Gönderen Konu: EŞCİNSEL TEDAVİ:DİNDAR NESİL Mİ EŞCİNSELLEŞTİRİLEN NESİL Mİ?  (Okunma sayısı 13253 defa)

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4091
    • Profili Görüntüle
Psikolog Hüseyin KAÇIN
0 555 326 22 91

www.huseyinkacin.com


Selamün Aleyüm hocam;

İsmim Ahmet Aydınlar, 18 yaşındayım, Antalya'da yaşıyorum ve maalesef ki eşcinselim ama gay değilim (non-gay homosexual demek daha doğru olur). Bundan ciddi anlamda rahatsızlık duyuyorum; hem dinen hem toplumumuzun genel görüşü itibariyle hem şahsi görüşüm sebebiyle hem de eşcinsellikle ilişkilendirilen diğer birçok problem sebebiyle ki burada saymakla bitmez sanırım.

Bugünün akşamı ablam sizinle konuştuğunu söyledi ve benden de size mail atmamı istediğinizi. Ablamın sizi benim yerime aramış olması, tedaviyi benden çok onun istemiş olduğu gibi bi kuşku yaratmasın sakın kafanızda hocam. Bunu gerçekten kendim istiyorum lakin bu sene üniversite sınavına hazırlanmakta olduğum için yazın gitmemin daha iyi olabileceğini düşünmüştüm sadece. Yoksa sizin bu mevzu hakkında bana yardımcı olabileceğinizden emindim diyebilirim, internette okuduğum bi çok olumlu yorumun bunda epeyce etkisi oldu tabi.

Hocam şimdi nereden başlasam hiç bilmiyorum, konuşulması gereken o kadar çok şey var ki yazsam roman olur tabiri caizse. Öncelikle biraz ailemden bahsedip sonra kendime bağlamam daha münasip olur diye düşünüyorum.

Annemden başlarsak; çok duygusal, aşırı manada alıngan ve kırılgan bi kişiliği var. Basit bir şaka yapacakken bile yapmasam mı diye tereddütte kaldığım çok oluyor öyle diyim. Herşeyi çok fazla kafasına takan, büyüten ve de üzülmekten ya da düşünmekten başka birşey yapmayan, girişkenlikten uzak biri. Bunları yüzüne karşı söylediğim de oldu tabi arkasından konuşmuşum gibi olmasın :) Bildiğime göre öz annesi kendisini istememiş ve de anneme üvey annesi çok iyi davranmamış, en ufak bişeyde cezalandırırmış kendisini. Babası kendisini çok severmiş ama annesi dominant bi karaktere sahipmiş; sevgi yoksunluğuyla ve yalnızlıkla büyümüş. Çok da detaylı bilgiye sahip değilim bu konuda.

Babam ise biraz kaba, ilgisiz, keyfine aşırı düşkün (narsist demek biraz fazla mı olur bilemiyorum ama öyle) ve çabuk öfkelenen bi karaktere sahip. Ciddi manada öfke sorunu var, eşcinsel erkekler babalarından nefretle söz eder bunu biliyorum ama abartmıyorum, kısaca bişey anlatayım hocam. Babamların köyünde çok kirli bi göl varmış, ve yanılmıyorsam babam bu göle ayakkabısının tekini düşürmüş oynarken. Dedem de sinirinden küplere binip babamı atmış göle. (Ne tuhaf insanlar var Allah ıslah etsin artık herneyse.) Babam da psikolojik bi travma mı geçirmiş kafası mı gitmiş artık bilmiyorum, o günden sonra da cin mi görüyormuş şeytan mı onu da bilmiyorum sürekli gözünün önüne kötü yaratıklar geliyomuş ve hep kabuslarla uyanıyormuş. Çok dua etmiş tabi bugün görmüyo artık bahsettiği şeyleri ama öfke sorunu oluşmuş aynı zamanda kendisinde. Kontrol edemiyor kendisini en ufak şeye patlayabiliyor; açıkçası bazen çok neşeli bazen çok sinirli, siz de tahmin edemiyosunuz ruh halinin ne zaman nasıl olacağını.

Çok uzatmadan, sizi de sıkmadan evlenmişler, dört çocukları olmuş, dördüncüsü de ben olmuşum deyip biraz da kendi olduğum kısımdan devam edeyim hocam :) Bir abim, iki de ablam var; abim en büyüğümüz ve aramızda on yaş var.

Küçüklüğümü çok iyi hatırlamıyorum aslında, dedikleri gibi insan geçmişinde yaşadığı olumsuzlukları bastırıp içine gömüyor galiba. İçine kapanık, utangaç bi çocuktum. Babamla ilişkimiz kötüydü; eve zor gelirdi ve hiç ilgilenmezdi bizle. Ki eve geldiğinde de yemek yer, televiyon izlerdi. Ağzını şapurdatarak yemek yerdi hep, tiksindiğimi bildiği halde bu umrunda olmazdı. Kendisi bi adım atmazdı hiç, benim onu olduğu gibi kabul etmemi bekledi hep maalesef. Beni dövmeye çalışırdı yaramazlık yaptığım, altımı ıslattığım ya da hatırlayamadığım başka sebeplerden dolayı. Ama sizi arayan ablam olan büyük ablam hep beni korumaya çalışırdı, daha çok o dayak yerdi yazık. Baskın, maskulen, muhafazakar bi karaktere sahipti işte. Bu yüzden kendimi ona çok yakın hissedemedim belki de erkekleri hatırlattığı için bana. Ablalarım ve annem ilgilendi hep benimle ama küçük ablamla aramız çok iyiydi ve en çok onu severdim ben. Abim biraz daha uzaktı bana.

Erkek olan akranlarımla oyunlar oynardım ancak kızlarla oynamayı hep daha zevkli bulurdum. Okula başladığımda da hep uzak durdum erkeklerden. Ailem ne zaman benden gidip birazcık erkek arkadaşlarımla vakit geçirmemi istese genelde reddeder, onların çok aptal olduğunu ve onlarla takılmak istemediğimi söylerdim. Lakin onlar benim zeki olduğumu düşünerek bunu söylediğimi sandılar hep (derslerimde başarılıydım o zamanlar). Halbuki kızlarla çok iyi anlaşıyordum. (Nasıl bu kadar kör olabildiler, itiraf etmesem hiç umurlarında olmayacak mıydım, beni hakiki manada sevmiyorlar mı diye merak edip düşünmüyor değilim.) Sınıf öğretmenim de söylerdi hep sen de oynasana diğer arkadaşlarınla diye. Ama dediğim gibi erkeklerle vakit geçirmek istememe rağmen, kendimi kızların yanında güvende hissediyordum. Lanet olsun ki bu durumun büyümenin bi parçası olduğunu, büyüyünce nasıl olsa nihayetinde bunun değişeceğini düşündüm durdum. Ergenlik dönemine girdiğimde işler daha da kötüye sardı. Kıllarım çıkıyordu ve bundan cidden rahatsızlık-utanç duyuyordum. Yaz geldiğinde şort veya kapri nasıl giyeceğim ben diye üzülmüştüm çok. Üstüne üstlük abim de bana komik mi iğrenç mi bilmiyorum "ooo kıllara bak vay hayvan :D" tarzı şeyler söylediğinde çok daha kötü hissettim. Jiletle bacaklarımda ve kollarımda ne kadar kıl varsa hepsini kesmiştim o zaman. Büyük ablam da çok kızmıştı tahmin edebileceğiniz gibi. Bugün bile hala onunla konuşurken içimde bi tedirginlik ve korku oluşuyor.

Ortaokulda kız arkadaşım vardı adı Umay. Benden hoşlandığını itiraf eden oydu tabii ve ben de yalan söyleyerek benim de kendisinden hoşlandığımı ve de itiraf etmekten çekindiğimden bahsetmiştim. Kabul etmemin sebebiyse o havalı çalışkan bir kızdı, güzeldi de aslında. Kendisiyle çıkmak isteyen başka erkekler vardı hep ama o beni istemişti ben de hayır dememiştim işte :) Ne var ki büyük ablamın bundan haberi olmuştu her nasılsa ve de benim ondan ayrılmamı, bu ilişkinin derslerimi kötü etkileyeceğini, zaten güzel bi kız da olmadığını düşünerek bana baskı yapıyordu. SBS'ye girecektim malum. Bu baskı yüzünden benim de kendisiyle çıkma isteğim baya azalmıştı, korkuyordum daha ziyade. Kendisi de buna dayanamadı sonunda ve ayrıldık. Cinsel yönden herhangi birşey hissetmemiş olsam da özgüven kaynağıydı benim için o kız.

Liseye geçtiğimde son sınıfa kadar hiç kimseyle bu anlamda bi münasebetim olmadı. Lise 1 ve 2'de aşırı içime kapanıktım, yalnızdım, arkadaşlık kuramıyordum kimseyle kolay kolay. İnternetten çok araştırmıştım aslında eşcinselliğin çözümünü. Birkaç sayfalık dua bulmuştum; bu duayı hergün okumam sayesinde eşcinsellikten kurtulacağım yazıyordu. Ben de sevinip okumuştum ama bir kez daha hayal kırıklığı yaşamıştım. Kendimden nefret ediyordum; kendimi sevmediğim için başkalarını da sevemiyordum aslında. Lise 3'te biraz daha açıldım, gitar çalmayı bildiğimden okulun rock grubuna katılmıştım ek olarak elif diye çok yakın olduğum bi arkadaşım vardı onunla da gitar çalıp eğlenirdik hep. Kendisiyle çok güzel anılarımız oldu, müzik yarışmalarına katıldık, birinci olduk birlikte. Eşcinselliğimi ilk itiraf ettiğim insan da o oldu. Kendimi rahatlamış hissetmiyor değildim, paylaştıkça azalacağını düşündüm, ne salakmışım. Sonra bizim okulun mezunlarından Sait diye bir gay arkadaşım olmuştu. Bana ilk kendisi itiraf etmişti ki benim öyle olduğumu da farkettiğini söylemişti. Bu dostluğun benim için zararlı olduğunu çok sonradan öğrendim maalesef. Kendisiyle hiçbir cinsel münasebetim olmadı ama fikirlerimi çok değiştirdi o. "Prayers For Bobby", "C.R.A.Z.Y" gibi gey onaylayıcı hareketi destekleyen filmler tavsiye etti bana. Eşcinselliğin doğuştan olduğuna dahi inanmış, yaratıcının varlığını inkar edecek düzeye gelmiştim, Allah'ım affetsin :( Ama ateist olmadım hiç, en fazla agnostik oldum ki tanrının varlığını inkar da edemedim, hep bi umut vardı içimde. Bu durum ailemi de üzüyordu tabi; onlar hacca gidiyorlardı, ben ise...

Lise son sınıfta çok daha konuşkandım eskiye oranla, daha çok arkadaşım vardı ama mutlu değildim hala. Mutluluğu yanlış yerlerde aramaya başladım işte o güne lanet olsun. İnternetten bir gay ile tanıştım ve buluştum onunla. İlişkimiz sarılıp öpüşmekten öteye gitmedi (şükürler olsun ki) ve ben de onunla yaşadığım ilişkiden zerre kadar keyif almadım. 4-5 gün ya sürdü ya sürmedi. Ama bende etkisi büyük oldu bunun. Ben bunu istemiyordum, ben bu değildim, kabullenemezdim bunu. Beynim çatışma halindeydi fakat kabullenmek zorunda olduğum söylemi beni bunu kabullenmeye itti maalesef. Anneme itiraf etmiştim o zamanlar bu derdimi, senin oğlun rüyasında kızlar değil erkekler var diye. Ağlayıp, düşünmekten başka bişey yapmadı işte yazının başında da dediğim gibi. Büyük ablama ispiyonlamış olabileceği ihtimali üzerinde çok şüpheliyim ki, ablam bunu öğrendiğinde hemen ta erzurumdan yanıma gelmiş benimle konuşmuştu. Ancak bilmiyordu ki benim değişebileceğime inancım dolayısıyla bir niyetim yoktu. Bir iki psikoloğa götürdü beni tabi ben de götür veya götürme demedim. Terapistlerden biri bana onaylayıcı yönde terapi yapılmasının iyi olacağını söylerken, diğerinin de bu konuda çok bi fikri yoktu. Sanki ben ruh yada akıl hastasıymışım gibi muamele ediyordu ya da ben öyle düşünüyordum. Herneyse. Ablam üzülüyordu ki ben de üzülmüyor değildim, umudumu iyice yitiriyordum nitekim. Sonuç olarak ablam araştırmaya devam ediyor ben ise sınavımı bahane ederek bu süreci geçiştirmeye, sabote etmeye çalışıyordum. Bundan sonra ne zaman o bu mevzudan bahsettiyse hep kaçtım, konuşmak istemedim.

Ablam benim için gerçekten endişeleniyordu ve kendisi ne dese beni değiştiremeyeceğini düşündü belki de ve durumumu abime söyledi, benden habersiz. Abimden daha az korkuyordum sonuçta bu benim için hiç de kötü bir adım değildi. Bana bunun doğuştan olamayacağını, ilgili deneylerin ve genetik çalışmaların bunu açıklamada hep başarısız olduğunu, Allah'ın varlığının inkar edilemez olduğunu vb. biçok şeyi izah etti bana. Yine de şunu söylemeden geçmek istemiyorum: bu sorunları bendeki kadar yoğun olmasa da zamanında kendisinin de böyle bir karmaşa yaşadığını ancak bunun geçtiğini söyledi (evli, mutlu, çocuklu kendisi şu an malum) bu beni çok şaşırttı. Ben de araştırdım kafama takılan soruları sordum hep kendisine. İnternetten sohbetler dinledim özellikle Sözler Köşkü derneğinin videoları çok yardımcı oldu bana Allah razı olsun kendilerinden.

Daha sonra, J.Nicolsi'nin Onarım Terapisi kitabıyla tanıştım. Kitaptaki her bir cümlenin ne kadar doğru olduğunun farkına vardığımda şok oldum, o kadar cahilmişim ki meğer, nasıl da yıkanmış beynim. Meğer o "o. çocukları"nın, siyonist derneklerin tuzağına düşmüşüm haberim yokmuş. Küfür etmekten kendimi alamıyorum kusura bakmayın; benim kadar siz de öfkeli olmalısınız sonuçta herneyse. Eşcinselliğimin sebebini, neyin ne olduğunu anlamıştım artık. O zamandan beri değişmeyi kendim istiyorum gerek eşcinsellikten ve ilişkili problemlerden kurtulmak, gerekse onlara bildikleri herşeyin yanlış olduğunu söylemek için. Ama iyi ki sizin gibi insanlar var ve inşallah hep olacaklar da, güneş balçıkla sıvanamaz sonuçta! Müslümanların yeniden güçlenip, galip geleceğini haber veren hadisi umut ışığı olarak görüyorum ama kendimize insanlarımıza ve insanlığımıza baktıkça gerçekten endişeleniyorum. Dindar gençlik geliyor diyorlar fakat halimizin ne vahim olduğunu anlatmaya ne cümleler yeter ne de zaman. Allah yardımcımız olsun.

Babama da itiraf ettim bu durumu bi hafta olmadı daha ve içimdeki anlamsız öfke-kin büyük oranda azaldı hocam. Uzun zamandır da pornografik her türlü video ve fotoğraftan kendimi uzak tutmaya çalışıyorum. İradem çok güçlü değil bunu itiraf etmeliyim ama üstesinden gelmeye çalışıyorum. Özgüvenimi artırmam, utangaçlığımdan kurtulmam gerektiğini düşünüyorum ikinci adım olarak. Değişmeyi istiyorum ama kendi başıma nasıl yapacağımı bilmiyorum, ciddi anlamda yardımınıza ihtiyacım var. Bir de; YGS'ye iki haftadan az kaldı ve eksiklerimi kapatmak açısından önemli bir zaman benim için malum. Sizin için de uygunsa çözüm sürecine 15 Mart'tan sonraki herhangi bir gün başlamak istiyorum ben hocam :)

Atladığım herhangi bir nokta veya söylememi istediğiniz başka bir şey varsa söyleyin yazayım hemen.

İyi akşamlar hocam, kendinize çok iyi bakın..
« Son Düzenleme: 03 Mart 2015, 12:33:53 öö Gönderen: psikolog »

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4091
    • Profili Görüntüle
merabalar hocam,

İlk olarak söylemeliyim ki sizinle görüştüğüme hiç bu kadar sevineceğimi tahmin etmiyordum, ciddi anlamda şimdiden kendimi çok daha güçlü ve mutlu hissediyorum umarım ki bu geçici bi motivasyon tesiri değildir; endişelerim de yok değil tabii ki ama kafamdan atacağım inşallah.

O gün tavsiye ettiğiniz gibi istanbul'da biraz gezdim ve de cidden kayboldum :D Shell'in olduğu cadde üzerinden nereye gittiğine bakmadan, kimseye bişey sormadan rastgele bi otobüse bindim. Bakırköy Yeşilyurt tarafına gitmişim hiç bilmiyordum o tarafları. Sonra geze geze Beyoğlu'na, İstiklal'e Taksim'e uğradım McDonalds'ta Alman bi turistle biraz sohbet edip yemek yedik, oradan da otogara. Gerçekten keyifliydi bilmediğin bir yerde kendi başına olmak. Bidahaki sefere de Kadıköy'e uğrayayım diyorum artık olmazsa :)

Verdiğiniz ödevlerden bahsedecek olursak; futbolu takibe baya bi başladım. Ben bile şaşırıyorum kendime şu an ve de ilgimi çekmiyor da değil. Futbolda bilmediğim terimlerin anlamına baktıktan sonra tek tek üç büyük takımdan hangisinde hangi oyuncular var, teknik direktörleri kimler vs. araştırıp not ettim, ezberlemeye de çalışıyorum. Bir de gidip güzel bi futbol topu aldım, egzersize başlamak lazım bi yerinden malum. Fanatik ve de fotomaç gazete sayfalarını da laptopumda sık kullanılanara ekledim okuyorum. Hatta takım bile tutuyorum hocam artık Beşiktaşlıyım karar verdim. Bu akşamki fenerle olan maçını bile merak ediyorum :)

Henüz mastürbasyon işlerine hiç girişmedim ama elimi cinsel uzvuma götürüp heteroseksüel bi erkeğe aktif olacağımı tahayyül edebiliyorum sanırım. Sizinle de küfürlü konuşmak tuhaf gelmiyo değil ama herneyse :D Bi kızla hiç düşünmedim ama onu da deneyeceğim, fotoğraf arşiv sahibi kız düşkünü arkadaşlarımdan da bol bol malzeme elde edebilirim diye düşünüyorum.

Önümüzdeki hafta gelmem benim için iyi olur aslında ama sınava da çalışmam lazım nihayetinde. aynı gün otobüsle gidip gelmek oldukça yorucu oluyo ve de zaman kaybettiriyo maalesef. Hem de bi hafta, verdiğiniz ödevleri yapabilmek adına zaten yeterince kısa bi süre bence. Elbette ki bu ödevlerin tümünü %100 oranında tamamlamamı beklemediğinizi biliyorum; ancak yine de ben bi sonraki seans gerçekleşinceye kadar daha fazla ilerleme kat edebilmek istiyorum. O sebeple de iki hafta sonra sonra geleyim diyorum ben hocam. Bunu terapiden kaçma veya kendimle yüzleşmekten korkma hamlesi olarak görmeyin ama sakın; gelmek istemesem muhtemelen bu mesajı yazmaktan bile uzak dururdum ve de korkuyor olsam şu an bu kadar mutlu, umutlu olmazdım zannediyorum.

Bi de son olarak sormayı unuttuğum küçük bir mevzu var; gay ve lezbiyen arkadaşlarımın çoğunu bıraktım konuşmuyorum fakat iki tane gay ve bir lezbiyen arkadaşım var. Arkadaşlık babında hiçbirisyle öyle pek yakın bi münasebetim yok ama gay olan arkadaşlarımdan bir tanesiyle konuşuyoruz telefondan falan bazen. hiçbir zaman kendisine karşı bişey hissetmedim hissetmiyorum da en fazla normal arkadaş gibi bildiğiniz. Düşüncelerimi değiştiremezler zaten artık ve de ben zaten kendimi gay veya homoseksüel olarak kabullenemem bunu biliyorum. ama kafama takıldı yine de soryım dedim. Arkadaşlığımı kesmeli miyim sizce?

Herşey için tekrardan çok teşekkür ediyorum hocam Allah'a emanet olun :)

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4091
    • Profili Görüntüle

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4091
    • Profili Görüntüle
Merhabalar hocam;

Bundan önceki hafta yazamadım veya yazmadım biliyorum ama ipi tutmaya çalışmak lazım artık bir yerinden. İnşallah bundan sonra da aksatmadan devam ettiririm deyip ödevlerimden, yaptıklarımdan vs. bahsedeyim size.

Öncelikle son seanstan sonra tanışmamı istediğiniz arkadaşla (Doğuhan) tanıştık konuştuk birlikte taksime istiklale, galataya gittik gezdik. Uçağına yetişmesi gerektiği için kadıköy tarafına geçtik orada vedalaştık ben de otogara gittim, her neyse işte. İyi birine benziyor ama o günden sonra çok da fazla konuşmadık sınavları falan vardı hep çok da rahatsız etmek istemedim, umarım arkadaşlığımız daha iyiye gider. Efekan'la da mesajlaşıyoruz telefondan arada iyi oluyor hocam.

Ödevlerden bahsedecek olursak, ilk seansta verdiğiniz ödevlere kıyasla çok daha zorlandığımı söyleyebilirim. Babamla ya sonuna kadar tartışıp pes etmeyecektim ya da kendi içimde onu affedecektim, biliyorsunuz ki. Ben sonuna kadar tartışmayı seçtim; aksi halde kendi içimde bunu halletmem benim için olanaksız gibi duruyordu malum. Lakin bu kararı alırken bile epeyce zorlandım, ancak bir hafta iyice düşünüp taşındıktan sonra tamam diyebildim. Nihayetinde, kafama takılan şeyleri konuşuyoruz artık kendisiyle. Umarım aramızdaki muhabbet de büyüyüp gelişir ve birlikte daha daha çok vakit geçirebiliriz. Derslerim buna ciddi bi engel oluşturuyor maalesef. En basitinden birlikte maç izleyeceğiz ya da bana araba kullanmayı öğretecekse mesela çok zor vakit bulabiliyorum, bu da canımı sıkıyor. Ek olarak, kendisi biraz TV bağımlısı olduğu için ben de kendimi odama kapatıp ders çalışmak mecburiyetinde oluyorum. Biraz kopukluk oluyor işte illa.

İkinci asıl ödeve bakarsak, "sonuca değil sürece odaklanmak". Bu sorunumun epeyce farkına vardım ve kendim de araştırıp biraz daha idrak etmeye çalıştım nedir ne değildir. Ama yine de bu konuda çok bi ilerleme kaydedemedim çünkü nasıl halledeceğimi de bilmiyorum cidden. Ama şunun kesinlikle farkına çok iyi vardım ki bi işte benim hedefim 10'a ulaşmaksa ve de ben 9'a kadar çıkabilme muvaffakiyetini göstermişsem de bu beni mutlu etmiyor hernasılsa. Yeteneklerime bakıyorum ne kadar çok olursa olsun yine de mutlu olamıyorum, hep yetersiz görüyorum kendimi. elbette ki bunun da üstesinden gelmeye çalışıyorum elimden geldiğince. Ama kendi kendime "bak şunu yapabiliyosun, şunda çok iyisin, beceriklisin" demekten öteye gitmiyor pek sanırım. Bunu yapmak, zaman içerisinde kafamdaki belli olumsuz düşünceleri değiştirir mi onu da bilmiyorum. Bu da beni üzüyor biraz.

Unutmadan şunu da söylemeliyim ki sonuca odaklanmanın bi neticesi olarak bende biraz da olsa erken boşalma varmış. Bunun çok da farkında değildim ya da pek dert etmiyordum sanırım hani, siz o kitabı gösterdikten sonra fark ettim biraz da. Azıcık araştırıp birkaç tekniği denedim ve yaptığım mastürbasyonun süresi uzadı bir miktar daha. Eskiden 7-8 dk ise şimdi 15 dk falan sürüyor en az. Eskiye oranla daha fazla keyif alıyorum, ama fantezi kurarken odaklanmakta zorlanıyorum maalesef. Kızla başlarsam kızla bitiyor, erkekle başlarsam da erkekle evet ama sorun bu değil. Hayal ederken olay örgüsünde akıcılığı tam yakalayamıyorum; mesela bi saniye önce öpüşüyorsak bi saniye sonrasında pat diye başka bir sahne gelebiliyor gözümün önüne ve bazen de tüm sahneler birbirine girmeye çalışıyormuş gibi oluyor, çok da iyi anlatamadım belki ama kafa karışıklığı oluyor bi şekilde. Ve de boşalma anına doğru kurduğum hayalden büyük oranda koparak sadece daha fazla salt bir zevk almaya odaklanıyorum. İki haftadır yaptığım mastürbasyonlarla bunları da az çok halletmeye çalıştım ama ne kadar başarılı olduğum tartışılır.

Sadece olumsuzluklar yok tabii ki hayatımda çok güzel şeyler de oluyor, eskisine göre daha az karamsarım kesinlikle. Arkadaşlık ilişkilerim daha iyiye gidiyor genel anlamda. Daha fazla kişiyle sohbet ederek evden daha çok çıkıyorum dışarıya. Eski sevgilimle yeniden konuşmaya başladığımızı söylemiştim ya, o olmadı hocam ama yerine pat diye başkaları geldi. İnsan istemediği zaman her şey önüne diziliyor resmen :)

Okumamı istemiş olduğunuz "Yetenekli Çocuğun Dramı" kitabını da henüz alabildim, okumaya yeni başladım ama iki-üç gün sürer maximum zaten okuması. Derslerim olmasa kitap okumayı fazlasıyla seviyorum zaten, hele bir de bilim kurgu romanıysa eğer, günde en az 200 sayfa okurum bitirmeden bırakmam hatta işim yoksa. Psikolojiyle alakalı bir kitapsa çok sıkıcı oluyor tabi benim için okuması.

Sonuç olarak her şey değişiyormuş ama yine de hiç bişey değişmiyormuş gibi bi düşünce beliriyor genellikle kafamda ve de negatif kısmını kendimden uzaklaştırmakta zorlanıyorum çoğu zaman, nedense kendi kafamı bi rahat bırakmıyorum işte. Sonuca odaklanmakla bağlantılı olduğunu düşünüyorum yine bunun da. Umarım ki sorunlarımın üstesinden gelebilirim deyip bitireyim artık fazla da uzatmadan.

İyi günler, kendinize iyi bakın.

Allah'a emanet olun hocam :)

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4091
    • Profili Görüntüle
Merhabalar Hocam,

Neresinden başlasam bilmiyorum hiç ama kafam hakikaten allak bullak ve de bu canımı fazlasıyla sıkıyor. Normal periyota göre geçen hafta gelmem gerekiyordu terapiye fakat o cumartesi günü tam da çok yakın bi arkadaşımın doğum gününe denk geldi ve de doğum günü partisine geleceğime sözüm vardı. Buna binaen yine o hafta Nihal ablam izin alarak Muş'tan geldi ve ben de hemen geri dönecek olması sebebiyle onunla daha çok vakit geçirmek istedim. Sonuç olarak aradan 3 hafta geçti ve şu an kendimi biraz boşlukta hissediyorum nedense.

Kafamın neden karışık olduğundan bahsedeyim size öncelikle. Dürüst olmak gerekirse şu son 3 hafta içerisinde, verdiğiniz ödevleri doğru düzgün yapamadım veya yapmadım, bilmiyorum. Okumamı istediğiniz kitabı almış olmama rağmen hala bitirmedim. Fanatik, Fotomaç bile doğru düzgün okumuyorum adam akıllı. Babamla arada top oynuyoruz ve de birlikte maç izliyoruz elbet ama hala ben pek bişey anlamıyorum. Maçı doğru düzgün izleyemiyorum hala, sürekli dikkatim dağılıyor ve de başka şeylerle alakadar oluyorum; her ne kadar kendimi odaklanmaya itelesem de. Doğru dürüst top da oynayamıyorum zaten ama canımı pek sıkmıyor bu, zamanla gelişebilecek bişey nihayetinde normal olanı bu.

Erken boşalmak sorunumun hala tam olarak üstesinden gelebilmiş değilim; mastürbasyonun süresi bazen uzun sürse de bazen gerçekten çok kısa da olabiliyor. Ruh halim de bunun gibi, hep dengesiz. Bigün uyandığımda kendimi çok güçlü huzurlu hissediyorsam; ertesi gün çok zayıf, umutsuz olabiliyorum. Tıpkı kontroldışı bi alışkanlık gibi, ne zaman ve neye bağlı olarak değişim gösterdiğinin de pek farkında değilim.

Benden bi kızı sevdiğimi hayal etmemi istemiştiniz; onunla duygusal bi bağ kurmamı ve de mastürbasyon yaparken yine onu düşlememi. Siz bunu bana söylerken gayet mantıklı gelmişti ve de itiraz etmemiştim biliyorum ama uygulamaya koymaya çalıştığımda bu bana o kadar saçma geldi ki. Sanki hayali bi arkadaşa sahip olmak gibi bu; doğru dürüst hayalini bile kuramadığım şeyi nasıl gerçekmiş gibi farz edebilirim inanın bilmiyorum. Akıl hastası olmaya çalışmak gibi, çok mantıksız geliyor sadece işte..

Erkeklerle fantezi kurarken aktif olduğumu söylemiştim ancak yine bu da ruh halime göre farklılık gösterebiliyor, pasif de olabiliyorum bunu istemememe rağmen. Hatta aktif bi eşcinsele bile pasif olabiliyorum, bunu neden yeni keşfediyorum bilmiyorum. Halbuki siz bana bunları ilk sorduğunuzda eşcinsel birine asla pasif olmam diye cevap vermiştim. Lakin şimdi daha iyi idrak ediyorum ki eğer aktif olarak nitelendirdiğim kişi benden daha uzun boylu, daha güçlüyse dediğim gibi bazen pasif de olabiliyorum. Bundan suçluluk duyuyor muyum? Pek değil ama bu beni güçsüz hissettiriyor ve de dolayısıyla üzülüyorum.

Benim iyileşmek konusunda takıntılı olduğumu söylemiştiniz biliyorum ama bu bana pek de takıntılı bir durummuş gibi gelmiyor. Ben sadece ufak da olsa bi terakki görmek istiyorum kendimde, fakat ya bu süreç çok yavaş ilerliyor ve ben sabırsızım ya da hiçbişeyin değiştiği yok. Karamsar olmak değil maksadım; terapiye kendi kazandığım parayla gitsem bu belki zerre kadar umrumda olmaz ama babamın çalışarak kazandığı o paranın da boşa gitmesini istemiyorum vicdanen. Soruyorum kendime ne değişti diye, kayda değer bir şey bulamıyorum pek. Arkadaşlık ilişkilerimin daha iyiye gittiğini söylemiştim, ama bu çok da değişmedi. Belki çok az, biraz daha iyi sadece. Sanki ilk iki terapide herşey iyiye gidiyordu ancak ondan sonra duraklamaya başlayarak inişe geçti bi anda. Beynim o kadar bulanık ki, neyin değiştiğini neyin değişmediğini neyin ne olduğunu bile tam anlaymıyla kestiremiyorum. Keşke en azından şu sınav dönemi bitseymiş de öyle başlasaymışım terapiye diyorum bazen kendi kendime. Düşüncelerim kafamı kurcaladıkça çalıştığım derse de odaklanamıyorum çünkü ve de zaten geçen sene istediğim bi yeri tutturamadım, bu yıl da aynı şeyleri yaşamak istemiyorum. Endişe etmemin sebepleri de bunlar işte.

Sırf sıraladığım tüm bu cümlelerden ötürü terapiyi bırakmak veya sınav bitene kadar ara vermek bile geçiyor aklımdan bu aralar. Desteğinize hakiki manada ihtiyacım var sanırım.

Allah yardımcımız olsun inşallah.

Kendinize iyi bakın hocam, görüşmek üzere...

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4091
    • Profili Görüntüle
Selamlar Hocam;

Aslında bu yazıyı dün yazmayı planlıyordum ama hem yol yorgunluğu hem de yapılması gereken diğer işler sebebiyle bugüne kaldı, her neyse.

Önceki yazımda kafamın ne denli karmaşık olduğundan ve bunun beni aşırı derecede huzursuz ettiğinden vs. bahsetmiştim evet biliyorum ama inanın o anki bakış açımla şimdiki düşüncelerim, hislerim çok farklı. Sırf kafamda büyüttüğüm kuruntular yüzünden, durduk yere kendimi bi bataklığa çekmeye çalışıyordum sanırım, negatife odaklanmayı bi alışkanlık haline getirmişim nedense. Umuyorum bundan sonra da bardağa dolu tarafından bakmayı öğrenerek gereksiz kasvet dolu düşünceleri kafamdan uzaklaştıracağım. Şu an daha güçlü ve kendinden emin hissedebilmek, mutlu olabilmek gerçekten güzel; sadece bir iki gün öncesinde vaziyeti hakkında bu kadar olumsuz çıkarımlara sahip bi kişinin şimdi bu derece pozitif olması bana da ilginç gelmiyor değil elbette.

Sizin de söylediğiniz üzere kendime belli hedefler koymaya başladım. LYS'de çıkacak konuların bir listesini çıkardım ve çalışmam gerektiğini düşündüğüm konuları işaretleyerek onların hangisini ne zaman halledeceğime dair bi planlama yaptım. Yine hangi üniversitede ne okuyabileceğimi araştırıp puanlarını da yanlarına yazdığım bi liste yaparak odama astım. Bunu yaparken de özellikle il dışına baktım ki sosyal fobimden daha rahat kurtulayım. Diğer alanlarda da kendime küçük ve büyük hedefler koymaya devam edeceğim inşallah.

Sosyal fobiyle eşcinselliği kafamda bütünleştirmek konusunda da gerçekten çok haklıymışsınız hocam şimdi daha da iyi idrak ediyorum ikisinin birbirinden ayrı tutulması gerektiğini. Zira o gün terapiden çıktıktan sonra Ankara'daki bi arkadaşımın da İstanbul'da olduğunu öğrendim ve beraber takılalım diye mesaj attım. Onun da yanında iki arkadaşı daha vardı benim tanımadığım etmediğim. Ancak olumsuz düşünceleri kafamdan olabildiğince uzaklaştırmaya çalıştım ve mümkün olduğunca rahat davrandım, sohbet ettim onlarla da. Akşama kadar gezdik, tavla oynadık, yemek yedik vs. baya eğlenceliydi yani. Akşam da birlikte bi cafede Fenerbahçe maçını izledikten sonra arkadaşın arabasına atladık, sağlam bi yabancı rock playlisti vardı onu son ses açıp bağıra bağıra hep beraber şarkı söyledikten sonra da ayrıldık ve otogara gittim işte. Dediğim gibi hakikaten keyifliydi lakin yine de masa ve kart oyunlarına hakimiyetimi geliştirmem; filmleri, haberleri sosyal medyayı da daha yakından takip etmem gerekiyor sanırım benim görebildiğim en büyük sıkıntılarımdan biri de bu.

Geçen sene konuştuğumuzdan bahsettiğim, kendimi yakın hissettiğim ve de beğendiğim o kıza henüz mesaj atmadım ancak kızın sosyal medya hesaplarını iyice bi araştırdım (stalklamak diyelim) hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak, onu daha iyi tanıyabilmek adına. Kendisiyle sadece bir hafta konuşmuştuk malum. Sevgilisi, çıktığı biri var mı diye de ortak arkadaşlarımıza sordum bilmiyorlar ama muhtemelen yok da zaten. Sonuç olarak en kısa zamanda onunla da konuşacağım kesin karar verdim.

Arkadaşlarımı eve çağırıp ders çalışma mevzusuna gelirsek hala neyi nasıl yapacağımı tam olarak bilmiyorum ama kendi evime çağırmasam bile bi arkadaşımla konuştum haftada bir gün de olsa onların dersanesine gidip beraber çalışacağız. Yine ders mevzusu dışında da baterist bi arkadaşımla konuştuk. Kendisi yurtta kaldığı ve de yer sıkıntısı olduğu için elektronik davulunu bizim eve kuracağız ve de birlikte şarkı çalmaya, beste yapmaya vs. çalışacağız sınavdan sonra.

Sonuç olarak mutluyum ve de eşcinsel terapiye ara vermek ya da bırakmak gibi bi düşüncem şu an kesinlikle yok diyebilirim; eşcinsel tedavi yani eşcinsellikten iyileşip kurtulmak konusunda asla pes etmeyeceğim inşallah. Şimdilik söyleyebileceklerim, aklıma gelenler bu kadar hocam.

Kendinize iyi bakın, Allah'a emanet olun, iyi günler...

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4091
    • Profili Görüntüle
Ynt: EŞCİNSEL TEDAVİ:DİNDAR NESİL Mİ EŞCİNSELLEŞTİRİLEN NESİL Mİ?
« Yanıtla #6 : 23 Mayıs 2015, 04:03:25 öö »
Selamlar hocam

Biliyorum yazmak icin fazlasiyla geciktim, unuttum evet ama telefondan da olsa yazayim gondereyim dedim. Kisa da olsa karalayacagim birseyler iste.

Acikcasi son terapiden beri kafamin baya rahat oldugunu soyleyebilirim, olumsuzluklari buyutmemek ve de pozitife odaklanmak konusunda yani. Dusuncelerimizi ve de dolayisiyla duygularimizi kontrol altina almak sandigim kadar zor degilmis onu anladim. Tabii ki arada hayal kurarken hala pat diye bi anda kotu bir sey aklima gelip canim sikilabiliyor ama ona hemen olumlu bi dusunceyle karsilik verdigimde de yeniden rayina oturmuyor degil. Karamsarliktan epeyce bi kurtuldum diyebilirim, umarim bu yonde ilerleme kaydetmeye de devam edecegim.

Gecen sene cok az da olsa konustugum ve de hosuma gittiginden bahsettigim selma'ya da mesaj attim hocam. Attigim mesaji her ne kadar gec atmis olsam da iyi ki atmisim dedim kesinlikle. Zira o da en az benim kadar (belki de daha fazla bilmiyorum) mutlu oldu. Benim onu unuttugumu sanmis, ben de unuturmuyum hic falan diyerek çakallik yaptim tabi :D Inanir misiniz hani simdiden yaz icin planlarimizi yapmaya basladik birlikte suraya gidelim sunu yapalim diye. Elbette su an icin sadece arkadasiz ama aramizdaki iliskiyi ilerletecegimize inaniyorum ben, tek engel sinav iste.

Kendime belli planlar yapmami, hedefler koymami istemistiniz ve de bunlara bagli kalmami, uymami da. Hedefi cizmek kismi oyle cok da zor olmadi tahmin edersiniz ki. Lakin is uygulamaya koymaya geldiginde bu cok da kolay olmadi. Tamami ile olmasa da belli kismina uyuyorum aslinda. Insallah zamanla bunu da halledecegim.

Sonra mesela, demistiniz ki bi arkadasin seni suraya cagirdiginda sen onu reddet, o gun degil de baska bi gun gitmeyi teklif et. Bunda da dediginiz gibi yaptim. Hatta bi arkadasim beni konsere davet etti ve de gitmedim. Normalde asla hayir diyemezdim ama ders calismam gerektigini soyleyerek reddettim. Hala icim yaniyor o konsere gitseydim ulan keske diye tabi orasi ayri konu herneyse. Bunun disinda baska ornekler de yok degil elbet. Ek olarak kendim de arkadaslarimi biseyler yapmaya davet ettim ayni zamanda. Basta biraz cekinir gibi oldum fakat cekinmiyormusum gibi davranmaya gayret ettim. Sonucta siz bi korkunuzu yenmek istiyorsaniz ve de belli bi sure korkmuyormus gibi hareket ederseniz o korkunuzdan kurtulabilirsiniz ki bu kanitlanmis bisey saniyorum.

Babamla da aksamlari arada top oynuyoruz, birlikte vakit geciriyoruz mumkun oldugunca. Tartismaktan da cekinmiyorum yine soylediginiz uzere. Aramiz iyi yani.

Simdilik benden bu kadar hocam kendinize iyi bakin, Allah'a emanet olun.

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4091
    • Profili Görüntüle
..

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4091
    • Profili Görüntüle

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4091
    • Profili Görüntüle
..

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4091
    • Profili Görüntüle
Ynt: EŞCİNSEL TEDAVİ:DİNDAR NESİL Mİ EŞCİNSELLEŞTİRİLEN NESİL Mİ?
« Yanıtla #10 : 06 Haziran 2021, 05:03:04 ös »
...

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4091
    • Profili Görüntüle
Ynt: EŞCİNSEL TEDAVİ:DİNDAR NESİL Mİ EŞCİNSELLEŞTİRİLEN NESİL Mİ?
« Yanıtla #11 : 21 Mayıs 2023, 06:34:32 ös »
Eşcinseller konuştu! Bu belgesel Türkiye'de ilk!
Başarılı programcı ve sunucu Muhammed Binici hazırladığı bir belgeselle, toplumun kanayan yarası ve küreselcilerin ''dokunulmaz alan'' ilan ettikleri Eşcinselliği farklı bir boyutuyla ele alan bir belgesele imza attı. Aldıkları terapist desteğiyle iyileşen eşcinsellerle konuşan Binici, hazırladığı belgeselin ilk bölümünü yayınladı.

https://www.habervakti.com/escinseller-konustu-bu-belgesel-turkiyede-ilk?fbclid=IwAR2UdLC6InwmuSW-p4lyZY1zC1lCT_kcNKH62HQkom9qN8qjJSFvVMKlIrY

Benim Ailem 2. Bölüm

https://www.youtube.com/watch?v=v-6UbOMkP38&list=PL5_aloC9kt81rrtiNCVxhmxzUEgU32Htq&index=2

Benim Ailem 3. Bölüm

https://www.youtube.com/watch?v=tXHaVWGvYH8&list=PL5_aloC9kt81rrtiNCVxhmxzUEgU32Htq&index=3

Benim Ailem 4. Bölüm
https://www.youtube.com/watch?v=65uvP_ARl9w&list=PL5_aloC9kt81rrtiNCVxhmxzUEgU32Htq&index=4

Eşcinsel Terapi Benim Ailem - 5. Bölüm
https://www.youtube.com/watch?v=tIuRKf4tbpU&list=PL5_aloC9kt81rrtiNCVxhmxzUEgU32Htq&index=5

Psikolog http://escinselterapi.net/huseyinkacin/

Başarılı programcı ve sunucu Muhammed Binici, kendi YouTube hesabından 'Benim Ailem' isimli belgesel dizisinin ilk bölümünü izleyicilerle paylaştı. Toplumun kanayan yarası ve küreselcilerin ''dokunulmaz alan'' ilan ettikleri Eşcinselliği farklı bir boyutuyla ele alan Bininci, hazırladığı belgeselle alakalı konuştu.

https://www.habervakti.com/escinseller-konustu-bu-belgesel-turkiyede-ilk?fbclid=IwAR0Rc7RHlFjS83apzXeaXa9oIw7FzB8K8VsR8y7bJglSlfj2VdPoxrezrvQ
İletiyi düzenle
Moderatöre rapor et    94.123.204.185
psikolog
Global Moderator
Hero Member
*****
İleti: 3818
Profili Görüntüle E-Posta Kişisel İleti Gönder (Çevrimiçi)

Ynt: BABAMA MEKTUP: TACİZE UĞRADIM ve EŞCİNSEL DUYGULARIMDAN KURTULMAK İSTİYORUM
« Yanıtla #3 : Bugün, 06:18:58 ös »
AlıntıDeğiştirSilKonuyu Böl
Eşcinseller konuştu! Bu belgesel Türkiye'de ilk!
Başarılı programcı ve sunucu Muhammed Binici hazırladığı bir belgeselle, toplumun kanayan yarası ve küreselcilerin ''dokunulmaz alan'' ilan ettikleri Eşcinselliği farklı bir boyutuyla ele alan bir belgesele imza attı. Aldıkları terapist desteğiyle iyileşen eşcinsellerle konuşan Binici, hazırladığı belgeselin ilk bölümünü yayınladı.

https://www.habervakti.com/escinseller-konustu-bu-belgesel-turkiyede-ilk?fbclid=IwAR2UdLC6InwmuSW-p4lyZY1zC1lCT_kcNKH62HQkom9qN8qjJSFvVMKlIrY

Benim Ailem 2. Bölüm

https://www.youtube.com/watch?v=v-6UbOMkP38&list=PL5_aloC9kt81rrtiNCVxhmxzUEgU32Htq&index=2

Benim Ailem 3. Bölüm

https://www.youtube.com/watch?v=tXHaVWGvYH8&list=PL5_aloC9kt81rrtiNCVxhmxzUEgU32Htq&index=3

Benim Ailem 4. Bölüm
https://www.youtube.com/watch?v=65uvP_ARl9w&list=PL5_aloC9kt81rrtiNCVxhmxzUEgU32Htq&index=4

Eşcinsel Terapi Benim Ailem - 5. Bölüm
https://www.youtube.com/watch?v=tIuRKf4tbpU&list=PL5_aloC9kt81rrtiNCVxhmxzUEgU32Htq&index=5

Başarılı programcı ve sunucu Muhammed Binici, kendi YouTube hesabından 'Benim Ailem' isimli belgesel dizisinin ilk bölümünü izleyicilerle paylaştı. Toplumun kanayan yarası ve küreselcilerin ''dokunulmaz alan'' ilan ettikleri Eşcinselliği farklı bir boyutuyla ele alan Bininci, hazırladığı belgeselle alakalı konuştu.

https://www.habervakti.com/escinseller-konustu-bu-belgesel-turkiyede-ilk?fbclid=IwAR0Rc7RHlFjS83apzXeaXa9oIw7FzB8K8VsR8y7bJglSlfj2VdPoxrezrvQ