Gönderen Konu: TERAPİ GÖRMEDEN EŞCİNSELLİKTEN KURTULMAK yada İYİLEŞMEK MÜMKÜN MÜDÜR?  (Okunma sayısı 9796 defa)

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4076
    • Profili Görüntüle
Merhaba Hüseyin hocam,

Dün size attığım e-postanın hemen ardından A.... bana geri dönüş yaptı. Kendisine ulaşmam için numarasını yolladı bana. Geç bir saat olması hasebiyle aramayarak, whatsapp isimli bir uygulamadan mesaj attım kendisine. Sonrasında mesajımı görüp cevap atması için bir süre bekledim lakin sonunda uykuma yeni düşerek uyudum. Sabah kalktığımda gece mesaj attığını gördüm. Özetle aramızda bir muhabbet başladı. Gelişmelerden haberdar edeceğim sizi.

Gelelim asıl meseleye. Terapiye başlama kararı verdiğim günden bu zamana kadar hiç böyle kaliteli bir uyku uyuduğumu hatırlamıyorum. Kendimi çok iyi hissediyorum.

Dün de söylemiştim terapiden sonraki ilk iki hafta sancılı, zorluydu diye. Bu sabah annemle konuşuyordum ve bana geçirmiş olduğum bu iki haftaya rağmen "Bundan 10 sene önce ... ile boşandığımızda bu en çok sana yaramıştı. Çok mutluydun. İşte psikoloğa gitmeye başladığından beri sende gördüğüm değişim bu. Tekrardan mutlu olmaya başladın ve bunu etrafına hissettiriyorsun. Çok güzel bir enerji veriyorsun dışarıya." dedi sevinçle. Sesinde bunu önceden fark etmemiş olduğu için bir burukluk da taşıyordu. Lakin ben de ona baktığımda endişelerinden gün geçtikçe arınan bir anne görüyorum. Nihayetinde bu beni daha da mutlu ediyor.

Güzel bir gün geçirmeniz temennisi ile iyi çalışmalar dilerim...
« Son Düzenleme: 13 Şubat 2022, 10:49:42 ös Gönderen: psikolog »

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4076
    • Profili Görüntüle
Merhaba Hüseyin hocam;

Biliyorum size yazmayalı çok uzun zaman oldu. Aslında bu süre içerisinde bir çok olay da oldu denebilir. Lakin sanki üzerine konuşacak bir şey yok gibi hissettim. Sık sık yazmak istedim ama belkide ilk defa kendimi nasıl ifade edeceğimi bilemedim. Açıkçası bilmiyorum.

Son zamanlarda hemcinslerime karşı olan sapkınca düşüncelerim beni çok rahatsız ediyor. Terapilerimizden sonra yaşadığım o güzel hisler gün geçtikçe zayıfladı, kayboldu. Evet hala mastürbasyon yaparken karşı cinsi hayal ediyorum. Ama bu gerçekten çok zor. Zorlandıkça da her zaman olmasa da sadistçe fantaziler ortaya çıkabiliyor.Tam olarak sadistçe denilemez aslında. Lakin ondan ufak bir cüz denilebilir. Bir iki kere anal ilişki fantazim bile oldu. Sonrasında bana çok iğrenç geldi. Hatta şuan yazarken bile iğreniyorum.

Birde kadın çıplaklığı içeren pornografik videolara bakıyorum zaman zaman. Ancak erkek çıplaklığı olmamasına çok dikkat ediyorum. Ayrıca bir iki defa daha mastürbasyon konusunda haftalık sınırı aşmış olabilirim. Olabilirim diyorum çünkü tam olarak emin değilim. Zaman bir farklı akıyor son günlerde...

Tüm bunların ardından dün akşam bir erkeği düşünme raddesinde dolaşırken "Hayır!" dedim kendi kendime. Bunu yapamam. Artık hayatımı geri kazanmalıyım. Neticede yapmadım. Bu sefer terapilerimizden sonraki gibi etkili ve kolay olmasa da bir kaç haftaya kıyasla zorlanmadım.

Tabi bunları düşününce neden sizin bana daha önce "Eğer imkanın varsa her hafta gel. En azından başlangıç için... Sonrasında iki haftada bir..." dediğinizi anladım. Terapiler bir şekilde içimdeki iyi olma ateşini canlı tutuyordu. Sizinle her konuşmamın ardından bu ateşi güçlendiriyordum. Bir süredir sizinle konuşmayınca da sanki daha da zorlanmaya başladım. Ancak iyi haber haziran ayının ilk haftasında gelebileceğim inşaallah.

Ancak pes etmek yok. Arkadaşlarımla telefonla da olsa hiç olmadığım kadar sosyal sayılırım. Gerek liseden gerek üniversiteden bir çok arkadaşımla görüştüm. Buluşmak için sözleştik. Hatta bir instagram hesabı bile açtım. Tek maksadım sosyal çevremi genişletmek. Şuan için doğru ya da yanlış düşüncelerine girmiyorum. Yüzeyselde olsa sosyal ilişkiler kurmanın peşindeyim.

Sanırım yazacaklarımın hepsi bu kadar. İyi bayramlar dilerim size. Kendinize iyi bakın. En kısa zamanda görüşmek üzüre...
« Son Düzenleme: 13 Şubat 2022, 10:52:28 ös Gönderen: psikolog »

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4076
    • Profili Görüntüle
Merhaba hocam,

Öncelikle milli sporcu ile olan antrenmanım ve almış olduğum workshop eğitimi çok keyifliydi. Eğitimden sonra kısa bir süre de olsa acaba bu iş üzerine mi birşeyler yapsam diye düşündüm. Ancak geçiciymiş. Pazartesi günü adliyeye gitmemle birlikte hemen mesleğin havasına girdim. Oradaki durum netleştiği için bir iki büro ile de iletişime geçtim. Bu hafta yada önümüzdeki hafta bir yer ile anlaşmış olacağımı zannediyorum.

Bunun dışında Adliyeye gitmekle bile sosyallik meselesi çözülmüş oldu. Orada başka bir bayan stajyer ile tanıştık. Bir süre sohbet edip staj işlerimizi birlikte hallettik. Sonrasında belirli bir yere kadar yürüyüp ayrıldık. Aslında bunu önceden de yapabilirdim. Ama bir fark vardı. Önceden olsa belirli tabular koyarak kendisi ile iletişime geçerdim. Ancak bu sefer öyle yapmadım. Bir erkek olarak kendime o tabuları koymadan, erkeksi hislerle kendisi ile konuştum. Belki karşı taraf açısından hiç bir şey değişmedi. Ancak benim iç dünyamda her zaman kendime yaşatmaktan men ettiğim bir histi. A ve S ile olan ilişkilerimde bile...

İlişki demişken hatıralarıma size bahsetmediğim ancak bir iki flirt denemem daha geldi. Yani aslında bir şeyleri normalleştirmek adına çok şey yapmışım zamanında. Ama onlar duygusal anlamda bende birşeyleri harakete geçirmemiş olacaklarki zaman içerisinde unutmuşum gitmişler.

Zaman zaman annemle tartıştığımda oluyor. Bugün iş meseleleri yüzünden kendi kendine bir şeyleri evham yapmış. Saçma sapan sebepler, düşünceler... Beni asıl kızdıran evin içinde olmama rağmen benimle konuşmadan kendi kendine düşünmesi. Neticede biraz tartıştık. Sinirlendim. Saçma sapan konuştuğunu söyleyip odayı terk ettim. Sonrasında meseleyi uzatmadım. Kendisi ile de bir daha bu konuyu konuşmadım.

Ardından konuşmak için yengemi aradım. Onunla konuşurken aslında kafamdaki gitgel'in korkularımdan kaynaklandığını fark ettim. Bildiğiniz üzere Avukatlık çok sağlam, ayrıcalıklı bir meslek. Daha adliyede 2 gün vakit geçirmeme ve stajyer olmama rağmen o ayrıcalık o kadar hoşuma gitti ki, onun büyüsüne kapılmaktan korktum. Kibirlenmekten belkide... Hatta o kadar ki ne kadar keyif aldığımdan kimseye doğru dürüst bahsetmedim bile. Ancak yengem bunun bir hata olduğunu ve kibirle alakası olmadığını söyledi. "Sen bir emek verdin ve doğal olarak meyvesini yiyorsun. Bu senin hakkın. Bu ancak bu nimeti için Allah'a şükretmezsen bir kibir olur." dedi. Dedikleri mantıklı geldi. Sanırım ben kendime çok fazla yük bindiriyorum. Şimdi değer verdiğim insanlarla adleyede yaşadığım günü, hisettiklerimi paylaşıyorum.

Gelelim insanlarla sosyallik meselesine... Yakın zamanda sosyal medya hesabı açtığımdan bahsetmiştim. Gün geçtikçe arkadaş sayım artıyor. İşin ilginç kısmı hemen hemen hepsi bir anda benim ortadan kaybolduğumdan yakındı. Tabi soyadımı değiştirdiğim için sosyal medya hesabı açtığımda da beni bulan olmadı. Bir yandan güzel. İnsanlarla güzel ilişkiler kurmuşum. Herkes benimle tekrardan iletişim halinde olduğundan memnun. Henüz kimse ile dışarıda buluşma imkanım olmadı. Aslında bu sosyallik genelde benim de hoşuma gitmeye başladı. Sadece bazı zamanlar eski halime dönüyorum. Bir anda yerlerin altına girmek, kimseden haber almamak kimeseye haber vermemek istiyorum. Bazen sıkılıyorum insanlardan. Sebebini bilmiyorum. Sadece böyle oluyor.

Malum probleme gelirsek şöyle bir değişim fark ettim kendimde. Eskiden dışarıda kendi cinsimde olan ve beni cinsel anlamda cezbeden bir şey gördüğümde usulüne uygun bir şekilde kendimi sakınmazdım. Yani bakmak istiyorsam bakardım. Ancak şimdi öyle değil. Görüyorum ve bakmıyorum. Henüz sadece dışarıda böyle oluyor tabi. İnternette vs. görürsem zaman zaman bakmıyorum desem yalan olur. Ama bu benim iradem dışında karşıma çıkan şeyler.

Bir değişimde şu; kadınların fiziksel özellikleri her zamankinden daha farklı şekilde dikkatimi çekmeye başladı. Yani ben genelde çok dikkatli bir insan olduğum için her detaya dikkat ederim. Ama bu sefer kadınsı detaylar beni cinsel anlamda cezbetmeye başladı.

Mastürbasyon ve pornografi meselesine gelirsek... Mastürbasyon rakamsal anlamda bazen 4'ü buluyor. Günde 1 defa olayına dikkat ediyorum. Ve maalesef zaman zaman pornografi oluyor. Sadece kadın erkek ilişkilerinin olduğu içerikler bunlar...

Sanırım anlatmak istediğim her şey bunlarla sınırlı. Ayarlayabilirsem ve siz de uygun olursanız bu hafta geleceğim. Kendinize iyi bakın. Görüşmek üzere...

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4076
    • Profili Görüntüle
Merhaba hocam. 4. terapiden bu yana hissettiklerimi yazmak istiyorum.

Bu görüşmemizde yaptığınız bütün tespitler ben de hayranlık uyandırdı diyebilirim. Duygularımı tamamen yok ettiğimi söylediniz. Haklıydınız. Bende size güvenli alanımdan çıkmak istemediğimi söyledim. Ama bu konuşmadan sonra şöyle bir şey oldu. Her zaman hissettiğim ancak en derinlere gömdüğüm yüreğimin duygusal nidaları gün yüzüne çıktı. Sanki mevcudiyeti kabul etmek bile benim duvarlarımı yıkmaya başladı. Ve siz o duvarlara her yerden dokundunuz son terapide. Tabi bende bu değişim sürecini kesinlikle baskılamıyor kucaklamaya çalışıyorum mümkün olduğunca.

Bir de görüşmeden hemen önceki danışanınızın size güzel bir yakınlığı olduğunu fark ettim. Size şöyle dedi: "Korona var diye size sarılmıyorum." Sonra kendi kendime ben bunu asla yapamazdım diye düşündüm. Hayatımın diğer yerlerinde de hep böyle. Bir insana iyi bir fiiliyatta bulunmak istiyorum akabinde sorular kafamda sıralanıyor. Acaba beni yanlış anlar mı, zayıf olduğumu düşünür mü, kadınsı olduğumu mu düşünür ve daha binlercesi. En iyi ihtimal nereden çıktı bu der... Zihnimde iyi bir fiilin iyi netice alması ihtimali yok denecek kadar az. Ben de bunu yok sayıyor ve yapmayı tahayyül ettiğim şeyi yapmıyorum. Aslında sürekli kendimi duygusal olarak baskılayarak yaşıyorum. Ve neticesinde kendi esaretimi oluşturuyorum. Sanırım bundan büyük kötülüğü kimse bana yapamaz.

Tabi olaylar bununla da bitmiyor. Birde bunun tam tersi var. Başka bir insan bana iyi bir davranışta bulunduğu zaman kendimi hemen geri çekiyorum. Başlangıçta fazla samimiyet göstermişse, çok iyi davranıyorsa çoğu zaman o sorıları ben kendime soruyorum. Acaba bunu ne maksatla yaptı, benim duygusal zayıflığımdan yararlanmak mı istiyor... vb. Şimdilik ne yapacağımı, bu sorunu nasıl aşacağımı konuşmamış olsakta şunu yapmaya çalışıyorum: geçmişimde bir şekilde hayatımda olan insanlara şans veriyorum. Halbuki hiç hataları olmayan çok düzgün insanlarmış. Sadece benim önyargım dolayısı ile isimlerini bile öğrenmemişim.

Biliyorum bu yazım çok karmaşık oldu. Ama içim de öyle. Düşüncelerimi zar zor toparlayıp cümle haline getirebildim.

Güzel bir hafta sonu geçirin. En kısa zamanda görüşmek üzere...
« Son Düzenleme: 13 Şubat 2022, 10:55:51 ös Gönderen: psikolog »

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4076
    • Profili Görüntüle
Merhaba hocam,

Öncelikle dün yaptığımız terapiye ekseriyetle merak sebebi ile geldim. Acaba her hafta gelsem konuşacak ne var diye? Şimdi diyorum ki; iyi ki randevu almışım.

Bu terapimiz her zamankinden çok daha farklı geçti. Beni ilk defa bu terapide ve bir kaç defa eleştirdiniz. Yanlış anlamayın bu bir şikayet değil, aksine memnuniyet...

Bana söylediğiniz ilk şeyi yaptım. ...'nın benim babam olduğunu kabul ediyorum.

Sanırım bana yapmamı söylediğiniz en zor şey insanlar karşı örmüş olduğum duvarları yıkmak. İnsanların beni incitmesinden korktuğumu söylediğimde bu "mükemmeliyetçi ben" ile hiç uyuşmadı. Çünkü bana göre incinebilir olmak zayıflıktır. Hadi bu kadar zayıfım o zaman insanları beni incitecek kadar yakınıma almamalıyım. Bu duvarları her indirmeyi denediğimde pişman oldum.

Kendinize çok iyi bakın...
« Son Düzenleme: 13 Şubat 2022, 10:57:47 ös Gönderen: psikolog »

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4076
    • Profili Görüntüle
Merhaba hocam,

Dün 5. terapiyi yaptık. Bu terapide size mastürbasyon yaparken kadınları tahayyül etmekte zorlandığımı bu sebeple hiç yapmadığımı söylemiştirm. Çünkü pornografiden de destek almamı istemiyordunuz. Neticede ne kadar sürerse sürsün yapabiliyorsan Kadın'ı düşün dediğiniz için bunu yapmaya karar verdim. Ancak başlamak istediğimde şunu fark ettim. Aslında mesele kadınları tahayyül etmemin zor olması ya da erkeklerin bana daha çekici geliyor oluşu değil. Asıl mesele beni hayalimde de olsa cinsel anlamda tatmin edecek kadın'ı bulamıyor olmam. Yani beğendiğim neredeyse kimse yok. Evet öyle birisi olsa muhtemelen zor tahayyül edeceğim yine ama yok.

Hal böyle olunca erkekle başlayıp kadına döneyim dedim lakin beceremedim. Erkekle başlayıp erkekle bitti. (Ben daima aktiftim.) Sonra ilk terapiden beri ilk defa bir erkeği hayal ettiğim için kendimi çok kötü hissettim. Üstelik sonuç size söylediğim gibi de inanılmaz tatmin edici değildi. Yani bir zevk uğruna bile diyemeyeceğim yarım bir netice için yaptıklarımı çöpe atmış gibi hissettim.

Dakikalar yaptığım işin pişmanlığı ile geçerken nihayetinde şunu tespit ettim. Benim şuan yaşadığım asıl sorun beğeneceğim kadın'ı bulmakta zorluk yaşıyor olmam. Yoksa geçtiğimiz haftalarda istisnada olsa bunu başarabilmiştim ve neticesinden de çok memnundum. Hani talihli olduğumu düşündüğümü söylemiştim ya, dün talihsizlik yaşamışım. Her ne kadar erkekleri beğenme hususunda daha aktif olsam da dün karşıma kendisini tahayyül etmeme sebep olacak adam çıkmasaydı yada çıkıp daha farklı şeyler giyiyor olsaydı dikkatimi çekmeyecekti. İnanıyorum ki tam tersi durum olsaydı ben yine aynı neticeyi alacaktım. Yani yarım bir netice...

Bu da aklıma başka bir soruyu getirdi: Neden yarım? Onunda cevabı şu; çok uzun zamandır şu anda çalıştığım gibi yoğun bir tempoda çalışmamıştım. Vücudum yorgun ve ben muhtemelen yorgunluğumdan dolayı istediğim başarıyı yakalayamıyorum. Yani dün yaptığım işi hafta sonu deneseydim muhtemelen bir kadını tahayyül etmiş olacaktım. (Kadınları beğenmek daha zor geldiği için olsa gerek vücut yorgunken hiç çekici gelmiyor. Ama erkekler öyle değil. Ancak bu sefer de netice yeterli olmuyor.)

Sanırım kendimi bu zor şartlara itmem mastürbasyon bağımlısı olmamdan kaynaklanıyor. Onu bir ihtiyaç gibi hissediyorum. Yoksa düşününce gerek erkek olsun, gerek kadın; her etkilendiğimiz kişi için mastürbasyon yapacak olsak toplumun ekseriyeti bağımlı olurdu.

En nihayetinde bir hatam oldu. Bunu kabul ediyorum. Ancak bu hata kendi bedenime fazla yüklendiğimi anlamamı sağladı. Kendime karşı çok acımasızca davranıyorum. Bunun neticesinde de istediğim verimi alamıyorum. Eskiden olsa bu verimi alamamak beni adeta yıkar ve buda daha fazla hata yapmama sebep olurdu. Genel anlamda terapilerimizin en büyük getirilerinden biri bu olsa gerek: Yaptığım hatalardan pişmanlık duyuyorum lakin bu işlerin daha kötüye gitmesine sebep olmuyor.

Terapimizi aldığım ses kaydından dinlediğimde onun üzerine de yazacağım. Şimdilik hepsi bu kadar. Görüşmek üzere...

Not: Bu yazıyı size göndermeden tekrar gözden geçirme fırsatım oldu. Okuyacak kişiler için bir ekleme yapmak istiyorum. Bu terapide ağırlıklı olarak annemle olan yoğun bağım ve bu ilişkide annemin yaptığı hatalar üzerinde durduk. Bunları sadece bu kadar anlatmakla yetineceğim. İlgilenen kişiler Joseph Nicolosi'nin Onarım Terapisi adlı kitabını okuyarak bir annenin eşcinsel bir erkek yetiştirmede ne payı varmış öğrenebilirler.


psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4076
    • Profili Görüntüle
------------------------------------------------------------------------------------------



Merhaba hocam,

Yaptığım o iğrenç şeyden sonra hala kendimi cezalandırmaya devam ettim sanıyorum. Bu yüzden olacak ki başından sonuna kadar bana iğrenç gelen o ilişkiyi düşünerek kendi kendimi 3 kez tatmin ettim. Bu nasıl bir çelişki değil mi? Hem iğrendiğimi söylüyorum hem de…

Sonuncusundan sonra banyo yaptım. O esnada düşündüm. Evet, kendimden gerçekten nefret ediyorum. Artık hayatımda 13 yaşında yapmış olduğum şeyden daha fazla pişmanlık duyduğum bir şey var. Neyse ki bu sefer zararım yalnızca kendime oldu. Evet, çok mutsuzum. Ölmek; acıma son vermek için cazip bir ihtimal. Bu sadece işin kolayına kaçmak, ya da Allah’ın imtihanımı kolay kılması olurdu. Ben hep büyük şeylerin peşinden koştum dediğim gibi. Genç yaşta ölmek; istediğim şeylerin karşılığı olan imtihan değil, aksine Allah’ın rahmetini gösterdiği bir nokta olabilirdi. Kendi hayatıma son vermek de benim için asla bir seçenek olamayacağına göre, bir şekilde kendimi içine soktuğum bu durumdan çıkartıp kurtarmalıyım. Bu sebeple kendime acıma faslı bitti. Hayatım için tekrardan harekete geçmeliyim. Geçmişteki hatamın bedelini kendime ödettiğime göre ve dün yaptığım hata ile yalnızca kendime zarar verdiğime göre mesele artık yalnız Rabbim ve benim aramda. Demek istediğim hatam ne kadar büyük olursa olsun kul hakkında girmediğim için samimi niyetlerimle bunun üstesinden gelebilirim.

Bu hislerin yanında beni endişelendire bir husus var. Acaba bir hastalık kapmış mıyımdır? Böyle şeylere çok yabancı olduğum için ne nasıl olur hiçbir fikrim yok. Bu düşünce beni çok endişelendiriyor.

Yaşadığım o şeyin iki fiziksel etkisi oldu. İlki sık sık yaşadığım üşüme hissi. Üzerimde yeteri kadar kıyafet olmasına rağmen üşüyorum. İkincisi ise yemek yiyemiyor oluşum. Kendimi ne aç hissediyorum ne de midemde yemek barındırabilecek gücü görüyorum. En son dün sabah 8:30 gibi yemek yemiştim. O zamandan beri sadece su tüketebiliyorum. Hah birde aynaya baktığımda herkesin fark edebileceği ciddi bir enkaz görüntüsü var...

Bunun dışında ilginç bir şekilde kadınlar daha önce hiç olmadıkları kadar sıcak geliyor artık. Başından beri kadınlarda olacağını düşündüğüm soğukluk hissi meğer erkeklerde varmış. Kesinlikle aradığımın erkek olmadığına emin oldum artık. Acı bir tecrübe oldu ama en azından bunları öğrendim. Kadın artık çok daha sıcak ve samimi geliyor. Belki de bu olay seri katillerin birini öldürdükten sonra dine yönelmeleri gibi geçici bir durumdur. Ancak temennim öyle olmaması yönünde…


Bir an önce sizinle konuşmak istiyorum. Güzel bir gün geçirin…



psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4076
    • Profili Görüntüle


Merhaba hocam,

Bir işe sahip olmanın en iyi yanı; birtakım meselelere takılıp kalmıyor insan. En azından enkaz görüntüsü sadece boş kaldığım zamanlarda yansıyordu yüzüme.

 Yaşanan her şey için çok pişman ve üzgünüm. Sanki dün o iğrenç şeyleri yapan kişi ben değildim. Kendi rızam olmasına rağmen neden kendimi mağdur gibi hissediyorum? Belkide o ilişkiyi gerçekten istemediğim yüzümden anlaşılıyordu ama o bunu umursamadı mı?

Erkeklerle cinsellik bana çok tiksindirici geliyor o andan beri. Galiba bugün kadınlara daha bir erkeksi baktım. Kafam çok karışık. Şu sıra cinsellik bana uzak gibi... Sadece cinsellik de değil, eşcinselliğim hakkında bir süre okumak, araştırmak istemiyorum. Tek istediğim sizinle konuşmak. Buna gerçekten ihtiyacım var.

Yaklaşık 30 saatlik açlıktan sonra yemek yiyebildim. İlaveten artık üşüme hissi yaşamıyorum. Nasıl bir alakası var bilmiyorum ama yaşananlarla ilgili olduğunu düşünüyorum.

Anlatmak istediklerimin hepsi bu sanıyorum. Biraz karmaşık bir yazı olmuş olabilir ancak zihnim de öyle. Bir süre için idare edin. Kendinize iyi bakın. Görüşmek üzere...