Gönderen Konu: EŞCİNSELLERİN GÖZYAŞLARI: Ben eşcinselliği nasıl değiştirecektim ?  (Okunma sayısı 2607 defa)

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4099
    • Profili Görüntüle
Ergenliğe aktif bir eşcinsel olarak giriş yaptım. Daha o zamanlar eşcinselliğin bana uymayan bir davranış olduğunu ve hayatımı zorlaştıracağını düşünür, üniversiteyi bitirdiğimde bir işe girer; ilk iş bir psikoloğa giderim diye düşünürdüm.  Yani eşcinselliği değiştirme fikri 14 yaşımdan beri var. Şuradan buradan öğrenmedim. Eşcinselliğin yalnızca bir cinsel sorun olduğunu sanmıştım. Sonraları fark ettim ki; kendimde değiştirmeye çalıştığım diğer huylarımla bağlantısının olduğunu.
Ergenliğe girişimden sonraki 3 yıl içerisinde, artık bir depresyon gelmişti. Genel olarak çocukluğumda ve gençliğimde kapana kısılmış gibi bir hayat yaşadım, diğer çocukların coşkusu, dostlukları bende yoktu. Fakat depresyon daha başka bir şey; çaresizlik ve korkunun da içinde olduğu bir karışımdı. Ben eşcinselliği nasıl değiştirecektim ?
17 yaşındayken bir psikolog ile görüşmeye karar verdim ve hasbelkader bir psikoloğa gittim. Özel bir klinikti ve kitaplarımı satmak zorunda kalmıştım. Önce hormonlarıma bakıldı ve normal olduğu ortaya çıktı. O gün dua bile etmiştim, inşallah sorunum psikolojiktir; biyolojik değildir diye. Sanki psikolojik sorunları çözmekte ustaymışım gibi. Sonra seansı gerçekleştirdik; psikolojik olduğuna karar verdi; homofobiksin dedi. O ne demek dedim… O gün klinikten caddeye çıktığımda; ağlamamak için kendimi zor tuttum. Etraftaki insanların neşesine öfkelendim; ne çocukça bir davranış. Bir daha oraya geri dönmedim.
İnternette deli gibi araştırma yapıyordum. Sonuç hep aynı; eşcinsellik hastalık değildir ve tedavisi yoktur. Bu cümle nefesimi darlıyordu adeta. Tekrar tekrar yıllarca hep Google a bunu arattım. 19 yaşımdayken elimde bazı doneler olmuştu. C. Kdiye bir doktor buldum, T. Ö diye bir doktor buldum; onarım terapisi kitabını buldum, bir sahaftan bazı kitaplar aldım; orda yazan azıcık bir bilgi buldum… Bunlar bana umut oldu; çalışıp para kazanıp bu astronomik fiyatlar ile tedavi veren doktorlara gidebilecektim. Tabii bilmiyordum hayatın zorluğunu o zamanlar.
Üniversite hayatım hazırlıkla birlikte 6 yıl sürdü. Bu zaman içerisinde pek bir şey değişmedi. Yine araştırmalar, soruşturmalar. Yine bir psikoloğa gittim; yine param kalmadı. Anlattıklarının hepsini biliyordum oysa. Egodistoni kavramını o adamdan öğrenmiştim; hakkını yemeyim şimdi.
Bunları buldum diye biraz seviniyordum ama birkaç saat geçince yine kaygılar toplanıyordu. Ya doğru değilse, ya tam tedavi olmazsa ve kendime zarar verirsem, ya bana sen farklı bir eşcinselsin biz ergenlikten sonra olanları tedavi edebildik derlerse… Sürekli yenisini ürettim ve hala da üretmekteyim. Hüseyin Kaçın bana bunu yapmamın eşcinselliğimi pekiştirdiğini söyledi. Günlük hayatımıza tamamen farklı bir mantık; anlamadım nedenini. Hüseyin Kaçın keşke anlasa; düşünmemeye çalışsam da düşündüğümü, bunun elimde olmadığını…
Bu yıl yeni mezun oldum ve hiç bir şey değişmedi. Yine araştırmalar peşindeyim. Hüseyin Kaçın’ı da bu yıl buldum. Facebookta bir grupta görmüştüm ve takip ettim. Yine endişelerle okudum yazdıklarını ve paylaştıklarını. Önceleri facebooktan soru sordum sonra telefon ettim. Çünkü yazışarak tedavinin olacağına inanmıyor. Telefonda da sağolsun zaman ayırıyor ancak ona da karşı. Gelip ilk görüşmeyi yapmak önemliymiş. Bu ilk adım bir süreci başlatmak gibi bir şey herhalde, yeni bir güç ortaya çıkarıyormuş… Bunu deneyeceğim. Yani aynı konuyu internette yazmak, telefonla konuşmak ve yüzyüze konuşmak çok farklı şeylermiş. Doğru olabilir. Kendine güveni olmayan arkadaşlarım yüzyüze ilanı aşk yapamazken, telefonda yapabiliyor. Çünkü yüz yüze görüşmelerde farklı bir etki oluyor. Burada örneğim biraz olumsuz oldu, fakat eşcinsellik konusunda olumsuz bir etki olacak demiyorum. Sadece durumun farklı olabileceğini belirtmek istedim.
Geçen haftaya kadar bir psikiyatrist ile görüşüyordum. Beni birkaç seans dinledi ve sonra bana bunun bir hastalık olduğunu kabul ettiğini fakat tedavi için hiçbir şey yapılamayacağını söyledi. Hayatımın geri kalanını yaşamak için böyle olmayı istemesem de kabul etmem gerekliymiş. Çok öfkelendim, kalbimin kırıldığını hissettim. Kendi hayatıma sahip çıkmak için çaba sarf ediyorum ancak bu kimsenin umurunda değil. Eşcinsel olmayan bir erkeğin beni ittiği yola bakın… Ben canımı pazarda bulmadım, benim hayatımda güzel olmalı; babam bitti şimdi yeni erkekler çıktı başımıza… Daha fazla zarara uğramayacağım.
Ben eşcinselliğimi değiştirme konusunda gel git yaşayan bir insan değilim. Umutsuzluğa kapıldığımda benim tedavimin mümkün olmayacağını düşünürüm ama eşcinselliğin normal bir durum olduğunu düşünmem. Sadece şartlarımın olgunlaşmasını bekliyorum, tedavi olabilmek adına.