Gönderen Konu: Paronoidin denemeleri  (Okunma sayısı 4968 defa)

Paronoid

  • Newbie
  • *
  • İleti: 28
    • Profili Görüntüle
Paronoidin denemeleri
« : 28 Mart 2009, 08:04:37 ös »
 13-02-09
gelecek elbet gelecek ama gelene kadar bu acı nedir böyle ?
çok canım sıkkın yorgun derbeder hayat ringinde karşıdaki
 boksörden üst üste fena darbeler yedim ve ayakta kalmak için
zor dayanıyorum.daha nekadar dayanabilirim bilemiyorum
 kaç rant var kim önde  ne bahisler dönüyor nasıl  iştahlı izliyorlar bu maçı
onuda bilmiyorum gözlerim bağlı her yumruğa dayanıyorum
 boş havayı savuran güçlü FAKAT BOŞ yumruklar atıyorum
pes etmeyi oldum olası sevmedim ama çok zor
 gerçekten çok zor artık dokunsalar ağlar durumdayım.
uykum bile bozuldu yarı uyku yarı uyanıklık arasındayım
ve 1 gecede 100lerce rüya görüyorum sabah kaltığımda uyuduğum uyku beni dinlendirmemiş oluyor
daha bir yoruyor AĞLAMAK istiyorum.Saatler belki günler oluk oluk çeşme gibi o gözyaşlarım efsane olana kadar
içimi boşaltana kadar ağlamak bıktım usandım
 herşeyin ortasında olmaktan ortada kalmaktan iki tarafada bakıp ortada yanmaktan
iki ateş arasında kalmaktan bölünmekten yetememekten çok güçlü çok büyük olmak isterdim
gerçekten büyük yanlıs olana durr demeyi doğru olup yere düşeni yerden kaldırmayı tek naramla dünyayı inletmek
bir rüya belkide bir çizgi film karakteri olmak isterdim
sanki canlı canlı kefenlenmiş zincilenmiş tabuta kapanmıs
çiviler çakılmıs üstüme toprak beton ne varsa birdaha çıkmasın yeter diyilerek hapsedilmiş gibiyim
kaşımı bile kıpırdatacak alanım gücüm ve mecalim yok ve kendimdede hissedemiyorum ama
içimde bir bomba var evet bir bomba öyle
bir bombaki bu patlasa dünya ne kelime sonsuzluğa ulaşabilecek yeri göğü inletecek evreni yok edecek bir bomba
ama bu bombanın içimdeki tik takları benim için her saniye bir patlama ama sadece her
saniyede zarar gören benim sanki her kötü olayda ölen benim her kavgada çarpısan benim
ahmet kayanın dediği gibi
yaşamak isterdim türkü tadında benden bugünde bukadar
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------

  14-02-09
Nedeni nasılı niçinli sorular kazanında binlerce soru beni tek tek yemekte etlerimi parça pinçik etmekte
asılı kaldı bu ruh  havada duymuyor konusamıyor hissedemiyor her taraf karanlık görmüyor
bu ruh belki çektiği acıyı bile hissedemiyor
artık her uykusu onu dinlendirmiyor sabahları dahada yorgun ve baş ağrısı veriyor
bu ruh benim sancılar içinde kıvranıyor sebebini bilmediğim nedenlerle
Uzun ince bir yolda tekim ve daha başındayım dikenler korlar kırık cam parçalarında yüreyeceğim biliyorum
attığım her adım beni daha güçlü kılacak belki belkide attığım her adımda yokoluşumu kucaklayacağım kim bilebilir
kim garantisini verir bu beşeri bu fani dünyada garanti kelimesini bulunması bile çok saçma ve gülünç gelmekte bana
ne mutlak bu dünyada hiç birşey
gerçekten canımı sıkan birşeyler var ve her geçen gün bu içimdeki boşluk santim santim beni yok etmekte
çürütmekte günlük hayattaki sıradanlık belkide
 zevk veren bir ton güzellik bu kederli suratımla bakınca çok boş gelmekte  ve beni dahada üzmekte
şairin deidği gibi içimde ölen biri var belkide ona yas tutuyorum
 belkide onun yerini doldurmaya çalısıyorum kim bu ölen içimdeki kişi bazen çocukluğum bazen hayallerim
bazen isteklerim bazen geleceğim bazen geçmişim kısacası benle ilgili olan  hayatla benim aramdaki tüm bağ
dayanamıyorum ama ölmeyede korkuyorum bu dünyaya gelişimin bir amacı olmalı diyorum basit bir amaç olmamalı
bu ama bilemiyorum
kendimden uzaklaşmak etrafa bakmak istiyorum düşünüyorum nedir tüm bu kavga savaş suç cinayet faişelik kahpelik
ve adını bile bilemediğim binlerce kötülük nedir bunun nedeni diye düşünüyorum öyle çok düşünüyorumki
artık düşüncem dünyadaki herkesin bir parçası ruhum dünyadaki herkesin ruhunun bir parçası oluyor
en ufak bir iğne batısını hissediyorum benimde canım yanıyor üzülüyorum nedn bunlar nedn insan insana kötülük eder
diyorum kime kabahat bulmalı insanlaramı şeytana mı yoksa bilmediğim başka şeyleremi
belkide sevgisizliğe bir işte sevgi yoksa sonunda lanetten kötülükten başka birşey olmaz diye düşünüyorum
Korkuyorum gerçekte ya hayatımın amacını tüm bu kötülüklerin nedenini bulamadam ölürsem diye içim içimi yemekte
hala ufak titrek bir çocuk var özümde nerdeyim diyen gözlerle dünyaya bakan sonu ne olacak bilmeden etraftaki kötülüğü
fark etmeden tebessüm eden ufaklık belkide benim hayatımın amacı budur bu içimdeki ufaklığı adam etmek neyin ne olduğunu
göstermek onu korumak kollamak canını yakmamak ama acının ne olduğunu öğreterek büyütmek şımartmadan ama sonsuz bir sevgi vererek
belki onu büyüterek anca büyüye bilirim ve anca öyle giderebilriim içimdeki bu kırıklkları ve sadece böylece susturabilirim
içimdeki bu hüzünlü şarkıyı...
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------
18-02-09

bi yerlerden başlamalıyım neye derseniz  belki bu yazıya belki istediğim bir çok şeye belkide hayata
hayat denklemimin bir çok bilinmeyenlerinden biride bu başlama isteği var ya uygulama yada onu sürdürme gücü
zor gerçekten zor kaç yeminler kaç tövbeler ettimsede boş sonu hüsran demekki birşeyler eksik tuturamıyoruz dikişi
sürüklene sürüklene geçen yıllar acılar hüzünler mutluluklar sezen aksunun deidği gibi yaşamak dediğin üç beş kısa
mutlu andan ibaret
gerçi olsun maksat boş olmamalı yaşam dolu dolu olmalı desemde çok aksi bir yaşam yaşıyorum.
istanbulu düşündüm geçenlerde,içinde çeşit çeşit insan
kötü gibi görünsede aslında yok içinde kötülük
benziyoruz birbirimize hemde çok onunda benim gibi içinde binlerce farklı ruh var çeşit çeşit
nekadar hüzünlü nekadar üzgün olsada göstermiyoruz.Kötü gibi görnüyoruz ama içimizde iyilik var
bakmasını bilene içimizde cennet var bakmasını bilene içimizde cehenem var acı var haz var
benim bir damla göz yaşım senin denizlerin istanbul senin denizlerin benim bir damla gözyaşım
Öyle anlardan birindeyim ki gönlüm daralıyor sanki kessen kanım akmaz içimde devam eden hüzünlü bir
melodi susmayacak belli ki sıkmadan usanmadan aynı melodi içimde durmaksızın nefes alış verişlerim gibi gece ve gündüz gibi ard
arda
hayallerim var ulaşmak istediklerim var ben onlara çok uzağım bana öyle geliyorki her adım attığımda dahada büyüyor mesefeler
ve ben öylece kala kaldım bir tarafta hayaller bir tarafta sevdikler bi tarafta engeller hepsi gözümün içine bakıyor belki bana
inansalarda içimde güç yok haraket etmeye attığım en ufak bir adımda karşıdan gelen rüzgarlar beni dahada geriye atıyor yorgunum
haraketsizim kalakaldım arada napacağımı hiç bilmiyorum ah şu vucud ah bu beden gücü kendinde bulabilse azcık inancı olsa ne karşıdan
gelen rüzgarlar ne ayağına batan dikenler yada korlar hiçbirinin önemi yok...
ne kendimi kaybedebiliyorum nede tam olarak konsantre olabiliyorum mesela tamam artık olmuyor ulan deyip kaybetmek umursamamak
isterdim ama ozamn içimden biri dizginleri ele alıyor ve doğru yola yeniden sokuyor ama adımlarım çok kısa cılız ve ürkek belki uyumak istiyorum
azcık uyku ama donmaktan korkuyorum ya uyanamazsam göz kapaklarım ağır kaslarım yorgun soluklarım yavaş ve kesik kesik kalbimin
atışları bütün bedenimi titretmekte  vücüdumun her yanında sürekli bir ağrı olsada bu hedefe gitmeliyiz bunu yapabilirsin diyerek
beni tutup çekiştirmeye çalısan ufak bir çocuk var gözlerini bana dikmiş sen düşemezsin duramazsın inandım sana der gözlerle
ilerde o çocuğa üzgünün küçüğüm üzgünüm demek istemiyorum ama sonuç ne onuda hiç bilemiyorum...
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------

28-02-09

   İçimde bir sıkıntı hissetiğimde hemen yazmaya başladım.
Sıkıntı mı hüzün mü yoksa başka birşeymi bilemiyorum bildiğim tek şey her şey yolunda değil.
Hiç bir zaman olmadı olamayacakmı galiba diye soruyorum.Kendime bir insanın neden hayatı normal
akısında mutlu mesut gitmez hep.Gidemez heralde belkide kural böyle ama insan hep bunu hayal etmez mi?
ve bunun içindir uğraşları çabaları kavgaları yarınlarda olan hep mutlu bir hayat.Ozaman insanlar ulaşamayacakları
bir hayal için ne kadar çok çabalıyorlar bunu şöyle düşünebiliriz güneşe doğru
giden bir taş buz ,vs kaya ne derseniz deyin çünkü sonuçta o yolda  hedefine varamandan parçalanacaktır.
Bende bu düşüncelerimle sonunda ulaşamayacağım bir hayalin yolunda gidiyorum ama adımlarım kararsız yol çetin
duraksama kabul etmiyor.En ufak bir hatanın telafisi yok gibi birşey
 Ya şu hayatta hiç bir şey garanti değilken istediğimiz şeylerin garanti olmasını deli gibi istiyoruz biz insanlar
neden çünki süprizlere engellere önümüze çıkan zorluklarla mücadele etmeyi öğretemediler küçüklüğümüzde
ya çevresinden ya altından ya üstünden dolandık ya ileri ya geri ittik.Ama sorunumuzu halledemeyi önümüze çıkan engellerle
savaşmayı öğrenemedik.Korkak yetiştik.Korkak yetiştirildik oysa sazan balığı gibi sorunumuzgibi akarsu bile olsa onun tüm
o gücüne debisine rağmen ona karşı yüzebilmeyi başarabilmeliydik biz ama o balık yerine biz insanlar olsak bırak akarsu nereye biz oraya
hepimiz öyle alışmışız ki cam fanustaki ufak küçük süs balığı olmaya ama o dısarıdaki denizi denizi geç okaynusları fark edemiyoruz
ben akvaryumdaki küçük balık değil ben okyanustaki balina olmak yunus olmak istiyorum hatta ben okyanusun kendisi olmak istiyorum
kimine yaşam kimine mutluluk ev ölüm...
 İçimde prangalanmış kapatılmıs hapsedilmiş bir ruh var eğer çözebilirsem,eğer ona ulaşabilirsem biliyorumki o ruh tüm göğü kaplayabilecek
büyüklükte olduğunu biliyorum.Çok geç olmadan onu kurtarmalıyım zaman akıp gidiyor çünki dünki yapmak isteyip yapamadıklarımız
bugünki pişmanlıklarmızdır.Düşünüyordumda Ah verebilseydim içinde sevgi aşk mutluluk umut inanç tohumları olan gençlere yüreğimi ozamn
 farklı farklı sevinç umut mutluluk inaç vs yaşardım keşke
neyse bilemezsin hayat oyunundaki rollerimizi oynuyoruz hepimiz hepimiz kendi oyunumuzun başrolleri olarak ve bir sonraki sahnede ne olcağını
ağzımızdan çıkacak bir sonraki sözcüğü yada o sözcüğün nelere yol açacağını bilmeden oynuyoruz... napalım oyuna devam
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------
04-03-09

Yorgunum hemde çok ne uykusuzluktan nede çok iş yapmaktan yüreğimin ağırlığından,onu taşımaktan yoruldum
Sevmekten hemde sevgili olmadan sevmekten en zoruda budur heralde her yüze santim santim bakarısnız acaba
bumu diye içinizde büyük bir sevgi vardır.Onu hak eden biride vardır boşuna değildir bu sevgi
bilirsiniz,ve ondan ona ondan ona deneye deneye yorulursunuz yüreğinizi çarpa çarpa süreye süreye o
yürekten başka yüreye doğru bazen yollarda hıçkıra hıçkıra ağlar bazen kanayarak o hayal ettiği
sevgiliyi arar.Yorulursunuz
  Ruhum bedenime mütiş bir baskı uygulmakta sanki yerin içine doğru yavaş yavaş batıyorum.
Ne iyi hissede biliyorum kendimi nedekötü ne siyah nede beyaz biz hep gri olanlardanız sanırım
işte bu benim için bir işkencedir kararsızlık ortada iki ateş
arasında kalmak
 Her geçen gün yaşlanıyorum ve parça parça bölünüp yok olduğumuve her gözyaşlarımla beraber süzülüp gittiğini
biliyorum hayallerimin
 Düşünüyorum tüm bu düşünceler acılar bu yazılar bunlarda samimiyim acaba yoksa değilmiyim bilemiyorum
Kendimle çelişiyorum belkide şizofrenliğe doğru hızlı adımlar atmaktayım.ama amacı var yapılan her eylemin her
yol biyere çıkar mühim olan dayanmak kararlılıkla ilerlemek... bütün hatalarım denediğim yollarımdan ibaretti

-------------------------------------------------------------------------------------------------------------

28-03-09


Çocukluğumda dinlediğim bir şarkı vardı çocuk şarkısıydı ama yaşamımı özetliyor bundan eminim

bir küçük örümcek duvara tırmanmış
yağmur yağmış  örceği fırlatmıs
güneş çıkınca her yer kurumus
bir küçük örümcek yeniden duvara tırmanmış

tekrar tekrar tırmanmaya çalısıyorum önümdeki duvara yağmur alıyor beni rüzgar savuruyor beni
bir şımarık çocuğun özensiz hrçın elleriyle yeri kucaklıyorum
yere her çarpılışımda o soğuk sert zemini her kucakladığımda ağlıyorum hırsımdan
Canımın acısından değil biryerimin kırılmış incilmiş olmasından değil korkudan yada endişeden değil,
başladığım yere yeniden sert bir şekilde geri geldiğimden ,yağmur ve başarısızlığın karısık ıslak hissiyle
yerde olduğumdan belki belkide ulaşmaya çalıstığım yer gözümden bir başka büyürken dizlerimdeki takat o derece
azalıyor ve nedenini bilmeden ağlıyorum sadece ağlıyorum...
Tek isteğim artık açılsın şu önümdkei sisler bulatlar kalksın güneşi görmek istiyorum...