Umarım bu yazıyı fazla detayların içerisinde kaybolmadan tamamlarım. Aptal OKB bozukluğundan nefret ediyorum. Kendime dair sevmediğim ne varsa bu OKB den doğuyor. Detaylı yazılar güzel oluyor ama OKB mi tetikliyor ve beni yoruyor. Yazmayabiliyorum bile.
Dün terapim vardı. İki haftadır gitmiyordum ve iki haftam da gerçekten çok kötü geçti. Henüz hayatımı doğrultabilmiş değilim. Maddi ve manevi olarak çok güçsüzüm. Hiç arkadaşım yok mesela, olmadı da anasını satayım. Çoğu beni beğenmedi, benimde beğenmediklerim oldu.
Terapide yine başka bir yere gittik. Yani taşınmış Hüseyin Bey. Allahın çarpı koyduğu bir yerde, sen o binayı nerden buldun, o sokak, allahım o kapı
Evlere şenlik
Herşey tam da bir kusur o beyaz papağanmış gibi, baş köşeye de konmuş o hayvan
Her neyse önemli olan Hüseyin Bey; seviyoruz, sayıyoruz. Hatta baya baya seviyoruz. Nereye gidilecekse gideriz. Ama söylenmeden edemedim, şanımdan geliyor.
Obsesif-Kompulsif kişilik bozuluğundan muzdaribim. Bu bozukluk beni bir hiçmişim gibi hissettirtiyor. Başardığım şeyleri görmezden gelmeme ve keyfini alamama neden oluyor. Duygularımın oluşmasına olanak vermeyip beni mekanikleştiriyor. (Daha 4 yaşındayken çok aşırı ağlamam gereken durumlarda bile kendimi bastırıp durdurmaya çalıştığımı hatırlıyorum, çocuk ağlamaz mı ağlar, ama benim çocuk aklım ağlamak kötüdür diyordu. Yani ailemden utandığımı hatırlıyorum dün gibi. Ağladığımı görmemeliler. O gün bana seni evlatlık aldık ve bırakmak zorundayız demişlerdi beyinsiz ailem) İnsanlara bağlanamamama ve yalnızlaşmama neden oluyor. Ayrıntıların içerisinde kaybolmama ve büyük emekler verip başarısız olmama neden oluyor. İnsanları ve kendimi acımazsızca yargılamama neden oluyor. Beni tembelliğe itiyor, çünkü teferruatlı bir iş yapayım derken, herşey gözümde büyüyor. Birçok şeye sebep olan bu illet benim hayatımla olan duygusal bağlarımı koparıyor fakat duygularımı yok edemiyor. Hayatıma düzenli bir şekilde dağıtamadığım duygularım başka bir erkekte birikiyor ve beni eşcinsel dürtülere mahkum kılıyor. Yani OKB eşcinselliğimi tetikliyor yada eşcinselliğim OKB hayatımın bir sonucu. Eşcinsellik de obsesif yargılamamdan nasibini alıyor ve beni yıllardır içinde çırpındığım depresyona sürüklüyor.
Ben gerçekten de uzun zamandır hiç mutlu değilim. Yani kendimden hoşlanmıyorum. Çünkü kendimi anormal bir şekilde yargılıyorum. Değiştirmem gereken bir yönüm varsa değiştiremiyorum teferruatlı düşünmekten yılıyorum, harekete geçemiyorum. En basitinden bir spora bile gidemiyorum. Bunun yanı sıra Obsesif kodlanmış bazı düşüncelerim var. Mesela ergenlik çağındayken yaptığım bir gözlem benim obsesif yanımı bana gösteriyor. Seslerimizin yavaş yavaş kalınlaşmaya başladığı dönemlerde, sınıfımızdaki erkekler hormonlarının etkisiyle kalınlaşan seslerini kullanırdı. Ama bu iş yalnızca hormonlarla değil, bir çabayıda gerektirirdi. Yani kendi kendilerini bu sesi kullanmaya iterlerdi. Bundan keyif de alırlardı. Bense doğal zamanı gelince nasılsa sesim kalınlaşır diye düşünürdüm. Böyle şeyleri neden yapıyoruz ki? Bir çok konuda böyle düşündüm. Herşey in bir doğası var, zamanı gelince olur, olacaktır. Kendi erkekliğime dair hiçbir şeyi geliştirmedim. Neden spor yapayım ki, bu doğal değil, bir gün ağır bir iş yapmam gerekirse kaslarım kendiliğinden gelişir. Sadece erkeklik de değil, mesela evde merak ettiğim ansiklopedileri okumadım, zamanı gelince liseden öğretmen ödev verecek sandım. Yani şartlar benim için hiç olgunlaşmadı. Siyasal bir tartışmaya girişmedim, henüz erkendi. Özendiğim bir çok şeyi yeri gelsede yapmadım, yeri gelmesede fırsat yaratmadım. Erkek olmak çabalamakmış, çabalamadım, olurum sandım büyüdüğümde.
Arkadaşsız kaldım. Neden mi? Aşırı yargılamayı bir kenara bırakırsak, yine bu düşüncenin etkisini görürüz. Bir çocuk hoplayıp zıplayıp benle arkadaş olmaya çalışırken ben bunu yapmacık bulurdum. Çünkü doğal değildi. Eğer biz zamanı gelirde birlikte bir şeyler yapmak zorunda kalırsak zaten birbirimizi sevecektik. Yani arkadaş edinmek istedim ama çabalamadım. Bir başka mesele, kendimi doğal sunmak istememdi. Yani hiç yalan söylemedim. Yalan söylemedim, çünkü beni olduğum gibi kabul etsinler istedim, çünkü doğal halimle davranamayıp maske takmak beni delirtirdi, korktum. Doğal halimle beni tanımaları da eşcinsel yönümü bilmeleri olduğuna göre, kimseyle arkadaşlık edemedim. Bunun gibi örnekler var. Hatta en uç örneğini vereyim, bir arkadaşım bana adımı sordu ve söylemeye üşendim, ona dedim ki boşver adımı, sırf tanışmış olmak için tanışmayalım, ileride arkadaş olursak, yani doğal süreç böyle gelişirse biribirimizin adını unutmamacasına öğreniriz. Ne tuhaflık ama. Bunu neden anlattım. Çünkü OKB liler, hayatta bir kurulu düzen, ideal bir sistem varmış gibi davranırlarmış. Yani benim doğal süreç inancım, OKB min bana oynadığı bir oyun. Dışarıdaki ideal düzene kendimi hiç layık bulmadım, ama üç kuruşluk insanlar bile başardı mutlu oldu. Ben hep aşağılıktım. Dünyada bir düzen yok bunu kafana sok. Galiba şunu anlamak gerek; hayat bir kaos ve kendim dışında birşeyle ilgilenmeden güçlü olmam lazım
Bencilce yani.
Kendimi eleştirdiğim bir konu zaman kavramımın olmamasıdır. Hiç plan yapamam, boyuna uyurum. Sanırım buda OKB ile ilgili. İdeal doğal saat yok. Ben hayatı ayarlamalıyım. Aslında bir başka obsesif döngüye girdim, şimdi de herşeyi kontrol altında tutmak istiyorum. Ne yapacağım ben böyle?
Obsesif yanlarımı tüm çıplaklığıyla ortaya koymak istiyorum ki onlara uygun çözümler bulabileyim yada karşılaştığımda uyanık olabileyim. Hüseyin Bey, herşeye direnme ve sorgulama hali diyor buna. Yani inatçı olduğumun farkındayım. Hiçbir şekilde nasıl ile ilgilenmeyip nedenlerin içinde kaybolduğumunda farkındayım. Neden böyle olduğumu şu anda düşünsem yine aynı kısır döngüye düşerim. Yapmam gereken bir konuda kendimi inat ederken bulursam kendimi durdurmak olmalı, bunu aklımda tutmam gerek. (Ölürüm daha iyi)
Bu terapi de bir saçma sapandı. Yani her yerden bir şey konuştuk. Başkasının terapisine de kaldım. Orada bir vicdan muhasebesi konuşmasına denk geldim. Pasiflikten gelen bir arkadaş, artık heteroseksüelliğe ulaşmaya başlamış. Yani sular duruluyor onun için, eşcinsel kalıntılarla ilgileniyor. Şöyle bir muhakeme yaptı, ben pasiflikten geldiğimden başka pasiflerin halini anlıyorum, onları ezdiğimde yada onlar üzerinden beslendiğimde kendimi kötü hissediyorum dedi. Hüseyin bey buna bir pasifi düşünürsen tekrardan, yani ne hallere düştüğünü, özdeşim kurmuş olursun, buda aktif hayatına zarar verir dedi. Yani anlamadım gerçekten de. Böyle saf bencil mi olmamız lazım. Hep düşünmüştüm başka erkekler bana kötü davranıyorken acımıyor mu diye, demek acımıyorlarmış. Nasıl böyle olacağım ben, yani yöntem ne, bunu hiç bilmiyorum. Bu arada bu arkadaşın varlığı umut verici. Ama bana OKB olduğun belli suratına yansımış dedi, yani suratsızmışım. Sanki ben çok meraklıyım böyle katı olmaya. Bu çocuk sürekli sevilmek istemiş. Bu bana ilginç geldi. Yani bu kelimeleri çok tekrarladı. Bana yabancı.
Müzikten bahsettik. Türk sanat müziği dinlememizi önerdi bize Hüseyin Bey. Ufak tefek dinlerim ben. Ama dinlediğim müziklerin ezici bir çoğunluğu yabancı müziktir. Anlamını bilmeden sadece enstrümanlar ve yabancı sözler
Yani şekilciliğim beslenmiş, duygularım değil. Biraz daha fazla Türkçe ve sanat müziği dinlemeye gayret etmeye karar verdim.
Masturbasyon esnasında yakalanmak aslında erkekliği besleyen bir şey miş, ne kadar utanç verici olsa da. Yani bunu gizleyerek yapmak zorunda değilim. Tuvaletin yada odanın kapısını kitleyip, içeride ne olduğunu bilsinler problem değil, yapmam lazım. Yeterki sürtünerek yapmayım, gizlemek için. Artık başkaları evdeyken bunu yapsam iyi olacak. Erkeksen bunu yaparsın, sanki bilmiyorlar. Gizleyip de neden külfet üstleneyim ki.
Bu kadar
15.12.2014