Gönderen Konu: İntihar nedenleri, belirtiler, öneriler  (Okunma sayısı 13409 defa)

alıntı

  • Global Moderator
  • Full Member
  • *****
  • İleti: 142
    • Profili Görüntüle
İntihar nedenleri, belirtiler, öneriler
« : 30 Mayıs 2009, 02:25:12 ös »
İNTİHAR

ÖZELLİKLER:
•        İntihar etmekten bahsederler ve her intihar eden on kişiden sekizi intihardan birkaç ay önce belirgin uyarı ve ipuçları verirler.
•        Kendilerini dayanılmaz acılar içinde hissederler.
•        Umutsuzluk ve çaresizlik içindedir ve herhangi bir intihar girişiminde bulunup bulunmama  konusunda ikircikli duygular yaşarlar.
•        Düşünce içerikleri daraldığı için başka hiçbir alternatifi farkedemeyecek kadar dar bir tünel algısı içindedirler.
•        Bir yandan hiçbir şeyi bilmek, görmek ve düşünmek istemez iken diğer yandan bir çözüm arayışı içindedirler.
•        Genellikle yüksek standartları olan, mükemmeliyetçi, yanlış yapmaktan korkan, kendini sıkça eleştiren kişilerdir.

İntihar Konusunda Doğrular ve Yanlışlar:
•     İntihardan söz eden kimseler kendilerini öldürmez. (y)
•     İntihardan bahsetmek önlenmesinde etkili bir yöntemdir. (d)
•     İntihar eden kişiler kesinlikle ölmek istemektedirler. (y)
•     İntihar edenlerin çoğu yaşam ile ölüm arasında kesin bir seçim yapamamışlardır. Bir bakıma ölümle kumar oynarlar ve kendilerini kurtaracak birilerinin varolduğunu bilip, son ana kadar kurtarılmayı beklerler. (d)
•     Bir kez intihar girişiminde bulunan kişinin bu eğilimi ömür boyu devam eder. (y)
•     Kendilerini öldürmek isteyen kişilerin çoğu yalnızca kısıtlı bir zaman için bu ruh halindedirler, eğer krizden kurtulabilirlerse iyi bir hayat sürerler. (d)
•    Kriz sonrası iyileşme intihar riskinin sona erdiğini gösterir. (y)
•     İntihar zenginliğe ya da fakirliğe bakmaz tüm sosyoekonomik seviyelerde görülebilir. (d)
•     İntihar eğilimi kalıtımsaldır. (y)
•     İntihar etme niyeti taşıyan kimseler mutsuz kimselerdir. Mutsuzlukları bu kişilerin mutlaka ruh hastası veya psikotik oldukları anlamına gelmez. (d)
•     İntihar hakkında konuşmak kötüdür, insanları intihara yönlendirebilir.(y)
•     Ölümle sonuçlanan intiharlar erkeklerde kadınlara göre 3 kez daha fazladır.(d)
•     Erkekler özellikle kendilerini vurarak öldürmeyi, kadınlar ise bu amaçla uyku haplarını kullanmayı tercih ederler. Bununla birlikte intihara başvurma yöntemleri kültürden kültüre değişebilir. (d)
•     Toplumlarda intihar oranları sosyal çöküntü yıllarında yükselir, refah yıllarında normal kalır ve savaş yıllarında düşer. (d)

NEDENLER:
•        Bireyin, anne baba yada kendisi için çok önemli bir kişi  tarafından  reddedilme yada terkedilme duygusunu yaşaması ve bu duyguyla başedememesi,
•        Çocuk ve gençte  özbeğeni sorunları  yaratan, ailevi problemlerle oluşan iletişim eksikliği,
•        Kişinin yaşam güçlükleri  karşısında yalnız bırakılması, hissettiği kaygı ve güvensizlikleri bir başına yaşamak zorunda kalması,
•        Ailede birlik ve bütünlüğün ya kısmen bulunması, ya sınırlı olması yada hiç bulunmaması,
•        Anlayışsız ve düşmanca ana baba tutumlarına maruz kalınması,
•        Ailede intihar edenlerin bulunması,
•        Depresyon,
•        Alkol ya da diğer maddelerin aşırı kullanımı,
•        Bir aile üyesinin yada çok yakın birinin kaybı, sevilen ölmüş bir kişiyle tekrar birleşme arzusu,
•        Yaşam yada sağlıkta ortaya çıkan yada çıkması beklenen olumsuz olarak algılanan değişiklikler,
•        Uzun süreli ölümcül hastalık,
•        Kişinin cinsel kimlik sorunu yaşıyor olması,
•        Yakın zamanda bitmiş çok yakın bir ilişki,
•        Gerçek yada hayali, fiziksel yada duygusal bir terkedilmenin öcünü almayı isteme,
•        Kişinin tamir edilemeyecek bir hatanın kefaretini bu şekilde ödeyeceğini düşünmesi,
•        Büyük zorlamalar getiren yaşantılar,
•        Özellikle gençlik intiharlarında silahların kolay ulaşılabilir olması,  intiharı romantik, mistik bir eylem olarak yücelten film, kitap yada müzikler,
•        Bir intihara şahit olmak, kişinin kendini ölen kişiyle özdeşleştirmesi yada medyanın o kişiye övgüler yağdırması,
•        Çete ve şiddet olaylarına karışma,
•        Bilinmeyen nedenler.

BELİRTİLER:
•        Belirtilerin belki de en önemlisi ümitsizliktir.
•        İntihar ipuçları, bazen intihar niyetini gösteren açık ve sözel ifadeler, bazen üstü kapalı imalar, bazen de davranışlarda gözlenen değişmeler şeklinde olabilir. Davranışsal değişiklikler gençlerin kendilerini açıkça öldürme tehdidinde bulunmaları ve bunu kanıtlamak için bir gösteri yapmaları şeklinde de olabilir.
•        İntiharı düşünen kişi, “Artık benim için endişelenmeniz gerekmeyecek” veya “yakında hayatınızdan tamamen çıkacağım” gibi sözler söyleyebilir. Kişi hangi yaşta olursa olsun bu tür konuşmalar her zaman ciddiye alınmalıdır.
•        İntihar eğilimi önceden tahmin edilemeyen anlık, tepkisel bir davranış değildir. Vakaların çoğunluğunda intiharın bir plana dayalı ve yavaş yavaş gelişerek zihinde uzun tasarlamalardan sonra gerçekleştirildiği görülmüştür.
İntihar riski;
•        Geçmişte yapılmış bir başka intihar girişimi olmuşsa ve bu girişimde kullanılan veya düşünülen intihar metodunun ölümcüllüğü yüksekse,
•        Hayatın erken dönemlerinde evden ve okuldan kaçma varsa,
•        Düzensiz ev hayatı, evden uzaklaşma yada eve haber vermeden dışarıda kalma gibi davranışlar,
•        Yinelenen ve başarısız olmuş evlilikler yaşanıyorsa,
•        Alkolizm ve uyuşturucu kullanımı varsa,
•        İş / Okul yaşamında  başarısızlık görülüyorsa,
•        Aşırı depresyondan aşırı mutluluğa geçme gibi duygusal çalkantılar sık sık yaşanıyorsa,
•        Kişi, başarısızlık, değersizlik, umutsuzluk ve tedirginlik gibi duygularla birlikte, sık sık yaşamın anlamsız olduğunu ifade ediyorsa,
•        Ruhsal bozukluk belirtileri bulunuyorsa,
•        Arkadaşlarını ani bir şekilde değiştiriyorsa,
•        Cinsellikle ilgilenmiyorsa,
•        İlişkilerdeki çaresizlik ve umutsuzluklarını dile getiriyor, kendisiyle ilgilenilmediğinden, sevilmediğinden ve istenmediğinden yakınıyorsa,
•        Yeme ve uyuma  alışkanlıklarında aşırı değişmeler görülüyorsa,
•        İçine kapanma, ilişki kuramama ve toplumsal etkileşimlerden kaçma, özellikle son  haftalarda duygusal ilişkilerde kesilme gözleniyorsa,
•        Hareket azlığı ya da çabuk alevlenme, kendini tehlikeye atma, saldırganlık, artan bir vurucu kırıcılık oluşmuşsa,
•        İntihar etmiş müzisyenler yada ölümle ilgili şarkılara aşırı ilgi uyanmışsa,
•        Vasiyet yazma, sevdiği eşyaları atma veya eşe dosta dağıtma, son düzenlemeler yapma gibi davranışlar gözleniyorsa önemli ölçüde artmış demektir.

ÖNERİLER:
•        İntiharla ilgili sözel  mesajlar ve davranışsal girişimler ciddiye alınmalıdır. Bunların çocukça kaprisler olarak değil, kişinin çevresindekileri uyarmak için kullandığı anlamlı işaretler olarak değerlendirilmesi yaşam kurtarıcı olabilir.
•        İntihara dair ipuçları önceden farkedilebilirse intiharın önlenmesi olanaklıdır. Bu nedenle intiharlara karşı alınacak ilk önlem toplumda bireyleri intiharların ipuçlarına dair bilgilendirmek, duyarlı olmalarını ve herhangi bir intihar tehdidini daima ciddiye almalarını sağlamaktır.
•        Gençlerin intihar bunalımı içindeyken yaşadıkları umutsuzluklar kaygı ve korkular onları telkin ve yönlendirmelere açık yapar ve bu durumları intihar girişiminin önlenmesini kolaylaştırabilir.
•        İntihar girişiminde bulunanların çoğu ”iyileşme” başladıktan sonraki 3 ay içerisinde ölümcül düşünce ve duygularını gerçekleştirmek için yeterli enerjiye sahiptirler. Aileler ve hekimler bu sürede dikkatli olmalıdırlar.
•        İntihar hakkında konuşmak insanları intihara yönlendirmez. Hatta intiharı düşünen biri konuşmaya, duygularını açığa vurmaya ihtiyaç duyar.
•        İntiharın ipuçları ve işaretleri intihar bunalımı içindeki kişinin yakın çevresinde kaygı, korku ve huzursuzluklara yol açar. İntihar girişiminde bulunmak ise, bu girişimde bulunan kişinin yakınlarında suçluluk duyguları uyandırır. Ve  bazen intihar girişiminde bulunan kişilerin amacıda bu gibi duyguları uyandırmaktır. Bununla birlikte intihar girişiminin yol açtığı suçluluk duyguları ve çevrenin bu duygulardan kaynaklanan koruyucu davranışları uzun süreli olmamaktadır. Özellikle tekrarlayan intihar girişiminde suçluluk duyguları yerini öfkeye, bıkkınlık ve kayıtsızlığa bırakabilir. Böylece bunalımda olan kişi desteğe en çok ihtiyacı olan zamanda sorunlarıyla yalnız başına kalır. İntihar girişimi kaçıncı kez tekrarlanırsa tekrarlansın kişiye karşı destek ve ilgi sabırla sürdürülmelidir.
•        İntihara eğilimli gençler bazen intihar ya da ölümleri hakkında şiir ya da yazı yazarak niyetlerini gösterebilir, intihara kalkışmadan önce bir arkadaşlarıyla konuşabilirler. Bu nedenle birilerinin intihardan bahsettiğini duyarsanız intihar hakkında sır tutulmaması ve profesyonel yardım alınması gerektiğini hatırlamalısınız.
•        İntihar duyguları ve düşüncelerinin çözümü kolay değildir, ancak anlayan biriyle özelliklede bir uzmanla konuşmak çok  yararlı olacaktır.

Uzmana Öneriler:
•        Güvene içtenliğe ve kabule dayalı bir ortam yaratın.
Yumuşak ve net konuşun. Sesinizin içten, ifadelerinizin  açık olmasına çalışın. Kişinin konuşma ve düşünme hızına saygı duyun, sabırlı olun. Heyecan içeren duygularınızı ifade etmeyin, sakin olun. İlişki kurmak zor olabilir, kişi bazen ağlayıp, bağırabilir, alkol yada ilaç etkisi altında olabilir, bekleyin. Eğer sizin vaktiniz yoksa bir başkasından yardım isteyin ama kaçmayın.
•        Kişinin intihara neden olarak  ileri sürdüğü problemi üzerinde çalışılabilecek şekilde yeniden tanımlayın.
Kriz altında kalmış kişiler sorun yığını altında kalmış gibidirler. Kişinin en acil ve en yoğun problemini bulup, üzerinde çalışacak şekilde açığa çıkarın. Yapılması gerekenler için bir öncelikler listesi oluşturun. Listenin en başında bulunması gereken seçenek sağ kalmak olmalıdır. Geçmişte yaşanan sorunlar değil, şimdiki ve buradaki sorunlar üzerinde durun.
•        Durumun aciliyet ve tehlike derecesini değerlendirin.
Kişide gözlenen belirtilerin mesajların aciliyet derecesini araştırın. Bunu yaparken açık ve sakin olun. Kişinin kendine gerçekten zarar verip veremeyeceği hakkında kişiyle açık iletişime girerek bilgi sahibi olmaya çalışın. Farklı tehlike düzeyleri farklı müdahaleler gerektirir.
•        Mantık ve duygular arasındaki dengeyi yeniden oluşturun.
Kriz anında insanlar isterik bir nöbetten inanılmaz derecede mantıklı konuşmaya kadar çok çeşitli psikolojik durumlar içine girebilirler. Çok yoğun duygular yaşayanları sakinleştirmeye çalışın. Çok mantıklı konuşanlarda ise duyguları açığa çıkarmaya çalışın. Sorunun özüne inmek ve gerçekçi çözümler geliştirmek istiyorsanız, duygusal bir dengenin sağlanması gerekmektedir.
•        Kişinin geçmişteki ve şimdiki güçlü yanlarını araştırın.
Burada sorulacak soru kişinin o ana kadar sorununu çözmek için neler yaptığı ve sonuçlarının ne olduğudur. İnsanlar bazen sorunlarıyla uzun süre uğraşıp başarısız olduktan sonra yardım isterler. Bazıları da kendileri hiçbir şey denemeden sorunu diğer insanların çözmesini bekleyebilirler. Herhangi bir adım atmadan önce bunu test edin. Kriz içindeki kişiler genellikle hayatlarındaki olumlu şeylerin farkında değildir. Müdahaleyi yapan kişilerin onları anlaması gerekir. Ancak bu onların olumsuz bakış açılarına kendilerini kaptırmaları anlamına gelmemelidir.
•        Aciliyet derecesine göre geleceğin planlanması.
Krizin aciliyet düzeyi arttıkça kişinin uzun vadeli çözümleri beklemeye tahammülü azalır. Krize müdehale bir terapi değildir. Acı veren bir sorunla şimdi ve burada başa çıkma yoludur. Gerçek ve olabilirliği yüksek çözümler üzerinde odaklaşın.
•        Eyleme geçme kararının alınması.
Çözümler üzerinde konuşmak ilk adımdır ve çok önemlidir. Daha sonraki adım yapılacak iş üzerinde karar vermektir. Bunu yapmazsak kişinin sorunu açığa çıkabilir ve çözüme yönelik hiçbir şey yapılmadığı için kişinin acısı aynı kalabilir.
•        “İntihara hayır” yönünde bir kontrat oluşturma.
İntihar etme olasılığı olan her insanla yapılacak müdahalede bir “intihara hayır” sözünün verileceği bir anlaşma yapılabilir. Diğer bir ifadeyle bu kontratın anlamı kişinin her ne olursa olsun hiçbir koşulda kontrat yaptığı uzmanla görüşmeden intihara kalkışmayacağıdır. Tüm enerjisini kendisine yardım edecek birine ulaşmak için kullanacaktır.
•        Müdehaleyi sona erdirme.
Çok çeşitli nedenlere bağlı olarak kişi hala sorunu üzerinde konuşmak isteyebilir yada farklı sorunlarını getirmek isteyebilir. Buna izin verilmemelidir. Yumuşak ama kesin bir ses tonu ile artık konuşmak değil sorunu çözmek için harekete geçmek zamanının geldiği belirtilmelidir. Ancak hiçbir zaman karşınızdaki kişiye onu reddettiğiniz mesajı verilmemelidir.

İNTİHAR RİSKİ OLAN BİREYLERE YAKLAŞIMDA DİKKAT EDİLECEK NOKTALAR

DİNLEME
Tüm dikkatinizle ve karşınızdakinin sözünü kesmeden dinleyin.
Neler söylediğini ayrıntılarıyla hatırlayın. UNUTMAYIN ne kadar az konuşup ne kadar çok dinlerseniz o kadar çok hatırlarsınız.
Sözel veya sözel olmayan ipuçlarının altında yatan duyguları anlamaya çalışın.
Anlattığı durum sizin başınıza gelseydi neler hissedeceğinize bakın.
Konuşurken duraksadığı sessizleştiği yerlere dikkat edin, sessizliklere katlanmaya çalışın, hatta sessizliği bozmak için soru sormaktan kaçının.
Kendinizi rahatlatmaya onun da rahatlamasını sağlamaya çalışın.

TEPKİ VERME
Kişinin duygularını ve düşüncelerini tanımlarken hata yapabileceğinizi unutmayın.
Kendi duygu ve düşüncelerinizi işe karıştırmayın.
Olabildiğince az soru sorun, kesin bilgi istiyorsanız sorularınız kesin ve net olsun.
Bir konuyu açıklığa kavuşturmak istiyorsanız açık uçlu sorular sorun (Ne oldu , ne anladın, nasıl bir anlam veriyorsun) Ama her ne olursa olsun neden ve niçin gibi sorular sormayın.
Tasdik anlamına gelen “hı ,hı , tamam” gibi sözcükleri mümkün olduğunca az kullanın.
Dinlediğinizi göstermek onu daha çok cesaretlendirmek ve duyduklarınızı doğru anlayıp anlamadığınızı kontrol etmek için kişinin söylediklerini kendi cümlelerinize dökerek tekrarlayın
Yargılamaktan ve yorumlar yapmaktan kaçının.
Kişinin başından geçenler ile olaylara gösterdiği tepkileri ve düşünceleri arasında bağlantılar görüyorsanız bunları o kişiyle paylaşıp algılarınızın doğru olup olmadığını sorun.
Gereksiz şekilde konuyu değiştirmeye yada kişinin sözünü kesmeye çalışmayın. Çok erken, çok sık ve çok uzun konuşmaktan kaçının.
Konuşmayı bitirdikten sonra yeniden dinleme durumuna geçip, kişinin söylediklerinize nasıl tepkiler verdiğini (sözel yada sözel olmayan biçimlerde) gözleyin ve yeni bir tepki oluşup oluşmadığına bakın.
« Son Düzenleme: 08 Ağustos 2010, 10:37:10 ös Gönderen: alıntı »

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4097
    • Profili Görüntüle
Ynt: İntihar
« Yanıtla #1 : 08 Haziran 2009, 05:43:45 öö »
İnsanlar sahip oldukları kötü hisleri bastırmak yerine onları ortaya çıkarıp, çözüm aramaları gerekir. Zaten en büyük sorun var olan bir sorunu yokmuş gibi üstünü örtmeye kalkışmakla, yani bastırıp yok saymakla başlıyor. Neden bütün psikologlar hastalarına hep çocukluğunu soruyor çünkü bütün sorunlar geçmişte yaşanılanlarla alakalıdır. Ve biz o zamandan bu zamana bastırdığımız tüm duyguları/bastırdığımızı sandığımız tüm duyguları aslında daha da kötüsü içimizde büyütüyoruz. İntihara kalkıştım çünkü içimdekiyle dışımın farklı olmasından sıkılmıştım. Ya içimdeki olmalıydım ya da dışımdaki içimdekine benzemeliydi. İkisi de olamıyordum. Araftaydım.
Doktor değilim psikolog da değilim ama onca okuduğum şey sonucu içimdekiyle dışımdakini denkleştiremediysemde birbirine yakınlaştırabildim çok şükür. Nasıl mı? Okumaya başlayarak ve sonrasında anlamaya çalışarak. En büyük sorunlardan biri de anlaşılamamazlık duygusu. En kalabalıklarda kendini en yabancı/yabani hissetme duygusu kadar sinir bozucu bir durumu yaşamak ölümü daha da arzulatıyor insana. Bu arada, ölüme bu kadar arzuluyken ölümü tanımak içinde ölümü okumak gerekir. Tanımadığın ölümü arzulamak tanıyınca çok daha farklı pencereden bakmana sebep oluyor. Ölüm diye bir şey yok. Zaten ölüyüz. Ölüm olmayan bir şey değil onu tatmayı bekliyoruz sadece. Elmayı herkes bilir ama elmadan bir ısırık alınca ancak o zaman tadını anlayabiliriz.Biz ölümü tatmaya geldik. Kuran-ı Kerim'de de böyle yazıyor. "Her canlı ölümü tadacaktır." Belki de biz öldük ve yaşadıklarımızı izliyoruz. Tıpkı bir film izler gibi. Kendi filmimizi. Ve filmin sonunda bir bakmışsınız ki onca kalabalık ve siz yine yalnızsınız. Yine herkes konuşuyor ama siz anlamıyor ve siz yine anlaşılmıyorsunuz. Ahh insanı delirten anlaşılmazlık!
Anlamak ve anlaşılmak ümidiyle...