ki, Enes bana anlattı, etkilendim, bütün ibadetlerimi, okumaları babam için mi yaptım hocam? O yüzden yaptığımda iyi hissettim, yapmadığımda kötü hissettim. Enes anlattığında sadece suçluluk duygusu ile ağladım, ağladım. Sonra bana bir şeyler dedi Enes, ben de çok gaza geldim, sonra bir şeyler okuyalım mı dediler bizimkiler bir gün, iyice korkmaya başladım Allah kahretsin, okumaya başladık, bir sürü fıkıh kitabı okuduk, aslında ilmihal bizim türkçedeki karşılığıyla, sonra ibadetlerimi yapamamaya başladım, sonra kendimi bezdirdim arapça, hafızlık, namaz hepsi üst üste, sonra kendimi bezdirdim, sonra 2 sene boyunca, niyeyse sayıları söylerken hiç emin olamıyorum. 10 11 her neyse diyorsunuz, sayılardan emin olamıyorum, yazarken de hep 2-3 yazasım geliyor 4 5 sürekli sayı, sayıyorum değil mi her şeyi, her şeyi sayıyorum. Ondan namaz kılarken kıldığım rekatı hiç unutmuyordum, sorgulayınca kendi kendine beynim diyordu 2. rekattasın diye veya anaa size anlattığım her şeyi unuttum değil mi, şimdi de sökülme oldu, gizliyorum her şeyi sizden gizliyorum. İlişkiye girdiğimi hatırlamıyorum ama yinde. Ben 14 yaşlarımda eşcinselliği okuyunca "eşcinselim" zannettim değil mi Allah kahretsin, çünkü hiçbir "cinsel" bilgim yoktu, müslüman bir çevrede yetişmiştim, babam çekinikti, hiçbir şeyi anlatmadı bana, ben hep masturbasyon yapıyordum aslında galiba, annem de beni yakaladı, ondan bir gün dediki cehennemde yanarsın masturbasyon yaparsan ya da öyle mi bilmiyorum duş al her zaman dedi duş al, Allah kahretsin! Korktuğum başıma geliyor. Sonra ben yaptıktan sonra duş almaya başladım önce, masturbasyon bağımlısı olmuşum aslında, ne olduğumu bile bilmiyordum, sonra bir  yerde eşcinsellik muhabbetleri oldu, ben eşcinselliği gerçekten öğrendikten sonra, benim de kafamda 14 yaşımda okuduklarımdan kalmıştı? Ama yok ya 14 yaşımda eşcinselliği okumadım ki çok sonra okudum, o yaşlarda okb, okbb falan okuyordum, mavi renginden korkuyorum, beyaz renginden korkuyorum. Yani ama böyle değil, mesela şu an bu mail sayfası beyaz, korkmuyorum bundan, yani böyle manzara gibi bir şey olunca, bir oyun oynuyorduk küçükken o aklımda kalmış özellikle, o oyuna girince korkuyordum, ana o  oyun arabalıydı çok hızlı gidince oradan da düşecek gibi oluyordum ondan korkuyordum, araba oyunları oynamıyordum hatta araba oyunu oynarken bile düşecek gibi oluyordum, uçan arabalı diziler filmler izleyince korkuyordum, arabadan mı korkuyorum hocam ben? Arabadan korktuğum için mi habire bir şeyler okuyordum metrobüsle okula giderken? Anasını satayım ya!

Hastalık hastası olmuşum hocam ben ama neden olmuşum? İlgi çekmek için değil mi? İlgi çekmeye sevilmeye çalışıyormuşum, kendi kendimi şekilden şekile sokmuşum? Ama bir süre sonra söylediğim yalana kendimde mi inandım? Nasıl bir şey ki bu, çünkü eşcinsel olmak istemiyordum artık, iğreniyordum, eşcinsel olmaktan. Eşcinsel değilim ki ben, eşcinsellik kelimesini açık açık yaz dediniz bana, beni kendimle çeliştirip eşcinsel olduğumu kabul ettirmekle ettirmemek arasında oynuyorsunuz, hipnoz gibi bir şey yaptınız değil mi, beni kimse anlamıyor. Ailemle ilgili bir şeylerde attınız bana, ailemden de şüphe ettim onlara bağırdım çağırdım, bir şeyler yaptım. "Sende garip bi çocuktun demişti babam", babamdan nefret etmişim bana yaptıklarından dolayı, sonra Enes'i o kadar sevmişim ki babam yerine mi koymuşum anlamıyorum! Bana deli olduğumu kanıtlamaya çalışıyorsunuz aslında? Deliyim değil mi, Allah kahretsin. Deliyim aslında, bugün seansta davrandığım gibiyim ama gizliyorum. Veya "kişilik bölünmesi" yaşamışım.  Bir Arap Furkan var, Bi Türk Furkan. Ailemle konuşuyordunuz değil mi en başından beri Allah kahretsin, beraber oynadınız bu oyunu?! Şizofren olmuşum bile ben?

Anaaaa ben kendi özgüvenimi toplayıp erkek olmuşum, aslında size bunu yazdım sildim galiba, babam erkeksi olmadığı için sonra ben kendimi babama benzetip kadınsılaşmış mıyım, ben kendi kendime erkek olmuşum zaten, babam beni sevmediği için başkalarını örnek almışım, Tufan Eniştemi babam gibi görüyorum değil mi, o yüzden sürekli 5 yaş 5 yaş 5 yaş diyorum çünkü 5 yaşında evlendi onlar, sayıları kafamda tekrarlıyorum değil mi sürekli, o yüzden günleri, ayları her şeyi unuttum, zaman algım yok oldu. Zaman algım olmadığında böyle olacakmış gibi hissediyorum, zaten zaman algım yok, zamanı algılayamıyorum, zamanın nasıl geçtiğini algılayamıyorum? "ZAMANIN NASIL GEÇTİĞİNİ ALGILAYAMIYORUM"

Biri beni izliyor, herkes beni izliyor, eşcinsel olduğumu anlayacaklar, eşcinsel olmaktan korkuyorum, eşcinselim ben?! Yazı yazarken bile kendimi kandırıyorum, kendimi kandırıyorum, beni kandırdılar, beni kandırıyorlar, kandırdı. Yine kandırdı, beni kandırdı, Ahmet beni kandırdı, ben yapmadım, ben yapmak istemedim, sürtündü bana ama aynı yaştaydık ben de suçluydum işte, kabul ettim ben de hangisi gerçek Allah kahretsin hangisi gerçek anlamıyorum ki Ahmetlerin evindeydik bilgisayardan bir şey açtı evet bir şey açtı doğru bir şey açtı evet evet açtı açtı pornoydu işte o daha o zaman ğporno olduğunu bile bilmiyordum izlemeye başladık ama öncesinde sikini gösterid galiba şeyini gösterdi bana eşcinsel olmaktan korktum ben eşcinsel olamktan korktum eşcinselim eşcinselim eşcinselim eşcinselim dur yapma dur artık değilim eşcinsel ben değilim ben yapmadım ben yapmadımm vallahi ben yapmadım yapmadım ben alt benlik evet ben yapmadım yapmadım yapmıyorum hayır üstüme çıkıyor dokunduruyor bana yok bana dokunurmuyor be  nona dokunduruyorum üstündeyim onunüstüne çıkıyorum koltuktayız ahmetlerin evindeyiz koltuğun üzerinde ahmetlerin evindeyiz koltuğun üzerinde aghmetlerin evindeyiz ahmetlerin evindeyiz çık oradan allahın belası düşünce çık çık çık! ççık oradan lütfen çık ben yapmadım gerçekten ben yapmadım neyi abartıyorum abartıyor diyorlar?_ beni yapmadım, yaptıüımı kabul etmiyorum Ahmete sürtündüm sürtünereke boşaldım ama kıyafetlerimiz vardı evet vardı vardı vallahi vardı kıyafetlerimiz vardı ben ona sürtündüm ama yatakta sürtünnmedim doğru koltuk gibi bir şeydeydik koltuk gibi birşeyde sürtündüm ben yapmadım! tanrı manrı nie dedi Hüsein Hoca ben yapmadım! ben yapmadım! eşcinsel olmak istemiyprum artık! ben yapmadım kabullen Furkan sen yapmadım eşcinsel değilsin, hayır eşcinselim nben yapmadım?! ben yapmadım? gözlerim kapalı yazıyorum durdurmamak için kendimi ne düşünürsem yazıyor muyum şu anda ne düşünürsem yazıyor muyum

korkuyorum korkuyorum, sus diyor beynim, yine korkuyorum, gelecek mi hayır gelmeyecek ne oluyor böyle bunlar ne sus suss öğrenecekler senin yaptığını öğrenecekler sen yaptın sen yaptın Ahmet'e sen sürtündün, ama bilmiyordun,porno açtı o zaman porno olduğunu bile bilmiyordun, o kadar çok düşündüm ki bunu hangisi doğru yanhisi yanlış hatırlayamıyorum porno açmıştı evet porno açtı ama ben ğorno olduğunu bilmiyordum sonradan öğrend,m ama masum olduğumu kabul edemiyorum, masum olduğumu kabul edemiyorum, masum değilim, çıkıp gidebilirdim o evden ama bilmiyordum ki bilmiyordum delireceğim düşünmeden yazmam lazım ama yazamıyorum beynim sus diyor beynim sus diyor gelecek herhalde eşcinsellikten kurtulmayı o kadar takıntı haline getirdim ki yapmamam sitelere girdim siteler eşcinsel siteler mi? hayır sitelere girdim ya önce bi' msn açtım, msn, ben yaptım kendim yaptım, msn açtım, msn, hatırlasana msn açtım, tokmakçı demişti Enes, anlamamıştım o zaman, ne diyor, ne diyor, eşcinsellikten kurtulmam lazım, yazmam lazım, yazarsam eşcinsellikten kurtulacağım, ??- eşcinsel değilim ki ben, gördüm ya kadınlara karşı hissediyorum duygularım var ama nasıl nasıl nasıl? hangisi doğru hangisi gerçek hangisi yanlış John nash? John nash geldi aklıma, kaç kişi konuşuyor, this body this body holding me? Tol-Parabola, neyi kanıtlamaya çalışıyorum, ne luyor!!!!!!!!!

Msn açtım, msn açtım, nasıldı o nasıl başladı, Allah kahretsin yine Ahmet, Ahmet dedi ki ben chat sitelerinden kızlarla yazışıyorum, onlarla buluşuyorum mu dedi? öyle bir şey dedi, neydi o hatırlamıyorum Allah kahretsin neydi, neydi, tam hatırlamyorum, Ahmet chat sitelerine giriyormuş bana onu söyledi ama anımsamıyorum ben mi girmek istedim, yok ben girmedim ki beraber internet cafede miydik? Yok gerçekten hatırlamıyorum, ne olduğunu hatırlamıyorum, bütün ailemden şüphe ettim, onlar da benim eşcinsel olduğumu biliyor ama saklıyorlar benden dedim, bana ona göre davranıyorlar ya da ilacın etkisi ile öyle diyorum, ailem beni sevmiyor, ailem benden nefret ediyo, ailemden kaçıyorum, ailemden kaçıyorum, ailemden kaçıyorum. Ailemden kaçıyorum dedi, dışardan hep kendini izliyordu, Tanrı mısın sen dedi kendi kendine sonra ne oldu bilmiyordu yine düşünceler kayboldu, geldii, sakince geldi, sus dedi, gitar falan demişti, gitar çaldığım için suçlılık m hissettim? geömiştşteki bütün günahlarım için suçluluk hissettim, online öyle mi? Online oyunlar, gitar çalmak, sigara içmek öle mi? Anlamıyorum suçluyu miğrencim, kafayı yedim, delirdim, susun, lütfen susun, eşcinsel değilsem  ne o zaman, üniversiteye gitmek istemedim mi? Üniversiteye gitmek istememek için, bahane mi buldum kendime? Yunus'u mu bahane ettim ama korkuyordum üniversiteye gitmekten korkuyordum eşcinsel olduğum anlaşılacaktı hep yunusa baktığım anlaşılacaktı yunusa aşık olduğum anlaşılacaktı yunusa aşık mıydım? yunusa aşık mıyım değil miyim bilmiyorum, şizofren olduğumu sandım, sordum babama, bama sordum, yunusun özelliklerini anlattı, kilolu dedi, kilolu, hoşuma gitti kilolu deyince eşcinsellikten kurtulduysam neden kilolu desin,  yok, eşcinsellikten kurtulduysam neden kilolu deyince hoşlanayaım, s"penisimde" bir şey hissettim, öyle deyince, penisim alarm veriyor sanki bazen, ne oluyor bilmiyorum, sik sok bir şey, kendi kendimi eşcinsel yaptım? Ahmetleeilişkie girdiğimi düşündüm, ahmetle ilişkiye girdiğimi düşündüm ama kıyafetlerimiz üzerimizdeydi, kendime inanmıyorum inanmıyorum olmuyor inanamıyorum, gözümün önüne getireceğim o zaman, evdeydik onların evindeydik, ne oldu böyle bilmiyorum, nerden geldik buraya, flashback, düşündüklerimi söylüyorum, düşündüklerimi söylüyorum, bütün düşündüklerimi, yalan söylemekten korkuyorum, o yüzden hiçbir şeyden emin olamıyorum, konuşlmayı bıraktım, düşünmem gerekiyor, düşünmem gerekiyor, biri bir şey sorduğunda düşünmem gerekiyor, Türk Kahvesi içtin mi diye soruyor eniştem, düşünmem gerekiyor, içtim gibi hatırlıyorum ama ya içmediysem, ya içmediysem yalan söyleyeceğim, yalan söylemek istemiyorum, yalan söylemek istemiyorum, ben gördüm, ben okudum da öğrendim anasını satayım be nokudum da öğrendim, yine beni takdir etmiyorlar, yine beni takdir etmiyorlar, beni kabullenmiyorlar, beni istemiyorlar, beni sevmiyorlar, anlamıyorum, çocuk gibi miyim, çocuklarla mı yarışıyorum, neden böyle, daha önce böyle miydi, ilahiyata girdi, ilahiyata girem lazım, babam gelmedi eve gelmedi, babamla hiç vakit geçirmedik, babamla hiç güzel anım yok, babam beni sevmedi, sevse benle vakit geçirirdi, hiç yanıma gelmedi, aylarca odama kapandım hiç yanıma gelmed, ilk sorduğu şey, dışarda kendimi kontrol ediyorum, yalan söylememye çalışıyorum, bazen utanıyorum, evet utanıyorum, şuraya gittin mi diyor utanıyorum,  bir kitap kitap kita, islam Ansiklopedisi diyor hoca, onun anlamıyorum, gözümün önüne geliyor kitap ama okdum mu okumadım mı bilmiyorum, emin olamıyorum,i yalan söylememek için düşünüyorum?








psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4077
    • Profili Görüntüle
yalan söylememek için mi düşünüyorum, ne istersem onu ooluyorum, aşağılık kopompleksi hep masturbasyon yaptığım için aşağılık kompleksine mi kapılmışım? evet, ben de böyle şeyler okumuştum, her şeyin sebebi masturbasyon, inşaatta yaptım ama yapmadım o masturbasyon değildi ki oynadım galiba sünnet falan dedi allah kahretsin sünnet dwedi televizyonda sünnet dedi sünnet dedi sünnet dedi sünnet dedi sünnet diyor,, sünnet sünnet sünneti her şeyden şüpheleniyorum, şüphelendim Hüseyin Hocadada şüphelendim, eleştirmeyin beni artık, eleştirilmek istemiyorumi çok mu kibirliyim ben ondan mı, evet kibirliyim galiba, hatırlamıyorum, noldu hatırlamıyorum, kibir  mi yaptım, Allah kahretsin,okduk oduk okuduk babamlarla okuduk, babam namaz kılanları eleştiriyordu evde süreklisürekli eleştiriyordu babam namaz kılanları evde, biz okurken bile hiçbir şeyi kabul etmiyordu, beraber okuyorduk, beraber okuyorduk, kitaplar fıkıh ilmihal namaz en önemlisi diyordu, namaz en önemlisi namaz namaz namaz, namazımı güzel kılmayınca kendimden mi şüphe ediyorum, ama namaz kılmak istiyorum ben Allah var biliyorum, Allah Allah Allah, obsesyon, Allah'a inanmıyor muyum? Sorgulamamam lazım? Sorgulamıştım ben, hayır sorgulamadım, Allah'ın var olduğunu sorgulamadım çünküama ben zaten okumuştum, sosyalizmi okudumi komunizmi okudum, her şeyi okudum, bir sürü müzik grubunun haatını okduum, biyografisini okudum, her şeyi okudum, okumayı seviyorum, kibir olur, nasıl? Bir şeyim olmadığına inanmıyorum, deliriyorum, inanmıyorum, kontrol kontrol mü ediyorum, her şeyi kontrol mü etmek istiyorum, kimse beni üzmesin istiyorum, o zaman kız gibiyim ben, kimse beni üzmemeli

eleştirilmekten o kadar korkuyorum ki, beni eleştirmeyecek insanı arıyorum, her ortama girdiğimde, düşünmüyorum yazıyorum, düşünmüyorum, yazarsam kurtulacaksın dediği için yazıyorum ama, e eşcinsel değilsem neden yazıyorum, eşcinselsem nasıl yani, ne yazıyorum ne oluyor, allah kahretsin ne oluyor! ilaçların etkisi bitecek mi, ben normaldim, şizofren gibi oldum, ondan şüphe ettim Hüseyin Hocadan kendime yazıyorsam bunu niye belirttim, beni sevsin istiyorum, beni sevsin, benden nefret etmesin istiyorum çünkü, şüphe ediyorum derken onu dememiştim, açıklamak istiyorum, her şeyi açıklamak istiyorum, bugün neler oldu öyle hatırlamıyorum, dışardan kendimi izledim evet şimdi hatırladım Cem aynı benim gibiydi, her gelene gidene bakıyorum, ben de fark etmiştim, Eniştemle otururken hatırlasana yoldan bir insan geçiyor, bakıyorum, herkese bakıyorum, beni tanıyan biri olacağından korkuyorum değil mi, beni tanıyan biri olacağından korkuyorum, beni tanıyacaklar, beni tanıyacaklar, beni tanıyacaklar, eşcinsel olduğumu bilecekler, eşcinselim ben, eşcinsel olduğumu biliyorlar, herkes biliyor, bu yüzden mi her geçen insana bakıyorum, insanlardan korkuyorum, hepsinden korkuyorum, ne oluyor, hepsinden korkuyorum, korkuyorum Allah kahretsin!

Roman gibi yazmak istiyorum ama yazmıyorum, yazamıyorum çünkü yazarsam çalar kendisi basar Hüseyin Hoca?! Böyle mi düşünüyorum gerçekte, bastırmaya mı çalışıyorum bütün bunları, içim mi fesat benim, kötü müyüm, niye böyle saçma salak düşünüyorum hep, korkuyorum, korktum, bana mail attı biri "yaptıklarını biliyorum dedi" korktum, o psikoloğa gittik kadın psikolog zühre zühre hanıma gittik koymamam lazım işaretleri ki düşünmeyeyim evet psikoloğa gittim kadın psikoloğa zühre hanıma kendimden bile şüphe mi ediyorum, ana manyağım ben diyorum manyağım çünkü 5 yaşında masturbasyon yaptım ama masturbasyon yapmadım ki elledim oynadım yaptım mı yoksa? "Çocukluk masturbasyonu" allah kahretsin, okumuştum bunu, zühre hanıma gittikten sonra zühre hanıma gittikten sonra zühre hanım zühre zühre zühre zühre zühre zühre ilaçlar, kimler nasıllar, ne, neden sarılıyorum, erkeklere sarılmaktan korkuyorum, eşcinselim sanacaklar, eşcinsel olduğumu düşünecekler, bana dokunulsun istemiyorum, dokunduklarında korkuyorum, bana dokunmayın, dokunma dokunma dokunma dokunmasana dokunma, dokunma, biri bana dokunmuş niye hatırlayamıyorum dokunmayın bana doknuma dokunma dokunma dokunma


Biri dokunmuştu ona, kim olduğunu hatırlayamıyordu, kendime acıyorum, ayna karşısında ağlıyorum, hiç kimse beni sevmiyor, ailem ben sevmiyor, hep küfrediyorum, evdeyken hepküfrediyorum ama bu küfürleri nereden öğrendiö ki hep ben manyakmışım gibi dacvrandılar, neden bilmiyorum, ben manyakmışım gibi davrandılar, babam takip ettti beni bayağı bi takip etti vaktini hatırlamıyorum hatırlayamıyorum baağı bi takip etti, bir süre, bir süre işte allah kahretsin tam hatırlamıyorum ki kaç gün, aylarca diyorum inanmyorlar,sigara içmeye başladığım dönemlerdi işte, hep takip ediyordu, hep takip ediyordu, Enes'te gördü, şey doğru da yöntem yanlışi falan dedi şizofren değilim, Enes sanrı değil, lütfen olmasın, kimse sanrı olmasın, delirmek istemiyorum, delirmekten niye korkuyorum, delirmekten korkmuyorum, şizofren olarak yaşamaktan korkuyorum,şizofren olarak yaşamaktan korkuyorum, şizofrenşizofren şizofren şizofren,? Şizofrenim işte.


Beni suçladılar hep, halbuki ben sevgi ile öğretilince İslam oldum, küçükkende olabilirdim, beni yönlendirmediler, bütün vaktim boşa gitti, çok daha bilgili olabilirdim, bu yaşta neler neler okuyabilirdim, ne yapacağımı bilmiyorum, ne yapacğaımı bilmiyorum, düşünmek istiyorum, düşünelim, düşün düşün düşün, düşünme yap, düşünmeyip yapmam gerekiyor evet onu anlamıştım, kendim bile yapmadım ben "döller kaçtı" kendisi, bunu yüz kere yazdım belki, unutuyorum, kollarım ağrıyor yazmaktan kollarım ağrıyor, her şey hemen olup bitsin istiyorum, bir hedef koyuyorum ve onu gerçekleştirmek istiyorum, hemen gerçekleştirip bir diğerine geçmem lazım, bir diğerine geçmem lazım, çok abarttım çalışmayı çok abarttım ondan böyle oldu yine kafayı yedim eşcinsel hisler bastı kafamı çok abarttım, 3 ayda o kadar ezber yapılır mı, her şeyi doğru yapmaya çalışıyorum, her şeyi doğru yapmalıyım, her şeyi doğru yapmalıyım, en güzelini ben yapmalıyım, evet, en güzelini ben yapmalıyım, çünkü babam memnun olmayacak yine benden, babam yine beni sevmeyecek, Allah kahretsin babam beni sevmiyor! Neden sevmiyor babam beni, neden ilgilenmiyor benle, neden sevmiyor, babamı ben de sevemiyorum artık, ben de onu sevemiyorum, sevemiyorum, hayır, sevemiyorum. Delirmişim, sevilmek için delirmişim, sevilmediğim hiçbir yerde olmak istemiyorum ama nasıl, Yunus'u sevdim, Yunusla arkadaşlığımı bitirdim ama Yunusla arkadaşlığımı ben bitirdim ama eşcinsel olmaktan korktum, eşcinsel hislerim olduğu için bitirdim, eşcinselleşmişti, eşcinsel olmaktan korkuyorum, galiba galiba galiba, hiçbir şeyden emin olamıyorum, kendimden emin olamıyorum, KENDİMİ SEVMİYORUM ALLAH KAHRETSİN KENDİMDEN O KADAR NEFRET EDİYORUM Kİ KİMSEYİ SEVEMİYORUM SONRA BİRİNİ SEVİYORUM ARKADAŞ OLARAK SONRA SAÇMA SAPAN HİSLER DUYUYORUM, O KADAR SEVİYORUM Kİ, ENESİ ÖZLÜYORUM, ENESİ NİYE ÖZLÜYORUM Kİ EŞCİNSEL DEĞİLSEM, Enes'e karşı eşcinsel hislerim hiç olmadı, ama ona karşı düşünmedim, çünkü enesi 6 yaşından beri tanıyorum ama o benim hoşlanacağım tip değildi ama eşcinsel olduğumu çözdüğümü zannettiğim de çözmedik mi? çözmedik, çözdük mü, çözdüğümüze inandırdı Hüseyin Hoca, yok, çözdük ya, çözdük, ben eşcinsel değilim, Ben neyim, masum muyum, suçlu muyum? Sokaklarda dolanmam,  eve gelmemem, içki içmem, sigara içmem, bunlar benim suçum mu? Cinsellikten korkuyorum, cinsellikten korkuyorum, içki içtiğimi yazmaktan korkmadım, çünkü içmedim aslında yani denedim birkaç kez, ama bağımlısı olmadım, bir şeyleri bastırıyorum, küfür, küretmek istemiyorum, eve kapandım yine, küfür ettim, o oyunda herkese küfür ettim, lol oynadığımı söylemekten çekiniyorum, her şeyi gizliyorum. Ana her şeyi gizledim, cool gözükmeye çalışıyorum, çekiniyorum, kibirli olmak istemiyorum, kibirli miyim ben, babam, ablam, evdekiler televizyon izlerken bile birilerini eleştiriyordu, suçsuz olmak istiyorum, o yüzden dılşarı çıktığımda herkes gözüme takılıyordu, herkese bi kusur buluyordum, herkes beni eleştirecek, herkes ben eleştirecek dışardaki herkes de beni eleştirecek kötü gözüküyorum kendimi saklayamazsam herkes beni eleştirecek mutlu olmadığımda dışarı çıkmak istemiyorum Yumni'deki neydi o zaman, Yumni'deki yumni, iş hanı, kitap hani kitap evet hatırladım kitap oraya girdim o hangi mağazaydı hatırlamıyorum ismini girdim gittim, unuttum gittim, hiçbir şeyi hatırlamıyorum,yönleri unuttumyönler, ne denirse inandım, yönler, yönler, yönler, yönler, biliyorum yolubiliyordum da, yolu biliyorum, yolu bilmiyor gibi söyledi bana ama Allah kahretsin biliyorum, yolu biliyordum, anlatamadım tarif edemedim, bilmiyorum tarif edemedim, ya da edememiş gibi hissettim, konuşamıyorum, dışarda konuşamıyorum, konuşmaktan korkuyorum, yabancı birisinin yanında konuşmaktan korkuyorum, Arapça konulşunca rahat rahat konuşuyorum ama evet düşünmüyorum çünkü kendimi kontrol etmiyorum, içimden geldfiği gibi konuşuyorum, nasıl yani,,  nasıl anlamadım, delirdim, bugün metroda bi oraya bi buraya gittim yönümü keşfedemedim, bulamadjm, çekindim, utandım, nasıl yönleri anlayamıyorum jhangisi hangi yön çekiniyorum bakmay, ezberliyorum onu da galiba, girişler çıkışlar karışıyor, marmaray metrobüs ana sosyal oldum sandım da sosyal mosyal olmadım, ne sosyali eve kapatmak,sosyal olmadığımı söylemye çekiniyorum, asosyali m ben, asosyalim,  çünkü doşarda hata yapmaktan korkuyorum, o yüzden asosyalim, bir yerde kitap okurkenherkes beni izliyor gibi geliyor, asosyalim,asosyal,asosyal, ben dinlemedim imseyi,dinlemedim sadece duydum babam yine benim hakkımda kötü birşeyler diyordu, arkamdan konuşuyordu babam, kabul etmedi babam kabul etmedi, ahmet bana para çal demişti, ya da ben her şeyi ahmetin üzerine yıkıyorum, hayır, ahmet babasının cebinden para çaldı, napıyoprsun dfedim? napıyorsun sen yapmıyor musun dedi? ben de ypamaya başladım, babamın cebinden para çalmaya başladım, sonra Allah kahretisn, sonra babam bana güvenmemeye başladı, diyorum diyorum reddediyor salak herif, çıldıracağım şimdi, ne yapsam beni kusurlu buldu, memnuninyetsiz yüz ifadeleri takındı, anlatıyorum anlıyor gibi dedi arkamdan eniştelerime falan, salak herif ya! Allah kahretsin, Tufgan eniştem kadar beni sevseydi bari!!beni eniştemdfen az seviyor resme o mailden çok korktum mailden çok korktm mail beni takip e diyoarlardı, dışarı çıkamazdım artık, bni takip ediyorlardı, benim eşşcinsel oldupğğumu anlayackalardı, beni ttakip ediyorlardı, Allah kahretin, ne,kız gibiyim aynı ben, kız gibiyim, kız gibiyim, kız gibiyim:?!




psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4077
    • Profili Görüntüle
suçsuz olduğumu kabul etmek istemiyorum, çünkü suçsuz biriymişim gibi davranmadılar, hep her şeyin suçlusu bendim bu ailede, okulda da öyleydi, ortaokulda da öyleydi bizim kırmadığımız kapı kolunu bile, bize söylediler, müdür odasına çağırıldık, yine haksızlığa uğradık Allah kahretisn, hayatım boyunca haksızlığa uğradım, haksızlık haksızlık haksızlık, artık biri beni sevsin, bana değer versin Allah kahretsin, biri beni sevsin, bana değer versin, geri zekalı!

Ben de çok korumacı ooldum değil mi, sevdiğim insanları, ablalarımın beni sevdiği gibi seviyorum, o yüzden kız gibi hissediyorum, ablam sümeyye ablam bana nasıl sahip çıktıysa ben de insanlara öyle sahip çıkıyorum iyi de çok saçma bana sahip çıktığını Sümeyye Ablam söyledi, Ağır obsesifim değil mi ben, çok ağır obsesifim işte, obsesifsin dediniz, kabullenmedim, ortada bir şey yok ki, eski seansları unuttum ilaç içince, yazarsan kurtulursun demiştiniz sonra, yazmaya başladım, göndermek istemiyordum ama otomatik göndere basıyormuşum, beynimi şartladım, "eşcinsel değilim, hiçbir şeyim yok" sadece sevilmek istiyorum ama çok saçma, salak gibiyim, hangisi ilaçların etkisi, normalde de baktığım yerde kalıyor muyum, ne oluyor, roman mı yazmak istemiştim, evet roman yazmayı hep çok istedim ama roman yazamadım, yazamazdım çünkü ben, beceremezdim ki, kolay mıydı öyle roman yazmak, kendimi aşağılıyorum hep, hep aşağılıyorum. Bir kerede Fatih'teki çarşambadaki evde yataktaevet yatakta soyunmuştum atıyordum, niye soyunuk yatıyordum ki çok saçmasoyunuk yatıyordum,soyunuk, soyunuk, sonra annem geldi,, bir şey istiyor musun diye sordu, gitsin istedim galiba gitsin istedimbeni öyle görmesin,anaa, sünnet olduktan hemen sonraydı o, sünnet ya yeni olacaktım, ya da olmuştum, olacaktım, ya yein olmuştum, ya da kısa süre olacaktım, evet dur, takip ediyorum, ben hakikaten berbat bir insanım, allah kahretsin, normalde herkese yalan söylüyorum değil mi, emin değilim, yok yalan söylemiyorum, sadece emin olamıyorum yapıp yapmadığımdan, yalnızızın birazını okudum,, ama ben bir sürü kitap olkudum. George Orwell okudu, bütün romanlarını nerdeyse, isimlerini hatırlayamıyorum Allah kahretsin, Huxley okudum, sosyolog sosyolojinin babası, isimler, kitap isimleri, kitapçılarda gezdim, bazen hangisinin ismi olduğıuunu hatırlayamıyorum, Allah kahretsin onu diiyorum, Ahmet Hmadi Tanpınar okudum bir sürü,Huzur, Saatleri Ayarlama Enstitüsü, okudum ya,roman okudum,roman okumyı seviyorum, yoksa kendimi mi kandırıyorum, off


İçeriye girdi, etrafa bakındı, lanet insanlar yine etrafını sarmıştı. Artık zorunlu olduğu için hiçbir şey yapmak istemediğini düşündü.  İçindeki heves kırılınca yine her şeyi zorunluluktan yapmaya başladığını anladı. Gizliyordu şu an yine, kafasındakini gizliyordu. Bunun bir hastalık olmadığını anladı, beyninin duygu bölmesinin çalışmadığını anladı. "Sağ lop mu diyorlardı ona, sol lop mu öyle bir şey diye düşündü. Duygularını anlayamıyordu insanların, duygularını anlayamadığı için her şeyden bir şey çıkarıyordu. Diğer insanlar gibi düşünmediğini anladı, kendisi farklı çalışıyordu. Ya "dahi" isem diye korkuyordu, zaten kibirliyim, daha da kibirli olacağım diye korkuyordu.

"Ters psikoloji"

Gizleniyorum aslında, obsesyonum ortaya çıktığında gizleniyorum, kötü düşünmeye başladığımda gizleniyorum. Korku


Hocam siz beni "hypeladıktan" sonra :) yani "özgüven" aşıladıktan sonra, herkesle konuşmaya başladım hocam, sarılmak istediğim insanlara sarıldım, utancımdan sevdiğim insanlara sarılamıyordum ama her sevdiğim insana da sarılamam ki... İngilizceyi öğrenmiş, konuşabilirmişim ama konuşmuyormuşum, utancımdan, hata yaparım diye konuşmuyormuşum. Enes, İngilizce biliyor hocam, bayağı iyi biliyor maşallah. "Bayağı" iyi biliyor diye özellikle belirttim hocam çünkü sizin inanmayacağınızı düşündüm ama ben başkalarını överken sakınmam, yani ben başka birisini övüyorsam, hakikaten övüyorumdur.  Ben kendimi övemediğim için insanları da övemedim bugüne kadar, sonra insanlar konusunda olanı düzelttim, herkese güzel bakmaya başladım, insanlar nasıl namaz kılıyor diye düşünmedim, insanlar nasıl davranıyor diye düşünmedim, hüküm verecek ben değildim ki hüküm Allah'ındı. Hocam size güvenemedim, bilmiyorum, bana yanlış bir şey yapmanızdan korktum, beni etkileyip imanımdan da uzaklaştırmanızdan korktum,

Annem odaya dalınca korktum, korkmadım da rahatsız oldum, çünkü pat diye dalıyor hep odaya, bi' kapıyı tıklatsa makul olur. Ama söylüyorum, bir şeyi söyleyince anlamıyor hocam, laftan anlamıyorlar ki, ben de öyle idare ediyorum onları, "odama girmeyin" diyorum yine giriyorlar, yapmayın diyorum yine yapıyorlar, mahremiyetim benim burası, anlamıyorlar ki, odamı toplayacaksam ben toplarım, niye odamı topluyorlar benim, niye camı açıyorlar, niye niye anasını satayım! Sonra sinirlenip bağırıyordum eskiden onlara, sonra bıraktım bağırmayı, ne saçma şey dedim bu... Allah, İsra Suresinde buyuruyor: "Anne babanıza üf bile demeyin", anne babama güzel davranıyorum, Allah öyle emrediyor. Size açıklamak istiyorum mesela şu an, anne babam dedi diye değil, ben kendim ilahiyatı seçtim diye açıklamak istiyorum ama bi' yandan da bakıyorum, babam tavsiye etti ondan sonra geldim. Ama öte yandan; ben seçtim, ben deyince rahatsız oluyorum sanki. Ya da bilmiyorum. Kafam o kadar karışık ki hocam, kafam deli gibi karışık, her şeyden şüphe ediyorum.  O kadar şüpheciyim ki şu anda, sizden şüphe etmiyordum hocam, öyle söyledim galiba, öyle söylemedim. Ya da söyledim mi :) Kendimden emin olamıyorum. Klinik vaka olmuşum hocam herhalde, gerçekten delirmişim, içime atmaktan delirmişim. Siz bana rahat ol dedikten sonra, insanlarla iletişime geçmeye başladım, baktım ki ben bayağı bir şey öğrenmişim İslam hakkında, hiçbir şey bilmiyorum zannediyordum. Hafızım ben, hem de Kuran'ın mealini de 3 kere hatmettim. Yaz diyorsunuz o yüzden, bana okutacaksınız değil mi? Şimdi kendimden bahsetmek istiyorum Allah affetsin, okuduğum kitapları yazmak istiyorum buraya ama kendimi size kanıtlamama gerek yok ki, bana bunu göstermek istiyorsunuz. Bilmiyorum hocam ya, okuduğum kitapları bile sırf egomu tatmin etmek için okudum galiba, kabullenmek istemiyorum. "Kitap okumam" gerek demiştim, 17 yaşlarındaydım galiba, tam hatırlamıyorum. Ne olmuş hocam bana böyle ya, öyle saçma sapan bir şey olmuşum ki, saçma sapan bir insan olmuşum. Geçmişime bakıyorum da, Allah Allah! Yazdıkça kendimi anlıyorum da böyle bi' garip olmuşum, dönem dönem yazmam lazım size kendimi daha iyi anlayayım...

10 yaşlarındaykendi, şu an oturduğumuz evde oturuyorduk hocam, Fatih'te oturuyoruz şu an, her şeyi açıklamak istiyorum değil mi? Belirtmeme gerek yok. Evet anlıyorum, "Faruk Beşer" olduğunu söylememiştim, kibir olur diye. Ben ilahiyatta öğrendiklerimle ve okuduklarımla, aileden gelen İslam'ı karıştırıyorum. Evet ama Allah Allah, sonra başka şekilde oldu. Kendimi size doğru tanımlamak istiyorum Allah kahretsin! Anlatacağım inşallah, başka birisi gibi anlatacağım:
Anlatıyorum yazıp sildim mesela, sosyal olmadığım için değil, asosyalsin diyorsunuz hocam, asosyal olmakla, yer bilmemek arasında fark var. Doğru tabir-i kullanmıyorsunuz ki! Her şeyi ben biliyorum değil mi? :D Vay anasını, öyle saçma salak bi' hal almışım ki ya... Okudum hocam, çok okudum ben, odamda şu an 100-200 tane roman var, roman okumayı seviyorum, polisiye roman okumayı seviyorum, ama bir şey yazamıyorum değil mi, çünkü kendimi açıklamak zorunda hissediyorum, sürekli araya bir şeyler giriyor, polisiye, sonra geldi. Şiir okudum bir sürü, hem internetten okumak neden bilgi sayılmasın ki, ben de öyle düşünmeye başlamıştım bir süre sonra ama insan neler neler öğreniyor. :) Kendimle çelişiyorum sürekli, sürekli kendimle çelişiyorum, bi önceki Furkan var, bi sonraki Furkan var. Bilmiyorum, nasıl olacak. Onaylanmak istiyorum sürekli, dün mesela Enesle aynı terapiye girdim ya, "bu arada parayı benden aldınız, senin terapin dediniz, ulan yine keklediniz beni ya" :D Aslında fark etmeden her şeyi babam tarafından onaylanmak için yapıyordum galiba. Ama işte garip ya öte yandan öyle yapmıyordum, çünkü ben namaz kıldım, o kadar hoşuma gitti ki, niye daha önce namaz kılmıyordum dedim. Evet anlıyorum, anlıyorum.Ama ne yapacağımı bilmiyorum, anladıkça daha çok kafam karışıyor. "Suçluluk Psikolojisini" ortadan kaldırdığınız siz ben de ilaçlara başlamadan önce, masturbasyon yapmayı bıraktım sonra ama öncesinde düşünüyordum ki "İbadetlerimi yapmam lazım yoksa yine yapacağım, ama bunu nasıl anlatayım hocam, çünkü ben, ibadetlerimi yapmaya başladıktan sonra masturbasyon yapmayı bırakmıştım, hayır öyle değil, beğenmediğim için atmadım size daha önce yazdıklarımı. "Düşünce Akışı" gibi yazmaya çalışmamın sebebi oydu değil mi, "edebi" bir şekilde yaz demediniz bana ki siz, örnek attınız. Aslında ben her şeyi yapabilirim, bana bunu kanıtlıyorsunuz ama böyle dersem kibir olur işte, ben zaten çok kibirliydim, o kibrimi öldürdüm hocam, hep korktum... Hadis var ya biliyorsunuz hocam, siz daha iyi bilirsiniz:

Annemden "sigara" istedim mesela az önce, utandım almaya bakkaldan. Çıkıp alırım aslında sorun yok da ama sigara almaya çıkıyor olsaydım, kötürüm bi' halde çıkacaktım, gizli gizli yürüyecektim sokaklarda, sigara aldığımı herkes biliyor diyecektim kendi kendime, yani galiba, bilmiyorum ki Allah'ım bilmiyorum! Ama öyle değil işte hocam, ben bi' ilahiyatçı olarak sigara almaya utanacaktım ama "ilahiyatçı" sigara içmez nereden çıkıyor değil mi ama benim örnek olmam gerekiyor, örnek olmak o kadar önemli ki bunu Hamza Bekri Hocadan öğrendim, Ürdünlü kendisi, Profesör, yine aynı şeyi yapıyorum. İnanmayacaksınız sanki bana değil mi, ama normalde bunu söylemiyorum hocam dışarda ben arkadaşlarımla konuşurken, sadece olayı söylüyorum. Anlatmak istediğimi anlatıyorum, anlıyorum da nasıl olacak bu saatten sonra bilmiyorum, anlamak bi' halta yaramıyor hocam çok afedersiniz. Bunu ailem bana dediği için değil. Allah'ım ya! Kendime güvenip yazamadım bile size değil mi ilaçlardan önce, yine hata yapacağımı, yazamayacağımı düşündüm. Ne yapacağım bilmiyorum... Beni sevdiğinizden bile şüphe ediyordum biliyor musunuz hocam, beni kimsenin sevebileceğine inanmıyorum, beni kimse sevmiyor! Her bakışta bir şey var, beni eleştiriyor her bakış, herkes beni eleştiriyor. Allah'ım herkes beni eleştiriyor ama ben yazmadım size, yaşadıklarımı anlatmadım, niye anlatmadım biliyor musunuz, siz çok rahattınız hocam, o "Ertuğrul" muydu neydi, garip adam, hakikaten garip ya, onun neydi o hocam, bir şeye aday olmuş. Türkçesi gelmiyor ki aklıma, hocam her şey Arapça yüzünden diyorum, Arapça konuşa konuşa Türkçeyi unuttum ya, yine kendimi suçluyorum... Siz bahsettiniz ki "aklıma geldi" sizin şey dediğiniz, neydi o, ben konuşurmuş gibi yazıyorum hocam size, karşımda sizle konuşuyormuşsunuz gibi yazıyorum, o yüzden size bir şey yazma istemedim, yanlış anlaşılır diye korktum, saygısızlık olur. Ama ben kendim büyüklere saygı duyuyorum hocam, edepsizlik etmek istemiyorum. :D Bana kafayı yedirttiniz hocam vallahi. Çok fena takıntılı olmuşum ben, mesela bana "Git dediniz istiyorsan git, gidecektim, eniştemi aradım, açmadı. Ben de yazmaya başladım, sonra mesaj atınca bana, "ben arayacağım" dedim, işimi bitirmeliyim önce diye düşündüm ama bunu normalde yapmayacaktım, belki de yapacaktım, ne bileyim ya!

Babamın beni onaylamadığını düşündüğüm için kişiliğim gelişmedi, sürekli kendime bir değer kazandırmaya çalıştım değil mi? Aslında anlıyorum ama soru soruyorum çünkü o kadarkine kendime güvenmiyorum. İyi de bu nasıl olacak böyle. Ama babam beni onaylamadığını düşündüğüm için değil, Allahım! Babam beni zaten onaylamadı. Hiç yanımda yoktu ki, beni korumadı, sokakta dövdüler beni gelmedi, "barışın siz" dedi, babam barıştırmadı ki, anneme kaçtım ben o gün, anneme kaçtım, eve kaçtım, Sinan yine beni dövecekti, anneme kaçtım, eve kaçtım diyecektim normalde, kendimi tutmasam, "torna" falan aklıma geldi, çok saçma bir şeydi hocam bu arada, "torna" ne anasını satayım ya! Saçma salak bir şiir yazmıştı, şiir miydi ki o? Kendimi kanıtlamaya çalışıyorum babam olmadığı için, içimden bunlar geçiyor ama susturuyorum normalde kendimi, günahkar olacağım çünkü, günahkar olmayacağım bunu siz kafama soktunuz ama ben normalde böyle düşünmüyorum, Allah razı olmaz diye düşünüyorum, çünkü ben Allah'ı seviyorum hocam, Allah'ı severek müslüman oldum ben Allah'ı severek oldum ya! Allah'ı sevdiğim için ibadet ettim, babam bana dedi diye değil ki! Babamın bana dediğini nereden çıkarttım ki, "Siz İslamcılar" böyle falan dediniz. Ben müslümanım hocam, "İslamcı" diyorsunuz, siz müslüman olsanız "İslamcı" demezdiniz diye düşündüm değil mi, insanlara böyle mi bakıyorum, doğru, bi' öğrendiğim İslam var, benim öğrendiğim İslam, bir de küçükken kafama sokulanlar, ama ben gitar çalmayı yıllar önce bıraktım... Bi' bok bilmiyor muyum İslam konusunda ama biliyorum hocam, her şeyi bilmiyorum tabii ki ama İslam'ı biliyorum, öğrendim... Off Off... Ama öyle bakmayı da bıraktım insanlara, "eşcinselliği" ben mi uydurdum yani, onu da dikkat çekmek için yaptım değil mi, ailem benim farkıma varsın diye, ailemi ben reddettim sonra onlar benim farkıma varsınlar istedim. Ne bu böyle ya! Delirmek üzereyim... Klinik vaka oldum. Ben kendimden bahsediyorum değil mi hocam, ben çok duygusalım, siz bana ödevler verip ben oraya geldiğimde bahsediyorum kendimden öyle yaptım, böyle yaptım, hoşuma gidiyor, benden bahsedilmesi, benden konuşulması hoşuma gidiyor. Herkes benden konuşsun istiyorum, tatmin olmuyorum, benden konuşsun istiyorum, beni önemseyin, babam beni önemsemedi, beni önemseyin, önemsemek "maddi" olarak ihtiyaçlarını karşılamak değil ki... Ama anlatamadım anasını satayım bunu yıllarca, insanlara anlatamadım...  Herkes beni suçladı, "babana düzgün davransana, baban hakkında doğru konuşsana" dedi, Allah kahretsin, sevmedi ki beni ya, beni sevmedi, sevmek bu değil! Anlamıyorlar! Sevmek bu değil, anlamıyorlar! Taciz, tecavüz bir şeyler var dediniz, tacizin bu olduğunu bile bilmiyordum, benim kafamda Ahmetle ilişkiye girmişim gibi var, Ailem beni sevmiyor ki ya, şimdi de görüyorum hocam, Amcamlara gittiğimizde, ailemin beni sevmesine ihtiyacım yok ama değil mi, o zaman da ben suçlu oluyorum Allah kahretsin, Allah bana ana babama güzel davranmayı emrediyor. Yüz bin kez okudum o ayeti yüz bin anasını satayım! Nasıl bir çatışma yaşıyorum böyle, aman aman, yaklaşma kaçınma psikolojisi, kaçınma yaklaşma psikolojisi, öyle bir şeyler vardı okumuştum. Carl Jung vardı, Sigmund Freud, Benim hafızamın duygusal, duygusal hafızam çok kuvvetli, kız gibi değilim, duygusal hafızam çok kuvvetli, duygusalım, duygusal bakıyorum, okuduklarımdan "bilgiler"


Okuduklarımdan bilgiler yerine insanların isimleri kalıyor o yüzden, Machiavelli, böyle yazılıyordu galiba, İtalyan dedim mesela dün Cem'e, Cem diye hitap etmeye çekiliyorum aslında, doğru düzgün tanımıyorum ki bile Cem deyince, Cem dediğimi bilse saygısızlık olur belki, alınır adam, yanlış anlar. Ama ne yazmıştı ne etmişti, hatırlamıyorum... Okumakla olmuyor sadece değil mi, insan içine çıkmak girişken olmak lazım. E tamam bunu kabul etmiştim, uyguluyordum zaten, dükkanda çalışmak istemiyorum çünkü beceremiyorum hocam, beceremiyorum lanet işi ya, insanlara güzel güzel davranıyorum, "buyrun diyorum" "hoşgeldiniz", suratıma bile bakmıyor ki adam "siktir olup gidiyor çok afedersiniz" ya! Onlar bile beni umursamıyormuş gibi geliyor, yine "ben beceremedim" diyorum sonra kendime, yine beceremiyorum, Allah kahretsin, ben böyle değilim. Dragon almam lazım salak oyunda "Knight Online" almam lazım, almam lazım ki egom tatmin olsun, egomu tatmin etmem lazım, egom bir türlü tatmin olmuyor. İngilizce, Arapça biliyorum egom tatmin olmuyor. Ama bir bok bilmiyorum ki ben "İngilizce" doğru düzgün bilmiyorum, biliyor muyum? Bir şey izlerken sıkılıyorum, çünkü egomu tatmin edecek bir şey yok onda, kendimden bir şey bulursam seviyorum o diziyi, filmi, benden bir parçayı anlatıyorsa, kendimle özdeşleştirebileceğim bir şey varsa, Türkçe'yi düzgün konuşamıyorum ki ben, çünkü Türkçe konuştuğum zamanlar hiç dışarlarda değidlim, sizin "işi bildiğinizi" öğrendiğim zaman size saygı duydum, veya öyle değil. "Müslüman" olduğunuzu öğrendiğim zaman size saygı duydum ama mesele o değil, benim bir Müslümana danışmam lazımdı, kalktınız bana "masturbasyon" yap dediniz, masturbasyon nedir hocam ya! Zinaya girmekten korkarsan anca masturbasyon caiz "olabilir", "olabilir" o da, okudum öğrendim hocam, kimse bir şey demedi bana! Cübbeli Ahmet'i sevmem ki ben, çok yılışık gelir bana ama bunu kimseye söylemem normalde, günah çünkü,  ama bunu ben seçtim hocam, ilk zamanlar söylerdim, içimde kötülük var benim, onu susturmaya çalışıyorum daima. Günah çünkü ama günah olduğunu ben kabul ettim, ailem dedi diye değil anasını satayım ya! Cehenneme gireceğim falan değil, Allah'ın sevgisini kaybettim diye korktum, yine eskisi gibi oldum diye korktum. Sevgi de nefret de çok fazla hocam ben de, ben sevgimi Allah'a yönelttim, bilmiyorum ya!





psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4077
    • Profili Görüntüle
Egoistin kralıyım hocam, egomu tatmin etmediğim her an deliriyorum değil mi? Ben egoistim demek istemiyorum çünkü, biliyorum "egonun" kötü bir şey olduğunu. Peygamberde de "ego" var diyordu Ali o gün, saçmalıyordu, yapma Allah hasen! "Allah hasen"i anlamazsınız hocam siz şimdi, eleştirirsiniz beni yine, "Allah hasen" Allahasen değil mi o dersiniz, "Allah hasen" halbuki, "hasen", hiçbir problemim yok değil mi, egoistim sadece, egoistin kralıyım anasını satayım, bastırmaya çalışıyorum bunu hep, yoksa Allah beni sevmez hocam, onu diyorum, ben Allah'ın sevgili kulu olmak istiyorum, anlamıyor musunuz anasını satayım, en yüksek dereceye ben ulaşayım istiyorum Allah indinde, o yüzden ilim ile meşgul olmak istiyorum. Allah katında en değerli ben olmak istiyorum, Peygamberimizle olmak istiyorum orada, Peygamberimizle! Peygamberlerle, sevdiğim bütün peygamberler ile olmak istiyorum, Enbiya aleyhimusselam ile olmak istiyorum. "Selamun aleyküm" demedim size, çünkü "Müslüman" olup olmadığınızdan emin değildim, Müslüman gibi hareket etmiyordunuz, küfrediyordunuz, masturbasyon yap diyordunuz, o yüzden. "Sikerler Zikri" diyorsunuz hocam, Zikir ne demek biliyor musunuz Allah kahretsin! "Zikir", Allah'ı zikretmek demek. Allah'ı zikretmeyi ... diyorsunuz. Allah korusun! Ama "Zikir" anmak demek, Arapça'da aslında, herhangi bir şeyin zikri olabilir. "Zikretmek" diyoruz ya Türkçe'de de, Ama Istılah olarak "Zikir", Allah'ı zikretmek demek. Tasavvufta "zikir", Allah'ı zikretmek demek. Selam vermiyorum oradaki insanlara çünkü bilmiyorum müslümanlar mı değiller mi, müslüman olmayan adama Allah'ın selamı verilmez hocam, müslümana verilir Allah'ın selamı. Delirttiniz beni ya! Eleştirip durdunuz. Siz beni eleştirmiyorsunuz değil mi aslında, ben "eleştiriyorsunuz" diye düşünüyorum. İyi de öyle bi' tavır sergiliyorsunuz, ağzınızı yüzünüzü büküyorsunuz, bilmemne yapıyorsunuz, "duyguları mı" anlamıyorum hocam ben? Anasını satayım ya! Hiçbir şeyden emin olamıyorum ki. Ben Tefsir Alimi olmak istedim, çünkü Kuran müthiş bir şey, yıllarca şiirler, romanlar okudum hocam ben, sonra Kuran'ı okuyunca anladım ki en büyük şiir Kuran tabir-i caizse, anlıyorum da, korktum sonra, yazdıklarımı sitede yayınlarsınız, yarın bir gün bana derler, bu adam eşcinselmiş, kalkmış ahkam kesiyor geri zekalı diye, "Eşcinsel" olarak bakar herkes bana, masturbasyon yapmış biri olarak bakar, bildiklerini uygulamayan alimi kim dinler anasını satayım, alim olabileceğimi kim söyledi anasını satayım! Böyle düşünüyorum ama söylemiyorum, alim olmak istiyorum ben ama sırf egomu tatmin etmek için değil mi? Ama Allah'ı seviyorum ben, Allah'ın indinde en yüksek dereceye ben erişeyim istiyorum. Her şeyi açıklamak istiyorum size, anlamayacağınızı düşünüyorum, "ind" dedim diye anlamayacaksınız sanıyorum. Bir ben biliyorum anasını satayım! İyi de bilmiyorum, o zaman ben Müslüman mıyım değil miyim, Allah'ı gerçekten seviyor muyum yoksa egomu tatmin etmek için mi Müslüman rolü yapıyorum Allah kahretsin! Evet saçlarımı kestim, İlahiyata giderken kestim, Çünkü İlahiyata saçım bağlı gitseydim, beni kabullenmezlerdi, ön yargıyla bakarlardı. Camide bile saçım uzunken rahat edemiyordum, herkes bana bakıyormuş gibi geliyordu. Saçımı uzatmak istemiyorum galiba, artık istemiyor muyum yoksa, saçma geliyor artık ama çocukken güzeldi, ben saçımı da kestirmek istemiyordum çocukken, sonra dedim ki ben kız gibiyim işte, saçımı kestirmek istemiyorum sonra Selda Ablam bu da bi yönelim dedi, herkes beni tanıyor gibi konuşuyorum galiba, yok bahsetmek istemiyorum, Selda Ablam demiyorum, çünkü aklına sokmamak lazım ama iyi de bunu biliyorum ben anasını satayım! Öğrendim işte! Dedikleri için değil ki.

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4077
    • Profili Görüntüle
Dinlemeye başlamıştım zaten sizi, dükkana gidiyordum, ezber yapıyordum,  ilaçlar beni mahvetti geriye döndüm. Allah kahretsin ya! Eşcinsel oldum yine. Kendi kendimi kandırmıştım ne güzel, eşcinsel değilim ben diye, şimdi bir daha kandıramam ki, beni kandırmanıza izin veriyordum, izin verdim, özgüvenlisin bilmemne, size de söyledim hatta, kız bana gülümsedi, veya öyle sandım. Beni beğenmişti, yüzükleri almaya gittiğim yerdeki kız beni beğendi, girişken davrandım, güzellikle anlattım, böyle böyledir dedim, egom tatmin oldu hoşuma gitti, kız beni beğendi çünkü ama öte yandan bilmişyorum, hoşuma gitmedi o rahatlık, insan o kadar rahat olmamalı, "karar ver" dediniz, o yüzden bu montu aldım direk bu montu aldım, obsesif olmamak için, kahve içtim bilmemne, yüz bin tane fikir var kafamda, yüz bin tane anı, yüz bin tane bilgi yok belki de kendimi kandırıyorum. Biliyorum ben diyorum! Biliyorum, bir bok bildiğim yok aslında. Bir bok bilmediğimi biliyorum ama ben zaten, siz bana bir bok bilmiyorsun dediğiniz için size kendimi kanıtlamaya çalışıyorum. Bir bok bilmediğimi kabul ettim o yüzden, İngilizce bilmiyorum diyorum herkese ama bayağı öğrenmişim.  Ne bu ya! Allah kahretsin! Ne bu böyle!


Ben boş kaldığım için eşcinsellik diye bir şey üretmiş oluyorum o zaman, nasıl bir şey bu?


Hastalık hastası mıyım ben? Her zaman ilaç mı içmem gerekecek, öyle değilse neden ilaç iç dediniz bana? Utandım yaptıklarımı yazmaya.

Obsesifim ve obsesif mi kalacağım, anlamıyorum ki

Hocam hastaysam hastayın yazın Allah aşkına değilsem de değil? Hiçbir şeyim yok mu?

Yazman lazım dediniz iyileşmek için, iyi de eşcinsel de değilsem, niye yazıyorun

Ben kurtulmamışım ki bir şeyden ilacın etkisiymiş o zaman

İlaç niye kullandım ki ben, eşcinselliğin ilaçla alakası ne


Bir daha siteyi okumayacağım ya :D ? :) Sadomazoymuşum herhalde... Sami Dedem, baba tarafından dedem, "Sadist" bir kişilikmiş, bana da sövdüğü saydığı var birkaç kez hatırladığım kadarıyla... Ama daha çok anlatılanlar üzerinden biliyorum, karısına, çoluğuna çocuğuna herkese sövermiş. Bunları size niye anlatıyorsam :) Kendine yazıyorsun derken bunu kastediyordunuz herhalde, kendime yazmak istemiyorum aslında bilmem, herhalde "egomu" tatmin etmek için size yazıyorum. Aslında yazmak istemiyorum şu anda, ama kendimi anlamak için yazıyorum, evet, şimdi anladım, kendimi anlamak için yazıyorum. "Kendi kendimi eşcinsel yapmışım aslında değil mi" Vay anasını ya! Anlayamıyorum ki... Gerçekten Allah belamı vermiş :) Gerçekten vermiş. Anne tarafından "sadist", baba tarafından da "mazoşist" bir kişiliğim varmış. Hep, her şeyi düşünmüştüm, kendimi anlamaya çalışmıştım, neden böyle olduğumu, neden bu kadar sinirli olduğumu, neden her şeye herkese kızgın olduğumu ama öte yandan kendime üzüldüm, hem çok sinirli hem de çok duygusalım, "hem kırıcıyım hem kırılgan". O yüzden "castleri" okuyormuşum, "cast" deniyordu herhalde ona; şu dizilerin, filmlerin başında geçiyor ya, bütün isimleri okuyordum. Çünkü ablamlar biliyordu hepsini, ablamlar konuşuyordu bunları, ben bilmiyordum?! Hepsini okumaya başladım. Babam olmadığı için, babam hiç yanımda olmadığı için olmuş hepsi, neden kız gibiyim diyorum, kızların hoşlanacağı şeylerden hoşlanıyorum... Çünkü beni kızlar büyüttü, ablalarım büyüttü. Esra Ablam yoktu ki... Esra Ablam da yoktu yanımda, o da ben 5 yaşındayken evlenmişti. Saçma sapan karma karışık yazıyorum. Vay anasını, ne saçma şey... Sümeyye Ablam gibi olmaya çalışıyordum sanki ben, yani tam olarak öyle değil de, bir çok şeyi ondan almışım. "Örnek almak", okumuştum tabii ben bunları, okuduğumu bile unuttum, o kadar çok şey okumuşum ki... Vay anasını, Cem gibi miyim ben de, onun gibi bi' insan olmaktan korkmuşumdur hep. "Sadist" tarafımı iyileştirmiş Allah benim aslında zamanla, "mazoşist" tarafım kalmış gibi... Yani "mazoşist" tarafım değil de duygusal tarafım... Siz kafamı karıştırdınız  hocam benim... Dedim size beni anlamıyorsunuz, dinlemiyorsunuz diye, anlatmama müsade etmediniz ki hiçbir şeyi :) Size kızarak söylemiyorum bunu... Kızmıyorum kimseye... Kızmak istemiyorum çünkü... Noktalama işaretleri ile belirtiyorum hocam, duygularımı tam anlayın diye, karşınızda konuşacağım gibi yazıyorum, üslubum ile ne hissettiğimi anlayın diye. Bunu niye açıklıyorsam, egoistim herhalde, Allah affetsin; ama egoist olduğum için açıklamadım, yanlış anlamayın beni istedim. Sokaklarda hep dayak yedim değil mi, düşünürdüm bazen... İyi ki Allah bana bedensel güç vermemiş diye, çünkü döverdim  herkesi o zaman, çok sinirliydim... Kendi kendime derdim, Furkan böylesi daha iyi. Böylesi daha iyi... Spor yapmaktan da korktum hep o yüzden biraz; gücüm olursa, bedensel gücüm, o zaman herkesi döverdim, herkesin ağzını burnunu kırardım Allah affetsin. Ama şu an olsa kırmazdım herhalde... Veya öyle düşünüyorum. Belki de kırardım, imtihan gelmeden bilemeyiz ya; Allah, bedensel güç verir, bakar, dövecek miyim sokaklarda herkesi... "Neyim" ben böyle ya :) "Kimim"... Kendimi aradım hep, Kuran'da buldum sonra... Kuran bambaşka bir şeydi... İçimi, kalbimi öyle ferahlatıyordu ki... İnanılmazdı. "Kıskandım" değil mi, benden daha erkeksi olanları kıskanıyordum aslında... Yani ben kıskanmıyordum da, siz öyle dediniz, öyle düşündüm ben de... Siz doğru anlamamışsınız işte hocam, bırakmadınız ki anlatayım... Olayı anlatacaktım size; Sami Dedemi, Ahmet Dedemi anlatacaktım... Bırakmadınız, hep susturdunuz... Üniversiteye orada sevilmediğimi düşündükten sonra gitmemeye başlamıştım... Yunus beni sevmiyordu artık, Nurullah sevmiyordu... Orada beni seven hiç kimse kalmamıştı... Sevenler de yanıma gelmiyordu, içim sıkılıyor yine... İçim sıkılıyor, içim sıkıldıkça değersizleşiyorum, değersizleştikçe pasif olarak yapmak istiyorum, beni kollayacak bir insan arıyorum... Sığınacak bir insan arıyorum, yine kötülük yapacağımdan korkuyorum, kötülük yapmamı engelleyecek bir insan arıyorum? Bilmiyorum ki... Anlamıyorum... Hiçbir şeyi anlamıyorum... Dertleşiyorum sizinle, derdimi döküyorum şu an... Çok kötü şeyler yaptım hocam ben, iğrenç şeyler yaptım... Bunları yayımlamanızdan korkuyorum... Nasıl başladı bu olaylar bi' bakayım... Ahmet ile tanıştım ilk, 9-10 yaşlarındayım diye tahmin ediyorum... Çünkü şu an oturduğumuz evimizdeydik. Vay vay vay, geri dönecek hepsi, kendimde aştığım bütün sadistlik geri dönecek artık?! Allah kahretmesin, "düzelttiğim, İslam olduğum kendim olamayacağım bir daha"... Çok emek verdim o olmak için ben, kendimi adam etmek için çok emek verdim. Hiçbir şeyi bilmediğimi kendime kabul ettirmek için çok emek verdim, bi' halt bilmediğimi... Off off... Ahmet ile tanıştım işte hocam, 9-10 yaşlarındaydım... Sokakta oynuyorduk, bayağı kalabalık bi' mahalle... Gözümün önüne getiriyorum şimdi... Top oynuyor, futbol oynuyoruz... Bir şey oldu, ne olduğunu tam hatırlamıyorum... Benim kollarımdan tutup kepenklere yasladı, korktuğumu hatırlıyorum... Korkmuştum... Sonra arkadaş olduk, nasıl olduk... Hatırladım... Sonra beni Abdullahlardan korudu... Galiba öyle arkadaş olduk... Beni dövüyorlardı ya da döveceklerinden korkuyordum. Beni Abdullahlardan koruyacak birini aradım... İçim sıkılıyor! Yazamıyorum... Şeytan bırakmıyor ki iyileşemeyeyim diye... Her şeyi anladım... Anladım ama yazamıyorum... 

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4077
    • Profili Görüntüle
KORKU

ağlamayacaksın
üstüne üstüne gelecekler

ruhlarından yoksundurlar yoksuldurlar
aşkı bilmezler ilahları da sahtedir onların
kendilerine ayna tutan kendine tapıcıdırlar
dillerinde şarkıları da yoktur
duyguları körelmişse şiirleri ne bilsinler
annelerinin okudukları ninnileri unutmuşlarsa
göğsüne yaslanılmaz onların

ağlamayacaksın
üstüne üstüne gelecekler
yıkılmayacaksın

kahpedir ruhları korkakça saldırırlar
küçüldükçe küçülmüş küçük adamdır onlar
kelepçelidir ruhları esirdir hayatları
ezan sesi nedir bilmez onlar
alnı secde görse bile şeytana satılmıştır

ağlamayacaksın
üstüne üstüne gelecekler
korkmayacaksın

tanrı yazmış kaderimizi
yüzümüzü güldürse de güldürmese de
kalbimiz o'nunladır o'nadır şarkılarımız
o'nadır şiirlerimiz
çamurdanız pişirilmiş çamurdan ruhumuz
bir dilim ekmek
bir yudum su kadar
pişman olmamak için yaşayacaksın....


Güzel hocam, siz yazdınız herhalde. Bayağı güzelmiş... Keşke ilaç içmeseydim... İnanmıştım kurtulduğuma... İnandırmıştım kendimi... Ağlamak istiyorum.

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4077
    • Profili Görüntüle
Müzik dinledim ben hep, her türlü müziği dinledim... Ama erkeklerin dinledikleri müzikleri dinlemedim aslında... Yani karışık... Erkeklerin dinlediği müzik değil de eleştiriyordum, "Arabesk" dinliyorlardı mahalledeki çocuklar... "Bu ne böyle diyordum" halbuki Sümeyye Ablam eleştirirdi onu, o yüzden ben de eleştiriyordum. Öyle bi' kişilik çatışması yaşamışım ki hocam... Delirmişim zaten değil mi? Allah'ı seviyorum hocam ben... Sonra dinledim, hoşuma gitti, eleştirecek bir şey yoktu, dinlenebilirdi ama büyüdükçe de bıraktım... Kız gibi olmuştum hocam... Kız gibi... Sümeyye Ablam beni yetiştirmişti... Sümeyye Ablamı örnek aldım hep... Her şey düzelmişti, Allah beni düzeltmişti. Evet, çok yol yordam bilmem, utanıyorum, İstanbul'da doğdum büyüdüm, doğru düzgün bilmiyorum... Ama yine bi' fikrim var hocam, biraz öğrendim... Niye açıklıyorsam Allah kahretmesin! Daha doğrusu ben o tipte müzikler dinlediğimde yani "arabesk" dinlediğimi hatırlamıyorum evde ama bir şey dinlerken, eleştiriyordu beni Sümeyye Ablam, bu ne böyle diyordu bilmemne, sonra zamanla onun dinlediği müzikleri dinlemeye başladım... Şebnem Ferah, Teoman falan dinliyordu herhalde... Onlar aklımda kalmış "Türkçe Pop" diyorlar herhalde ama aslında "Türkçe Rock" bence, bu dönemin "pop" müzikleri anlamsız, "Bodruma da gittik beraber" tarzında :) Biliyorsunuz işte. Cem'e çok korumacı davrandım dün, çünkü ablamın bana davrandığı gibi davrandım. Güngören'e nasıl gidilir buradan dedi, ben de bilmiyordum; sordum orada, soruşturdum... Tanrılık falan iddia etmiyorum hocam... Tanrı olduğumu söylemiyorum... Siz de beni suçluyorsunuz :) Off off... Sonra "ne yapıyorsun" mu dedi, bir şeyler dedi. Ben de sormayı bıraktım... Cem gibi olmak istemiyorum hocam... Bilmediğim şeylerden utanmıyorum ki ben, öğrenmeye çalışıyorum... "Öğrenmeyi" seviyorum, elimde olsa her şeyi öğrenmeye çalışırım ama pek becerim yok, zekam yok, bedensel kuvvetim, bedensel güçlerim mi diyeyim heh buldum, bedensel kabiliyetim pek yok. Ama bu "yetenek" anlayışının hep "overrated" olduğunu düşündüm hocam, insan her şeyi yapa yapa öğreniyor... "Gitar" çalmaya başladığımda ilk, hiç beceremiyordum; ellerim titriyordu, basamıyordum tellere; yine beceremedim diye düşündüm... Yine beceremedim... Sonra çaldım senelerce, klasik gitar, akustik gitar, elektro gitar... "Bas" denemedim ama onu da alsam çalarım Allah'ın izniyle... Vay anasını her şeyi anlıyorum hocam ama her şeyin suçlusu ben çıkıyorum buradan Allah indinde... Suçlu olmak istemiyorum ama bilmiyorum işte... Hayırlısı olsun inşallah. Sizi de ne kadar rahatsız ettim değil mi, delirdim... Nasıl mahcup oldum biliyor musunuz, size de mahcup oldum, oradakilere de, dışarı çıktığımdaki davranışlarıma da... Çok fena mahcup oldum.

"İslamcı" değildim ki hocam ben size geldiğimde de "ah ah"... Furkan var ya orada, adaşım, Allah ona hidayet etsin. Çok seviyorum ben oradaki her insanı... Onlara yardımcı olmak istiyorum, "eşcinsel" olmadığımı hissettiğimde onları bir kardeşim gibi sevdim... Dışarda onlarla görüşmek istemedim, çünkü siz dediniz "dışarda görüşmeyin" ama burada konuşabilirsiniz. İlk zamanlar korkuyordum hocam orada kalmaya, çünkü arkadaş olursak, istemeden de olsa bir şey yaparız diye korkuyordum, çünkü Yunus'a karşı hissettiklerimi hatırladım... Yunus da biraz yaklaşsa ilişkiye bile girebilirdik... Allah'ım sen koru! Ben şu an gitar çalmıyorum ama gitar çalana kötü bakmam hocam, neden bakayım; müzikle uğraşana kötü bakmam. Allah yolunun gidişatı bu şekildedir... Ben gitarla şiirle sanat ile Allah'ı buldum hocam. Neden kötü bakayım onlara... O kadar şiir okuduğum için Kuran'ı anladım, Kuran okuyunca dedim ki "en büyük şiir" işte bu, Allah'ın şiiri işte bu!

Nasıl bir şey hocam bu? Nasıl bir şey yaptınız bize :D O yüzden delirdim o kadar... Neydi o abinin adı... Mehmet Abi, "gördüğüm şeyler" bile İstanbul'a gelince kayboluyordu eskiden de dedi... Ben de şizofrenim sandım. Belki de öyleyim de haberim yok... Ali de bir şeyler dedi, "sürekli elini yıkamak", "yalnızlık" falan... Ah bilmiyorum... Şimdi sizde beni kötü tanıyorsunuz artık, "Tufan Eniştem ile evlenmişim", evliliklerini yazacaktım; başlıkları mesaja kaydediyordum. Aman! Saçma sapan bi' insanım sanıyorsunuz beni ya... Böyle bir şey düşünmüş bir insanım... Allah "eşcinsellikten" kurtarmış beni hocam, eşcinselim sanıyormuşum, şeytan beni kandırmış. Eşcinsel olacağım zannetmişim... Allah razı olsun... Anaaa... LGBT'cilerin şeysilerini okumuştum küçükken, beynime kazınmış... Unutmuşum sonra "bu eşcinsellik zımbırtısını" kabul etmedim ama benim dinime de uygun değildi. Kabul etmedim hiçbir zaman. "Böyle yaşayacağım" dedim artık ne yapayım... İlişkiye girmedim hiçbir zaman ama kendimi tatmin ettim... :(

Hocam!!!!!! Beni dinlemediğinizden oldu işte, "gitar" çalmak ile "masturbasyon" yapmak arasında fark var... Müslüman, "masturbasyon" yapmaz tabii, Allah allah! Yani yapar da Allah'ı seven Müslüman yapmaz diyeyim... Ben kendim için diyordum onu hocam, ben "İslamcılık" yapmıyordum ki... Of hocam ya! :) Te Allahım... Peygamberimiz(s.a.v.)'e soruyorlar: "Müslüman zina eder mi?" Eder diyor... "İçki İçer mi" diyorlar... İçer diyor... "Yalan söyler mi" diyorlar...  "Yalan Söylemez" diyor... Müslüman her günahı işleyebilir ama tövbe kapısı açıktır hocam... Ben, benim olmak istediğim "Müslümandan" bahsediyordum seanslarda, başkalarının değil ki... Bana bir "eşcinsel" gelse veya başka bir şey, sen öylesin böylesin demem ki hocam, "katil" gelse öylesin böylesin demem ki hocam; yargılayacak olan ben değilim... Size anlatmaya çalışıyorum ama siz beni susturuyorsunuz sürekli... Ben orada "ilişkiye giren bir eşcinsel" varsa ondan uzak kalayım diye uğraşıyordum, çünkü diyor ki bi Arap Şair "Kim bir kere alçalırsa bir daha alçalmak ona kolay gelir"; yapmaya müsait... E ben yapmamışım ama benim de hislerim var, ne olacak ondan sonra? Oradakilere sarılmaktan korktum, sarılırım severim ben onları ama "Ya yanlış anlarlarsa dedim beni", oradaki çocukları ne kadar seviyorum ben, hepsine sahip çıkmak istiyorum... Ben de öyle hissetmiştim, onlar gibi hissetmiştim... Beni Allah korudu da yapmadım... Yapan yapmayan fark etmez ki o gençlerin çoğu yapmamıştır  zaten, biliyorum ben... Size anlatmaya korktum hocam, Ertuğrul'dan  bahsettiniz, oraya her gelenden bahsettiniz. Ben yarın çıkıp televizyonlara konuşsam, bunların hepsi eşcinsel desem, bilmemne desem ne olacak? :D Ne anlamı varsa, yarın bir gün benimle karşılaşacağından korktum oradaki birinin, bir yerde karşıma çıkıp "eşcinsel" diyeceğinden korktum.  O kadar "özgüven" kazanmamın sebebi oydu... Ben hiç ilişkiye girmemiştim ki... Bana böyle gaz verdiniz :) Vay arkadaş ya...

Babam beni onaylamadığı için hayatıma giren her erkek beni onaylasın istiyorum. Babam beni sevmediği için her erkek beni sevsin istiyorum?! Babalık yapsın istiyorum her erkek bana, onlar da yapmıyor tabii. Sonra problem yaşıyoruz. Baban; bi masum, bi hasta diyorsunuz. Her şeyi siz diyorsunuz.

İslam bize sevdirilmemiş, benimsettirilmiş. "Sevgi" değil, "nefret" öğretilmiş bize... Babamı kötü anılarımızla hatırlıyorum, babamla hiç iyi anımız yok ki... Her şeyi babam yapmış bize gerçekten, düşündüğüm gibi... Dolaylı yoldan ben de her şeyi babam beni kabul etsin diye yapmışım ama yine etmemiş... Delirdim... Babamı suçlamak istemedim çünkü. Babamı bir kez daha suçlarsam bir daha affedemem. Kendime güvenmiyorum değil mi, babam hiçbir zaman beni onaylamadığı için kendime güvenmiyorum. Suçluluk psikolojisine giriyorum her erkekle ilişkimde, ondan sonra problem yaşıyorum. Hayatımdaki herkes, beni hep suçlamış. Sizin, Müslüman olduğunuzu öğrendiğim de değil, insanlara gerçekten yardım ettiğinizi gördüğümde sevdim.

Babam beni onaylamadığı için beni onayladığını sandığım her erkeğe aşık oluyorum sanıyorum.

Siz bana babamın yapmadığı babalığı yapıyordunuz... İyi bir şey yaptığımda takdir ediyor, daha doğrusu size göre iyi bir şey... Kötü bir şey yaptığımda ise kınıyordunuz. O yüzden size kendimi kanıtlamak için delirdim galiba. Sizi "babam" yerine koymuştum... Garip. Niye yazıyorsam bunları... "Egom tatmin olmamıştı babam tarafından" O yüzden her erkek egomu tatmin etsin istiyorum. Sizi de babam yerine koyunca çünkü bana "sarıldınız" aslında "sarıldığınızda" babam yerine koydum. Sonra da korktum, size karşı da bir şeyler hissederim diye. "Eşcinselliğin tedavisi ben de" diyordunuz, ondan yazıyorum aslında size, bakın ben de çözdüm diye... Çünkü yine size kanıtlamak istiyorum kendimi?! Ne saçma şey. Kendimi aklamak istiyorum şimdi mesela, size anlattıklarımdan dolayı. Çünkü size karşı da "suçluluk" hissediyorum, sizi de "kandırmış" gibi oldum... Sizi de kaybetmek istemiyorum... Belki de o yüzden "eşcinselliğin tedavisi" bende diyorsunuz, çözelim kendimizce de yine egomuz tatmin olsun. "Baba sever de söver de demek bu galiba" Diğerleri travmatik de biz değiliz. Baba hem var hem yokken daha kötü...

Size son geldiğimden beri görüşüyor musunuz ailemle?

O kadar narsistsin ki hata yaptığını kabul etmemek için eşcinsel olduğunu kabul etmişsin diyorsunuz herhalde.

Babama kendimi kanıtlayamadığım için herkese kendimi kanıtlamaya çalışıyorum herhalde

Gizlice karşıdaki odaya süzüldü, etrafı kolaçan etti. Nerede olduğunu anlamaya çalışıyordu. Başına bir ağrı saplandığını hissetti, kendisinin "ne olduğunu" anlamaya çalışırken beyninde sarf ettiği eforların karşılığı olan ağrıya benziyordu bu ağrı. "Lanet!" dedi. Bacağı fena halde sızlıyordu, topalladığını henüz fark etti; elini sızlayan yere doğru uzattı, geri çekti ve kızıllığı gördü. Elleri kan içindeydi; telaşa kapıldı, gözleri kararır gibi oldu. Hemen silkindi, kendini sakinleştirmeye çalıştı ama nafile! Daha çok telaşa kapıldı, elleri tir tir titriyordu. Nefesinin sesi her yerdeydi, korkusu her yerdeydi. Karanlıkta bile parlamasından kan kırmızısı renkte olduğu anlaşılan bu lanet odanın her yerindeydi korkusu. Korkmaktan nefret ediyordu... Korkak olmaktan nefret ediyordu. Onu buraya getiren her ne ise bu korkuyu onun da hissedip hissedemediğini merak etti. Korkusunu hissedebiliyor muydu? Nefesini duyabiliyor muydu? Varlığının farkında mıydı?


Yarım saat bir saat içinde yazdım herhalde hocam bunu. Tam vakitte tutmadım, burası bile geliştirilebilir ama midem çok bulanıyor şu anda, herhalde şimdilik bırakacağım. Bir deneme... Hayalini kurduğum romandan, polisiye romandan bir kesit belki ama bilmiyorum işte uğraşmak lazım. Uğraşsam yazabilsem bile basmaya değer mi? Ne için basacağım, bastıracağım bilmem :) Selametle.





















psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4077
    • Profili Görüntüle
Bugünümü yazmak istiyorum hocam bugün size biraz, aklımda bazı şeyler canlandı çünkü gün esnasında, onları da bir danışırım belki, Allah razı olsun.

Dün hocam, sizden ayrıldıktan sonra taksiye binecektim sonra vazgeçtim. Yürümeyi severim biliyorsunuz, hem yürüyeyim hem biraz kendimi dinleyeyim istedim. Öte yandan belki de sorumsuzluk yaptım, eve bir an önce gitseydim daha iyi olurdu bilemiyorum, sonuçta annem bayağı meraklanmıştı galiba. Aslında çocukluğumdan beri sık yaptığım bir durumdur bu, geceleri seviyorum, sessizliği seviyorum. Bazen, çok nadir yalnızlığı seviyorum. Küçükken her  yere yürürdüm, otobüse binmezdim, taksiye binmezdim... Sonra bi' taksi dönemim olmuştu, sonra her normal insan gibi toplu taşıma araçlarını kullanmaya başladım. Sizin oraya taksi ile geliyorum hocam genelde, toplu taşıma olarak nasıl gelirim çok bilmiyorum; belki Vatan'dan metroya binip Topkapı da inebilirim ama Fevzi Paşa Caddesinden direk otobüs var mı oraya, bilmiyorum. Yok diye zannediyordum en azından...  Sizle beraber vakit geçirmekten, sohbet etmekten hoşlanıyorum... Size nerede tam olarak bu kadar ısındım bilmiyorum :) ama sizi gerçekten  seviyorum. Dün de(10 Mart) yanınıza gelecektim ama yine bi' sorumsuzluk işte... Sabah namazını kıldıktan sonra yattım, not yazacaktım anneme beni uyandırabilir mi diye; sonra dedim bu da mı bi' sorumsuzluk, saat kurdum. Ama bu telefonun zil seslerini duymuyorum herhalde ben uyurken veyahut da biraz ilacın etkisi, uyuduğumda çok derin uyuyorum. İkindi olmuştu kalktığımda?! Evet, kendime kızıyorum sorumsuzluğum için... Ama belki de kızmamalıyım, düzeltmeye çalışmalıyım veya bilmiyorum. Bazen kendimde olan kötü hasletlere nasıl muamele edeceğimi kestiremiyorum. Normalde 08.30 ile 13.00 arası uyuyup, cemaatle öğle namazını kılıp; kitaplarımı satın alıp size gelecektim. Annemi de bir dışarı çıkarmak istedim, ona da kitapçıya beraber gidelim mi diye teklif etmeyi düşünüyordum, kaldı. İşler kalıyor. Furkan Efendi gevşek. Garip bi' insanım hocam, siz de biraz garipsiniz; garipliklerinizi seviyorum. Bilemiyorum... Sevdiğim insanlarla çok mu özdeşleşiyorum, kaç kere sizi aramak geldi mesela bugün içimden ama Edirne'ye döneceğiniz için aramadım. Rahatsız etmekten korktum, sizi yeterince rahatsız ettim ve ediyorum galiba zaten. Ama bilmiyorum, sizin de beni sevdiğinizi hissediyorum, o yüzden yanınızda mutlu oluyorum galiba... Diğer sevdiğim ve sevildiğimi bildiğim insanlar da aynı sanırım. Artık sürekli aklımda çınlıyor hocam bu hislerin korkusu, siz de demiştiniz ya "sen eşcinsel olmaktan korkan okb hastasısın", yani bi' arkadaşıma bi' hocama onu sevdiğimi söylerken, korkuyorum... Kovuyorum ama direk aklımdan bunları artık... Yani hiç mi hiç bir şey hissetmeyeceğim insanlara karşı bile aklıma geliyor, beynim garip çalışıyor sanırım. Kötü çalışıyor belki de... Çok depresifleştim yine, yazıya başlarken keyifliydim; size yazmanın keyfi içerisindeydim. Size yazmak için sabırsızlandım bugün... Daldan dala atlıyorum yine :) İkindide kalktım hocam, öğle namazını kaçırdım. Annem sağ olsun, bir şeyler hazırlayacaktı yemek olarak; köfteleri ben kızartmak istedim. Önceki seferden konuşmuştuk bir dahaki sefer ben kızartacaktım... Ben öyle istedim, bilemiyorum hocam böyle şeylere de çok muhabbetim var... Yemek yapmayı da öğrenmek istiyorum, ne bileyim musluğumu da tamir edebileyim istiyorum; insanın elinden iş gelmesi güzel bir şey ve bunlar zaman zaman insanı rahatlatan şeyler gerçekten, sizin fikriniz nedir?  İlim ilim ilim diye gidersem babamın esnaflık versiyonunun ilim versiyonu olacağım galiba, hayatta bunların da tadı var ve bunlarda Allah için yapılabilir diye düşünüyorum. Bir gün sevdiğim insanlara güzel yemekler yapabilirim mesela. Veya evimin yahut bi' tanıdığımın evinde bir yeri tamir edebilirim...

Çok çabuk sıkılıyorum hocam bir şeylerden, bunu sanki kırmıştım kendimde bir dönem ama şimdi şu üstteki yazıyı yazana kadar sıkıldım, halbuki 5-10 dakika olmuştur. Bir şeyleri hep "coşku" ile yapmak istiyorum ama hayatta "zorunluluklarımız" da olmak "zorunda" galiba bilemiyorum ki...


Dün(9 Mart) bayağı kötüydüm, ondan önceki gün de, ondan önceki gün de... Gelsem mi gelmesem mi bilmiyordum hocam... İyi ki gelmişim, iyi oldu, kendime geldim biraz. Değişik bir dönemdeyim genel olarak, hayatım boyunca hep kendimi sorguladım; neyim ben, kimim, ne olacağım, Allah'la ilişkim ne, Allah benden ne yapmamı istiyor, ne doğru ne yanlış, doğruyu ve yanlışı belirleyen gerçekten ne? Bilemiyorum... Ama şu an bambaşka bir dönemdeyim, ben düşüşler yaşarım sonra kalkışlarım büyük olur; yani Allah hep öyle nasip eyledi. Ama bu sefer güzel günler gelmiyor galiba veya geliyor da ben elimde tutamıyorum.

Bunu da dün gece yazmıştım hocam.

Yeni olan hiçbir şeyi kabul etmiyorum hocam, yeniliklerden nefret ederdim hep, sonra bunu aştım kendim de biraz.

"Kardeşiniz bi' değişik hasta" derken, onu kastettiniz herhalde, ben sadistim, şimdi de amaçladığım şeyleri o kadar hızlı yapmaya çalışıyorum ki bir an önce onlara ulaşayım istiyorum veyahut da unuttum, çok hızlı düşünüyorum değil mi şu an hocam, o kadar hızlı düşünüyorum ki, yok, konudan konuya atlıyorum, bi orada bi burada. Off off, sıkıldım yine, yazarken fena sıkılıyorum, bir an duraksasam sıkılırım. Aslında "ödev" bu da değil mi? Size yazdığım için yazıyorum, size yollamasam yazmayacağım değil mi? Yollamayayım mı size, ? Aslında masturbasyon yaptıktan sonra, düşünüp yazamıyorum, ilaçlardan mı bu? Hafızlığı jet hızı ile yaptım, 3 ayda 13 cüz ezberledim, Türkçe düşünmeyi unutmuşum, Türkçe düşününce konuşamıyorum değil mi, benim hiçbir şeyim yok aslında? Bu ilaçlar düşünce şeysini kapattılar, lobu bile ilk seferde aklıma gelmedi, ben yazamamı sıkılmaya bağlıyordum, içim sıkılıyor diye yazamıyorum zannediyordum. Sen kendini Tanrı yapmışsın derken onu kastediyordunuz, hiçbir sikim olmadığımı söylüyorsunuz benim değil mi, aynı Süleyman(a.s.)'ın Belkıs'a yaptığı gibi, saydam yaptırmıştı sarayın önündeki taşları, bu yüzdende Belkıs eteklerini sıvadı, altından da su akıyordu çünkü. Devrik devrik cümleler kuruyorum galiba hocam, Arapça düşünüp Türkçe yazıyorum galiba. Düşünemediğim için de kendime kızıp, ana hiperaktifim ben değil mi, hiper aktif yerimde duramıyorum o yüzden İlahiyata girmeden önce bi' sıkıntı yoktu, çünkü ben hep Eneslere gidiyordum, dışarı çıkmayı uzun zaman önce bıraktım, aslında hayatım sokaklarda geçti ama bir yerden sonra hiç dışarı çıkmamaya başladım, çünkü hiç arkadaşım yoktu, hep yanımda birini istiyordum, Enesle çıkmak istedim ama Enes de size "Muzaffer Bakan" diye biri geldi mi hocam? :D Her şeyi merak ediyorum? Eneslere gidiyordum işte, ilahiyattan önce sürekli, orada rahat davranıyordum, sürekli konuşuyordum, hiç susmuyordum,bilmemne bir şeyler. Sonra Enes'in annesi sen mi konuşmuyorsun falan dedi bana, ondan sonra orada da mı konuşmamaya başladım, bir de Enes'in, anaaa Annem nasıl eve kapatıldığında sinir  hastası oldu, ona misol verdiler bilmemne, sonra tüy gibi oldu kadın, sizde bana misol verdiniz, her şeyi içime atmışım değil mi ben, deli gibi yazıyorum o yüzden size, konuşacak birine ihtiyacım var. Doluyum o kadar doluyum ki deli gibi doluyum, sizi bir arkadaş gibi görürsem gece gündüz yazarım, ararım. ?! Ama normalde arkadaşlarıma bunu yapmıyorum, kendimi tutuyorum, kontrol ediyorum. Ama arada onlarda beni arasın istiyorum, aramıyorlar, o zaman üzülüyorum. Veya bana kırıcı bir şey söylediklerinde hayrına bi' özür dilesinler istiyorum, insanlık namına... Okula Enes olarak gitmişim değil mi ben hocam, onun düşünceleri ile, o yüzden oraya geldiğimde mıymıy konuşuyor dediniz, Arapça konuşuşumu duysanız o kadar düzgün ki  anaaa ben Arapça, İlahiyat kendime bi;' vasıf kazandırdım, sonra Türkçe konuşmaya başlayınca sıkıntı mı yaşadım,io kadar özgüven depolamıştım neooldu? O kadar güzel Kuran oku sen, o kadar güzel Arapç.a konuş, kendi dilini konuşama. Sonra bunları okutacak mısınız hocam bana , ilacın etkisi geçtikten sonra, çünkü kibirli olduğumu düşünüp yine özgüvenimi düşüreceğim, bunu o anlamda söylemiyorum. Ama yine de kendimi kanıtlamak için mi yapmışım? Ya da bir yerden sonra öyle olmuş.Ben korkumdan çok Arapça çalışıyordum hocam hazırlıkta, ama sonra hocalar beni övmeye başladı, daha çok çalıştım aslında galiba, deli gibi çalıştım, o yüzden hocalara karşı ilgi duymaya başladım. Abdulmunim Hoca, Mahir Hoca hepsine karşı ilgi duyuyorum, anaa isimleri yazmıyordum size, ondan isimlerde kalıyorum hep, hocalarıma ilgi duyduğum içinde deli gibi suçluluk hissettim sonra, fantezi kurmamak için deliriyordum her gün, beynime ket vurmaya çalışıyordum.4 sene düşünmemeye çalıştım, ana Türkçe olarak cinsellikten başka bir şey düşünmüyordum galiba, Arapça konuşmamaya başlayınca, yeniden cinsellik mi geldi diyeceğim de "döllerin çıktığı" zaman şeymiş, neymiş, her şeyi cinsel obje olarak görüyordum hocam bi' ara, hatırlıyorum. Nereye baksam, neyi görsem yarrak gibi bilmemne gibi geliyordu, yoksa ben Arapça konuşurken müslümanlaşmışım da diyeceğim aa yok yok, Ben kendi isteğimle namaza başladım ama ilahiyata babamın yönlendirmesi ile geldim, dilden girecektim sınava, babam ilahiyata gitsen daha güzel falan dedi, edebiyat okumak çok istiyordum hocam ben biliyor musunuz ama araştırdım edebiyatta edebiyat okunmuyormuş, eski Türk Lehçelerini öğrenip duruyormuşsun, hiçbiri de konuşulmuyor. Ama ben araştırdım hocam, ilahiyatı araştırdım, insanların yazdıklarına baktım, oraya sevgiyi aramaya gittim aslında hocam, insanlar orada birbirine çok iyi davranıyordur diye düşündüm, çünkü "açık saçlı kıza" bile olumlu şeyler yazmıştı "kapalı kızlar", yazmak canımı sıkıyor galiba normalde, uzun uzun yazmak? Öyle mi?, işte ben de düşündüm ki baksana ne kadar olumlu insanlar, sevgi, muhabbet falan gittim, ilk başlarda çok iyiydim hakikaten, çok olumluydum, çocuk gibiydim gidip masanın üzerine oturuyordum falan, ana sonra bana dedi ki Yunus Emre vardı, meşhur Yunus değil. Hocam artık iyice ilişkiye girdiğimi düşünecekler veya girdim de bastırıyorum hala, müslümanlığıma yediremiyorum? Ama hatırlamıyorum öyle bir şey ya, hatırlamıyorum bir erkekle cinsel ilişkiye girdiğimi falan? Öyle bir şey olmadı. Sonra bu Yunus Emre'ye ben çok samimi davranıyordum, bir gün morali bozuktu, yanına gittim sürekli derdini sordum, anlatmadı yine sordum, iyilik etmek istiyordum halbuki ama istemedi konuşmak ben de saldım,  sonra ben bunu konuşalım mı diye aradım, konuşalım dedi, sonra akşam beraber derse gittik, sonra çıkışta koluna girdim ben, samimi bir şekilde davranmak için, benim için o samimiyet ifadesi, Enesle biz öyle anlaşmıştık, Enes'e göre öyleydi ya da Enesle aramızda bir şeydi. Enes beni eve bırakırdı hep, sonra ben onu bırakmaya başladım. Sonra Yunus'u eve bırakmaya başladım. Aslında Enes eşcinseldi, beni eşcinsel yaptı anlattıklarıyla, çok fazla duygusal yaptı. Çünkü Enes'e yazınca ben eşcinselim diye, sildi beni her yerden, Enes güya birilerine aşık oluyordu hep, lisede sen böyle olmasaydın da kızlara platonik aşklar besleyecektin dediniz, Enes platonik platonik seviyordu, Merve'yi, Fatma mıydı neydi kızın adı, isimleri hatırlayamıyorum, çıkmıyorlar. İsimleri yazmıyordum normalde size yazarken, ondan isimleri hatırlayamıyordum baştan yazarken herhalde veya İsim hafızam falan yok, çünkü herkesin ismini unutuyorum sürekli. Ana ben önceden herkesin ismini mi ezberliyorum bir ortama girdiğimde, aynı camdan izlediğim gibi, çünkü isimlerini bilmezsem hata yapacağımı düşünüyorum. Anaaa bir ortama girdiğimde gidiyorum, herkesi izliyorum, aynı camdan olduğu gibi, hükümlerimi veriyorum, sonra arkadaşlık ediyorum değil  mi? Travma yaşatan şeyleri hatırlıyordum zaten dün, ama yazamadım, bastırdım, korktum çünkü. Şimdi aklım biraz daha yerinde, çocuk aklı ile düşünüyorum yani, insanların suratlarına bakıyorum sadece, kendimi Tanrılaştırmışım, tepeden bakıyorum insanlara, dün babam tepeden bakıyordu bana, yani somut olarak, ayaktaydı ben oturuyordum, rahatsız oldum, otur otur diye emrettim ona istemsizce, yani galiba istemsizce, Furkan Eniştem güldü, rahatsız oldum, aslında siz İnternette paylaşmıyorsunuz değil mi biz söylemeden, baştan öyle söylediniz ki yazmayayım, paylaşırsam fark edilir diye, biri görür benim eşcinsel olduğumu anlar diye, eşcinsel olduğumu kabul ettiriyorsunuz bana şu an ama değilim ama olmadığıma siz ikna ettiniz?! Hayır, olmadığıma ikna etmiş bir şekilde yazıyorum. Önce eşcinsel değilsin dediniz inandım, şimdi eşcinselsin diyorsunuz ona da inanıyorum?! Eşcinsel yazabiliyorum, önceden sadece nispet mi ediyordum, "Eşcinsel olduğunuzu kabul edin" önce diyordu yazıda, Allah kahretsin, ben eşcinsellikten kendim kurtuldum ama eşcinsel olmadığımı kabul edemediğim için yine eşcinsel kaldım? Bu ne anasını satayım! 

Bu ne garip bi' yazı hocam, ben bu muyum ya :) Bir hafta falan önce size bunu yazmışım galiba. Acayip...

Babamla aramdaki en büyük problem, sürekli başkalarını bana tercih etmesi herhalde hocam. Küçükken de çok yapardı. Benim özgüvensizliğimin kaynağı budur diye tahmin ediyorum. "Onun çocuğu böyle, bunun çocuğu böyle, bizim çocuklar işe yaramaz" kabilinden. Sürekli akrabaların çocuklarını falan överdi, beni yererdi. Ondan böyle oldu galiba bazı şeyler. Yine eğitmeyen de kendileriydi, o bahsettikleri çocuklar aileleri onlara sahip çıktığı ve öğrettiği için öylelerdi. Garip ya...

Taciz ve tecavüzün kızı yada erkeği olmaz ama kız çocuğunun başına bir şey geldiğinde feminist kadınlar adliye önlerinde bayraklı, pankartlı ve flamalı eylemler yaparlar. Erkek çocukları da kız çocuklarının sayısı kadar mağdur olur ama bu çocukların kaderi kimsesizliktir, yalnızlıktır. Cezaevlerinde, erkek yetiştirme yurtlarında, kurslarda taciz ve tecavüz mağduru olmuşsanız derdinizi kime anlatabilirsiniz? Allah'ın adaletinden başka sığınabilecek bir adalet bulabilir misiniz?

Tacizin ve tecavüzün kızı erkeğe olmaz ama tecavüz mağduru erkek çocuklar büyüdüklerinde pasif eşcinsel olurlar. Eşcinsel olmayı kabul etmek demek; size çocuk yaşta cinsel taciz ya da tecavüzde bulunan insanı haklı çıkarmak demektir. Taksim'de her haziran ayında onur yürüyüşü yada onur haftası adı altında İstiklal Caddesinde sözde onurlu onurlu yürüyen milletvekilleri bir de bu açıdan baksınlar ne adına yürüdüklerine. Ruhlarında bastırdıkları tecavüz çığlıkları anne babalarınca toplumca duyulmamış çocuklar; büyüdüklerinde eşcinsel haykırışlarla topluma meydan okumaktadırlar. Kapalı kapılardan saklandıkları yerlerden sokaklara çıkan her beş altı eşcinselin ikisi üçü çocukken tecavüz mağdurudur ama bu gerçeği kim bilir kim dile getirir? Travestiler yada transeksüeller çocukken nasıl mağdur olmuştur gören duyan bilen var mıdır? Aile Bakanı; fahişelerin, travesitlerin dertlerini dinlese de derman olabilir mi?

Hisli bir yazı olmuş, eyvallah. Özellikle bu kısmı. Aynı zamanda bir meydan okuma, bir celal de mevcut dahilinde. Allah selametinizi versin. İnşallah bu Cuma, ödünç aldığım kitabınızı getirmek istiyorum; okuyalı bayağı oldu ama getirmek için fırsatım olmadı. Hakkınızı helal edin.

Bu belki de size bir türlü yazamadığım yazıdır... Neden şimdi, neden bana derseniz, cevabım yok. Cevaplarım tükeneli uzun zaman oldu. İnsanlığımı kaybedeli uzun zaman oldu. Gerçekten içten bir yazı yazabilir miyim, emin değilim. Gözyaşlarım taşmak üzere, ama yine içimdeler, sevilmeyi her zamankinden çok özledim. Özlemekten ise usandım. Yazarken düşünüyorum "bu ne lan böyle" dediğinizi, siz söyleyeceğinizden değil; şarkıda bahsedilen demonlardan(metallica-unforgiven2). Bir gün normal bir insan olabileceğime inancım az, belki de azdan da daha az. Duygularımı kaybediyorum yazarken, tutunmaya çalışıyorum. Her zaman bu kadar baskın olan duygularım, insanları görünce geri kaçıyor. 20 kilo almışım, 15 yaşından beri falan ilk defa sanırım. Kendimi bildim bileli 60 kiloyum. Çünkü her şeyi düşünmeyi bıraktım, umursamayı... Atatürk'ün beynini durdurmak için  siroz olacak kadar alkol içtiği söyleniyor hayatı boyunca. Ben ne yapmalıyım? Beynimi, ruhumu, kalbimi susturmak için. 3 Senedir unutamadığım insanı unutmak için. Sevdiğim insan yukarda başkasıyla ilişkiye girerken kapısında oturduğumu unutmak için ben ne içmeliyim? Belki de hepimize "Cobain" gibi bir tüfek bir de otopark lazımdır. Halbuki solmak, yanmaktan daha kolay. Tamamen solmayı bekliyorum, griye veya siyaha. Siz de beni vefasız tanıdınız üzülüyorum bazen, belki de tanımadınız; çok bir şeyleri takan bir insan değilsiniz gibi :)  Benim varlığım yokluğum diğerleri gibi sizin için de bir şey fark ettirmemiştir. Ama ben yine de özrümü dileyeyim.

Bu illetin sonu yok hocam, ne kadar kaçsam da çabalasam da yok. Sevmeyi özledim, sevdiğim insanla vakit geçirmeyi. Artık hiçbir şey yetmiyor. İmanımı, kendimi, her şeyi kaybediyorum. Sizden sonra, ilaçların da etkisi bitince bir iyileşme vardı. Eşcinselliğin bir yere gittiği yok da, bana pek bi bağlı. Çalışmalarıma başlamıştım, hayata biraz dönmüştüm. 3-5 ay götürdü beni. Bayağı da iyi gidiyordu. Dediğiniz gibi derslerimi bir hocaya veriyordum. İnsanlarla daha çok vakit geçiriyordum. Ağustos'ta bir çöküş, o çöküş. Ben, Korona'dan önce karantinama girmiştim :) şimdi devam ediyorum. İçimde o kadar çok insan var ki, anlatamıyorum. Ama insan olabildiğim zamanları özlüyorum. Sanki şu an içimdeki 10 insan 1 insan etmiyor. Merhamet etmeyi özlüyorum, vicdanımı... Ancak öyle huzur buluyorum. Müziği bırakmamayı özlüyorum bazen, İslam'ı bize yanlış anlatanlara kızıyorum. Öyle işte. Müziksiz şimdiki halimden iyi miyim? Yine yazmak istediğim hiçbir şeyi yazamadım neredeyse :) Kendinize iyi bakın.

Öfkem büyük de hocam size karşı değil. Size takılmayı sevdiğim için yazdım. Alındıysanız kusura bakmayın :)















psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4077
    • Profili Görüntüle
Güze bir yazı.

Bireysel psikolojinin kurucusu Adler’e göre ‘’kadın korkusu, ödleklik’’ - Şu kısmın benle bi' alakası olduğunu sanmıyorum.

 diğer psikiyatri çevrelerine göre ise ego ile uyumlu veya uyumsuz bir ‘’cinsel kimlik’’, eğer benlik/ego ile uyumlu ise ‘’egosintonik’’, benlik/ego ile uyumsuz ise ‘’egodistonik’’ cinsel kimlik.  - Burada kastedilen ego ile uyumluluk/uyumsuzluk eşcinselliği kabul edip etmeme mi hocam?

Eşcinselliğin temelinde –çoğunlukla- 1-6 yaş döneminde anne veya baba ile özdeşim kurularak geliştirilen cinsiyete uygun cinsel kimliğin –hatalı ebeveyn modelleri nedeniyle- geliştirilememesi ve çocuğun/bireyin cinsel karmaşaya (cinsel kimlik bozukluğuna) sürüklenmesidir. Eğer bu karmaşa ergenlik dönemine ve sonrasına taşınırsa büyük oranda eşcinsellik gelişri.  -Babam, özellikle biz küçükken bizi sürekli Kocaeli'ye bırakıp kendisi İstanbul'da kalırmış. Büyük ihtimalle bu yaşlarda gözümün önünde herhangi bi erkek yoktu. Annem ve iki ablam ile baş başaydım. Zaten 7 yaşındayken de kız yeğenim doğdu(en büyük yeğenim).

 Eşcinsellikte organik ve hormonal bozuklular da olmaz. Eğer bunlar varsa eşcinsellik değil İnterseks/Hermafroditizm/Hünsa söz konusudur. Bu vakalar uygun cerrahi ve hormonal tedavilerle tedavi edilirler. -Sizin bir zamanlar terapide bahsettiğiniz, hadislerde kurtulan eşcinsel veya başka şekilde geçen konu "Hünsa" konusudur hocam işte. Sizin muhattap olduğunuz eşcinseller tarzı iyileşen bir insandan bahsedildiğini görmedim ben hadislerde ama tabii olabilir de bilmiyorum.

Hocam bir de hormonel bozukluk olmamasını hiç anlayamıyorum. Olmayabilir tabii ama bu cinsel dürtünün bu kadar fazla olmasını, mastürbasyona böylesine "bağımlı" olunmasını anlayamıyorum.

‘’Homoseksüellik “cinsiyete karşı kayıtsızlığı” değil, cinsiyetteki “eksikliği” temsil eder. Eksikliğe dayalı bu davranışların temelinde de kişinin sahip olmadıklarına karşı geliştirdiği aşırı bir duyarlılık vardır. O kadar ki, dürtü ve tahriklerle şekillenen bu davranışlar,
sosyal dezavantajlara ve tıbbî risklere rağmen sürdürülürler. Eksikliğe dayalı bu davranışlar, tıpkı bir karikatür gibi abartılı olma özelliğine de sahip olurlar. Örneğin eşcinsel erkeklerin itfaiyeci, polis veya asker gibi giyinerek kalın kemerler takmaları ve işkence aletleri
taşımaları, “leather/deri” barlarda şahit olunan bu şekildeki abartılardır. Gey mekânlarındaki bu görüntüler, eşcinsellerdeki bu abartıların canlı örnekleridir. Böylesi davranışlar, aslında içte eksikliği hissedilen cinsiyete yani erkekliğe karşı artmış farkındalığı ve bu erkekliğin arayışını temsil eder. Çünkü homoseksüel erkekler, erken çocukluk döneminde kurup
ergenlik döneminde geliştirmiş olmaları gereken erkeksi benliklerini
hala arayan, hala bunun arayışında olan insanlardır.’’Bayraktar, 202;s.132) - Benim yine burada bahsedilen ile de çok bi' alakam yok, zamanla dönüşebilir mi bilmiyorum. Neden derseniz, sanki eşcinsellik ben büyüdükçe veya değiştikçe evrimleşen bir şey. Hatırlarsanız, küçükken olgun veya yaşlı nasıl derseniz ve kilolu insanlardan hoşlandığımı söylemiştim, zaten bu bayağı yaygın bir şey bildiğim kadarıyla. Baba figürü gibiydi tam. Ama sanki şu son 2-3 sene artık iyice yaşıtlarıma döndü bu olay, kendime aşk arıyormuş gibiyim bilmiyorum. Olgun insanlardan belki yine hoşlanabilirim ama aradığım şey yaşıtlarımmış gibi. Benim zayıf noktam sanki kilo ve irilik, öyle "muscle" denen tarz bir şeyden bahsetmiyorum ama erkek sanki biraz kilolu olacak gibi bir anlayış var sanki değiştiremediğim. Beyaz tenli, hafif kilolu, güleryüzlü bir insan gördüğümde sanki başka bir insan oluyorum. Bilemiyorum. Yine bahsetmiştim sanırım, Yunus'tan sonra ona benzeyerek erkekleşmeye çalışma gibi bi dönem vardı, kol saati, güleryüzlülük vesaire. Bu üstteki paragraftada buna benzer bir şeyden bahsetmiş, "erkekliği hala arama ".

Peki, gey erkekler neden kadın kıyafetleri giyer veya neden kadınlar gibi makyaj yaparlar? Kadın karakterleri taklit eden bu erkekler, bunun onları rahatlatarak içlerinde yaşadıkları stres ve çelişkilerden uzaklaştırdığını söylüyorlar. Bazı eşcinsel erkekler kataloglarda sergilenen kadın iç çamaşırı ve gecelik koleksiyonu yaparlar. Bunları hiç kimse yokken giyinerek de normal hayatlarında sergilemek zorunda kaldıkları erkeksi imajın baskısından kurtulmaya çalışırlar.  - Sizin takdiriniz nedir bilmiyorum ama hele şunların benle hiç alakası olduğunu sanmıyorum. Hatta kişilik olarak da kırılganlık ve utangaçlıktan başka çok bi kadınsı tarafım olduğunu sanmıyorum. Böyle kadınsı şeylere ilgi falan hiçbir zaman olmadı. Bir aralar saçımı uzattım sadece. Yine kısa saçtan ziyade uzun olmasa bile daha şekil almış saçları seviyorum bazı insanlarda gördüğüm ama dediğim gibi kadın giysisi, peruk, maddi veya ruhi kadınsı bir şeye karşı pek ilgim yok.

 ‘’Beni her eşcinsel ilişkinin kadın-erkek deseninin bir ifadesi olduğu düşüncesine iten delil nedir? Eğer erkek, erkekten hoşlanıyorsa neden kadını taklit eden bir erkeği seçmektedir? - Yine şu kısma çok bir mana veremedim. Benim gördüğüm eşcinseller, genelde kadınsı eşcinsellerden hoşlanmıyor. Sizin de tecrübe ettiğiniz gibi çok farklı tipler, bu illete insanları iten çok farklı sebepler olsa da erkek eşcinsellerin öyle çok kadınsı bir şey aradığını göremedim ben.

Nitekim Eski Yunanlılarda da eşcinsel erkeğin isteğini kamçılayan şey, genç oğlanlardaki erkeklik değil onların bedenlerindeki kadınsı niteliklerdir. Onlardaki ürkeklik, utangaçlık, bilgisizlik ve güçsüzlük gibi kadınsı ruhsal özelliklerdir. - Yunus'un biraz bile böyle bir dürtüsü var mı diye beni düşündüren şey budur. Yunus'un "şu küçük erkeğe bak" falan gibi şakaları... Aynı şekilde "aman elin yanmasın çayları ben taşıyayım gibi" koruyucu tavırları. Başka insanlar beni darladığında  "adamı rahat bırakın" demeleri falan. İlişkiye girmedim biliyorsunuz, şu ana kadar hayal ettiğim hiçbir insanla da gelse ilişkiye gireceğimi zannetmiyorum veya gelseydi zamanında. Ama Yunus isteseydi ve kendime hakim olamasaydım tek ilişkiye gireceğim insan o olurdu sanırım.

ama erkek eşcinsellerde ise mastürbasyonun çoğu zaman tek amaç olduğunu söyler.  - Bir de şurada tam ne demek isteniyor anlamadım hocam.

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4077
    • Profili Görüntüle
Bugünlerde gündeme olan Diyanetin eşcinsellik ile ilgili beyanıdır. Evet, bütün cinsel sapkınlıklar lanetlenmiştir. Ancak cinsel sapkın konumunda olan bütün insanlar tövbe istiğfar ederek, bu kötülükten kurtulabilir. Mücadele, bu yönde yapılmalıdır. 

Sonunda akıl sahibi bir insan çıkmış, çok şükür. Bu anlatılan meşhur hikayeye benziyor: Bir padişaha atom bombası getirmişler de, bunla ne yapılır diye sormuş. Demişler ki konulduğu yerdeki herkesi öldürür. Padişah da demiş ki "iyiyle kötüyü ayırt eder mi"... Bu da o misal, daha sonra "Bize insanları kazanmak düşer, onları katletmek değil." Ha bu adamların yaptığı da insanları katletmek. Bu yazıyı yazan kişi de ne güzel söylemiş "mücadele bu yönde yapılmalıdır".  Benim hocalarım bana hep "kafirden" değil, "kafirin fiilinden" nefret edeceksin dediler. Kafirden nefret edersem, nasıl kazanacağım onu?

Biliyorsunuz yaklaşık 1 sene önce, terapilere bi' gelip bi' bırakırken aileme ve Enes'e(çocukluk arkadaşım) eşcinsel olduğumu söylemiştim. O zamanlar Yunus ile görüşmüyorduk ama ona da söylemek istemiştim artık. Başka yakın arkadaşlarıma da... Ablam boşver dedi, belki herkes anlayışla karşılamaz, öyle kaldı. 3 Ay önce falandı, kafamda hiç böyle bir şey yoktu. Bir sabah şunu yazdım:

Bugün 16 Aralık, Saat 07.46. Bu his nereden geldi bilmiyorum. “Beautiful” çalıyor arkada. Bunu sadece bi’ Word dosyasına yazarken bile yeterince dürüst değilim sanki. Numaranı sileli uzun zaman oldu, olsa belki yazar mıydım şu an sana buraya yazmak yerine, bilmiyorum. Ben eşcinselim, yani öyle diyorlar ismine. Nedenini tam olarak bilmiyorum. Tercih ettiğim veya değiştirebildiğim bir şey değil, keşke olsaydı. Kendimden nefret etmek zorunda kalmazdım belki o zaman. Belki sevdiğim insanla beraber olabilirdim. Bunu değiştirmek için uğraştım, çok değil belki ama uğraştım. Doktorlara gittim, ilaçlar içtim, neredeyse beni delirten ilaçlar. “Ailem” çok korkmuş gibiydi. Umurlarında gibi. İntihar etmek istedim, beceremedim. İntihar bile edemeyecek kadar cesaretsizim, beceriksizim. Bugün bunları buraya yazıyorum, bilmem sana yollar mıyım, en azından bunu göze alabilir miyim? Küçükken sadece bunun öğrenilmesinden korkardım, büyüyünce işler değişti. Endişeleneceğim çok daha fazla şey varmış. “What a joke” diyorlar ya İngilizler… Şimdi öğrenilmesinden o kadar da korkmuyorum sanki, bunu ne istedim ne kabullendim. Söylediğim veya söyleyeceğim insanlar bunu hiçbir zaman anlamayacak belki ama bunu ben tercih etmedim. Yaklaşık 1 sene önce ilk defa aileme söyledim bunca yıl sonra. Annem, babam, ablalarım ve eşleri. Bir de çocukluk arkadaşıma, artık görüşmüyoruz. O zaman sana da söylemek istemiştim, herkese söylemek istemiştim. İçimden atmak istemiştim artık bunu. 25 yıl… Lanet 25 yıl. Bunu sana gerçekten göndermek istiyorum ama dediğim gibi cesaret edebilir miyim bilmiyorum. Veya ne bekliyorum bunu sana gönderirken. Hiçbir şeyin değişmeyeceğini biliyorum aslında, belki de bana kötü şeyler söylersin, daha çok canım yanar. Bana destek olmanı çok istemiştim birkaç yıl önce, hatırlıyorum. Olacağını sanmıştım. Olmadı. Söyleyecek çok şeyim vardı sanki ama şimdi bir şey gelmiyor, yazamıyorum. O zamanlar sana bir türlü söyleyemediğim şey de buydu. Üzgün olmaya mahkum edilmiş gibiyim.

Numarasını bulup, bunu Yunus'a gönderdim. Cevap vermedi. Sonrasında "eşcinsel olduğum için mi cevap vermiyorsun" dedim. "Onla" alakası yok bana bir daha yazma dedi. Uzun lafın kısası bir hafta boyunca yazdım cevap vermedi, evine kadar gittim vesaire, görüşmek istemedi. 2-3 hafta sonra kadar tekrar yazdım, yine istemediğini, bir daha benle görüşmeyeceğini söyledi.

Aynı zamanda terapiye geldiğim zamanlar, yeni yeni samimi olan bir arkadaşım vardı "Muharrem" bahsetmiştim biraz ama hatırlamazsınız belki. Ona söyledim. Yine okuldan yakın gördüğüm 3 arkadaşıma daha söyledim. Ders verdiğim hocama söyledim.

Hatta bi' ara whatsapp'tan herkese paylaşmayı düşünüp vazgeçtim. Öyle yazayım dedim.
Yunus ile aramızda geçen diyalogları ve ona yazılarımı sildim maalesef. İşimize çok yarayabilirdi sanırım.

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4077
    • Profili Görüntüle
https://www.youtube.com/watch?v=GLQs0OrHiPY

https://www.youtube.com/watch?v=fo7_8qOnrAQ 

Hocam bu iki şarkı beni, size kendimi ebedi anlatacağımdan daha iyi anlatabilir diye düşünüyorum. Ben hiçbir zaman kendimi bu kadar iyi anlatamayacağım büyük ihtimalle. Vaktiniz olursa sözlerine dikkat ederek dinlemenizi çok isterim.

Grubun(Linkin Park) solisti Chester Bennington birkaç yıl önce intihar etti, duymuşsunuzdur belki de çok meşhur bi gruplar zaten. Kendisi tecavüz mağduru, yanlış hatırlamıyorsam 9 yaşından 13 yaşına kadar, belki daha uzun süre taciz ve tecavüze uğramış üstelik babası Ahlak Masası Polisi Amerika'da. Kendisinin iki kere evlendiğini, çocukları olduğunu falan öğrenmeden önce, çok uzun süreler eşcinselliği yaşayamayan, bundan acı duyan bi eşcinsel olduğunu düşünmüştüm. Tecavüz mağduru olduğundan değil, yazdığı sözlerden ötürü. Belki bir yerlerde öyleydi de kim bilir.

Her neyse :) şarkılarda kendimi bulmaktan bahsetmiyorum, o hepimizin başına gelir. Bu adamın her yazdığı, her cümlesi sanki beynimi, kalbimi okuyor. Sanki içimde yaşıyor.

Beni masturbasyondan alıkoyabilen tek şey müzik sanırım Allah'ın izniyle. Başka bir şey bulamadım henüz. Size şarkıların sözleri olan videolarını attım bu arada.


Breaking the habit:
1. i'm picking me apart again
2. you all assume i'm safe here in my room, unless i try to start again
3. i don't know what's worth fighting for or why i have to scream
4. i tighly lock the door, i try to catch my breath again
5. i'll never fight again and this is how it ends

Somewhere i belong:
1. i get lost in the nothingness inside of me
2. i'm not the only person with these things in mind
3. just stuck, hollow and alone and the fault is my own...
4. what i thought was never real
5. i can't believe i didn't fall right down on my face
6. what do i have but negativity
7. i wanna feel like i'm somewhere i belong

Size şarkılardan en çok etkilendiğim kısımları da yazdım, zaten neredeyse ikisinin de hepsini yazmışım :) nitekim bu iki şarkının her kelimesinde ben kendimden bir şeyler buluyorum.

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4077
    • Profili Görüntüle
Bugün bi' içliyim, bir şeyler yazabilecek gibiyim... Biriktirdiklerim var zaten. Sizi bayağı rahatsız ediyorum galiba, kusuruma bakmayın. Size bazen takılıyorum, şakalaşıyorum; sizde öyle bir hâl gördüğüm için. İçimde böyle bir şey var ama bunu ben pek büyüklerimle yaşayamadım, her şey çok katıydı hep. O yüzden şakasına bana tekme falan atmanız anlamsızca hoşuma gitmişti. Bir çocuk gibi. Bunlar sizin "hadi hadi geç" dediğiniz yerler :) işin aslı bir kırgınlık olduysa özür dilerim.

Ev bakmaya başladım. Bu konuda size danışma fırsatım olmadı gibi ama üniversiteden yakın bir arkadaşımla birlikte çıkmayı düşünüyoruz eve. Ben, bunun benim için daha iyi olacağını düşünüyorum ama sizin fikrinizi de merak ediyorum. Üsküdar'dan bakıyoruz şu an evleri, tebdil de olması açısından. Böylece, zorlandığımda tabir-i caizse "aile evine" kaçma fırsatını da öldürmek istiyorum. Bu yolda hiçbir şeyin düşündüğüm kadar kolay olmayacağını biliyorum. Şu an beni heyecanlandıran şeyler zorluğa dönüşecek belki ama korkmuyorum Allah'ın izniyle. Kendi evim olması fikri beni heyecanlandırıyor, gerçekten ben olabileceğim bir yer. "Benim olanı" istiyorum.

Şu son 3-4 senede yaşadıklarım dolayısıyla okul konusunda da kararımı vermiş durumdayım. İlk başlarda yaşadıklarımın bir imtihan veyahut da vesvese olduğunu düşünmüştüm. Çünkü bu olaylardan önceki birkaç senem güzeldi, ferahtı; ben her ne kadar kendi zihnimde kendime problemler çıkarıyor olsam da. Gittiğim yol kolay bir yol değildi biliyordum, geçeceğini düşündüm. Aşmam gereken bir şey olarak gördüm ama öyle değilmiş anladığım kadarıyla. Vesvese de işin içindeydi tabii ama asıl mesele o değil. Okulu tamamen bırakma kararı aldım, başka üniversitede veya bu üniversitede bu bölümü okumayı düşünmüyorum. Beni manevi yönden tatmin edecek bir meslek yapmak istiyorum, amacım para kazanmaktan daha ötesi olmalı benim için. Ben böyle mutlu olabileceğim biliyorum. O yüzden okumaya başka bir üniversitede başka bir bölümde devam etmek istiyorum ki bu da İngilizce Öğretmenliği olacak gibi duruyor. Özellikle ilkokullarda İngilizce Öğretmenliği yapmak istiyorum.

İlime devam etmek istiyorum. Bu meselenin anladığımdan veya hissettiğimden de daha büyük bir vakıa olduğunun farkındayım. Ancak "ilim" dediğimiz pek bizim Türkiye'deki veyahut da diğer Müslüman Ülkelerdeki anlaşılan "ilim" değil, Efendimizin hadislerinden benim anladığım kadarıyla. Hadislerdeki ilim sahiplerinin ilahiyat okuması veya ilahiyat profesörü olması gibi bir durum söz konusu değil. İlim çok başka bir şey. Dolayısıyla dışarıdan bu gibi eylemlerimi devam ettirmek istiyorum inşallah. Tatmin olmayı bekleyen kocaman bir egom olsa da hiçbir zaman "profesör" olayım, "doçent" olayım kendimi tatmin edeyim durumuna düşmemeye çalışmıştım zaten.

Öte yandan okurken veya üniversiteye hazırlanırken elimden geldiğince ufak tefek işlerde de olsa çalışmayı düşünüyorum. Tecrübe edinmek ve kendimi kırmak istiyorum. Maddi yönden de bir şeyler kazanıp daha çok ben olmak istiyorum açıkçası. Daha bağımsız, daha özgür.

Ramazan, benim için bir diriliş oldu. Umarım devamı gelir. Selametle hocam.


Merhaba Hocam.

"Baba olma sanatı" adlı bir kitap okuyorum. Ben de bir şeyler canlandıran kısımları var. Bize bu yolda yardımcı olması umuduyla yazmak istiyorum müsadenizle.

"Çocuk eğitiminde anne ve babanın üstlendikleri roller farklıdır. Çocuklar cinsiyetlerine uygun davranışları anne ve babayı izleyerek ve taklit ederek kazanırlar. Birinin sorumluluktan kaçması ve rolünü diğerine devretmesi halinde çocukta kişilik tam gelişmez."

Bu tam benim olayım herhalde hocam. Benim şu an yapmakta sıkıntı çektiğim, problem yaşadığım şeyleri zaten babam da yapmıyor veya yapamıyor. Bizim belki birçok şeyimizle eniştelerim ilgileniyor, ilgilenmek zorunda kalıyor. Onlar bile diyor "bazı şeyleri Furkan'a neden söylemiyorsun, o yapsın" diye, şikayetçi olduklarından çok, onlar bana babamdan daha çok güveniyorlar sanırım. :) Örnek alınacak birisi yoktu kısacası.


"Alman Protest Filozof Nietzsche, bir arkadaşına yazdığı mektupta, 'isyancı kişiliğimde babasız bir evde büyümenin büyük rolü var.' der.

Benim öfkemin de bir kısmı belki de buradan geliyordur. Bilemiyorum.


Bunlardan sonrakilere bir açıklamama düşmeme gerek yok sanırım:

"Erkek çocuklar genellikle baba otoritesinden çekinmekte, dolayısıyla çocuğun sosyalleşmesinde ve kişilik kazanmasında baba daha etkin bir rol oynamaktadır."

"Tarihi kanla yazan büyük diktatörlerin, onlarca kişiyi hiç acımadan öldüren seri katillerin ve mafya babalarının çocukluk yılları incelendiğinde sıcak bir aile yuvasından ve anne baba sevgisinden yoksun büyüdükleri ortaya çıkmıştır. 'Babasız çocuklar' derken, babalı babasızları da kastediyoruz. Babası olduğu halde baba ilgisi, baba sevgisi ve baba disiplini alamayan çocuklar da bir anlamda babasız sayılır"

Bazı anne baba sevgiyi pazarlık konusu yapar. 'Dersine çalışmazsan, zayıf not alırsan, takdir getirmezsen seni sevmem' der.'

"Daha çok çalışmalı, daha yüksek notlar almalı, teşekkür yetmez, takdir getirmelidir."

"Yaramaz çocuk vardır, içine kapalı çocuk vardır, kendine güvensiz çocuk vardır, yavaş öğrenen, hızlı öğrenen çocuk vardır ama nankör çocuk yoktur. Eğer bir çocukta davranış bozukluğu varsa, bu kesinlikle kendi suçu değil, ailenin hatalı tutumunun sonucudur."

"Sunum sonrasında öğrenci velisi bir baba soru sormak için el kaldırdı:Lise 2'ye giden çok zeki bir oğlum var, bilgisayara ve internete olan düşkünlüğünden dolayı yeterince ders çalışmıyor, ben de interneti kapattırdım, bilgisayarı yasakladım; ama bir işe yaramadı. Bu seferde dışarıda internet kafelere gidiyor. Nasihat ediyorum, harçlığını kesiyorum, ceza veriyorum ama bir değişme yok, dersleri yine zayıf, ne yapacağımı şaşırdım."

'... Her psikologa da güvenilmiyor ki hocam'
Son sözleri babayı ele vermişti. Kendisinden başka kimseye güveni yoktu. Babaya göre kendisi doğruydu, yanlış olan çocuktu. Kendisi değişmek istemiyor, çocuğun değişmesini istiyordu.

"Baba, zayıflarla dolu karneyi görünce çileden çıkmış bağırıyordu: Ben senin geleceğini düşünerek özel bir okula yatılı veriyorum, senin getirdiğin şu karneye bak! Oğlum,burslu okuyan fakir aile çocukları takdir getirirken, sen nasıl zayıflarla dolu bir karne getirirsin? Senin onlardan neyin eksik"

"Senin onlardan neyin eksik"

"K.. susuyordu. Konuşsa, neyi eksik olduğunu söylese bile babayı ikna edemeyeceğini biliyordu."

"... Daha sonra babasını dinlemeye aldım. Devlet memuruydu. Kazancı, giderlerini karşılamadığı için diğer zamanlarda şoförlük yapıyordu. Bu yüzden sabahları erken çıktığı evine geç saatlerde dönebiliyordu. Geldiğinde kızı yatmış oluyordu. Kızının davranışları ve kıyafeti için ne düşündüğünü sorduğumda, tasvip etmediğini ancak ne yapacağını da bilmediğini söyledi.
Baba, kız için bir kayıptı. Bu tür çocuklara 'babalı babasızlar' diyoruz. Çünkü baba, kızını hiç görmüyordu. Şu anki haliyle de fazla ilgili olduğunu söylenemezdi. Her şeyi onlar için yapıyorum. Geç vakitlere kadar onların ihtiyacını karşılamak için çalışıyorum diyordu. Belki evin maddi ihtiyaçlarını karşılıyordu ama eşinin ve kızının gerçek ihtiyacı olan birlikte olmak, her türlü sevinci ve acıyı paylaşmak, sohbet etmek, pikniğe veya komşu gezmesine gitmek gibi ruhsal ihtiyaçlarını karşılayamamıştı ve bu yüzden kızının manen kaybetmişti."

"Baba derken gözümde olumsuz bir model beliriyor. Onun gibi bir baba olmak istemiyorum ve bunun için evlenmeyi hiç düşünmüyorum"

"Haftanın on saatini konuşmalarda ve sosyal faaliyetlerde harcayan fakat ailesini yemeğe, pikniğe, seyahate ve tatile götürmeyen bir baba ailesini ihmal ediyor demektir. Bu siyasetçimiz de boş zamanlarını çocuklarına ve eşine ayıracağı yerde, kayıkla balık avına çıkıyordu"

"Çocuklarımız bir davranış bozukluğu gösterdiklerinde bize ruh sağlıklarının tehlikede olduğunu haber vermektedirler. 'Babacığım neredesin' diye çığlık atmaktadırlar. Bu çığlığa kulak vermediğimiz ve ciddiye almadığımız zaman bedeli hem maddi hem manevi yönden çok ağır olmaktadır."




Hepsi hocam hepsi...  Ancak ben asosyalim, ben sorunluyum, ben başarısızım. "Beş para etmez insanlarla" karşılaştırılmaktan yorulduğum zamanları hatırlarım. Gerçekten benim içimi görebilirler mi?