CİNSEL UYARI OBJELERİNDE FARKLILIKLAR
Her iki cins için cinsel cevabı başlatan uyaranlar çok farklıdır. Bu farklılıklar kişinin aldığı dış uyaranlar için olduğu iç ruhsal ve fizik uyaranlar için de ayrıdır.
Erkekler genelde dış görsel uyaranlara karşı çok duyarlıdırlar. Bir kadının bütünü ile çıplak görülmesi bir erkeği uyarabildiği gibi sadece bir beden parçasının kısmen görülmesi bile uyarıcı olabilir.
Boyun, göğüs, diz kapakların arka kısımları, topuklar, bel çukurluğu ve ense en fazla uyarıcı bölgelerdir. Çeşitli kokular, yüz ve bedendeki benler, lekeler, çamaşır kenarlarının yaptığı boğumlar da erkekleri çok etkiler.
Kadınlar için görsel uyaranların fazla bir önemi yoktur. Kadın daha çok kendi iç uyaranlarından etkilenir, kendi imajını kendi çizer, uyarının fantezik vasfı kadında daha belirgindir. Kadın karşısındaki objeyi görmek istediği gibi görür. Bir erkekler karşılaştığı zaman daha önce duyduğu hikayeler, arkadaşlarının anlatımları ve onda uyandırdığı heyecan tonüsü uyarının şiddetini ve yönünü tayin eder.
Kadın çoğu kere ilk uyarıyı hayalindeki bir kişiden alır ve gerçek erkekle sevişirken bile o hayalle olmaya devam eder, fantezisinde çok abartılı olabilir. Bir kısım kadınların evlenmiş ve çoluk çocuğa karışmış olmalarına rağmen her cinsel yaklaşımlarında aynı hayal obje ile idare ettikleri görülür.
MASTÜRBASYON
Mastürbasyon ilk bakışta otoseksüel davranış gibi görünse de gerçekte obje bağlantılı bir seksüalitenin ilk aşamasıdır.
Gerek sürüngenlerde gerek maymunlar ve gerek primatlarda aynen insan olduğu gibi seksüel gelişim süreçlerinden ilkidir ve çok sıklıkla uygulanır. Bütün ırklarda ver bütün renklerde aynı sıklıkla görülür ve çoğu kere de normal cinselliğin yanı sıra bütün bir ömür boyu devam eder.
Her ne kadar bazı kültürlerde lanetlenmiş ve yasaklanmış ise de bireysel etkinliğinden hiçbir şey kaybetmemiştir. Alfred KİNSEY?e göre erkeklerin hemen tamamının kadınların ise dörtte üçünün hayatlarının bir devresinde bu cinselliğe itibar ettiği ifade edilmiştir.
Araştırıcılar kişilerin kendilerini uyarmaya başlamalarının ilk bebeklik ve çocukluk devrelerine rastladığını söylerler. Yeni doğanın parmakları ve ağzı arasındaki ilişkiyi öğrenmesi ile beraber mastürbasyonun ilk aşamasının başladığını söylerler. Daha sonra ise aynı parmaklar bu defa genital bölgeleri araştırmakta kullanılır. 15 ile 19 aylık kız ve erkek bebeklerde elle genital bölgelerin uyarılması başlar ve çocuk bunun bir haz aracı olduğunu öğrenir.
Bu haz duyumları yetişkinde dokunmaz hazzının alınacağı bölgelerin tespitine hizmet eder. Çocuk bedeninde daha başka haz verici bölgeler olup olmadığını öğrenmek ister ve yetişkinde erkekler ve kadınlar birbirlerine dokunarak ilk çocukluk deneyimlerine uygun haz bölgeleri araştırırlar, çocuğun başlangıçta keşfettiği haz bölgelerinin karşı cinsten biri tarafından da keşfedilmesi cinslerin cinsel cevapta uyumunu sağlar.
Çocukların bu kendi bedenlerine yönelik arayışları diğer insanların genital bölgelerinin de araştırılması merakına döner. Arkadaşlar, anne baba ve hatta hayvanlar bile araştırılmak istenir. Oyun arkadaşlarının genital bölgeleri ile kendi genital bölgelerindeki organların karşılaştırılması arzu edilir.
Bu istek yetişkin yılların ekshibisyonizmini açıklamak için bir ilk adım olarak kabul edilir. Karşılıklı görme istemi, bir karşılıklı gösterme işlemine dönüşür. Böylece her olayda iki ekshibisyonist birden yetişkinler ordusuna katılır.
Zamanında fark edilip tedbir alınmayan veya cezalandırılmayan bu davranışlar yetişkinlik hayatında uzun yıllar bir problem olur gider.
Buluğ çağının başlaması, cinsel hormonların devreye girmesi ve cinsel içgüdülerin yoğunluk kazanması ile beraber, ikincil cinsel karakterler de gelişmeye ve forme olmaya başlar. Bu devrede mastürbasyon yoğunluk kazanır. Buluğ çağını idrak etmiş olan bireyler artık gerçek bir cinsellik için hazır olmalarına rağmen sosyal kuralların kısıtlayıcı ve bastırıcı etkisi altında uygulanma fırsatı bulunmadığından yeni yetişkinler mastürbasyon olayına kayarlar.
İlk gençlik devresinde şiddetlenmiş olan cinsel içgüdülerin yerine getirilmesi ve rahatlama isteği mastürbasyonla beraber cinsel koit fantezilerini de beraber getirir. Bu fantezilerin şekli bir ölçüde ileride cinsel tercihlerin kalıplarını da hazırlayacaktır. Genç bu fanteziler sayesinde ileride yükleneceği dişi ve erkek rollerini öğrenir ve benimser.
Evli çiftlerde normal cinsellik süreçlerinin başlaması ve bir uyumun sağlanmış olması halinde bile taraflar bu eski alışkanlıklarını sürdürmekte devam ederler. Bu bakımdan mastürbasyonu partneri olmadığı zaman müracaat edilen yedek bir davranış gibi görmemek lazımdır.
Mastürbasyonun cinsel gücü azaltacağı veya bir akıl hastalığına yol açacağı hikayelerinin aslı yoktur. anacak bu alışkanlığın bir kompulsion haline gelmesi durumunda gerçek bir patolojiden söz edilebilir. Bizim bir şizofren hastamız günde birkaç kere herkesin önünde mastürbasyon yapıyor ve her seferinde defterine not ediyordu. İddiasına göre 28 yıllık yaşamında yaptığı mastürbasyon sayısı 40.000i bulmuştu.
Burada bozukluk kişinin heyecan bozukluğunda ve şiddetli obsesif bir kişilik bozukluğu içinde olmasından kaynaklanmaktaydı.
Pek çok araştırıcı mastürbasyonun üniversal ve adaptif bir davranış olduğu fikrinde birleşirler. Erotik oligofrenlerde, şizofrenlerde ve demanslı kişilerde ağır obsesif kompulsif bozukluk gösteren kişilerde ve kadına karşı aktif olmayan ancak başka bir patoloji de geliştirmeyen mahçup, sıkılgan kişilerde çok sıklıkla görülen bir cinsel davranış variantıdır.
HOMOSEKSÜALİTE
Bu deyim seksüel davranış bozuklukları içinde anlaşılması en zor olan ve en çok problem olanlarından biridir.
Son 30 yıl içinde konu ile ilgilenen araştırıcılar arasında genel bir görüş değişikliği olmuş ve bu kavram, etik, moral ve dini görüşlerin etkisinden arındırılarak yeni bir kavram oluşturulmaya çalışılmıştır.
Bu tartışmalarda hem DSM?nin görüşleri, hem ICD-10?un getirdiği açıklamalar hem de klasik öğretiler dikkate alınacaktır.
Klasik tarifler aynı cinsten kişilerin birbirine duyduğu yakınlık ve sempatiyi homoseksüalite olarak ifade etmişlerdir. Ancak bu tarifte cinselliği esas almayan sempatiler gözden kaçırılmıştır. Heyecan ve duygulanım başka, bunun bir davranışa dönüşmesi ise başkadır.
Bu defa kendi cinsinden biri tarafından alınan seksüel bir uyarı sonucu o kişinin bir cinsel boşalımına sebep olacak davranışlar bütünü homoseksüalite olarak kabul edilmiştir. Amerikan Psikiyatri Cemiyeti 1973 yılında homoseksüaliyeti bir patolojik davranış olmaktan çıkarmıştır. 1980 yılında da DSM aynı yönde bir karar almıştır.
International Statistical Classification of Disease and Related Health Problems ?ICD-a göre kişide sadece belirli bir yöndeki cinsel eğilim yalnız başına bir hastalık ve patoloji olarak kabul edilemez, ancak kişinin bir yaşam biçimi olarak ve insan cinselliğinin bir ?variant? ı değişikliği olarak yorumlanabilir demektedir.
DAVID HAWKINS de bu görüşe katılır ve homoseksüalite sadece duygulanım olarak kişisel bir tercih değildir, ancak bu hislerin ortaya konuş şekli bir kişisel tercih olabilir, demekle bu davranışın pek de masun bir davranış olmadığını ve bu tarifin biraz da hatıra dayandığını ima etmek ister.
GENEL BİLGİLER
Homoseksüalite kişinin cinselliğe karşı orientasyonunun, davranışlarının, kendisini kişisel olarak nasıl gördüğünün ve toplum içinde kendisini koyduğu sınıfın bir bütünü olarak ifade edilir.
Pek çok kişi homoseksüel deyimi yerine ?lesbian veya gay men? sözcüklerini kullanmayı tercih eder. Bu deyimler aslında tıbbi olarak bir patolojinin ve etyolojisinde organik bir çıkış noktasının bulunduğunu anlatır. Erkek olsun dişi olsun kendi cinsi ile bir cinsel iletişim ve yaklaşımın bulunduğunu belirler.
Lesbien ve Gay sözcükleri kişinin kendisine yakıştırdığı ve mal ettiği kavramlardır, kişinin ait olduğu grubun özelliklerini verir.
Bu deyimler bir ?similarity? benzerlik ifadesidir ve kişiyi bir kalıp ve kavram içine koyar, ?labeled?.
Pek çok erkek homoseksüel bir davranış içine girmekten ve bir homoseksüel olmaktan korkar. Özellikle ?latency? adını verdiğimiz saklı homoseksüellerde bu korku çok belirgindir. Pek çoğu da bunun şuur altı ve saklı bir istek olduğundan habersizdir. Bir hekim veya psikoloğun işgüzarlık edip kişinin farkında olmadığı bu isteğini açıklaması bir felaketle sonlanır.
Rüyasında devamlı olarak buhar makinelerinin pistonlarının silindirlere girip çıktığını gören bir hastamıza konu ile ilgili bir hekimin ?sen bir homoseksüelsin, istemini bu şekilde ortaya koyuyorsun? demesi, hastanın kendisine olan saygısının birden kaybolmasına yol açmış ve intihar etmişti.
Bu tür bir saplantısı olan kişilerdeki bu korkuya ?homophobia? erkek korkusu adı verilir. Normalde erkek canlısı erkek cinsellik yapmak üzere planlanmıştır. Olmuyorsa bu bir kusurdur ve bir hastalıktır. Ancak kesinlikle bir tercih değildir ve bunun böyle olduğunun savunulmaya çalışılmasının da bilimsellikle hiçbir ilgisi yoktur.
?Heterosexism? bir erkeğin ancak bir dişi ile cinsellik yapabileceği görüşüdür, fizik veya psikolojik sebeplerle bu görevi yerine getiremeyenler için çok sayıda ?sublimasyon? yolları açıktır. Bir kaza sonucu cinselliğini kaybeden sayısız insan vardır ve bunların hiçbiri böyle bir tercihi aklının ucundan bile geçirmezler. Seksüel identite titizlik ve haysiyetle korunması gereken bir özelliktir. Neslin bekası kanununa ve türün devamlılığı için de bir şarttır. Sapmış ve görev dışı kalmış bir içgüdüyü şu veya bu şekilde deforme etmeye ve bunu haklı göstermeye çalışmak hiç kimsenin haddi değildir.