Gönderen Konu: Suskunlar, Susuyorlar, Susturuluyorlar, Artık Susmayacaklar  (Okunma sayısı 4655 defa)

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4097
    • Profili Görüntüle
Suskunlar’. Bugüne kadar susmuş, gözlerini kaçırmış, yaşadıklarını unutmaya çalışmış, unuttuğuna inanmış, içinde derinlerde neler yaşadığını kimseye anlatamayan, anlatacağıma öldürürüm kendimi diyen dört küçük çocuğun hikâyesini anlatan dizi. Sadece onların dizisi değil asında, çoğumuz izlediğinde kendinden bir şeyler bulacak, yediği dayakları, mıncıklanmaları, en yakınından uğradığı tacizi tecavüzü, o çocukluğumuzun masum gibi görünen amca veya teyzelerini, ağabeylerini, ablalarını, halalarını, dayılarını, komşuları, mahalledeki çocukları hatırlayacak. Gözlerden süzülen yaşlar, kâbuslar ardından da gelecek şeyler. Hala kaçımız karanlıktan korkuyor, arkamızdan biri dokunduğunda korkuyoruz, hastanedeki hastabakıcılardan korkuyor, asansöre yabancı birisi ile binmek istemiyor, bir arkadaşımızın evine kalmaya gittiğinde gece bir tedirginlik yaşıyor, her an kapı açılacak korkusu yaşıyor, temizlenmek için banyoya girdiğimizde o unutmak istediğiniz iğrenç olayları hatırlıyor? Tahmin etmediğimiz kadar çok kişi bunları hatırlıyor. Kimse bir şeyi unutmadı. Her şey içimizde bir yerlerde gizli. O zaman da kimseye anlatamamıştık, şimdi de anlatamıyoruz. Dizide geçen bir cümle çok etkiledi beni, bunları anlatacağıma ölürüm daha iyi dedi ‘sarı’ karakteri. Tacize uğramak, tecavüze uğramak böyle bir şey işte. Ortaya çıkacağına ölümü istemek kadar utanç veriyor. O kadar utanç verici ki, o dört arkadaş bir daha görüşmeme, bir daha bu olayları açmama kararı alıyor. Hangimiz annemize babamıza en yakınımıza anlatabildik. Arabanın attığı taklalardan sonra vücudumda bir sürü kırık varken, yarı baygın bir vaziyette yatıyorken vücudumda o iğrenç ellerini dolaştıran hastabakıcıyı neden o sırada yanımda olan akrabalarımdan birine söyleyemedim ki. O anda bile kendimin suçlu olduğunu veya suçlanacağımı düşündüm galiba. Hep öyledir ya tahrik etmiştir karşı taraf. Tacizci ne yapsın?
  Saatlerce döktüğüm gözyaşlarım sadece bu olayı hatırladığımdan değil aslında hayatım boyunca sustuğum şeylerdi. Bir şeyler iyi gitsin diye susarak her şeyi o kadar karmaşık hale getirmişim ki, haliyle şimdi temizlemek zaman alıyor. Tabi ki de ağır geliyor.
  Zaten bir şeyler hep ağır geliyor, içi kaldırmıyor çoğu kişinin bunları izlemeye duymaya. Bu yüzden midir, bu olayları konuşmaya bile utanıyoruz, hala bir sürü çocuk, yetişkin her gün tacize tecavüze uğruyor. Medyaya çıkan bazı haberlerde de mağdur olmuş kişiye reyting yapmak uğruna ne hissettin, ne söylemek istersin gibi en saçma sorular soruluyor bu kişinin görüntü vermeye rızası olmadan. İyi nesiller yetiştirilmek isteniyorsa neden bu konuya hala dokunulmuyor, kaç kız çocuğunun daha hamile kalması, kaç insanın intihar etmesi, kaç insanın daha cinayet işlemesi, kaç insanın en yakınlarından nefret etmesi, kaç ailenin yıkılması, kaç insanın cinsel eğilimlerinden dolayı acı çekmesi, bana yardım edin diye bağırması gerekecek? Kaç öğretmen daha yıllarca bu gördüklerini saklayacak ya da bu olayı ortaya çıkaran kaç öğretmen dayak yiyecek, tehdit alacak, sapık muamelesi görecek? ‘Ruh sağlığı mensupları’ sevgili meslektaşlarım ne zaman namuslarına sahip çıkıp bu namussuzluklarla savaşacak. Ne zaman ihbar etmekten çekinmeyecek bunları, ne zaman kanunları merak edecek, hipnozu, yaşan koçluğunu, olumlu düşünmeyi, beden farkındalığını, motivasyonu, iletişim tekniklerini öğrendikten sonra mı acaba?
  Bunları yapanlar hala içimizde, en yakınımızda yüzümüze bakıyorlar, utanmıyorlar. Ama bu kötülüğe uğrayanlar ortalıkta yok, kendilerini kaybediyorlar unutmaya çalışıyorlar. Unuttuğunuz an bitmişsinizdir. Neden onlar cezalarını çekerek bitmesin?
 gokkusakgok@mynet.com
 9 Mart 2012