1
Eşcinsellik - Hayatlardan parçalar, hayata mektuplar (ziyaretçi karalama defteri) / Ynt: BİR KIZLA SEVİŞEREK EŞCİNSELLİKTEN,SADİST-MAZOŞİST KİMLİKTEN ASLA KURTULAMAZSIN!
« Son İleti Gönderen: gergin Bugün, 01:31:20 öö »30 .seans (7 mart 2024)
Eda Hoca ile konuştum. Bana hak verdi seni de dinlemeden karar vermişim, hata yapmışım dedi. İnsan bazen aranmak istiyor ama insanları aramamak ile hata yapıyorsun dedi. Bende kendisine hak verdim Sakince konuşup sorunu halletmiş olduk. Konuşma bitince hissettiğim bu kadar abartmaya gerek yokmuş. Bir dünya obsesyon yapmıştım. Bir hafta boyunca kafamda ne ateşli tartışma senaryoları kurup durmuştum. Konuşma bittikten sonra erkeksi hissettim ama Elif'e kurallar koyduğum günkü kadar olmadı (25. seans). O zaman 2-3 gün boyunca erkeklere ilgim yok olup gitmişti. Bu sefer o kadar olmadı. Çalışma arkadaşım Rabia ile de sorunu konuştum. Beni hakikaten idare etmek istememiş, aramadığım için alınmış. Diğer kızlar yapsaydı onlara böyle sorumsuz davranmaya cesaret edemezmişim, kendisini güçsüz gördüğümü düşünmüş. (Ulan bu kızlar yüz yüzeyken çok samimiler iyi anlaşıyorlar fakat birbirlerinin arkasından nasıl düşünüyorlar, konuşuyorlar beni korkutuyorlar .) Yani ben rabianın yerinde olsam alınmazdım açıkçası verdiği cevaplardan da tatmin olmadım pek ama bir iki cümle dahi olsa kendisine birşey söylemiş oldum. Yine onun için de önceden kafamda ne çok konuşma senaryoları kurmuştum. Nerdeyse hiçbiri gerçekleşmedi.
Kadınların dünyasında anneme duyduğum öfkeyi yansıtıyorum. Önce uslu, terbiyeli, güvenilir çocuk oluyorum. Sonra yaramazlıklar yapıp sinirlendiriyorum. Sonra dozunda krizler çıkartıyorum. Pasif agresif yöntemle dikleniyorum. Eğer terapilere başlamış olmasaydım Elif ile ilişkimde de aynı yöntemi izleyecektim veya öfkem anneme değil de babama olsaydı erkeklere diklenecektim.
Zihnimde kimseyi cezalandırmam lazım. Birisiyle sorun yaşayınca en geç üç gün içinde kendisiyle çözmem lazım. Yoksa yan çözüm yollarına sapıyorum diğer üçüncü kişilerle dedikodusunu yapıyorum. Sözde rahatlamış oluyorum fakat ne yaparsam yapayım güçsüz hissediyorum. Mağduriyeti oynamamam lazım.
Mükemmeliyetçiliğimden vazgeçmeliyim. İç sesimi dinlememem lazım, onu kontrol etmem lazım. Önceden kafamda kurmamam lazım yoksa meseleye 3-0 yenik başlıyorum. Sorunu da kiminle yaşıyorsam bizzat onunla çözmem lazım. Hatasız, kusursuz, hoşgörülü, evliya olmaktan vazgeçmem lazım. Mümin bir delikten iki defa ısırılmaz. Önce bir kere ısırılmak lazım.
HK: ''Bu kadar iç sesinle kendini korkutma gerek yok. İşin var, kariyerin var. Aman etliye sütlüye karışamyayım, etmeyeyim demene gerek yok. Zaten başkasının tavuğuna kış diyecek, eziyet edecek agresif biri de değilsin. Sana artık kimse birşey yapamaz, hayatını bitiremez.''
Bencil olacağım, dindeki hizmet ehli kafasından çıkmam lazım. Eşcinselleşmeseydim eğer tam bir hizmet ehli adamı olmaz mıydım? Başkaları için yaşama kavgasından önce kendim için yaşama kavgası vermem lazım. Zevk alacağım hobiler,uğraşlara yönelmem lazım. Bugün kendim için ne yaptım?
Cemaat bana neden bu kadar çekici geliyor? Gönül bağımın bulunduğu cemaatin annemden ne farkı var? Hep hatalı görüyor, uyarıyor, ödüllendirmiyor, cezalandırıyor. Oradakilere de sürekli yaranamıyorum; daha çok ibadet, daha çok takva, daha çok ilim...
Ceza alma korkusu, aman dikkat et , hata yaparsın edersin. Korku aşılamış olmuyor mu? Başarırsın diyen, cesaret veren var mı? Din anlayışım bana çok oto-kontrol yaptırıyor. Haksızık yaparım, günaha girerim gibi kaygılar, korkular aşılıyor ve sonucunda adım atmaktan kendimi men ediyorrum. Eril bütün yeteneklerimi kaybetmiş oluyorum. Çocuksu kalıyorum. Uslu, terbiyeli, ahlakli biri fakat çocuk biri. Kafasının içinde sürekli hayaller kuran bir çocuk. Yaşam alanı ve yapabilecekleri, kapsamı dar olan bir çocuk...
Annem bana hep: Evlenmek için acele etme, abinde ettik bak noldu, bu zamanda kızlar kötü, bak şunlar boşanmış, şunlar şöyle ayrılmış... Cemaatteki abilerim de benzer lafları söylüyordu. Peki kadınlar bu kadar kötülenirse kadına nasıl ilgi duyacağız, iyileşeceğiz?
HK erkek arkadaşlarımla berarberken artık din konuşmamı yasakladı. Başka meseleler (spor,siyaset vs..) konuşmaya odaklanacğım.
Din dediğin şey alkol, uyuşturucu zina, hırsızlık vs. yasak gerisi serbest değil mi? Din ile korkuya değil güvene yönelik ilişki kurmam lazım. İmanımı kaybetcem, yanacam korkaklığını bırakmam lazım.
Eda Hoca ile konuştum. Bana hak verdi seni de dinlemeden karar vermişim, hata yapmışım dedi. İnsan bazen aranmak istiyor ama insanları aramamak ile hata yapıyorsun dedi. Bende kendisine hak verdim Sakince konuşup sorunu halletmiş olduk. Konuşma bitince hissettiğim bu kadar abartmaya gerek yokmuş. Bir dünya obsesyon yapmıştım. Bir hafta boyunca kafamda ne ateşli tartışma senaryoları kurup durmuştum. Konuşma bittikten sonra erkeksi hissettim ama Elif'e kurallar koyduğum günkü kadar olmadı (25. seans). O zaman 2-3 gün boyunca erkeklere ilgim yok olup gitmişti. Bu sefer o kadar olmadı. Çalışma arkadaşım Rabia ile de sorunu konuştum. Beni hakikaten idare etmek istememiş, aramadığım için alınmış. Diğer kızlar yapsaydı onlara böyle sorumsuz davranmaya cesaret edemezmişim, kendisini güçsüz gördüğümü düşünmüş. (Ulan bu kızlar yüz yüzeyken çok samimiler iyi anlaşıyorlar fakat birbirlerinin arkasından nasıl düşünüyorlar, konuşuyorlar beni korkutuyorlar .) Yani ben rabianın yerinde olsam alınmazdım açıkçası verdiği cevaplardan da tatmin olmadım pek ama bir iki cümle dahi olsa kendisine birşey söylemiş oldum. Yine onun için de önceden kafamda ne çok konuşma senaryoları kurmuştum. Nerdeyse hiçbiri gerçekleşmedi.
Kadınların dünyasında anneme duyduğum öfkeyi yansıtıyorum. Önce uslu, terbiyeli, güvenilir çocuk oluyorum. Sonra yaramazlıklar yapıp sinirlendiriyorum. Sonra dozunda krizler çıkartıyorum. Pasif agresif yöntemle dikleniyorum. Eğer terapilere başlamış olmasaydım Elif ile ilişkimde de aynı yöntemi izleyecektim veya öfkem anneme değil de babama olsaydı erkeklere diklenecektim.
Zihnimde kimseyi cezalandırmam lazım. Birisiyle sorun yaşayınca en geç üç gün içinde kendisiyle çözmem lazım. Yoksa yan çözüm yollarına sapıyorum diğer üçüncü kişilerle dedikodusunu yapıyorum. Sözde rahatlamış oluyorum fakat ne yaparsam yapayım güçsüz hissediyorum. Mağduriyeti oynamamam lazım.
Mükemmeliyetçiliğimden vazgeçmeliyim. İç sesimi dinlememem lazım, onu kontrol etmem lazım. Önceden kafamda kurmamam lazım yoksa meseleye 3-0 yenik başlıyorum. Sorunu da kiminle yaşıyorsam bizzat onunla çözmem lazım. Hatasız, kusursuz, hoşgörülü, evliya olmaktan vazgeçmem lazım. Mümin bir delikten iki defa ısırılmaz. Önce bir kere ısırılmak lazım.
HK: ''Bu kadar iç sesinle kendini korkutma gerek yok. İşin var, kariyerin var. Aman etliye sütlüye karışamyayım, etmeyeyim demene gerek yok. Zaten başkasının tavuğuna kış diyecek, eziyet edecek agresif biri de değilsin. Sana artık kimse birşey yapamaz, hayatını bitiremez.''
Bencil olacağım, dindeki hizmet ehli kafasından çıkmam lazım. Eşcinselleşmeseydim eğer tam bir hizmet ehli adamı olmaz mıydım? Başkaları için yaşama kavgasından önce kendim için yaşama kavgası vermem lazım. Zevk alacağım hobiler,uğraşlara yönelmem lazım. Bugün kendim için ne yaptım?
Cemaat bana neden bu kadar çekici geliyor? Gönül bağımın bulunduğu cemaatin annemden ne farkı var? Hep hatalı görüyor, uyarıyor, ödüllendirmiyor, cezalandırıyor. Oradakilere de sürekli yaranamıyorum; daha çok ibadet, daha çok takva, daha çok ilim...
Ceza alma korkusu, aman dikkat et , hata yaparsın edersin. Korku aşılamış olmuyor mu? Başarırsın diyen, cesaret veren var mı? Din anlayışım bana çok oto-kontrol yaptırıyor. Haksızık yaparım, günaha girerim gibi kaygılar, korkular aşılıyor ve sonucunda adım atmaktan kendimi men ediyorrum. Eril bütün yeteneklerimi kaybetmiş oluyorum. Çocuksu kalıyorum. Uslu, terbiyeli, ahlakli biri fakat çocuk biri. Kafasının içinde sürekli hayaller kuran bir çocuk. Yaşam alanı ve yapabilecekleri, kapsamı dar olan bir çocuk...
Annem bana hep: Evlenmek için acele etme, abinde ettik bak noldu, bu zamanda kızlar kötü, bak şunlar boşanmış, şunlar şöyle ayrılmış... Cemaatteki abilerim de benzer lafları söylüyordu. Peki kadınlar bu kadar kötülenirse kadına nasıl ilgi duyacağız, iyileşeceğiz?
HK erkek arkadaşlarımla berarberken artık din konuşmamı yasakladı. Başka meseleler (spor,siyaset vs..) konuşmaya odaklanacğım.
Din dediğin şey alkol, uyuşturucu zina, hırsızlık vs. yasak gerisi serbest değil mi? Din ile korkuya değil güvene yönelik ilişki kurmam lazım. İmanımı kaybetcem, yanacam korkaklığını bırakmam lazım.