Gönderen Konu: İhtisas  (Okunma sayısı 4532 defa)

alıntı

  • Global Moderator
  • Full Member
  • *****
  • İleti: 142
    • Profili Görüntüle
İhtisas
« : 08 Haziran 2009, 02:25:30 öö »
Levent KAÇIN

Bilimsel yönetimin kurucusu Taylor için işletmelerde başlıca sorun verimlilikti. Taylor, çalışanların en az emek ile azami çıktıyı sağlaması için gereksiz hareketleri elimine etti. Taylor'ın ortaya koyduğu diğer çok önemli yenilik ise ihtisaslaşmaydı. İşçi, tek bir işi yapacak ve işinde tam bir uzman olacaktı. Her gün, aynı görevi yapan bir kimsenin standart hareketleri giderek daha büyük hız kazandı. Bu önlemler sayesinde, atölyelerde ve fabrikalarda verimlilik 10 ila 20 misli arasında arttı.            İhtisaslaşma geleneğinin birtürlü yerleşmemesi bezde de yaygın bir sorun olmaya devam etmektedir. Sorumluluk sahipleri üzerlerine düşen görevi yapmaktan ziyade enerjilerini başka işlere yöneltip kendi alanı dışındaki konulara kafa yormaktadır.  Bizde klasiktir Ramazan ayı geldiğinde  televizyonlarda herkes dini konularda ahkam keser. Daha da ileri gidip fetva verenler de olmuştur. Üstelik bunların çoğu din adamı bile değil. Din adamlarının bir kısmı da televizyonda meşhur olduktan sonra diğerleri gibi alanlarını değiştirip başka alanlara atılıyorlar. Sonuç ortada... Bir zamanlar kendi alanlarında zirvede olanlar alanları değiştirdiğinde isimlerinden bahsedilmez oluyor. Bir yerden sonra moda haline geldi hariçten gazel okumalar. Ah keşke herkes kendi işini yapsa...
               Asker askerliğini yapsa....
               Siyasetçi siyasetini yapsa...
               İşçi işini,memur görevini yapsa...
               Öğrenci öğrenciliğini, öğretmen eğitimini yapsa...
               Ev hanımı evine baksa...
               Ana-baba evladına,evine barkına baksa...
               Karı-koca kendi işleriyle hemhal olsalar...
                Vs. vs. vs işte                           Şu anda ülkemizde yaşanılan sorunların temelinde bu gözüküyor. Siyaseti herkes yapıyor. Ülke sorunları ile ilgili görüş bildirmek eleştiri yapmak bizde zaten olağan . Konu hakkında bilgi sahibi olmayanlar kendi görüşlerinin doğruluğunu ispatlayabilmek için her yolu deniyorlar. Yüksek perdeden konuşmalar, yalan yanlış haberler , riyakarlıklar, kıskançlıklar, kaynağı belli olmayan dedikodular, yalanlar, yeminler. Böyle olunca da herkes ani bir saldırı olacakmış gibi gardını alıp bekliyor. En ufak bir açık görüldüğünde vuruş yapılıyor. Ve bu vuruş yapılırken etik kurallar gözönünde bulundurulmuyor.          Sonuç bu zamana kadar kim kazandı? Sağcılar mı solcular mı, laikler mi üstün oldu antilaikler mi , “mahalle baskıları” var mıydı yok muydu . Kısır tartışmalarla birbirimizi bitirdik. İç kavgalara tahammülümüz kalmadı artık. Herkes kendi işini dürüstçe yapsın ; Siyasetçisi , gazetecisi, esnafı, memuru kendi işine enerjisini harcasa ekonomik kriz dinler mi bu ülke ?