Gönderen Konu: Güven  (Okunma sayısı 4809 defa)

alıntı

  • Global Moderator
  • Full Member
  • *****
  • İleti: 142
    • Profili Görüntüle
Güven
« : 08 Haziran 2009, 02:18:37 öö »
Levent KAÇIN, 02/03/2009

Toplumun temelini oluşturan ailenin en önemli öğelerinden biri de aile üyeleri arasındaki güven duygusudur. Eşler arasında güven ilişkisinin sağlıklı bir şekilde kurulması evliliğin devamı için adeta zorunluluktur. Yaşantımızdan örnekleri çoğaltabiliriz. Çocuğun anne babaya güveni, öğrencinin öğretmene güveni, işçinin patrona güveni, vatandaşın hükümete güveni, sevgiliye güven, geleceğe güven, kendine güven, araca güven, yapıya güven…Yemek kadar ihtiyaç, iman kadar gerekli.
Artık kanıksadığımız ortam dinlemeleri, ses ve görüntü kayıtları yakın geçmişimize ışık tutar nitelikte. Bizim güvendiğimiz birimlerin güvenimizi hoyratça kullandıkları, acı bir şekilde ortaya çıkıyor. Ortaya çıkan son ses kaydında bunu açıkça görebiliyoruz. Aslında kurulu düzen işliyor. Piyasada dolaşan ses kayıtları, önceden kurgulanmış, ihtiyaç hasıl olduğunda kamuoyuna servis edilecek bir senaryo olarak,-hemen o meşhur düğmeye basılıyor, internete veya ulusal basına sızdırılıyor. Her biri bir amaç için hazırlanmışçasına sırası gelen görevini yerine getiriyor. Acaba görevini bekleyen daha kaç tanesi var.
Daha önce de bahsetmiştim. 28 Şubat temizlenmesi imkansız bir leke. Bir anda ortaya çıkmıştı Aczimendiler, Ali Kalkancı’lar, cübbeliler vs….Samimi müslümanları hayrete düşürecek görüntüler, ulusal basının pompalamasıyla manşetlerden inmiyordu…üfürükçüler, sahte şeyler...Biz hayretle bunları seyrederken Sincan’dan gelen palet sesleriyle siyasi ortamın rengi bir anda değişivermişti...Postmodern darbe. Sonra öğreniyoruz ki o zamanlarda bize yutturulmaya çalışılan bir masaldan ibaretmiş. Ali Kalkancı’nın şeyhlikle bir alakası yokmuş. Kimya işiyle uğraşıyormuş Gençlerimizi zehirlemek için çaba sarf ediyormuş. Televizyonlarda haftada bir ağlayan Fadime Şahin de çok masum değilmiş. Meğer birileri için ortam hazırlanıyormuş. Banka kurmak ne kadar modaydı o zamanlar…Sonra da hortumlamak moda oldu. Kimin parasını, bizim paramızı... Her kriz yeni zenginler ortaya çıkarırmış. 28 Şubat’ta yeni zenginler için kriz çıkarıldı. Bu kriz başta ulusal basın olmak üzere güven duyduğumuz bir çok birimin katkısıyla yapıldı.
Asıl vahim olan, toplumun kurumlara olan güveninin sarsılmasıdır. Bir ara en güvendiğiniz kurum hangisidir diye bir anket hatırlıyorum. Ne acıdır ki birinci çıkan kurum Milli Takım olmuştu. Böyle bulanık zamanlarda ulusal basına büyük görev düşer ama bizde bağımsız bir duruş gösteren kaç adet gazete kaldı? Bir elin parmakları bile çok fazla geliyor. Bağımsız ve özgür basın, çıkarları doğrultusunda yandaş medya olma yolunu seçti. Zedelediler, hala zedeliyorlar. En gerekli ihtiyacımız olan güveni hoyratça kullanıyorlar. Vefanın semt adından başka bir anlamı kalmadığı dönemde güven de güzel bir isim olarak kalacak.