Gönderen Konu: EŞCİNSELLİĞİN FETVASI ve ÇÖZÜM YOLLARI NEDİR: NURETTİN YILDIZ  (Okunma sayısı 27056 defa)

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4077
    • Profili Görüntüle
Selamün aleyküm hocam.
Ben soru sormak için değil, bir konuda (haddim
olmayarak belki) tecrübemi paylaşmak için yazıyorum. Eşcinsellik ile ilgili
geçmişte sorulan sorulara verdiğiniz cevaplara baktım da, yetersiz buldum
açıkçası. Nasıl kurtulacağını soran bir eşcinsele vaktini boş geçirmemesi
gerektiğini, evli değilse hemen evlenmesini ve bolca dua etmesini
söylemişsiniz.
Bunların incelemesine geçmeden önce kendimi tanıtayım: Ben 21 yaşında bir
erkeğim. İçinde bulunduğum duygu yükünün eşcinsellik olduğunun 14 yaşımda
farkına vardım. O zamandan beri bunu kendime konduramadım ve araştırmalara
başladım. Eşcinsellik bir hastalıktı ve Allah tedavisi olmayan hiçbir
hastalığı yaratmamıştı. Psikoloğa gitmek istedim ama onlar malum
zihniyetteydi ve “böyle yaşamayı öğren” kestiriyorlardı. Nihayet 2011
yılında bir tv de Hüseyin Kaçın isimli bir terapiste rastladım. Aynen beni
anlatıyordu. İrtibata geçtim ve terapiye başladık. Geldiğimiz noktada
hamdolsun büyük bir mesafe katetmiş bulunuyoruz.
Terapiler boyunca anladım ki eşcinsellik sadece eşcinsellik değil,
çocukluktan itibaren biriken yetiştirilme hatalarının acı bir sonucu.
Eşcinsellğin içinde mükemmelliyetçilik, özgüven eksikliği, baskın ve örnek
alınan anne, sinik veya aşırı baskın kendinden nefret ettiren baba, narsizm,
boderlane ve türlü sıkıntılar yer alır. Bunları tek tek çözmeden
eşcinselliği yenmek mümkün değildir.
Evet, verdiğiniz cevaplara geri dönelim. Vaktini boş geçirmemesi gerektiğini
söyleyerek ona eşcinselliğini hatırlamayacak kadar meşgul olmasını, yani bu
sorunu halının altına süpürmesini tavsiye etmişsiniz aslında. Yapmamız
gereken onu aseksual yapmak değil, mevcut cinsel isteği doğru kanala
yönlendirmektir. Cinsel isteği zaptetmek sorunu, işin bu kısmını
başarabildikten sonra gelmelidir. Eşcinsellik evlilikle çözülmez. Bu
sorunları çözmeden evlenen kişi zaten eşine gerekli ilgiyi gösteremez ve o
evlilik sonunda yıkılır. Ya da adam bütün ömrü boyunca hoşlanmadığı bir
cinsle beraber olma eziyetine katlanır. Bu durum kadına da haksızlıktır.
Dua demişsiniz. Evet, bizim duadan başka ehemniyetimiz yok. Lakin konu
eşcinsellik olunca farklı bir durum var. Eşcinsellerin en büyük sorunu
özgüven eksikliğidir. Dindar bir eşcinsel sürekli Allah'a bir daha o
fantazileri aklına getirmeyeceğine, normal bir erkek olacağına dair
yeminler, tevbeler eder. İnsandaki cinsellik arzusu bir sel gibidir.
Eşcinsel bireydeki bu arzular yanlış kanala yönelmiş ve oraya doğru
akmaktadır. Ne kadar zaptetmeye kalkarsa kalksın, önüne çektiği set yine
patlar ve başa döner. Neticede bu kısır döngü böyle devam eder gider. Allah'a
verdiği sözleri bir türlü tutamayan bu bireyin artık kendine saygısı
kalmaz. Bu durum özgüven eksikliğini, yani eşcinselliği besleyen bir
durumdur. Bende de böyleydi. Bu yüzden psikoloğum terapi süreci boyunca
eşcinsellikten kurtulmak için dua ve tevbe etmememi söyledi. (Kendisi dini
hassasiyetleri olan biridir, güvenebilirim.) Onun için “Allahım nolur kurtar
beni!” dualarımın yerini “Allahım karşıma nefesim olacak bir hatun çıkar.
Nefesi olacak, her yönden birbirimizi memnun edeceğimiz, cennette de
birlikte olmak isteyeceğimiz ve olacağımız bir eş nasip et bana!” duası
aldı, çok daha etkili, en azından psikolojim üzerinde.
Eşcinseliğin bir çok nedeni var, benimkiler şunlar:
1- Mükemmelliyetçilik: Fiziken ve vasıf olarak çok kötü olmamama rağmen
sürekli kendime kusur buluyor, bir kadının benden hoşlanmayacağını
düşünüyorum. Bir kadının beni beğenebileceği mükemmellikte olmaya çalışıyor,
sonra o mükemmelliğe hiç bir zaman erişemeyeceğimi düşünüp baktığım
erkeklere “kızlar bundan hoşlanırmı” gözüyle bakmaya başlıyorum. Sonra
kızların hoşlanacağı o mükemmel kişiyle yakın olmaya çalışıyor, farkında
olmadan beynimde fantaziler kurmaya başlıyorum. Böylece onu, yani
mükemmelliği kolay yoldan elde etmiş oluyorum. Bunlar kafamda gelişen
süreçler tabii.
2- Özgüven eksikliği: Yukarıdakiyle benzer bir durum. Kişinin kendisini
güçsüz kuvvetsiz görmesi ve koruyacak bir güç araması. Kendini koruması
karşılığında onu cinselliğiyle ödüllendirmiştir. (Yine sadece zihnimde
gelişen süreç
3- Dini anlatanların kadınlarla arama koyduğu mesafeyi abartması, düşünmeyi
dahi yasaklaması, kadını şeytan olarak lanse etmeleri. Çocuk aklımızla neler
düşünüyoruz bunların sonucunda. Tam olarak şöyle Bir şey: kadın anne abla
hala teyze olarak iyi, ama cinsellik devreye girdiğinde kadın şeytan!
Düşünmek bile haram! Dediğim gibi, insandaki cinsellik isteği bir sel
gibi... Eğer bu selin doğal yolunu tıkarsanız kendine başka bir yol bulur
mutlaka. Bende de öyle oldu. “Kadını düşünmek haram, gerçi Kuran'da Lut
kavminden filan bahsediliyor ama yinede erkeği düşünmeye bir yasak
konulmamış” gibi bir düşünce gelişiyor çocuk aklıyla insanın. Gerçi yasaklar
insanı cezbeder ama bende bu farklı oldu.
4- Babamdan nefret etmem ve ablam tarafından yetiştirilmem...
Daha nedenler var ama yavaş yavaş çözüyoruz inşallah. Ben sizden bu yazıyı
paylaşmanızı rica ediyorum. Çünkü muhtemelen o cevap verdiğiniz arkadaşlar
şu anda “Ya Nureddin Hoca'ya bile sordum ama derdime deva bulamadım. Ne
lanetli bi adamım ben?” diye kıvranıp duruyorlardır. Ben size konu hakkında
gerekli linkleri atayım.


http://escinselterapi.net/forum/index.php?topic=994.0

http://escinselterapi.net/forum/index.php?topic=998.0

http://www.youtube.com/user/escinselterapi

sitede benim yazılarım da vardı ama şu an bakımdaymış atamıyorum. Benimle de
irtibata geçerseniz tecrübelerimi aktarmaya çalışırım. Selamün aleyküm

Bu maili gönderen

Fetva Meclisi http://www.fetvameclisi.com
                                                                                 
Selamünaleyküm.
Yazınızı siteye koyuyorum. Bizim tespitimize itirazınız da haklı olduğunuz
bölüm var, eksik takdir ettiğiniz bölüm var. Bizi bir psikolog gibi
düşünmekte eksik düşünmüş oluyorsunuz. Böyle bir konuya genel hatları ile
bakmak durumundayız. Fıkıhla alakası olmayan bölümlere girersek hata etmiş
oluruz. Biz bu tür dert sahiplerine umumiyetle birinci yöntem olarak
doktorlu bir tedavi sürecini özellikle tavsiye ederiz.
İkinci olarak da sözünü ettiğiniz hastalığın sizdeki çeşidi onlarcadan
biridir sadece. Size bir nebze yararlı oldu ama bir başkasına hatta pek
çoğuna yararlı olmayabilir.
Nihayetinde mükemmeli yapma iddiamız olamaz. İnşaallah siz kurtulursunuz,
sizin vesilenizle de başkaları kurtulur ve siz de ecir kazanırsınız.
Yalnız neticeyi görmeden kesin kanaatler kullanmamanızı tavsiye ederim size.
Allah Teâlâ size afiyet ihsan etsin, derdinize derman bulmayı nasip etsin.
Allah'a emanet olun.
Selamünaleyküm.

Nureddin Yıldız



Facebook Adresim: https://www.facebook.com/ahmet.guven.56884?pnref=story iletişim kurabilirsiniz
« Son Düzenleme: 24 Kasım 2014, 11:22:05 öö Gönderen: psikolog »

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4077
    • Profili Görüntüle

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4077
    • Profili Görüntüle
Ynt: EŞCİNSELLİĞİN FETVASI ve ÇÖZÜM YOLLARI NEDİR: NURETTİN YILDIZ
« Yanıtla #2 : 25 Kasım 2015, 11:42:27 ös »
Geçen günlerde LGBT derneklerinin "Onur Yürüyüşleri" adıyla yaptığı faaliyetlerle, eşcinsellik meselesini ilk defa bu kadar gündemde tuttu. Hem bu derneklerin faaliyetlerini, hem de kimliğini açığa çıkaramayan eşcinsellerin sayısını dikkate aldığımızda şu öngörüde bulunabiliriz: Kürt sorunu çözüldüğü takdirde eşcinsellik, ülkenin en büyük iç meselesi haline gelecektir. Bu durum eşcinselliği dikkate almamız gerektiğini gösteriyor.

Toplum eşcinselleri sadece kadınsı hareketleri olan, dine uzak kimseler olarak tanıyor ama gerçekte durum böyle değildir. Eşcinsellerin bir kısmı kaybedecek bir şeyi olmadığı için açıkça bunun mücadelesini veriyor. Ancak büyük kısmı, toplum baskısından kendini açığa çıkaramıyor. Daha büyük kısmı ise istemediği halde taşıdığı eşcinsel hislerden kurtulmak istiyor ancak derdini kimseye açamıyor. Dindar insanların, cemaatlerin içinde bunlardan çokça var. Ama bu durum kabul edilmek istenmiyor. İran eski cumhurbaşkanı Ahmedinejad, “İran’da Avrupa ve Amerika’daki gibi eşcinsel yoktur!” açıklaması yapıp dünyayı kendine güldürmüştü. Bizdeki dindarlar da tam olarak bu noktada duruyorlar: “Bizim içimizde eşcinsel yok!”

Bu mantık neticesinde, dindarların konuyla ilgili söylemleri yalnızca gerçek eşcinsellere yönelik kaldı. “Lut kavmi, sapkınlık, ahlaksızlık, kıyamet alameti” kelimelerinden fazlasını bilme gereği duymadılar.

İlk yazımı okumayanlar için; bu yazının sahibinin eşcinsel hisler içinde kıvranan ve aldığı psikolojik destek neticesinde düzelen bir erkek tarafından yazıldığını tekrar edeyim. Ben eşcinsel hislerimi farkedip kurtulmak istediğimde önce internetten araştırma yaptım. İnternetten LGBT derneklerinin sitelerine yönlendirildim. Onlar bunun hastalık filan olmadığını, doğuştan olup tedavisinin olmadığını, bireyin bu şekilde yaşamaya alışması gerektiğini söylüyorlardı. Hatta eşcinselliği kutsayıp, böyle yaşamanın erdem olduğu propagandasını yapıyorlardı. Doktorlara ulaştım, onlar da “bunun çözümü yok” deyip geri gönderdiler. Bu kez dini kaynakları araştırdım, hocaların ne dediğine baktım. Onlar da Lut Kıssası’ndan başka bir şey anlatmıyordu.


http://escinselterapi.net/forum/index.php?topic=1630.0


yazının devamını okumak için linki tıklayınız

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4077
    • Profili Görüntüle

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4077
    • Profili Görüntüle
..

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4077
    • Profili Görüntüle
..