Son İletiler

Sayfa: [1] 2 3 ... 10
1
Hüseyin Bey ile üçüncü görüşmemizde benzeri konularda konuşsakta, bu konuda konuşmanın derdimi anlatabilmemin bana iyi geldiğini bir kez daha anlamıştım.Çünkü bu hususta genel kanı iyileşmenin imkansız olduğu vb. kanılar depresif halimde beni çok yoruyor dipsiz bi kuyuya itiyordu. Klinikte benim gibi muhafazakar pek çok kişinin de hikayesindeki benzerlikler dikkatimi çekmiş rahatça görüş alışverişi yapabilmem yeniden ümitlenmem için bir sebep olmuştu sanki...
Halbuki çocukluğumdan beri birktiğini hissettiğim öfke, saçma sosyal fobik davranışlar ve sonunda yalnızlık beni çok daraltılmıştı. Bu da haliyle doğru düzgün hobisi olmayan beni yanlış düşünceler ve bu düşünceler sonunda stres atmak için vicdanen rahatsız olsam da mastürbasyona itiyordu. Her seferinde son olsun diye bakarken sonu gelmiyor, bocalıyordum. Hayır diyememek pasif görüntü iyi niyet suistimalleri beni ben olmaktan alıp başkalarına adeta hizmetkar hale getiriyor gibiydi. Her ne kadar bunu gün içerisinde binbir defa samimiyet testinden geçirip Rabbim i razı etmek için yapmaya niyet etsem de... Yine bir rahatlama dönemine girdim derken babamla iletişimsizliğimi  hatırlayıp telefonda da yarım yamalak ezber hatır sorma muhabbetinden yine mağlup ve üzgün çıktım ama artık daha kontrollü gidebileceğimi hissediyorum. Nitekim gün içerisinde çekim hissettiğim kişi de dahil artık daha yüzeysel olmaya çalışıyor, kırılsam da onun yaptığı gibi umursamamaya gayret ediyor, Söylediği herşeyi incelesem de rastgele konuştuğunu dolayısıyla sözüne itimat etmemem gerektiğini kendime telkin edip değer devşirmekten kaçınmaya çalışıyorum... Bu süreçte erotize etme anlamında bazı manzaralar zihnimi meşgul etse de benzeri çekiciliğin bende de olduğunu ona özel olmadığını fark etmeye çalıştığımı anladım ve şuan az da olsa ondan soğuduğumu ve daha az erotize ettiğimi deneyimledim...Tepki mi verdikten sonra bana karşı kısmen daha dikkatli davranması bağlanmam için sebep olsa da geçici olabileceğinin farkındayım, zaten değer verse de yüzeysel bir değer olduğu aşikar onun için bunlara bel bağlamamam gerek elbet
3
Allah o kadar buyukki; iş ararken ve hatta bazı önüme gelen fırsatları elimin tersiyle atarken bir sabah diyorum ki
Ya rabbi!. O kadar fırsat geçti elime çekindim ve ise girmedim. Ama vardır bundada bunda da bir hayır demekki sen beni daha hayırlı ve güzel bir işe ayarliyorsundur. Ve 2 saat sonra tanıdığım ve iş aradigimdan zerre bahsetmedigim bir abi beni arıyor ve diyorki sana iş buldum ama yapar misin bilmiyorum. Buyur abi nedir o?.
Bizi umreye goturen bir tur var o turda umre rehberligi yapar mısın. Bak Allah'ın işine!. Hayatımda hiç tahmin bile etmediğim bir iş. Bı dusuniyim diyorum. İşi istiyorum ama korku geliyor ya yapamazsam. Ya elime yüzüme bulastirirsam. Ya olmazsa. Arıyorum Hüseyin hocayı gitmezsen bir daha gelme diyor. İstihare yaptırıyorum hayırlı cikiyir herkes bana güveniyor ama bir bakiyorum benim kendime ozguvenim yok yönetim ve bilgi hususunda. Ama bir yandan bunlarda olunca yani insanlarin telkini ısrarı en önemlisi Hüseyin beyin telkini gitmekten başka çarem yok biliyorum. Yarın gidicem gorusucem. Ve bu iş olduğu zaman buraya sadece oldu yazicam. Eminim olucak çünkü bu işin bana geliş şekli farklı ve ayrı bir his var içimde olucak eminim. Bununicin elimden geleni yapicam...
Bekleyin yazacağım günün bekleyin.......
4
Hüseyin KAÇIN / Ynt: AYŞE NİSAN KAÇIN
« Son İleti Gönderen: psikolog 10 Ekim 2025, 09:50:20 öö »
..
5
Sessiz Çocuk, Yalnız Akademisyen – 5

İkinci Terapi: Korkularla Yüzleşmek

Bu haftaki yazımda ikinci terapi seansımı anlatmak istiyorum. Bu terapi, geçmişe – özellikle de çocukluğuma – dönerek erkeklere olan ilgimin nedenlerini anlamaya çalıştığımız bir seanstı. Çünkü terapistim, eşcinselliği güçlendiren en önemli faktörlerden birinin özgüvensizlik olduğunu söyledi.

Korkak Bir Çocukluktan Yalnız Bir Hayata

Çocukken o kadar korkak, ürkek ve özgüvensizdim ki, büyüdüğümde bu özellikler tüm hayatımı şekillendirdi. İnsanlarla iletişim kurmaktan kaçan, sürekli alay edildiğini düşünen, hatta sınıfta iki kişinin gülmesini kendine yoran bir çocuk oldum.

Benden daha iyi bir üniversiteden mezun birini gördüğümde içimde derin bir eziklik hissediyordum. Bu yüzden meslektaşlarımla görüşmemeye, sosyal etkinliklerden kaçmaya başladım. Toplantılara gitmez, kutlamalara katılmazdım. Üst düzey biriyle konuşmam gerektiğinde ise elim ayağım titrer, sesim kısılırdı.

Kısacası sosyal hayattan kendimi tamamen izole ettim. İnsanlar pandemide bu duruma bir yıl bile dayanamazken, ben ömrümün büyük kısmını bu şekilde geçirdim. Adeta bir mağarada inzivaya çekilmiş bir âlim gibiydim.

Değişim Başlıyor: Kitaplar, Notlar ve Ödevler

Bir gün Nicolas’ın Onarım Terapisi ve Homoseksüelliği Engelleme kitaplarını okumaya başladım. Çok etkilendim. Notlar aldım, kendime ödevler verdim. “Benim Ailem” belgesellerini izledim, eşcinsellerin hikâyelerinden özel bilgiler öğrendim. Ayrıca Anna Erdoğan’ın YouTube’daki videolarını da takip ettim.

Bu kaynaklar sayesinde ilk kez kendimi derinlemesine gözlemlemeye başladım.

Özgüvenin İlk Adımı: Göz Teması

İkinci terapiye geldiğimde elde ettiğim bu bilgilerden ve tecrübelerden bahsettim. Daha önce insanların gözlerine bakarak konuşamayan ben, artık göz teması kurabiliyordum. Göz teması, iletişimin en önemli ilk adımıymış; bunu yaşayarak öğrendim.

Özgüvensizlikten kurtulmak için elimizden geleni yapmalıyız. Araba kullanmak, yüzmeyi öğrenmek, spor yapmak, bir müzik aleti çalmak, resim yapmak… Kısacası bir hobi edinmek çok önemli. Çünkü bu tür uğraşlar insana güç ve özsaygı kazandırıyor.

Artık Susmuyorum

Hüseyin Hoca ile terapide “haksızlık karşısında susmamak” üzerine uzun uzun konuştuk.
Eskiden bana yapılan haksızlıklar karşısında hep susardım. Şimdi ise güzel bir şekilde itiraz ediyorum.
Bu tutum, karşımdaki insanın bana duyduğu saygıyı artırdı. Her defasında kendimi daha güçlü, daha maskülen hissediyorum.

Stresle Baş Etmenin Sağlıklı Yolları

Hocam, stres altında olan birinin genellikle mastürbasyona yöneldiğini veya eşcinsel sitelere girerek partner aradığını anlattı. Oysa stresle baş etmenin başka yolları da var: maça gidip bağırmak, slogan atmak, bir kafede arkadaşlarla oyun oynamak, nargile içmek gibi.

Bana “Erkek ortamını artır ama erotize etme.” dedi. Ben de bu sözü tuttum.
Şu an nargile kafelere gidiyor, erkek arkadaşlarla zaman geçiriyorum ama onları erotize etmiyorum.
Ayrıca spor salonu arıyorum; çünkü spor yaparken insanlarla tanışmak, özgüven kazanmak için harika bir fırsat. Erkeklerin benden farklı olmadığını fark ettikçe onları erotize etmeyeceğim.

Bir Sürecin İçindeyim

Bu bir süreç ve ben bu sürecin içindeyim. Epey yol aldım ama hâlâ gidecek çok yolum var.
Erkek öğrencilerime ilgi duymam beni rahatsız ediyor. Bunu söylediğimde hocam,
“Suçluluk duyma. Erkekleri seçebilirsin ama erotize etme.” dedi.
Çünkü suçluluk duygusu eşcinselliği daha da güçlendiriyor.

Mastürbasyon ve Zihinsel Temizlik

Hocam, mastürbasyon konusunda da uyardı. Özellikle porno izleyerek yapmanın zararlı olduğunu, kuru bir şekilde yapılmasının yanlış olduğunu anlattı. Eğer illa yapılacaksa, bir kadını hayal ederek ve bebek yağı kullanarak yapmanın daha sağlıklı olacağını söyledi.

Kadın hayal edemiyorsam bile, en azından sonlara doğru kadını düşünmemin önemli olduğunu belirtti.
Bunları yazarken utanıyorum ama belki birilerine faydalı olur diye paylaşıyorum.

Eşcinsel Yaşamın Riskleri

Eşcinsel yaşamın tehlikelerinden de bahsetti. Her aktif bireyin, zamanla pasif olma ihtimali bulunduğunu söyledi. Çünkü ilerleyen süreçte aktif birey pasif partnere aşık olabilir ve onu tatmin etmek için pasif olmayı teklif edebilir.
Ayrıca HIV, HPV ve prostat gibi hastalıkların riskinin çok yüksek olduğunu da vurguladı.

“Strese girdiğinde hemen uğraş değiştir.” dedi. “Yoksa mastürbasyon ve seks tehlikesi var.”

Ben kadınlara ilgi duyamadığımı söyledim. O ise bunun zamanla değişeceğini, eşcinselliği güçlendiren davranışlardan uzaklaştıkça ve kadınlarla ilgili hayal gücümü geliştirdikçe bu ilginin oluşabileceğini söyledi.

Son Söz

Bu süreç kolay değil. Ama değişim mümkün.
Korkularla yüzleşmek, kendini yeniden inşa etmek ve adım adım özgüveni geri kazanmak...
İşte ben şu anda bu yolculuğun tam ortasındayım.
Bir gün dönüp baktığımda “İyi ki pes etmemişim.” diyebilmek için yürüyorum.
6
Uzun düşüncelerden sonra hatırladığım; bu anlamda ilk hisleri karmaşık olarak  9-10 yaşlarında hissetsem de  13 yaşında ergenlik belirtileri belirlemeye başlayınca erkekliğimi kabul etmekle beraber bu durum beni çok utandırıyordu. Arkadaşlarımdan birinin bu dönemde mastürbasyon vb şeyleri yapmanın zorunlu olduğunu söylemesi ise beni dehşete düşürmüş uzun süre yapmasam da daha sonra yapılması gerektiğine kendimi inandırmış ve türlü vicdan sızılarına rağmen herhangi bir hayal olmaksızın artık yapar olmuştum. Hele eve internetin girmesiyle artık yakınlarımın ve komşunun bizden büyük oğlu müstehcen videoları izleyip teşvik edince ben de bir zorunluluk olduğunu zannetmiştim. İlk başta açık kadınları görünce ereksiyon yaşayabildiğimi bir müddet sonra da erotizm edip mastürbasyon yaptığımı anımsıyorum az da olsa. Ama ben bir kadına mağduriyet ifade ettiğini düşündüğüm yıllarca oyun oynayıp güven verdiğim bir cinse böyle bir hayal kurmanın yanlış olduğunu düşünüp vicdan azabı çekiyordum. İşte bu sırada artık mastürbasyon  sırasında ben kendimi kadın yerine koyuyor ekran da gördüğüm çekici erkekleri de bu ilişkide düşünüyor buldum kendimi.Derken birgün çıplak erkek fotoğrafları görünce de bir ereksiyon oluşunca her ne kadar doğru bulmasam da bunun kadınlara bakma kadar günah olmayacağını zannetmeye başlamıştım, nasıl olsa ben de bir erkektim ve bir erkeği pasif olarak düşünüp erotize de edemezdim ve etmedim de. Zamanla eşc. site ve videoları görünce büyük bir şok geçirmiş bunun nasıl mümkün olabildiğini zor kabul etmiştim ama herkes gibi ben de izleyip ergenliğin gereğini yapmalıydım ve  bunu kadınlar üzerinden asla yapamazdım. Bir erkekle ancak pasif olarak yapabileceğime inanmıştım artık. Hep mağdur hisseden ben bir aktif olamazdım çünkü...
7
Geçen hafta yine firsatim oldu ve terapilere katıldım. Aslında ses kaydın dinleme fırsatım çok olmadı ama yine terapi ile alakalı birseyler aktarmak istiyorum.
Hüseyin hoca eğer bir iş bulabilirsem ve cebime para girerse kendimi daha da erkeksi hissedecegimi ve daha özgüvenli olacağımı söyledi. Genellikle kurs hocalığı olarak İstanbul'da iş bulmak zor ama genellikle şehir dışından teklifler geliyir ve ben bir çok teklifi malesef ozguvensizligim yüzünden geri çevirdim.Suan hala arama surecindeyim ve Hüseyin hoca bunun iyileşmek konusunda çok ama çok faydası olacağını söyledi. Hele şehir dışında hiç bilmediğim bir yere gidecek olursam....
Ama çok büyük kaygılar var içimde ve sürekli bunlarla savaşıyorum. Ne yaparım orada?. Tanımadığım herhangi bir şehirde?. Risk almak kadar beni bu hayatta endişelendiren birşey yok. Bana çok korkutucu ve kaygılı geliyor.. Yüzleşmekten korkuyorum çünkü. Ama artık büyümek gerek büyümek böyle birşey işte. Risk almak korkularinla yuzlesip.ustune yürümek... hayatta büyümek lazım. Her neyse bunlar negatif yanlar bununla birlikte pozitif yönlerde var.
Kendimi pasif fantezi kurmaya zorladım mast esnasında ama nedense bi tam zevk alamadım ve aktife döndüm ve fanteziyi öyle kurdum. Elbette pasiften hala zevk alıyorum o da tam birakamadigim için ama bununla birlikte sürekli aktif fanteziyi uyguluyorum. Faydası oluyor yani ama tam aktif olmak lazım. Birde şu ozguvensizligin korkunun üstüne gitmek. Birde birine bir daha pasif olarak düşünmek istedim ama olmadı yine aktif oldum ona. Yani sanki biraz farklı zevk arıyorum gibi artık pasif olmak çok fazla zevk vermiyor birde artık kendime çok yakıştıramıyorum o halı. Pasif hali. İyi ve pozitif yonler bunlar işte. Bir de aile konusuna gelelim. AİLEMDEN NEFRET EDİYORUM. Sadece bunu söyleyebilirim. Anneme çok aciridim ama artık bu evdekilerin derdi sikimde bile değil. Herkes birbirini yesin hem de babam. Önceden annemle tartistiklari esnada anneme çok acirdim ama umrunda bile değil annem. Mutsuzsa bosansin. Hala babaannemi ve babamı suçluyor ve onlardan şikayet ediyor başka birşey bilmiyor. Aynı zamanda annem bana bunu yap et dedi mi veya ricada bulundumu yapmıyorum banane ne halleri varsa görsünler. Mesela kontur atar mjsjn bana dedi yapmadım ve kendi başınızın çaresine bakın benim param yok dedim. Siktirsinler. Ben baba dedil koca değil bu evin çocuğuyum ve böyle muamele görmem lazım. Sormazlar paran var mı nasılsın ne yaparsın ne hissedersin diye gidip onların işine yaramami isterler sg yin ya. Baba mi babama diyecek lafım yok hayatımı mahvetti. Hala umursamaz varlığı yokluğu bir bi adam. Hala sorumsuz, hala başına buyruk, hala kendi halinde, umursamaz dışardan sadece eve kalmaya gelen misafirin teki. Zaten adam olsaydi hepimiz severdik onu. Ablam mi ona diyecek lafım yok. Babaannem zaten yaşlı başlı bugun var yarın yok şikayet bile etmem ondan da banane. HEPSİNDEN BANANE. resmen hepsi hayatımı sikti. Benim için bugün Varsalar yarın yoklar. Bence bir yandan bu nefrette bir gelişme.yani umarim öyledir. Allah yardımcım olsun. Yaşadığım müddetçe dussemde kalksamda asla kabul etmicem bu duygularımi ve hep bir yanlışlık olduğunu içten haykiricam. Pes de etsem düşsem de yine baştan baslamayi bilicem ve bunu yenmek için elimden ne geliyorsa yapicam. Sadece normal bir insan olmak istiyorum herkes gibi. Normal bir insan standartına çıkmak istiyorum. Hayatım ne kadar boktanda olsa (Allah'a haşa laf olarak değil) yinede hayatım için biseyler yapmaya çalışıyorum ve yaşım sadece 19. Sadece hayatımı herkes gibi düzeltmeye idame ettirmeye çalışıyorum ve bu çok değerli bişey. Yarın bir gün eğer bunu yenersem çok isterim hayatımın film olmasını. Kendimi dışardan izlemek. Yaptığım hataları gormek iyi yanlarını görmek çok isterim. Her neyse herkes sağlıcakla kalsın. Ölümden gayri herşey geçici. Herkese mücadelesinde başarılar👋🏽
9
Psikoloji / Ynt: TV 5 ANA HABER BÜLTENİ "EŞCİNSELLİK"
« Son İleti Gönderen: psikolog 29 Eylül 2025, 01:36:35 ös »

Eşcinsellik özgür bir tercihin değil, genellikle çocuklukta yaşanan travmaların ve ebeveyn ihmallerinin sonucu olarak gelişen bir durumdur. Eşcinsellikten kurtulmak isteyenlere terapi imkanı sağlamamak, gerçekte eşcinselleri küçük düşüren bir tutumdur.

https://www.instagram.com/p/DNOmWnDqjVL/


https://www.youtube.com/watch?v=-9bPlRuOq-Q&list=UULFEDADUolmKuMyWGRunC3UhQ&index=4

Velev ki Eşcinseliz: Furkan

https://www.youtube.com/watch?v=SK5ycgpoVC8

Velev ki Eşcinseliz: Mert

https://www.youtube.com/watch?v=BI6NM-gENrw

Velev ki Eşcinseliz: Efe

https://www.youtube.com/watch?v=rxfQS3Da1Wg





https://www.instagram.com/p/DNOuCN-Pmrr/
10
Merhaba, hem kendime hem başkalarına bir nebze olsun faydam olur ümidiyle yazıyorum.Küçük bir şehrin küçük bir mıntıkasında dünyaya geldim, konuyla ilgili kötü hatıraları bana hatırlatsa da memleketimi hala çok seviyorum. Rençberlikle geçimini sağlayan hoşgörülü ama namusunu muhafaza eden edepli ve saygın aynı zamanda geleneksel  dindarlar arasında Hoca yetiştiren ve bu alanda muteber olan bir sülalenin selim fıtratlı bir ailesinde dünyaya geldim. Çocukluğumda babam anne babasının hastalığı nedeniyle onlarla meşgulken tek kardeşim ağabeyim de dedemlerle kalırken ben annemle çokça vakit geçiren onunla uyuyan onunla çalışan onunla sıkıntılara katlanan herşeye rağmen terketmediği namazını kılıp oturunca kucağına oturan ve onu taklit eden bir süreçle başladım. İlerleyen dönemlerde mahallede erkek arkadaşım olsa da ben içlerinde hem de akraba arasında yumuşak huylu zeki çalışkan utangaç bir çocuktum. Onların tabiriyle kız olacakken erkek olmuştum, hatta şimdilerde çok üzülmesem de zamanında beni rencide eden bir kız ismi bile akrabalarım tarafından kullanılıyordu. Aslında evet kız kuzenlerimle bebek oynayan bir tane bile arabası olmayan kendi oyuncağını kendi yapan bir çocuktum.Halbuki ağabeyim evin ilk çocuğu olunca mı bilmem bir çuval dolusu oyuncağı ve bisikleti vardı. Benim ise belki kuzenlerimin verdiği bacağı kopmuş ve tamir edip oynayabileceğim bir bebek, pedalları bile dönmediği için ittirmek zorunda kaldığım kimden kaldığını bilmediğim bir eski bisikletim vardı. Ama bunlarda beni arkadaşlarımın dalga geçmesine karşı korumadı.Zamanla erkek çocukların zorbalığı ve kızların naif oyunlarına daha da aşina olmuş kabul de edelmişim sanki. Buna rağmen sesimin inceliği davranışlarım dikkat çekse de oyundan vazgeçmeyen kendisini de kız olurak asla kabullenemeyen ben küçük yaşta sabah anksiyeteleri geçirdiğimi hatırlıyorum.  Serüvenim ilk okulda akran zorbalığına karşı dersleri iyi bilge bir kimlikte çocukken bile fikri sorulan bir kimse olmaya bütün sınıfın erkekleri harami kızları mağdur cariye rolünü oynarken benim de arkadaşlarım tarafından kızların babası adedilmem vb.   şekillerde tezahür etmişti. Zamanla kendimden güçlü çocukların sevdikleri bir kızı ben de sevmiştim ama onlar kız için kavga ederlerken ben açık bir şekilde bunu kimseye söyleyemiyordum ama kızlarla aram iyi olduğu için onunla rahat vakit geçirebilen tek kişi de bendim.Her ne kadar diğer arkadaşlarım  onun için kavga etse de bu mücadele de kendimi galip çıkacak zannederdim çünkü her ne kadar onlar benden farklı olsa da benim derslerim iyiydi ya kız da beni tercih edecekti elbet.İşte karşı cinse ilk beslediğim duygu böyle gelişmişti ama bir ara uzun boylu babasını görünce sanki onun gibi olmak istemiştim ileri de hemcinsime karşı hatırladığım sevgi olmasa da erotize etmemiş olsam da ilk his buydu galiba...Babamın ebeveyni vefat ettikten sonra alkole daha da yönelmesi maddi sıkıntılar aramızda hep bir soğukluğa sebep oluyordu, maddi ihtiyaçlarımızı karşılamakla beraber bu yönü benim gibi çocuk yaşta bilge gibi olan birine zor anlaşılmaz  ve kötü geliyor annemi de çok üzüyor zaman zaman babamı ona şikayet etmeme sebep oluyordu. Sanki alkol şişesi bütün ailenin düzenini kaçıran bağımızı koparan akrabalarımız ve arkadaşlar arasında rencide edilmemiz için yeni bir argümana dönüşmüştü...İşte etkilediğini düşündüğüm çocukluk dönemine ait bazı durumlar...Ama bu dönemde hemcinse karşı net bir şey yok biliyorum ki naif yapım kendimi bildim bileli var ama ben bir erkeğim ve erkeğe ilgi duyamam ve duymuyorum... Devamı bi dahaki sefere inşallah...
Sayfa: [1] 2 3 ... 10