Gönderen Konu: Eşcinsellikte Anne Babanın Rolü  (Okunma sayısı 2347 defa)

KİNG

  • Newbie
  • *
  • İleti: 25
    • Profili Görüntüle
Eşcinsellikte Anne Babanın Rolü
« : 03 Kasım 2021, 01:24:16 öö »
Hepimiz eşcinsel bireyler olarak yanlış anne – babaların günahlarıyız. bugüne kadar Hüseyin hocayla bir çok terapi yaptık. Orada bir çok anne baba tanıdım. Anne babaların bakışlarında ve söylemlerinde şunu gördüm. Hüseyin hoca anne babaların kendilerini sorgulamaları için ne kadar uğraşsa da çoğu boşa gidiyor. Karşımda oturan anne babaların çocuklarına bakışlarından anlayabiliyordum suçu hala çocuklarında aradıklarını. Bu ebeveynleri gördükçe hepsinin benim anne babama benzediklerini gördüm. Anne babalar her zaman bizleri suçluyor ve suçlamaya devam edecek. Eşcinsel bireyler olarak bizlerin çocukluğuna baktığımızda şunu görüyoruz ki sürekli suçlanan çocuk biziz. Bu yüzdendir ki eşcinsel olduğumuzda bile ailemizi hiç sorgulayamadık. Çünkü bize göre de suçlu olan bizdik. Fakat şunu göremiyoruz ki o içimizdeki bizi suçlayan ses yabancı değil. O içimizdeki seste anne babamızın sesi. İşte terapilerde anne babaya hayır demenin oynadığı rol burada başlıyor. Anne babamıza hayır dedikçe içimizdeki seste dinmeye başlıyor. Eşcinsel bireyler iyileşmek istiyorsa bu adımı yapmak zorunda. Bu adım çok zor bir evre olabilir ama iyileştiğinizi bu evrede hissediyorsunuz. Bu evreden sonra özgüven kazanıyorsunuz. Eşcinselliğin verdiği o sahte güç yerini gerçek güce bırakıyor. Bunu da özgüven kazanmamızdan anlayabiliyoruz. Eşcinsel bireylerin anne babalarındaki profil hep aynı. Bu tesadüf olamaz. Anne otoriter, kontrolcü ve kaygılı. Baba otoritesiz, ilgisi ya da çok ilgili ve kaygılı. Hüseyin hocanın şu cümlesi her anne babanın aklına kazınmalı bence. “anne baba çocuklarını sevmeli, ama çok sevmemeli” bu cümle aslında her şeyi gösteriyor. Ne çok ilgili olacaksınız, ne çok ilgisiz. Çok sevgi, fazla kontrolü getirir. Sevgisiz ebeveyn umursamazlığı getirir. Bu yazıyı kendimden örnek vererek kapatmak istiyorum. Hüseyin hoca iyileştiğimi fakat bunu kabul etmediğimi iyileşmeye direnen bir yanım olduğunu söyledi. Bende düşündüm. Benim iyileşmek istemeyen yanım anne babamın mutlu olmasını istemiyordu. Onlar yüzünden bu durumdaysam onlar bu işten bu kadar kolay çıkamazlar. O pişmanlığı gözlerinde görmek istiyorum. Annem benim yüzümden bu çocuk bu durumda diye ağlamıyor da amcaları duyarsa ne der diye ağlıyor. O kadın ağlamaya devam etsin istiyorum. O ağladıkça içimdeki yangın sönüyor. Babama zaten tahammülüm kalmadı. Bana otorite taslıyor. Sen kimsin pardon? Ailemizde huzur kalmadı diyor. Evet çok huzurlu bir aileydik biz. Ablam depresyon hastasıydı. Kendi odasından çıkmazdı. Ben eşcinseldim ama içimde savaşıp susuyordum. Gözlerinin önünde oğulları kayboluyordu. Onlar ama huzurluydu. Bencil kişilikleri yüzünden hiçbir şeyi göremediler. Babama göre babalık paradan ibaretti. Her lafı para. Bana istediğin her şeyi aldım diyor. Baba ben heteroseksüel kişiliğimi geri istiyorum. Hadi çıkart bi para kurtar beni şu ızdıraptan. Beni yapamadığın babalıkla eşcinsel yapan sensin. Senin hayatımda söz hakkın yok. Kimsenin benim hayatımda söz hakkı yok. Ben kendime ayrı bir dünya yarattım. O dünyada yeni kimliğimle [heteroseksüel] yaşayacağım. Aşkıma da işime de görüşlerime de karışamayacaksınız…

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4097
    • Profili Görüntüle
Ynt: Eşcinsellikte Anne Babanın Rolü
« Yanıtla #1 : 20 Ocak 2022, 01:36:32 öö »
Son terapide şunu anladım ki. İyileştikçe savaşmam gereken sorumluluklar daha fazla artıyor. Herkesten gizli yaşadığım o renkli yaşam benden hiçbir sorumluluk beklemiyordu. Fakat iyileştikçe her şeyle teker teker yüzleşiyorum. İyileşmeye direnç gösteriyorum. Beni iyileştirmeye çalışan herkesten nefret ediyorum. Ailemden, terapistimden beni iyileştirmeye çalışan her şeyden… Fakat nefret ettiğim bu kişilerin yanında kendimi güvende hissediyorum. İyileştiğimi kabul etmek istemiyorum çünkü beni eşcinsel yapan ailemin mutlu olmasını istemiyorum. Onların bunu hakettiğini düşünmüyorum.  Ben kendi hayatımı kurmak istiyorum. Kendi evim, kendi param… Kısacası ben kendim olmak istiyorum. Babamın oğlu olmak istemiyorum. Onların bana hükmedebilme güçlerini ellerinden almak istiyorum. Terapilerden sonra yeni bir ben oluşturmuş olacaksam kendime yeni bir hayat oluşturmak istiyorum. Ailemin hayatımda hiçbir otoritesi olmasın istiyorum. Sadece verdiğim kararlarda arkamda olsunlar yeter. Nerede ne yapacağıma, ne giyindiğime, nerede kaldığıma, ne iş yaptığıma, eve kaçta geleceğime… Bunların hiçbirine karışmasınlar istiyorum. Bunca savaşı ve mücadeleyi ben verdiysem onların bu savaş sonunda benim hayatımı kontrol etmelerini istemem. İyileşmek istiyorum ama ailem bu konuda mutlu olsunlar istemiyorum. Onlara olan kinim ve nefretim hiç bitmeyecekmiş gibi. Ama iyileştiğimi bir yerde kabul etmem gerekiyor bunu biliyorum. Bu yüzden onları affetmem gerek galiba. Bu zor olacak ama affedeceğim. Baba oğul ilişkimizi daha sağlıklı kılacağım. Anne oğul ilişkimizi daha sağlıklı kılacağım. Beni değersiz kılan herkesi hayatımdan çıkartacağım. Derslerime yoğunluk vereceğim. Çünkü ömür boyu bana eşlik edecek şeyin sadece psikoloji olduğunu düşünüyorum. Terapiler bittiğinde çok büyük hayallerim yok. Sevdiğim kadına değer vereceğim. Güzel bir aile kuracağım ve işimi yapacağım.

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4097
    • Profili Görüntüle
Ynt: Eşcinsellikte Anne Babanın Rolü
« Yanıtla #2 : 13 Nisan 2022, 08:58:24 öö »
Bugün babamla tartıştım. Üsküdar üniversitesinin psikoloji dalında iyi olduğunu biliyordum. Yüksek lisans için araştırma yaparken üsküdar üniversitesinin bu konuda iyi olduğunu gördüm. Bunu ailemle paylaşmak istedim ve yanlarına gittim. Ailem Trt kanalındaki kuran programını dinliyordu. Annem çocukluğumdan beri hafız olan gençleri bana örnek gösteren biriydi. Onlara ne kadar imrendiğini anlatırdı hep. İnşAllah sende onlar gibi olursun. İnşAllah seninde yolun böyle güzel olur derdi. O an annem televizyonda kuran okuyan çocuğu bana övdü. Bende taktir kazanmak için anne babama yüksek lisansımı üsküdar üniversitesinde yapmak istediğimi söyledim. Beklediğim taktir gelmedi. Tam tersi babam aşağılayıcı bir gülüşle yine hangi arkadaşından akıl aldın dedi. Annem onunla birlikte gülmeye başladı. Çok sinirlenmiştim. Babama ağzıma gelen her şeyi söyledim. Başarmak istediğim şeyleri aileme paylaşıp taktir görmek isterken ailemin bana böyle davranması beni çok rahatsız etmişti. Hasta olan onlarken benim terapiye gitmem bana koyuyordu. Benim hayatım hakkında bana emir kipiyle talimat vermeleri beni geriyordu. Onlara sinirlendikçe Hüseyin hocaya kinleniyordum. Nefret ediyordum. Önceden koşarak gitmek istediğim o odaya artık adım atmak istemiyordum. Hüseyin hocanın sesi bile beni rahatsız ediyordu. Başardığım şeyleri taktir etmeyen bir ailem vardı. Sürekli bana namaz kıl diyen hafız olan gençleri bana örnek gösteren bir aile. Ben sanki hayatta hiçbir şeyi başarmamışım gibi hissediyordum. Benim durumumda olup hüseyin hocaya giden kaç hafız vardı ki. Bu durum beni dinden soğutuyordu. Önceden ramazan ayında camiye gitmeyi iple çeken ben bu yıl uğramak bile istemiyordum. Hasta olan anne babamın yanında iyileşmemin mümkün olmadığını düşünüyorum. Her akşam babama ve kendime türk kahvesi yapardım. Bugün ki tartışmadan sonra ona yapmak istemedim. İçimdeki ses yapmamı söyledi. Ama yaparsam hatalı olduğumu kabul edecektim. Kendimle mücadele ettim. Kalan kahveyi lavaboya döktüm. Çünkü doğru olanın bu olduğunu düşünüyordum.

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4097
    • Profili Görüntüle
Ynt: Eşcinsellikte Anne Babanın Rolü
« Yanıtla #3 : 14 Nisan 2022, 09:26:48 ös »
Bu aralar çok hayalperest bir insan olduğumu farkettim. İzlediğim dizilerde gay çiftlerin yaşadığı muhteşem görkemli aşklara imrendiğimi farkettim. Eşcinsel ilişkide aşkın olmadığını bilen biri olmama rağmen buna inanmak istemememin nedenini bir türlü anlamıyorum. Beni aşka sevgiye bu kadar iten şey ne ki. Neden kendimi sürekli eksik hissediyorum? Neden hâla eşcinsellikteki hayal perest hayatımdan çıkamıyorum. Savaşmak istiyorum. Ama savaşmak istemeyen bir yanım da var. Doğru olan savaşmam gerektiği biliyorum. Ama buna gücüm olduğuna inanmıyorum. Hüseyin hocanın gözlerinden anladım. Son terapide bana ümitsiz vaka gibi baktı. Önceden terapilere gittiğimizde anne babamın eksiklerini konuşurduk. Şimdi tam tersi benim yanlışlarımı konuşuyoruz. Bu beni çok geriyor. Ben oraya iyileşmeye mi gidiyorum yoksa eksiklerimin biri tarafından yüzüme vurulmasına mı? İyileşicem. Çünkü eşcinsel hayatın görkemli yüzünün beni kandırmasına izin vermeyeceğim. Sadece cinsellik üzerine kurulu bu hayatın beni yutmasına izin vermeyeceğim. İyileşicem. Çünkü aileme siktiri çekebilmek için. Hüseyin hocanın o bakışlarının altında ezilebilmesini görebilmek için iyileşeceğim. İyileştikten sonraki özgür hayatıma hemen kavuşabilmek için elimden ne geliyorsa yapacağım.

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4097
    • Profili Görüntüle
Ynt: Eşcinsellikte Anne Babanın Rolü
« Yanıtla #4 : 21 Nisan 2022, 09:00:02 öö »
Son terapiden çıkardığım mesajları hayatımdaki örneklerle daha çok anlamlı kıldım. Çocukluğumuzda çevremizdeki otoriter güçlü bir kişiyi rol model alarak büyüyoruz. Bu kişi yüksek ihtimal anne - babamız oluyor. Bizim ailede güçlü olan kişi annem olduğu için ben annemi rol model almıştım. Güçsüz bir baba profili ne yazık ki beni buna itmişti. Annemi rol model alan ben hikayemi eşcinsel olarak devam ettirdim. Terapilere gittikçe hüseyin hocayı baba rolüne koydum. Onu örnek alıyordum. Örneğin ailemle yazlığa dedemin yanına giderdik. Babam beni yanına çağırıp birlikte fidan ekmemizi isterdi. Ama ben hiçbir zaman yanına gitmek istemezdim. Ama geçen terapiden önce hüseyin hoca fidan ekmek için benden yardım istedi. Onunla zevkle fidan ektim. İşte bu özdeşim savunma mekanizmasının yansımasıydı. Hayatımda baba rolünü tutan kişiyle fidan ekiyordum. Bu beni çok mutlu etmişti. Hüseyin hocaya olan nefretimi yavaş yavaş anladım. Küçükken babam kuzenime oğlum diye seslendiğinde çok kıskanır ve babamdan nefret ederdim. Hüseyin hoca da diğer danışanlarına gösterdiği ilgi bana aynı şeyi hissettiriyordu. Öfkelendiriyordu. Ama son terapide o öfke nefret yerini sevgi ve sadakate bıraktı. Ben anne babamın duygusal olarak beni doyuramayacağını kabul ettim artık. Onları cezalandırmak için seks yapmayacağım. Çünkü aslında cezalandırdığım kişi onlar değil, örselenmiş kendi kaderini kendi yazmayan içimdeki o çocuk. O çocuk mutlu olmayı gerçek sevgiyi hakediyor. O çocuğu seks objesi olarak görmelerine müsade etmeyeceğim. Çünkü o çocuk anne babasının günahını çekmeyi haketmiyor. Artık kaçak oynamaya son verdim. Artık yaptığım hatalara bahane üretmeye son verdim. Artık hayatımın başrolünü o çocuğun oynamasına karar verdim. Ben anne babamın sahte oğlu değil, kendim olacağım. İşte o çocuk hüseyin hoca tarafından sen oldun işte bu sensin dediğinde kendine yepyeni bir hayat kuracak. Kendi evine çıkacak. Onu yargılamadan dinleyecek bir dost alacak ( kedi- köpek) Hem bölümünü en güzel şekilde okuyacak hem de part time çalışıp para kazanacak. İşte o zaman benim hikayem yeniden başlayacak. Sessiz huzurlu ve mutlu. Çünkü ben bunu hakediyorum.

KİNG

  • Newbie
  • *
  • İleti: 25
    • Profili Görüntüle
Ynt: Eşcinsellikte Anne Babanın Rolü
« Yanıtla #5 : 22 Nisan 2022, 11:51:51 ös »
Babanın eli tanrının elidir derler. Kutsaldır, çocuğa güç verir. Baba - oğul ilişkisinde en önemli unsurlardan biridir. Çünkü çocuk için baba güç demektir. Çocuğunun hayatından kötülüklere göğüs geren kişidir baba. Bu yazıya böyle başlamamın nedeni son terapimde ki çıkarımımdı. Hüseyin hoca benim hayatıma bir abi olarak girdi. Şu an ise bir baba konumunda. Çocuklar ailedeki güçlü otoriter biriyle özdeşim kurarak büyürler. Ben otoriter bir baba figürü görmediğim için özdeşim kurabileceğim bir alan kalmamıştı. Bugün terapide babanın ne kadar güçlü bir figür olduğunu gördüm. Son zamanlarda hüseyin hocayı taklit ediyordum. Onu rol model olarak alıyordum. Çünkü aradığım baba gücünü onda bulmuştum. Başıma kötü bir şey geldiğinde telefondan ilk ulaşmak istediğim kişi Hüseyin hocadır. İşte bu örnek aslında durumu ortaya koyuyor. Terapinin sonunda hüseyin hoca elini omzuma koyduğunda çok farklı hissettim. Sanki içimde bambaşka bir güç oluşmuştu. Her şeye meydan okuyabilirdim o an. Sanki arkamda koca bir dağ varmış gibi hissettim. Bana güvenen inanan başarılarımı yok saymayıp aferin diyen biri vardı artık. Oğul olduğumu hissettim. Terapiden sonra gözümde yücelttiğim heteroseksüel erkeklerden daha güçlü olduğumu hissettim. Çünkü ben de babasının oğlu olabilmiştim artık. Annesin oğlu olmaktan çıkmıştım. Bebekken ilk söylediğim kelime babaymış. Şimdi hakkını veriyorum o kelimenin. Babamı affediyorum. Çünkü onun yapması gereken görevi bir başkası severek yapmıştı. Artık babama olan öfkem gitmişti yavaş yavaş. Çünkü o öfkenin yerini sevgiyle doldurabilmişti Hüseyin hoca. Gülseren budayıcıoğlu'nun bir lafı var. "Sizi doğuran anne kaderinizdir" diyor. Ama bu oyunu bozan kişi babadır. Hayatınızı kontrole sokan o güç babadır. Babamın bozamadığı bu oyunu Hüseyin hoca bozmuştu artık. Artık oynanacak bir oyun kalmamıştı. Geride kalmış hayatıma bakarak keşke demiyorum. İyi ki demeye başladım. İyi ki Hüseyin hocaya gelmişim. Yoksa ben olamazdım. İyi ki böyle bir anne-babaya sahibim. Yoksa başarılı bir psikolog olabilme ihtimalim de düşük olurdu. İyi ki ben bu kaderin kurbanı olmuşum. Yoksa meydan okumayı, oyunu bozmayı öğrenemezdim. Kaderimi artık kendim yazıyorum. Aldım o kalemi anne babamın elinden. Çünkü ben bir bireyim. Ben de hakediyorum sağlıklı bir hayat süremeyi. Sevmeyi sevilmeyi bende hakediyorum. Şimdi sadece benim hayatımı izlemekle yükümlüler. Geçmişimi silemem ama geleceğe ışık tutabilirim. Geçmişime keşke demeyeceğim çünkü geleceğin güzel olmasının sebebi olacak benim geçmişim. Keşkeleri hayatımdan çıkartacağım çünkü artık sıra iyikilerin yerinde. Eşcinseldim çünkü ben değildim. Eşcinseldim çünkü güçlüydüm. Allah kulunun kaldıramayacağı yükü kulunun sırtına koymazmış. O yükü bana verdi çünkü ben güçlü bir bireyim.

KİNG

  • Newbie
  • *
  • İleti: 25
    • Profili Görüntüle
Ynt: Eşcinsellikte Anne Babanın Rolü
« Yanıtla #6 : 26 Nisan 2022, 01:03:18 öö »
Heteroseksüel kızların en büyük hayali eşcinsel bir erkek arkadaş edinmektir. Erkekler hakkında bir kadından daha çok bilgiye sahip olan kişi eşcinsel bir erkektir çünkü. Onlar için en iyi antidepresan eşcinsel bir erkektir çünkü. Sizi anlamaya çalışmazlar. Sadece kendi dertleri kusacağı bir liman olursunuz onlar için. Erkekler hakkında en iyi tavsiyeyi sizden bulurlar. Sizi anlamaya çalışmazlar. Ne demek bu peki? Bir örnekle pekiştirelim. Eda diye bir kız arkadaşım vardı. En yakın arkadaşım. Kendimi ilk açtığım kişi. Arkadaşıma bir gün hüseyin hocaya ve tespitlerinden bahsettim. Bana verdiği cevap olumsuzdu. Hüseyin hocanın tespitleri çok yanlış. Sen kendin ol. Hayatını yaşa. Bu doğuştan gelen bir şey. O adamın yalanlarına inanma. Anne baba ile alakalı bir şey değil bu. Bu cümleleri o kurmuştu. Bu konuşmanın üzerinden 1 ay geçmişti. Telefonda konuşurken Edaya şu soruyu yönelttim. Peki eda senin oğlun eşcinsel olsaydı tepkin ne olurdu? Ne düşünürdün? Nasıl davranırdın? Edanın verdiği cevap çok çelişkili gelmişti bana. Eda şu cümleleri kurmuştu. Üzülürdüm. Önce anne baba olarak hatamızın olup olmadığını anlamaya çalışırdım. Bir yerde hatamız var mı diye düşünürdüm. Ama çocuğumun yanında olurdum demişti. 1 ay önce bana verdiği tavsiyelerle çeliştiğini görebiliyorsunuzdur. Başkasının başına geldiğinde hiç sorun yok. Ama kendi evladının başına geldiği düşüncesi onu mantıklı düşünmeye sevketmişti. Benim başıma gelince doğuştandı. Ama onun oğlunun başına geldiğinde bu durum anne baba hatası olabilirdi. Şimdi ne demek istediğimi anlamışsınızdır. Onlar sizi anlamaya çalışmayacak hiçbir zaman. Çünkü siz kız arkadaşlarınız için antidepresan olmanın dışında bir hiçsiniz. Duygularınızı anlamaya çalışmayacaklar. Çok sevdiğim bir cümle var. "Bizzat katlanamadığınız eziyete, başkasının tahammül etmesini istemeyin." Hayatınızı yönlendirmeye çalışan, sizi siz olduğunuz için sevmeyen kişilerden uzak durun. Siz eşcinsel değil, insansınız. Sizin de kalbiniz var. Sizin de duygularınız var. Başkaları değil siz varsınız. Hayatınızın başrolü siz olun. Başkalarının hayatlarını güzelleştirmek sizin göreviniz değil.

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4097
    • Profili Görüntüle
Ynt: Eşcinsellikte Anne Babanın Rolü
« Yanıtla #7 : 11 Mayıs 2022, 02:07:08 ös »
Geçenlerde Abdullah (26) adında bir gençle tanıştım. Tanışmamıza vesile olan kuzenimin nişanlısıydı. Kuzenimle birlikte nişanlısının evine gitmiştik. Annesi ve nişanlısı ile muhabbet ettik. Ne işle uğraştığımı sordular. Ben de okuduğumu söyledim. Psikoloji okuduğumu öğrendiler. Kuzenimin nişanlısı seni biriyle tanıştıracağım onu iyileştirebilir misin dedi. Bende birinci sınıf olduğumu böyle bir şeyin mümkün olmadığını söyledim. Sen yine de bir konuş dedi bana. Abdullahın odasına girdik. Abdullahla odada yalnız kaldık. Muhabbet etmeye başladık. Karşımda kendisini değersiz hisseden, mutsuzluğa sımsıkı sarılmış bir çocuk vardı. Mutsuz olan insanların zeki olduğuna inanıyordu. Hayatta mutlu olmanın mümkün olmadığına inanıyordu. Yani tipik depresif bir hastanın ifadeleriydi bunlar. Bir süre sonra yatağının altında bir törpü aleti olduğunu farkettim. Bir erkeğin böyle bir aleti kullanma gereksinimi neden olur ki diye sordum kendime. Abdullaha bunu sordum. Abdullahın cevabı çok garipti. Çocukluğundan beri tırnak makası kullanmadığını her gün tırnaklarını törpüyle uzamasını engellediğini söyledi. Tırnak makasının verdiği soğuk hissiyat onu rahatsız ediyormuş. Abdullahın biraz anne babasını tanımak istedim. Çünkü annesinin bakışları da normal değildi. Hayatı "sıyırmış" gibi yaşayan bir aile tablosu vardı. Babası Abdullah doğduktan 2 yıl sonra vefat etmiş. Abisi (kuzenin nişanlısı) ona babalık yapmış. Anne Abdullahın zihninde mağdur kadın rolünde. Annesine ve abisine aşırı bağlı bir çocuk. İntihar etmek istediğini fakat annesi ve abisinin üzülmemesi için intihar etmediğini söyledi bana. Kendisini değersiz hissediyor fakat annesi ve abisine aşırı değer veriyor. Abdullah bana halüsilasyon gördüğünü söyledi. Bir adamın ona doğru koştuğunu o da elindeki bir hayali keser ile adama vurmaya çalıştığını anlattı. Zihnin nasıl bir oyunuydu bu. O gün psikolojinin ne denli zor bir bilim olduğunu anladım. Hüseyin hocanın yaptığı işe olan saygım katbekat arttı. Ama bir psikoloji öğrencisi olarak kendi çıkarımlarım var bu konuda. Benim çıkarımlarıma göre Abdullah babasının ölümünden kendisini sorumlu tutan bir çocuk. Yani babasını kendisinin öldürdüğünü düşünüyor. Suçluluk psikolojisine bürünmüş durumda. Aslında bu yüzden abisinin hayatını mahvettiğine inanıyor. Abisine olan bağı buradan geliyor. Abdullah kendisini cezalandırmanın yolunu kendisini mutsuzluğa hapsederek bulmuş. Mutsuz olmaktan çok yorulmuş durumda. Fakat mutsuz olmaktan tatmin olan bir tarafı da var. İşte bu tatminkâr taraf Abdullahın kendisini cezalandırdığı taraf. Aslında Abdullah içindeki örselenmiş çocuğun farkında olmayan birisi. İçindeki ses Annesinin ve abisinin sesi. O ses o kadar yoğun ki Abdullahın kendi sesini duymasına asla müsade etmiyor. Bence halüsilasyon görmesinin nedeni de zihnin artık yorulmuş olması ve Abdullah'a bazı şeylerin düzeltilmesi gerektiğini ifade ediyor. Karşısında gördüğü karanlık adam aslında Abdullah'ın kendisini değersiz ve mutsuz hisseden yanı. Elinde keserle onu öldürmeye çalışan kişi ise Abdullahın öz benliği. Abdullahın içinde gerçeklerin farkında olan sağlıklı bir yanı olduğunu gösteriyor bu halüsilasyon. Abdullaha içindeki sesin kendisi olmadığını o sesin annesi ve abisi olduğunu söylediğimde sinirlendiğini ve benden bir anlık nefret ettiğini gözlemledim. Bunun nedeni ise annesine ve abisine aşırı değer vermesiydi. Öyle ki onlara asla laf ettirmiyordu. Abdullaha neden sinirlendiğini sorduğumda bana verdiği cevap beni doğrular nitelikteydi. Evet sinirlendim çünkü galiba haklılık payın var ve bu beni rahatsız etti. Abdullaha bir psikoloğa gitmesini tavsiye ettim. Bir uzman tarafından gözlemlenmesi gerektiğini bunun ona iyi geleceğini söyledim. O gün şunu anladım. Eşcinsel olmak aslında insana verilmiş bir nimet. İyileştiğiniz taktirde çok kaliteli bir hayatınız olabiliyor. Eşcinsel olmak insanı bir çok psikolojik bunalımdan alıkoyuyor. Aslında bir yerde Allah'ın eşcinsel bireylere bir lütfu bu. Tek yapmanız gereken bu gerçekle yüzleşip terapiye başlamak. Gerisi çorap söküğü gibi geliyor. Heteroseksüel olup psikolojik bir rahatsızlığa bürünmek gerçekten çok zormuş onu anladım. Bu durumda olduğum için şükredeceğim aklıma gelmezdi. Ama şükrediyorum çünkü iyileşme olanağım bir heteroseksüelden çok daha mümkün. Zor olan kendinizle yüzleşmek aslında. Eşcinsellikten kurtulmak kendinizle yüzleştikten sonra kendiliğinden gidiyor.