Gönderen Konu: EŞCİNSELLİĞİN PSİKOLOJİSİ: EŞCİNSELLİKTEN KURTULMAK MÜMKÜN MÜDÜR?  (Okunma sayısı 63615 defa)

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4076
    • Profili Görüntüle
merhaba ben mehmet. kısaca ilk terapiden sonrası ile şu an ki zaman arasında neler eşcinsel eğilimlerimden kurtulmam/iyileşmem açısından nasıl süreçlerden
geçtiğini anlatacam. öncelikle size çok teşekkür ederim. gerçekten
eğer siz de bana yardım etmeseydiniz ruh halimin nasıl olacağını
tahmin bile etmek istemiyorum. eşcinsel terapiye ilk geldiğimde bambaşka şeyler
zihnimde vardı ama gün geçtikçe her şeyin farkına vardım. eşcinselliğime bakış
açım değişti ve içimdeki mehmet ortaya çıktı ve buna da çok
sevindim. pişman oldum yaşadığım şeyler için ama bu günleri
atlatacağıma inanıyorum. aslında bende kızlardan hoşlanabilirdim,
ama ne yazık ki aile olsun ve ilk olarak öyle bir şey yaşamam beni
böyle bir şey yaşamama neden oldu. kısaca geçen haftayı
anlatacam, kafamda bazı soru işaretleri vardı örneğin aklıma geldiği an
nasıl kafamda sileceğimi düşünüyordum ama siz dediniz o an senin de bir
erkek olduğun, aslında senin de istediğinin onlar da olmadığı, onlarda (erkeklerde) olan her
şeyin sende de olduğunu düşün dediniz. gerçekten sizin dediğiniz
şekilde yaptım o an kafamda düşenceler değişmeye başladı öyle
düşünmemin çok saçma olduğunu kendi kendime söyledim. gün geçtikçe
geçmişe göre daha iyi ilerledİğiimin farkına vardım.şu an yazacaklarım bu
kadar.
« Son Düzenleme: 06 Şubat 2018, 10:08:41 ös Gönderen: psikolog »

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4076
    • Profili Görüntüle
ben mehmet ilk olarak bu günkü görüşmemizi anlatmak istiyom.bu gün benim için çok önemli bir gündü,
ofisten çıktıktan sonra geçmişte yaşadıklarım için pişman oldum. hele yaşadığım ilk ilişki aklıma gelince

içime o an bir üzüntü duygusu girdi, o kişiyi hayal edince onu öldüresim geliyor. niye benim böyle bir şey yaşamama

sebeb oldu. ama biraz bende de suç var o an direnebilirdim öyle birşeyi yapmaya bilirdim ama ben hiç birşey yapmadım

ama şuan o ana dönebilsem kesinlikle kabul etmezdim hemen gidip aileme söylerdim. o zaman ilişkinin ne demek olduğunu

nasıl birşey olduğunu bilmiyordum. ama o andan sonra aklım öyle şeylere gitmeye başladı. ne zaman  bir erkek gördüğüm zaman cinsel organına elleği zaman o an o kişinin bana sarılmasını istedim hep. o kişiden sonra yani 10 11 yaşlarımda iken

benden 2yaş büyük 1 veya 2kişi ile ilk yaşadığım ilişki gibi ilişki yaşadık. artık yolun başındaydım ve zaman geçtikçe hep

aklım da ilişkiye girme hayaleri kurdum.artık bağımlı olmaya başlamıştım. şu ana kadar hiç biriyle normal ilşkiye girmemiştim

9.sınıfta minibüste idim ve araba çok kalabalıktı arkamda biri bana sürtündü tabi bende böyle şeyleri seviyordum

sonra arabadan indim o kişide indi  ve konuştuk o an ilişki yaşamadık o istedi ama ben istemedim. 3 aya yakın görüştük,

sonra ilişkiye girmeyi teklif etti ben de kabul ettim. keşke kabul etmeseydim. Zaten o günden sonra tek hayalim bir erkekle

bereber olmaktı. her zaman aklımda geçen şeydi. insanı mahfeden şeyler ilklerdir. ilkler olunca zaten gerisi kendiliğinden gelir.

Ama bugünkü görüşmeden çok memnun oldum. Şundan dolayı bu yazıyı daha önce yazamazdım yanı bu kadar açık yazamazdım. Siz dediniz ki konuları sadece yüzeysel geçiyoruz deyince o an gerçekte farkına vardım ki o an sorduğunuz sorular

önce cevap vermekten çekindim ama sonra cevap vermem gerektiğini düşündüm ve cevap verdim. yukarda yazdığım şeyleri

yazmaya veye söylemeyi cesaret edemiyordum ama bu saatan sonra elimden gelen her çabayı gösterecem.

 eskide yaşadıklarımı  hatırlayınca bir erkeğe karşı  o içimdeki duygular değişmeye başladı. eşcinsel terapilere başladığımdan

beri sadece bir defe biriyle görüştüm ama onunlada sadece bir arkadaş gibi konuştuk. görüştüğüm kişiler olsun yada rahatlayacağım zaman bir erkek aklıma artık getirmiyorum. Eskide bir erkeği hayal etmeden rahatlayamıyordum ama şimdi ise hiç erkek aklıma getirmiyorum. Eskide bir kızı aklıma getirmeye çalıştığım zaman o an isteğim gidiyordu. inşallah diğer görüşmelerimde bu görüşme gibi beni dertinden etkiler ve bu günleri atlatacağıma canı gönülden inanıyorum. İnşallah bu günlerein hepsi geçecek cumartesi günü gürüşmek üzere hoşçakalın.

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4076
    • Profili Görüntüle
merhaba. kısaca ailemi tanıtacam.ben 18 yaşındayım.5 kardeşiz en küçük benim 2ablam var ,2de abim var.
Annem ben 3yaşında iken hastalandı ve tam olarak 13 yıl boyunca yatalaktı ve ablam bakıyordu.
geçen yıl vefat etti. ben 6. sınıftan beri abimle kalıyorum . abimde kalmak hiç kalmak istemiyorum.
çünkü onlara çoğu şey için muhtaç kalıyorum buda benim zoruma gidiyor.abim hep kendini düşünen bir insandır.
ne zaman onun dediklerini yapmadığım zaman hemen ya söylenilemeyecek sözler söyler. yada gelip bana sataşır
hemen der sen yanliş yapıyorsun beni dinlemiyorsun sen yanliş yolda gidiyorsun.peki diyorum yanlış ne yapıyorum
hemen der sen nasıl bana cevap veriyorsun  beni dövmeye kalkışır. babam ise ayda bir filan ben ararım o beni hiç aramaz
şimdiye kadar bana pek faydası olmamıştı aslın anne sevgisi baba sevgisi nedir hiç görmedim ve hiç bir zaman doğru
dürüst kimseden sevgi görmedim. şimdiye kadar hiç bir zaman dertlerimi sıkıntılarımı kimseye söylemedim herzaman kendim halletmeye çalıştım.ama bazende yanlış şeyler yaptım . o an mutluluğu erkeklerde aramaya çalıştım
 onlarda bulacağımı zanettim ama hiç bir zaman o istediğim şeyi bulamadım aslında.sadece o an mutlu oldum ama sonra pişman oldum. farkına vardım ki ne zaman mutsuz olduysam hemen bir erkekle olma isteği bende oluştuğunu anladım o an mutlu oalacağımı  zannetmişim.bu hafta salı günü sınavım vardı ve kütüphanede ders çalışıyordum beni aradı dükana gelmemi istedi.sınavım var dedim gelemem dedim ardından küfür ettti. bende tlfnu kapatım akşam saat 10.da bir yer gidip bir telefon numarası almam gerektiğini söyledi bende niye lazım diye sordum  .oda  bana niye numaraı istediğini anlatı anladımki o kadar önemli değilmiş. .Dedim sınavım var çalışıyorum gidemem.sen nasıl olurda gitmesin gidicen , gitmiyecem dedim
ve hemen beni dövdü. yukarıdada söyledğim gibi her zaman kendi dediklerinin olmasını istiyen biri. yengemde abim gibi bir insan .şuanlık yazacaklarım bu kadar. yarın görüşmek üzere .

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4076
    • Profili Görüntüle
mrhb ben mehmet  17 yaşımdayım ben daha önce eş cinsel biriydim yani
erkeklerden hoşlanıyordum ama böyle bir şeyi yaşadığım için  çok üzülüyordum.

Her zaman mutsuzdum hiç hayattan zevk alamıyordum her zaman özgün idim

böyle bir şeyden kurtulacağıma inanmıyordum doğuştan gelen bir şey diye

zihnime yazmıştım.bundan artık kurtulamam, diye kabullenmiştim ama  bir yandan da

eşcinselikten kurtulmak istiyordum  bir gün internetten araştırmak istedim   ve bunlara bakan

doktorlar varmış ben arayıp şansımı denemek istedim iyikkide denemişim .neyse sonra gitim

  ve tüm gerçekleri farkına vardım. daha önceki mehmetri size anlatacağım suskun  her zaman

kendini yalnız hisseden her zaman bir erkekden güç almaya mahkum kendisini güçsüs biri olarak gören

mutsuz olduğu zaman mutluluğu erkeklerde arayan her zaman bir erkekle beraber olma arzusu,

hiç bir zaman kendini savunamayan  çaresiz ,mutluluğu  kendi cinsinden bulacağını zanedip

sonra bulamağı zaman başka birinde bulacağını zanetmesi her zaman böyle şeyler peşinde

gitmesi,kızlardan hiç bir zaman hoşlanmaması onları sıradan birileri olark görmesi

kızlardan niye erkeklerin bu kadar arkadaş olmarı yada niye ilgilendiklerini anlamayan,

 dışarı çıktığı zaman erkeklerden başka gözleri  başka bir şey görmemesi, ders çalıştığı zaman

aklına bir erkek geldiği zaman o an aklının alak bulak olması, zihninde hep saçma fantaziler kurması,

yukarda yazdıklarım  daha çoğu gibi saçmalıklar var ama şuan bu kadarı aklıma geldi .Daha önce böyle bir

insan idim ama düzenli olarak hemen hemen 2 yada 3 aydır terapilere   gidiyorum yukarıda yazdığım çoğu şeyler

 değişti. şuan kendini savunan , aslında herkeste olan gücün kendisinde olduğunu  farkeden,

aslında bir erkekten hiç bir zaman güç almayacağını, mutsuz olduğum zaman  öyle bir şeye kalkışmamın

çok saçma bir olduğunu anlamam,her şeyi halledecek güce sahip olduğumu fark etmem fark etmem

şuan dişarı çıktığım zaman eskisi gibi erkeklere bakmıyurum, hemen fantaziler kurmuyorom  artık ve

gerçekten farkına vardım ki dünya varmış aslında vardaıda ben ferkedememişim böyle bir şeyden dolayı

şimdi bambaşka biri oldum şu anki halimi çok seviyorum böyle bir şey yaşadım ama çok ders çıkardım

birdaha yapmam gereken şeyleri anladım. iyi ki böyle bir şeyden kurtulmak istemişim. inşallah tamamen

kurtulurum ve gelecekte mutlu ve huzurlu bir şekilde yaşarım .ayrıca size ne kadar teşeküretsem azdır Alla binlerce

kes şükürler olsun ki  sizler gibi birini karşıma çıkardıda bana yol  gösterici oldunuz , kim bilir  oraya gelmeseydim

gelecekte nasıl biri olacaktım hayatım nasıl olacakı hayal bile etmek istemiyorum.hayata ki  çoğu şey insanın elindedir

bir şeyi yapıp yapmama şradesi insanın elindedir. sadece yeter ki insanoğlu biraz irade götersin

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4076
    • Profili Görüntüle

KÜRK MANTOLU MADONNA

Bugünkü yazımda kısaca anne üzerinde ve kürk mantolu madonna kitap hakkında yazı yazacam.Anne çok önemli bir bireydir.
Anne insanın tutunma dalıdır ,çocuğa bir şey olduğu zaman ilk canı avıyacak kişidir.

çocuğu kötülüklerden kişi annedir,benim dünyada en sevdiğim kişi annemdir,Nekadar annemden uzak olduysam bile

yine o benim için çok değerli idi,ben 3 yaşımda iken annem aniden hastalandı,tam olarak 13yıl  hasta idi.annem hasta olduğu olğu için hem özülüyordum hemde annem var yani sağ diye seviniyordum çünkü  benim de annem var diye özülmüyordum

 hasta hali ile bile beni çok  seviyordu.5. sınıfa kadar annemin yanında idim 5.sınıftan sonra İstanbul,a geldim.

sadece yazın tatilde 1 ay yanına gidebiliyordum ve çoğu zamanda telefonla konuşuyordum.Annem çocuklarından en çok beni severdi. beni okadar düşünürdükü.vefet edeceği zaman gelmemi istememiş çünkü geçen yazın Adıyamana gittiğim zaman ,babamla tartışmıştık  annemde ondan dolayı gelmemi istememiş demiş ki yazın geldiği zaman ona yapılan muameleyi gördüm gelmesin demiş .Annem benim için dünyadaki en değerli kişi idi öylede kalacak.Ne kadar bana sarılmamış olsa ihtiyaçlarımı

karşılaşmamış olsa bile yine onun yeri her zaman ayrım kalacak.En çok istediği şey okumam idi  onu için ne olursa olsun

her zorluğa rağmen  okuyup inşallah bir meslek sahibi olacam.Şimdide biraz kitap hakkında bir şeyler yazacam,

 bu kitaptan çok şeyler öğrendim doğrusu ders aldım bu kitaptan.kendi hayatımı orda buldum.

babasının Raifle hiç ilgilenmemesi bundan dolayı babasını çok sevmemesi.hayatı boyunca hiç bir zaman kendi isteklerini yapmaması,söylecekleri şeyleri karşı tarafa iletemesi cesaretinin olmaması,her zaman kendi duyglarını ve düşüncelerini içinde bırakması  her zaman sadece verilen görevleri yapması, hiç bir zamnan özgürce davrananaması, hayatı boyunca tek bir

yolu takip etmesi sadece marriyayı tek düşünmesi,bunun sunucunda da hayatı boyunca hiç bir zaman mutlu olmaması,

kuru bir ağaç gibi yaşaması,ve hiç bir zaman yeşermemesi, yacağı şeyleri yapmadığı için sonradan pişman olması,yada kafasında düşündüklerini yaparsa ya sonra pişman olurum düşüncesi,istediği şeyi elde edemeyince tüm insanlardan nefret etmesi,yukarı bahsetiğim özeliklerin çoğu bende var idi ama bu özeliklerin çoğumu değiştirmeye başladım hayatımda,ve değiştirip unutacağıma da inanıyorum. Hayat hep tesadüflerle doludur , yarın insanın nasıl biri olacağı nasıl bir kişi olacağı

kimse bilemez ama önemli olan yarınlara güzel bir şekilde hazırlanmak ve her zaman güzel gözle hayata bakmak önemli.hayataki zorluklarla savaşıldıkça ancak insanoğlu güçlü olabilir.ne olursa olsun hayara her zaman her zorluğa karşı

savaşıp ve savaşlara kazanmaya çalışacağım.

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4076
    • Profili Görüntüle
EŞCİNSELLİK ve KÜRK MANTOLU MADONNA : RAİF EFENDİ EŞCİNSEL MİDİR?

http://escinselterapi.net/forum/index.php?topic=1184.0

EŞCİNSELLİĞİN TEDAVİSİ: EŞCİNSELLİKTEN KURTULMAK MÜMKÜN MÜDÜR?

http://escinselterapi.net/forum/index.php?topic=1480.0

KÜRK MANTOLU MADONNA : AŞK MI? EŞCİNSELLİK Mİ?

http://escinselterapi.net/forum/index.php?topic=1228.0

Sabahattin Ali: Kürk Mantolu Madonna ve Eşcinsel Erkekler

http://escinselterapi.net/forum/index.php?topic=1176.0

KÜRK MANTOLU MADONNA : SOSYAL FOBİ VE EŞCİNSELLİK

http://escinselterapi.net/forum/index.php?topic=1229.0

KÜRK MANTOLU MADONNA: RAİF EFENDİ Mİ YOKSA MARİA MIYIM?

http://escinselterapi.net/forum/index.php?topic=1498.0

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4076
    • Profili Görüntüle
Raif Efendi..

Bazılarına göre korkak. Hatta o kadar ki Maria'nın bahtsızlığı böyle bir adamı sevmek, Raif'in şansı Maria gibi bir kadın tarafından sevilmek derler..

Bazılarına göre ise yaşadığı doyumsuz saadeti bozmak istemeyen bir aşık.. Korkar çünkü, hadiselere, sevgiye, aşka, hatıralarında bile dokunmaya ürkecek kadar kıymet verir..

Raif Efendi..
1. Esas olan yalnızlıktır..

''Hayatta yalnız kalmanın esas olduğunu hala kabul edemiyor musunuz? Bütün yakınlaşmalar, bütün birleşmeler yalancıdır. İnsanlar ancak muayyen bir hadde kadar birbirlerine sokulabilirler, üst tarafını uydururlar; ve günün birinde hatalarını anlayınca, yeislerinden her şeyi bırakıp kaçarlar.''
2. Ruhlar birbiriyle kucaklaşmak için..

''Muhakkak ki bütün insanların birer ruhu vardı, ancak birçoğu bunun farkında değildi ve gene farkında olmadan geldikleri yere gidecekti. Bir ruh ancak bir benzerini bulduğu zaman ve bize, bizim aklımıza, hesaplarımıza danışmaya lüzum bile görmeden, meydana çıkıyordu... Biz ancak o zaman sahiden yaşamaya -ruhumuzla yaşamaya- başlıyorduk. O zaman bütün tereddütler, hicaplar bir tarafa bırakılıyor, ruhlar birbiriyle kucaklaşmak için, her şeyi çiğneyerek, birbirine koşuyordu..''
3. Körler gibi.. Rastgele..

"İnsanlar birbirlerini tanımanın ne kadar güç olduğunu bildikleri için bu zahmetli işe teşebbüs etmektense, körler gibi rastgele dolaşmayı ve ancak çarpıştıkça birbirlerinin mevcudiyetinden haberdar olmayı tercih ediyorlar.''
4. İnsanlar birbirlerini ne kadar iyi anlıyorlardı..

Hızlı hızlı otele döndüm. Kahvenin gramofonu ve Suriyeli kadının şarkısı kesilmişti. Arkadaşım yatağına uzanmış kitap okuyordu. Bana yandan bir göz attı:

"Ne o, çapkınlıktan mı geliyorsun?" dedi.

İnsanlar birbirlerini ne kadar iyi anlıyorlardı... Bir de ben bu halimle kalkıp başka bir insanin kafasının içini tahlil etmek, onun düz veya karışık ruhunu görmek istiyordum. Dünyanın en basit, en zavallı, hatta en ahmak adamı bile, insani hayretten hayrete düşürecek ne müthiş ve karışık bir ruha maliktir!.. Niçin bunu anlamaktan bu kadar kaçıyor ve insan dedikleri mahluku anlaşılması ve hakkında hüküm verilmesi en kolay şeylerden biri zannediyoruz? Niçin ilk defa gördüğümüz bir peynirin evsafı hakkında söz söylemekten kaçındığımız halde ilk rast geldiğimiz insan hakkında son kararımızı verip gönül rahatıyla öteye geçiveriyoruz?
5. Boğulacak kadar yalnızım..

''Berlin'de yalnızsınız değil mi?'' dedi.

''Ne gibi?''

''Yani... Yalnız işte... Kimsesiz... Ruhen yalnız... Nasıl söyleyeyim... Öyle bir haliniz var ki...''

''Anlıyorum, anlıyorum... Tamamen yalnızım... Ama Berlin'de değil... Bütün dünyada yalnızım... Küçükten beri...''

''Ben de yalnızım...'' dedi. Bu sefer benim ellerimi kendi avuçlarının içine alarak: ''Boğulacak kadar yalnızım...'' diye devam etti, ''Hasta bir köpek kadar yalnız...''
6. İnsan ömrü doğumdan ölüme kadar tek bir yoldan ibarettir..

"Yılbaşının da sence hiçbir hususiyeti yok mudur?" diye sordum.

"Hayır" dedi, "senenin diğer günlerinden ne farkı var sanki? Tabiat onu herhangi bir şekilde ayırmış mı? Ömrümüzden bir sene geçtiğini göstermesi bile o kadar mühim değil: Çünkü ömrümüzü senelere ayırmak da insanların uydurması... İnsan ömrü doğumdan ölüme kadar tek bir yoldan ibarettir ve bunu üzerinde yapılan her taksimat sunidir..."
7. 'Aşk' daha güzel nasıl anlatılabilir ki?

"Şimdi aramızda noksan olan şeyin ne olduğunu biliyorum." dedi. "Bu eksiklik sana değil, bana ait...bende inanmak noksanmış... Beni bu kadar çok sevdiğine bir türlü inanmadığım için sana aşık olmadığı zannediyormuşum... Bunu şimdi anlıyorum. Demek ki, insanlar benden inanmak kabiliyetini almışlar.... Ama şimdi inanıyorum... Sen beni inandırdın. Seni seviyorum. Deli gibi değil, gayet aklı başında olarak seviyorum... Seni istiyorum...İçimde müthiş bir arzu var... Bir iyi olsam!"
8. Çoçukluğumdan beri ilk defa..

"...Çocukluğumdan beri belki ilk defa olarak, hayatımın sebepsizliğini ve boşluğunu düşünerek içim ezilmeden, "bugün de geçti işte... ve bütün günlerim hep böyle geçecek, sonra da ne olacak sanki, demeden uykuya daldım.."
9. Aşk, mukavemet edilemez bir istektir!

''Benim beklediğim aşk başka!' dedi. 'O, bütün mantıkların dışında, tarifi imkansız ve mahiyeti bilinmeyen bir şey. Sevmek ve hoşlanmak başka, istemek, bütün ruhuyla, bütün vücuduyla, her şeyiyle istemek başka... Aşk bence bu istemektir. Mukavemet edilmez bir istemek!"
10. Unutamamak..

"Bir akşam eve dönerken mahallenin bakkalına uğramış, öteberi almıştım. Tam kapıdan çıkacağım sırada, karşı evin bir odasında kira ile oturan bekarın radyosu Weber’in Oberon operası uvertürünü çalmaya başladı. Az daha elimdeki paketleri yere düşürecektim. Maria ile beraber gittiğimiz birkaç operadan biri de buydu ve onun Weber’e hususi bir muhabbeti olduğunu biliyordum; yolda hep onun uvertürünü ıslıkla çalardı. Kendisinden daha dün ayrılmış gibi taze bir hasret duydum. Kaybedilen en kıymetli eşyanın, servetin, her türlü dünya saadetinin acısı zamanla unutuluyor. Yalnız kaçırılan fırsatlar asla akıldan çıkmıyor ve her hatırlayışta insanın içini sızlatıyor. Bunun sebebi herhalde “bu öyle olmayabilirdi!” düşüncesi yoksa insan mukadder telakki ettiği şeyleri kabule her zaman hazır."
11. Her zaman bir şeyler noksandır..

"Bir şey noksandı, fakat bu neydi? Evden çıktıktan sonra bir şey unuttuğunu fark ederek duraklayan, fakat unuttuğunun ne olduğunu bir türlü bulamayarak hafızasını ve ceplerini araştıran, nihayet, ümidini kesince, aklı geride, ileri gitmek istemeyen adımlarla yoluna devam eden bir insan gibi üzüntülüydüm."
12. Bizim mantığımızla hayatın mantığı asla birbirine uymuyor..

''Bir kadın, tren penceresinden dışarı bakabilir, bu sırada gözüne bir kömür parçası kaçar, o ehemmiyet vermeden bunu ovuşturur ve bu minimini hadise dünyanın en güzel gözlerinden birini kör edebilirdi. Göz mü mühim, kömür parçası mı? Asıl hayat teferruattan ibarettir. Bizim mantığımızla hayatın mantığı asla birbirine uymuyor.''
13. Merhamet nedir?

"...Başkasına merhamet etmek, ondan daha kuvvetli olduğunu zannetmektir ki, ne kendimizi bu kadar büyük, ne de başkalarını bizden daha zavallı görmeye hakkımız yoktur..."
14. Aşk dağıldıkça azalan bir şey değildir.

''İçinde hakikaten sevmek kabiliyeti olan bir insan hiçbir zaman bu sevgiyi bir kişiye inhisar ettiremez ve kimseden de böyle yapmasını bekleyemez. Ne kadar çok insanı seversek, asıl sevdiğimiz bir tek kişiyi de o kadar çok ve kuvvetli severiz. Aşk dağıldıkça azalan bir şey değildir.''
15. ''Beni hayatımda hiç, hiç kimse sevmemişti.''

"Ona hakikaten dargın değildim; asla kızmıyordum. Sadece müteessirdim. ‘Bunun böyle olması lazımdı’ diyordum. Demek ki beni bir türlü sevemiyordu. Hakkı vardı. Beni hayatımda hiç, hiç kimse sevmemişti."
16. Bazen birileri sizin için herkes olur..

"Hayatta en güvendiğim insana karşı duyduğum bu kırgınlık, adeta bütün insanlara dağılmıştı. Çünkü o, benim için bütün insanlığın timsaliydi."
17. Hayat..

''Hayat ancak bir kere oynanan bir kumardır, ben onu kaybettim.''

http://onedio.com/haber/kurk-mantolu-madonna-dan-bir-vazgecis-oykusunun-baskahramani-raif-efendi-den-17-alinti-546321