İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - alıntı

Sayfa: 1 2 [3] 4 5 ... 13
31
Psikoloji / Ynt: Fetişizm
« : 30 Ekim 2010, 01:27:45 öö »
GİRİŞ
Fetişizm, kişinin cansız nesnelere, belirli vücut bölümlerine duyulan cinsel istek durumudur. (Juninger 1997). Bu durum ICD-10 cinsel seçim bozuklukları altında, DSM-IV parafili kategorisinde kodlanmıştır. ICD-10’a göre bozukluk, fetiş nesnenin cinsel uyarıda ve yanıtta önemli hale gelmesidir (Mason 1997). Fetişizm çoğunlukla erkeklerde görülen bir bozukluktur. Fetişizmi olanlar, sapkın istekleri günlük yaşamlarını etkileyinceye kadar tedavi arayışına girmezler. Psikiyatrik bozukluklar içinde fetişizm oranı % 0.8’dir (Chalkley ve Powell 1983). Fetiş nesneler çoğunlukla iç giyim, sentetik giysiler, ayak, ayakkabı, çorap ve benzeri giyim malzemeleridir. Fetişistlerin % 35.4’ünde bir fetiş nesne, % 45.8’inde üç veya daha fazla fetiş nesne saptanmıştır. Fetiş nesneler ve davranışlar seks forumunda incelenmiş; burada fetiş nesneler iç giyim (külotlu çorap, bebek bezi, sutyen, ipek çoraplar, ipek kombinezon), kauçuk emzik gibi eşyalar, vücut bölümleri, deri giysiler, kateter, ipek mendil, bebek karyolası gibi nesneler olarak sıralanmış; davranışlar ise giyme, bakma, okşama, istifleme, uzanma, rektuma sokma, sürtünme, emme, çalma, altında yatma, oturma ve içinde uyuma olarak belirtilmiştir (Juninger 1997). Fetişistler, cinsel olarak uyarılmak için cansız nesneleri kullanırlar. Freud, fetişizmin kastrasyon anksiyetesinden kaynaklandığını öne sürmüştür. Fetiş olarak seçilen nesneler kadın penisini simgeler. Böylelikle kastrasyon hem reddedilir hem de doğrulanır. Fetişizmin kökeninde yaşamın ilk birkaç ayında oluşmuş travmatik yaşantıların olduğu düşünülmektedir. Bu nedenle, kendilik bütünlüğünün bozulduğu, bütünlüğün cinsellik yoluyla sağlandığı öne sürülmektedir (Gabbard 2000).
Bu yazıda, ender görülen, adli psikiyatri açısından da incelenmiş olan bebek bezi fetişizmi olgu sunumu yapılmaktadır.
Olgu
Bay B hastanemize ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından sevk edildi. 22 yaşında, bekar, İskenderun doğumlu, ilkokul mezunu, çalışmıyor, ailesiyle yaşıyordu. Bebek bezi hırsızlığına girişim nedeniyle adli psikiyatri biriminde yatırılarak incelenen Bay B bebek bezi çalmak için girdiği evin balkonunda, yorulduğu için elinde bebek bezleri ile uykuya dalmış olarak ev sahibi tarafından yakalanmış ve psikolojik sorunları olduğu için bebek bezlerini çaldığını ifade etmesi üzerine ilgili mahkeme tarafından psikiyatrik yönden incelenmesine karar verilmiştir.
Özgeçmiş: 1981 yılında on bir kardeşin yedincisi olarak doğmuş, doğumu normal olmuş, bir yaşına kadar anne sütü ile beslenmiş. Geçmiş kişisel öyküsünden motor-mental gelişiminin normal olduğu, bir yaşından sonra bakımı ile ablasının ilgilendiği, annesinin kendisinden birer yaş küçük kardeşleriyle ilgilendiği, altı yaşına kadar sadece erkek olan yaşıtlarıyla oynadığı öğrenilmiştir. Altı yaşında arkadaşlarıyla oyun oynuyorken çatıdan düşmüş. Ailesi tarafından hastaneye kaldırılan Bay B’de düşme sonrası yaralanma ve bilinç kaybı olmamış. Ancak bu olaydan sonra komşularına ait kullanılmış bebek bezi (kumaş veya naylon ve her renk olabilir) bağlama davranışı başlamış. Bay B’nin bu bezleri iki-üç saat kendi bedeniyle ten teması olacak şekilde anne ve babanın yatak odasında bağladıktan sonra yatağın altında biriktirdiği, kimsenin atmasına izin vermediği, iki-üç ay sonra bu davranışını terk ettiği öğrenildi. Yedi yaşında ilkokula başlamış, okulda sıklıkla kız çocuklarıyla sorun yaşarmış, kardeşlerine kötü davrandığı için babasından sıklıkla dayak yermiş. On iki yaşında kendi tanımıyla “kırmızı elbiseli turist bayanı” gördüğünde kendiliğinden penis sertleşmesi ve meni boşalımı yaşamış. Bu olay tekrar komşulara ait kullanılmış bebek bezi bağlama davranışını tetiklemiş. Kendi altını bağlama yoluyla mastürbasyon yapmaksızın iki kez orgazm olduğunu ve beraberinde “kırmızı elbiseli turist bayanı” hayal ettiğini, her gün sürdürdüğü bu davranışını 3-4 ay sonra kendi iradesi ile engelleyebildiğini ifade etmiştir. Daha sonra on yedi yaşında bu davranışı tekrarlayıp 4-5 ay sürdürdükten sonra kendi iradesi ile engelleyebilmiş. Bu davranışını askerlik sırasında da engelleyebilmiş, askerlik dönüşü tekrar bebek bezi çalma ve bağlama davranışına başlamış, ancak hırsızlık nedeniyle tutuklanmış ve bir ay cezaevinde kalmış. Bu davranışı nedeniyle başvurduğu özel doktor tarafından kendisine pimozid 4 mg/gün başlanmışsa da bu uygulamadan bir yarar görmediğini bildirmiştir. Bay B bu ilgisinden kurtulamadığı için iki kez öz-kıyım girişiminde bulunduğunu belirtmiştir. Ayrıca, on iki yaşından itibaren sinirlendiği ya da istekleri yerine getirilmediğinde bayılmalarının yaklaşık ayda bir kez olduğu, bayılma anında tam bilinç yitimi olmadığı, askerlik yaptığı sırada bayılma şikayetleri nedeniyle anksiyete bozukluğu tanısını aldığı ve EEG’sinde “beta disritminin” (anksiyete bozukluğu ile uyumlu) olduğu öğrenildi.
135
Sünnet yaşı ailesinden ve kendisinden öğrenilemedi. Sünnetle ilgili bir anısının olmadığını ve hiç cinsel ilişki deneyiminin olmadığını bildirdi.
Fizik ve nörolojik muayenesinde patolojik bulgu saptanmadı.
Psikiyatrik muayenesinde yaşında gösterdiği, orta boylu, esmer tenli, öz bakımının yeterli olduğu, yöneliminin tam, psikomotor etkinliğinin doğal olduğu saptandı. Hastanede bulunma ve incelenme nedenini tam olarak değerlendirebiliyordu, sözlü iletişim ve göz teması kuruyordu. Konuşması amaca uygundu, duygulanımı ötimik, duygudurumunu kendisi “iyiyim” şeklinde ifade etmekteydi. Bilişsel işlevleri yeterli, çağrışımları düzgündü, varsanı ve sanrı tanımlamadı. Test yargılaması ve soyutlaması yeterli idi. İç görüsü vardı. Cinsel dürtülerinin toplum içinde uyumsuzluklara sebep olduğunu kabul ediyordu. Madde yoksunluk veya entoksikasyon bulgusu saptanmadı. Servis içinde uyumluydu. EEG’leri (uyku deprivasyonlu dahil) ve kafa manyetik rezonans görüntülemesi normal bulundu.
Psikometrik incelemesinde, Weschler Yetişkin Zeka Testinde (WAIS) sözel IQ: 89 “donuk normal” olarak belirlendi. Rorschach protokolüne göre kartları reddetme eğilimi gösterdiği, üretime dönük bir çaba içerisinde olmadığı, katı bir düşünce tarzına sahip olduğu, genellemelere sığınıp ayrıntılara girmediği, toplumsal düşünceye katılımının yeterli olduğu, ancak uyum yeteneğinin iyi olmadığı, çocuksu bir yapı taşıdığı, gerçeği değerlendirme yetisinin korunduğu, anksiyetesinin belirgin olduğu tespit edilmiştir.
Minnesota Çok Yönlü Kişilik Envanteri (MMPI): Hastanın test yönergesini kavrayamadığı ve bu nedenle tam olarak değerlendirilemediği belirtilmiştir.
DSM-IV Eksen I Bozuklukları için Yapılandırılmış Klinik Görüşme Klinik Versiyon (SCID-I): Hafif derecede depresif olduğu, SCID-II’de obsesif-kompulsif, pasif-agresif, paranoid, şizoid, narsisistik, sınır, şizotipal kişilik özellikleri olduğu tespit edilmiştir. Hamilton Depresyon Ölçek puanı 8 (hafif dereceli depresyon ile uyumlu), Hamilton Anksiyete Ölçek puanı 0 olarak saptandı.
Klinik izlemde alkol ve madde kullanmadığını bildirmesine karşılık idrar incelemesinde tetrahidrokannabinol (THC-50) pozitif bulundu. Ertesi hafta yapılan idrar incelemesinde THC-50 negatif ancak kan testinde etil alkol pozitif bulundu.
Bay B’nin stresli ortamlarda ortaya çıkan bayılmalarına yönelik yapılan nöroloji konsültasyonunda epileptik bir durumun düşünülmediği, tüm EEG’lerinin normal olduğu, bayılmalarının konversiyon bozukluğuna bağlı olarak değerlendirildiği, bebek bezi bağlama davranışının ise bebek bezi fetişizmi (parafili) olduğu düşünülmüştür.
Bay B’nin adli psikiyatrik değerlendirilmesin- de bilinç bozukluğu olmadığı, fetişizminin doyuma yönelik olduğu, davranışını seçme yetisini etkilediği ve bu davranışını iradesinin denetimi altına alma çabalarının yetersiz kaldığı göz önüne alınarak TCK.47 maddesinden azami derecede faydalanabileceği belirtilmiştir.

32
Psikoloji / Ynt: Fetişizm
« : 30 Ekim 2010, 01:26:58 öö »
ÖZET
Bazı insanlar sevişme ve cinsel ilişkiden oluşan olağan cinsel davranıştan doyum sağlayamazlar, sıra dışı cinsel davranış ve nesne seçimini tercih ederler. Bu tür eylemler psikiyatrik terminolojide parafilik eylemler olarak tanımlanır. Bir parafili türü olan fetişizm, kişinin cansız nesnelere, belirli vücut bölümlerine güçlü ve tekrarlayıcı cinsel çekim duymasıdır. Çoğu fetişist diğer insanlara zarar vermek istemez ama bu davranışlarla karşılaşan ve tedirgin olan diğer insanlar işin içine karıştığında sorunlar yaşanabilir.
Etiolojide, genellikle altta yatan ve kökenleri çocukluğa kadar uzanan bazı kişilik bozuklukları olduğu düşünülür. Genellikle davranışlarını değiştirme isteği içinde değillerdir ve bir terapiste başvurmayı düşünmezler. Psikolojik konular, parafili tipinin ve cinsel davranışın altında yatan anlamın belirlenmesinde önemlidir. Bu nedenle, psikodinamik yaklaşımlar (obje ilişkileri, kendilik psikolojisi ve dürtü teorisi) parafilik eylemin anlamına ışık tutabilir.
Bu yazıda 22 yaşında, erkek, bebek bezi fetişizm olgusu sunulmaktadır. Aile dinamikleri açısından oğlundan psikolojik olarak uzak bir anne göze çarpmaktadır. Fetiş nesnesi çocuklukta fark edilip (4 yaş civarı) ergenlikte de cinsel olarak uyarıcı hale gelmektedir. Benzer şekilde Bay B’nin bu davranışa 6 yaşında başladığı, sonra durdurabildiği ve 12 yaşında bu davranışının cinsel olarak uyarıcı hale geldiği dikkat çekmektedir. Bu olgu sunumu bağlamında bebek bezi fetişizm olgusu hastalık öyküsü ve özgeçmiş bilgisi çerçevesinde ele alınmakta, adli ve dinamik açıdan tartışılmaktadır.

Anahtar Sözcükler: Fetişizm, bebek bezi, parafili, adli psikiyatri
Bir Olgu Nedeniyle Bebek Bezi Fetişizmi
Dr. Nihan OĞUZ1 , Dr. Niyazi UYGUR2
Türk Psikiyatri Dergisi 2005; 16(2):133-138
134


(İngilizce çeviri)
SUMMARY: A Case of Diaper Fetishism
Some people cannot obtain satisfaction from ordinary sexual relationships; instead they prefer alternative methods. They are referred to in psychiatric terminology as paraphiliacs. Fetishism is a type of paraphilia in which a person is sexually attracted to objects and some body parts. Most fetishists do not intend to cause harm to other people, but may have problems when others become involved in the problem.
Underlying personality disorders extending through childhood are thought to be the source of the etiology. Perverted people do not wish to change their behavior pattern. They never seek treatment from a therapist. Psychological issues obviously play a crucial role in determining the choice of paraphilia and the underlying meaning of the sexual acts. Psychodynamic models (object relations theory, self psychology, drive theory) can shed light on the meaning of a perversion.
In this case report, a 22- year-old man with diaper fetishism is presented. When family dynamics are considered, the mother has been described as psychologically distant from her son. The fetish object was recognized during childhood at around the age of four. During puberty, the fetish object became sexually attractive. Our patient exhibited his first perverted behavior when he was six years old. Later, he could control this behavior. At the age of twelve, the perverted behavior became sexually arousing. This paper emphasizes the diaper fetishism case through the patient’s past psychiatric and medical history. Diaper fetishism is discussed in the light of forensic, cognitive and psychodynamic theories.
Key Words: Fetishism, diaper, paraphilia, forensic psychiatry

33
Psikoloji / Fetişizm
« : 30 Ekim 2010, 01:24:29 öö »
 Fetişim nedir?..Fetişizm  bazılarının bir cinsel obje seçimindeki sapkınlığıdır. Cinsel objenin  çoğunlukla cansız maddenin oluşturduğu durumdur. Fetiş kişinin cinsel objesi; bir kadın iç çamaşırı, ayakkabısı, parfümü olabildiği gibi bir erkeğin de çorabı külotu, eldiveni olabilir.
 

 Fetişizm de , bir insanın belirli bir yerine (göğüsler, baldırlar, gözler, saçlar, vb.) ya da bu kişiyle ilgili, bedeninin bir bölümüne ilişkin bir eşyaya (bütün giyim eşyaları, ayakkabılar, hattâ gözlükler) duyulan aşırı isteği belirtiyordu. Bu fetişizm cinsel simgelerle ilgili olduğu ölçüde, fetişlerin sınırsız sayıda olduğu görülmüştür.

Fetişizm çeşitleri nelerdir?

Ayak Fetişizmi

Ayakkabı Fetişizmi

Giyim-Aksesuar Fetişizmi (deri, latex, kürk vs)

İç Çamaşırı Fetişizmi

Boyun Fetişizmi vs

Fetişizmin kaynağı nedir, fetişizm tedavisi nasıl yapılır ?

 Fetişizmin, Oidepus kompleksinin (bakınız: oidipus kompleksi) aşılmasından ileri geldiği söylenmekle beraber, anne-baba karakterlerinin baskın bir altyapısından,ebeveyn hiyerarşisinin etkisiyle düşünsel sapkınlıktan meydana geldiği düşüncesi vardır.Fakat oldukça paylaşımcı ve adalet içeren bir aile yapısından çıkan veya anne-baba karakterleriyle hayatında hiç karşılaşmamış fetişist kişilere rastlandığıda görülmüştür.Diğer görüşlerden biride, “temelinde genellikle çocukluk döneminde libidoyu özel olarak etkileyen güçlü bir heyecan şokunun yattığı görülür” dür.Bu görüşü Freud’un ayak fetişizmi ni, emekleme döneminde bebeklerin sık sık annelerinin ve başkalarının ayaklarıyla yüz yüze kalmalarından kaynaklanan bir durum olarak yorumlamasıyla anlaşılabilir bir hale getirebiliriz.Ancak, fetişizmin kendisine doğuştan geldiğini savunan kişiler olduğu gibi, sonradan edinilen bir şey diyen fetişistlerde vardır.

Amerikan Psikiyatri Birliği'ne Göre Fetişizm;
 
 A) Dürtülerinin ya da davranışlarının yineleyici bir biçimde ortaya çıkması. En az 6 aylık süre boyunca, kişinin canlı olmayan nesneleri kullanmakla ilgili yoğun (örneğin 'kadın iç çamaşırları) Cinsel yönden uyarıcı fantezilerinin cinsel dürtülerinin ya da davranışlarının yineleyici bir biçimde ortaya çıkması.
 
 B) Bu fanteziler, cinsel dürtüler ya da davranışlar, klinik açıdan belirli bir sıkıntıya ya da toplumsal, mesleki alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanları da bozulmaya neden olur.
 
 C) Bu fetiş nesneleri aykırı-giyimde kullanılan kadın giysileri (Transvestilik fetişizmde olduğu gibi) ya da taktil genital uyarı sağlamak amacıyla tasarlanmış araçlarla (örneğin: bir vibratör) sınırlı değildir.
 
 Yani kişinin fetişlerinin, onun aile toplum, mesleki ve hobisel alanlarını daraltmaması ve fonksiyonlarını bozmaması durumunda normal sınırlarda olduğu kabul edilmiştir.
 Fetişizmde cinsel ilişki sevdalaşma, oynaşma için bir kişi söz konusu değildir. O kişiye ait bir obje önemli ve gereklidir bazen obje çalınır ve çalınırken de büyük bir şehvet duyulur. Bazen gazete haberlerinde kadın külotu çalan erkek, haberlerine rastlarız. Bunların çoğu fetişist insanlardır... Fetişist, kişiliği bakımından zayıf, pasif, bağımlı ve sıkılgandır. İçe dönük ve fantastik bir dünyası vardır. Zaman zaman da öfke ve saldırganlık nöbetleri geçirirler. Öz saygısı, güveni düşük olduğundan, çevrenin kendisi hakkındaki düşüncelerini önemserler. Çok hassas ve kuşkucu olurlar.
 Bu insanlar kadınlara karşı (Fetişistlerin çoğu erkekler arasından çıktığından..) naziktirler, onlar tarafından sevilir ve takdir edilirler, evlenme teklifleri alırlar, ona evlilikte normal bir cinsel yaşam başarısını göstermezler..
 Gülünç olma, kendisiyle alay edilme şüphesini taşırlar, kaygılı ve ürkektirler, bundan dolayı kendilerini güçsüz hissederler. Kadınlara karşı utangaç, çekingen olurlar. Oysa fiziksel açıdan hiçbir zayıflıkları yoktur. Temelde çocukluk yıllarında kendini diğer insanlardan aşağı görme kompleksi önemli rol oynar.   

34
hocam merhaba,

3 haftadır terapi görmeden ayaklarımın üstünde Allah a çok şükür bir aksilik yaşamadan yoluma devam ediyorum bu 3 hafta içerisinde de bayağı bir yol aldım kendimce artık çok minumumlara düştü eşcinsel düşünceler o kadar mutluyum ki anlatamam bir de terapilere girmeden yani yalnız başıma devam edebilemem çok önemliydi benim için çok şükür ki şu ana kadar bir aksilik yok evet durmak yok yola devam diyorum
saygılarımla
 
17 Nisan 2010

35
Merhabalar,

Tam olarak 3 ay terapi gördükten sonra geldiğim nokta müthiş bir yer şimdiye kadar hiç hayal edemeyeceğim yere geldim ve o kadar büyük cesaret geldi kendime ki psikoloğuma artık kendi ayaklarımın üstünde durmayı dememek istediğimi de söyledim ve inşaallah bunu da başaracağım belki hemen koşamayacağım ama zamanla onu da başaracağım geldiğim nokta da şunları sıralayabilirim belki yaşanlar bunları kabul etmeyecekler ama bu kadar kısa bir sürede bu seviyeye gelmek belki inandırıcı gelmiyor olabilir ama kesinlikle istedikten sonra başarılamayacak hiç bir şey yok mesela artık gay sitelerine girme isteğim '0', gay pornosu seyretme isteğim '0' gaylarla msn de konuşma isteğim '0' evet doğru bunları yapma isteğim hiç ama hiç gelmiyor içimden, ama daha düşünce saldırıları ve daha önce yaşanılmış şeyler fantezi olarak geliyor aklıma onunda oranı %25 ama onları kontrol edebiliyorum ve bu düşünceleri def edebiliyorum bunu da şuna benzetiyorum hani çok yakın birisini kaybedersiniz yakın günlerde acısı hemen geçmez ama 1 ve ya 2 yıl sonra acısı ilk günkü den çok daha az olur inanıyorum ki bu da öyle olacak bunları düşünmeye düşünmeye düşüncelerin ve yaşanılanların hepsi silinmeyecek ama en alt raflarda kalarak unutulacak. Bunun için Allah'a binlerce kez şükürler olsun ve tabii ki Hüseyin Kaçın' dan da Allah razı olsun. Artık diyebilirim ki ben eşcinsel değilim zaten kabul de etmiyordum ama artık değilim bu sadece yaşadığım bir kabustu ve uyandım artık çok şükür.Terapilere gelince ilk önce tedirginliğim hep cinsellik ile yaşadıklarımın tekrar psikolog tarafından deşilecek olması canımı sıkıyordu bu da şuna benzetiyorum yemek yerken iğrenç bir şeyden söz edilse nasıl insanın iştahı kapanır midesi bulanır öyle bir şey bu da iyileşmek içi terapiye gidiyorsunuz ama terapide yaşanılan cinsellikler deşilince tabi ki insan sıkılır zaten bunları yaşamamak için gidiliyor bunların deşilmesi ile tekrar yaşanılmış oluyor sanal da olsa ama hüseyin beyle girdiğim hiç bir terapide cinsellikle ilgili konuşmalarımız oldu ama hiç bir zaman hüseyin bey yaşanılan cinselliğin derinliklerine inmedi zaten cinsellikte yani gay cinselliğinde nelerin yapıldığı da belli değil mi yapılanlar aynı ama kişiler değişiyor sadece yüzeysel olarak konuştuk bunları aslında eşcinsellikle konuşulacak olan zaten yaşanılan yanlış ilişkiler de değil zaten kişini kendi gücü nü keşfetmesi eşcinsellik kişinin kendi gücünü kullanamaması ile alakalı bütün olarak terapilerin tümünde bunlara yatırım yaptık beraber. İlk önce özgüven sonra bağımlılık ve bağlılık sonra benlik daha sonra kendini cezalandırmama bunları işlemekle kişinin kendi gücü keşfetmesi amaçlıyor bu güç yakalandığında ise zaten kişini sırtı bir daha yere gelmez Allah'ın izni ile. Bu terapilere tamamı ile eşcinsellik terapisi demek te yanlış aslında çünkü bütün bunlar ile birlikte sadece eşcinsellik tamir edilmiyor aynı zaman da kişisel olarak ta gelişiyor insan hayatın her safhasında kendini gösteriyor bu gelişmeler çünkü yaşadığın an ve mekanlarda oluyorsunuz. Yaşadığım ve anlayabildiğim için kendime bor biliyorum bunları söylemeyi eşcinsellik genetik değildir sadece gelişim sırasında kaybedilen gücü başkalarında aramaktır ve kesinlikle kişinin inancına ve azmine bağlı olarak ta tedavi edilebilen psikolojik bir hastalıktır tedavide en çok görev danışana düşüyor her şey onun inancına ve azmine bağlı psikolog ise yol gösterici, yolda yanlış bir sapağa giren çocuğun elinden tutup doğru yolu gösteren kişi.Hocam emeğiniz, gösterdiğiniz alakadan ve anlayışınızdan dolayı çok teşekkür ederim Allah sizden ve sizin gibilerden razı olsun........SAYGILARIMLA

36
Hocam merhaba,
Evet 3 ayı geçkin düzenli bir terapiden sonra size söyleyebileceklerim gayet güzel  iyi şeyler, bundan sonra diyebiliyorum ki artık kimsenin bağımlısı değilim yanlış ilişkilerde değilim artık kendim için yaşıyorum sadece bulunduğum anı yaşıyorum ne geçmişi eşeliyorum ne de aşırı olarak geleceği kendim için yaşayınca dolayısı ile yakın çevrem için de yaşamış oluyorum aşk sandığım dertten kurtuldum aslında aşk demek bile istemiyorum sadece bir güç arayışıydı bu ama zamanla o gücü kendim de keşfettim nasıl derseniz daha önceleri ne yaparsan yapayım aklımda eşcinsel düşünceler fanteziler ve aşık olduğumu sandığım kişi aklımdan çıkıyordu ama şimdi nerde isem hangi zamanda isem o şekilde huzurlu olarak yaşayabiliyorum diyeceksiniz ki hiç mi aklına gelmiyor geliyor ama etkisi yok denecek kadar az daha önceleri aklıma geldiği andan itibaren onları işliyordum kafamda şimdi ise zararlı olduğunu ayırt edebiliyorum ve düşünmeyi kesiyorum. Şimdi bu yazdıklarımı eşcinseller kabul etmeyecekler yalan diyecekler ama gerçek bu işte sadece yapmanız gereken inanmak ve cesaret bu bana özel bir durum değil inanan ve cesareti olan her kişi bunu çok rahatlıkla başarabilir. Eşcinsellik özgüven,kişinin gücünü kullanamamasının en uc noktası bence ve eş cinsellerin büyük bir enerjileri ve hırsları var işte bunu doğru yöne yani kendinize kullandığınızda sonuçta eşcinsel düşüncelerden kurtulmuş biri olarak buluyorsunuz kendinizi bu o kadar güç veriyor ki insana bu gün hocama dediğim gibi artık kendi ayaklarımın üstünde desteksiz durabilmek için can atıyorum çünkü kendime güveniyorum ama belki olmayacak olsun yine bir destekle kalkarım ayağa ama önemli olan kendine güven bence.Bundan sonra yapacağım kişisel gücümü kazandığımı düşünüyorum Allah'a kendimi af ettirebilmek için bir sunumda bulunmak ömür boyu.....
 
Saygılarımla hocam terapide görüşmek üzere....



19 Mart 2010

37
slm hocam yeni grdim bn memurum  maddi sıkıntım yok evliyim kızım var  normal brşleşme oluyo ama  bn  birliktelk için  copk zorluyom kendimi   felakert br sekilde erkek istemek var bende gay oldumu düşünüyorum hislerim cinsellikte erkeklere sapıyo asla yapmayı istemiyom  mutlu br ailem var  ve  bozmak istemem ne olur yarıdmcı olur hisler degişirmi

38
Merhaba Hocam,
Bu terapiden sonra artık diyebiliyorum ki bağımlı olduğum kişiler yok artık meğer şimdiye kadar ben kendimdeki gücü başkalarına verip beni kendi gücümle başkaları kullanıyormuş ama artık durum farklı şimdi ben güçlüyüm diyebiliyorum rahatlıkla, artık kendimi yormuyorum başkalarını hayatıma sokup ta kendi hayatımı mahvetmeyi şimdi daha iyi anlıyorum ne kadar boşa kürek çekmişim zamanımı boşa harcamışım.
Hocam geçen gün gönderdiğiniz e maili de okudum orda yine size baya bir sert çıkmışlar benim yazdıklarımı sizin uydurduğunuzu söylemişler tabiii bunun sonu yok bu yazıyı da siz yazdınız zannedecekler şüphenin sonu yok ama böyle düşünen kişilere şunu söylemeyi borç biliyorum bunca zaman hayatınızda neler yaşadınız hakikaten içinize ters gelen ilişkiler, aşklar(öyle zannediliyor ama bence böyle bir aşk olamaz),cinsel ilişkiler, ortamlar vs. diliniz hep ben böyleyim dedi ama içinizde azda olsa bir ses de böyle olmamalıydı dedi ve diyordur mutlaka bunca yaşanmışlığı kurtulma adına böyle güzel bir başlangıç yapmanın sizce nesi kötü aksine sırf kendinize bir yatırım olacak onca kötü şeyler yaşandı zaten daha kötüsü ne olabilir ama iyisi ise eşcinsellikten kurtulup kendinize güvenle yeni güçlü biri olarak hayatınıza devam etmek için bir adım atmak bu kadar zor mu bence bu adımı kendinden esirgeyen kişi düşman aramasın etrafında en büyük düşmanı olarak kendisini bulacaktır zamanı gelince onun için daha fazla pişmanlık duymadan daha fazla ezilmeden bence cesaretinizi toplayıp büyük bir inançla bu yola çıkın zaten en büyük yardımcınız Allah olacaktır. Para tuzağı olarak görmeyin nelere para vermiyoruz ki kendimizin değişmesi adına yapılan çalışmaya vermeyelim kaldı ki hakikaten para konusun da kendileri elinden geleni yapıyor böyle bir bahaneyi de ortaya atmak çok saçma daha önce belirttiğim gibi tedaviye gidip gelmek bile iyi geliyor insana hakikaten parayı vermek te bu tedavinin bir parçası kesinlikle ama yine de parayı dert etmeyin derim kendisi elinden geleni yapacaktır.
Kendinize iyi bakın hocam terapide görüşmek üzere

28 Şubat 2010

39
Hocam Merhaba,
 
9. terapiyide geride bıraktıktan sonra söyleyebileceklerim diye sorarsanız, ilk önce büyük bir değişimin olduğu kesin terapinin sonunda ben ötesi ekibinden bir kişinin  odaya girmesini sormuştunuz ilk önce kesinlikle hayır diye geçti içimde belki daha önce olsa bu cevabı verecektim ama çok kısa bir tereddütten sonra evet diyebildim bence kendim için büyük bir değişim en azından tedavi için herşeyi yapabiliyorum neden hayır diyecektim diye sorarsanız gizlilik cevabı olabilir ama bence en doğru kararı vermiştim en azından gelen kişide büyük bir destek verdi bana açıklamalarıyla kendisine de çok teşekkür ediyorum.
Bu terapide bağımlılık ve bağlılığı çok daha iyi ayırt edebildim. Bağımlılığa verdiğimiz örnekten olsa gerek en yakın çevremden bağımlı olduğum kişilerden karşılığı bulamayınca tek bir kişide bunu aramak ve onunda kesinlikle olmayacağı, tıpkı borçlu birinin borçlarını tahsil edemediği için bankadan aldığı kredi gibi o kredi bir de onun iflası olunca bağımlılığa verdiğimiz örnek tam yerine oturmuş oluyor artık biliyorum ki bağımlı olmanın hiç bir faydası yok aynı diğer kötü maddelerin bağımlılığı gibi bizi güçsüz düşürmekten başka bir işe yaramıyor bence bağımlı olmaktansa değer verdiğimiz kişilere bağlı olmak çok daha faydalı olacak.
Bir de terapi de sorduğunuz 'ben daha önce neler yapmışım' 'bunları yapmaya değermiymiş' gibi soruları da size dediğim gibi pas geçiyorum evet yaşadıklarım aklıma gelmiyor değil ama sadece çok pişmanım ve Allah affetsin diyerek geçiyorum çünkü biliyorum ki bu soruları düşünecek olsam onlar beni çok karanlık düşünce odalarına sokacak ve kendimi suçlayıp moralimi düşürecekti bunların yerine morali yüksek tutacak düşünce odalarına girmeyi tercih ediyorum. Mesela öz güvenimi kuvvetlendirecek, cersaretimi yükseltecek şeyleri düşünmem çok daha iyi oluyor. Çünkü biliyorum ki moralim  (tabii normal bir moral bozukluğunda bahsetmiyorum tabii olarak her insanın morali zaman zaman bozuk olabilir)bozuk olunca yani ben başaramadım ve ya yapamadım gibi düşüncelere girince bütün katettiğim yolları kısım kısım düşürerek geriye atacak,ve bakıyorumda geçmişte verdiğim kötü kararlar ve olaylar hep moralimin bozuk olduğunda yaşamışım........
 
10. terapi de görüşmek üzere kendinize iyi bakın.............

21 Şubat 2010

40
Merhaba Hocam,

Bu terapide size boşluktan bahsetmiştim, geçtiğimiz haftayı hep aynı duygularla geçirdim hakikaten çok enterasan bir hafta oldu benim için ne bir sıkıntı veriyordu eşcinsellik ne de mutluluk yani tamamen boşta gidiyordu şimdiye kadar hiç böyle hissetmemiştim kendimi ama tabi bu da olumlu bir şey bence zaten siz de çok iyi açıklık getirdiniz şu an en dipten tam ara noktasına gelmiştim ama burası ne cehennem ne de cennetti burası tam olarak araftı yani ikisinin ortası sonuçta cehennemden çıkmıştım ya oh bundan sonra inşaallah cennet hedefim. Öyle ya cennete girmek o kadar kolay değil sonuçta çok dikenli yollardan geçmek gerek. Hocam belki de eşcinselliği düşünmemek te olabilir boşta olmamın sebebi önceden eşcinselliği çok düşünüyordum ve erotikleştiriyordum fakat şimdi ne çok sık düşünüyorum ne de erotikleştiriyorum, istemiyorum da düşünmek aslında tabi bu söylediklerim çok abartı da olmasın yani bu '0' demek değil ama rahatsızlık derecesinde değil en azından bu sebepten rahatım yani. Buradan tekrar iddalı bir şekilde belirtmeliyim ki inanmak başarmak demektir kim iyileşeceğine inanıyorsa samimi olarak bence çoktan iyileşmiştir. Terapide görüşmek üzere hocam kendinize iyi bakın.....

16 Şubat 2010

41
Benim biricik oğlum,

sana bu mektubu babanın hepimiz için büyük bir savaşta olduğunu bilmen için yazıyorum kiminle mi savaş kendimle sana ve annene daha iyi yaşam sunabilmek için maddi olarak değil manevi olarak tabi bunları anlaman için daha çok zaman var belki de savaşım bitmiş olacak beni anladığında ama sana söz veriyorum ki benim hasret kaldığım hiç bir şeye sen hasret kalmayacaksın aramızda bir uçurum olmayacak her şeyini bana rahatlıkla anlatabilirsin ve bu konuda hiç çekinme rahat bir şekilde gel yanıma. Beni anlaman dileği ile.
Bu dünyada görebileceğim en büyük aşkım canım oğlum...

14 Şubat 2010

42
Sevgili babacığım,

Sana bu mektubu çok uzaktan yazıyorum şimdi diyeceksin ki ne uzağı buradasın diye ama bedenlerimiz burada ama birbirimize şimdiye kadar ne kadar mesafede uzaktık düşündün mü bunu belki de diyeceksin bu mektup nerden icap etti niye yazdın çok saçma bulacaksın biliyorum ama işte bu kadar uzağız birbirimize baba gerçek bu işte. Sana bu mektubu yazmamın sebebi seninle benle ilgili çok önemli bir şeyi sana söyleyecek olmamdır. Duyduğunda belki benden nefret edeceksin hatta belki de evlatlıktan red edeceksin ama biliyorum ki bu mektubu sonuna kadar okuyup bana hak vermeyeceksin ama en azından beni biraz da olsa anlayacaksın mektup yazmamın diğer bir sebebi de bu çünkü yüzyüze olsak beni sonuna kadar dinlemeyip kestirip atacaksın. Baba benim durumun dışarıda gözüktüğü kadar iyi değil yani iç dünyam çok karmaşık diyeceksin neyin eksik maddi olarak belki de eksiğim yok ama içim kan ağlıyor sana direk yazacağım baba bunu ben eşcinselim evet şu anda yüzün nasıl oldu tahmin edebiliyorum ama gerçek bu sakın bunu kabullendiğimi ve bu şekilde yaşamak istediğimi de anlama sadece beni bu hastalıktan kurtulmam için anla. Yaklaşık 15 yıldır bu büyük dertle yaşıyorum ve çok agresifim sende biliyorsun işte sinirlilik bundan kaynaklanıyor baba çok çareler aradım ne dualar ettim ama hiç bir yerde deva bulamadım yine araştırma yaparken bir gün bir psikoloğun yazısına takılıp bunu bir hastalık olduğu tedavisinin olabileceği yazısını okuyunca hemen davranıp randevu aldım ve şu anda 8. terapiyi de geride bıraktım çok şükür iyi gidiyor ama bunun olma sebeplerinin en büyüğünü duyunca üzüleceksin ama gerçek bu baba yoksunluğundan kaynaklanıyor çoğu evet baba en azında daha sıcak olabilseydin daha yakın samimi en azında ergenlik döneminde destek olsaydın karşında belki de çok farklı bir oğul olacaktı seni suçlamıyorum yanlış anlama biliyorum çok seviyorsun bizleri tabiatın durgun biliyorum ama bunlar eksik olunca bazı sorunlarda olabiliyor hoş gerçi bu öyle bir sorun ki adamın içini kapkara yapıyor ama baba çok inançlı bir şekilde kurtulmak için elimden geleni yapıyorum Allah'ın izniyle yakın bir süre içinde yeni biri olarak devam edeceğim yaşantıma. Bana sağladığın bütün her şey için teşekkür ederim baba ne olur beni affet ve ne olur beni anla...


14 Şubat 2010

43
Sevgili anneciğim,

sana bu mektubu değil de anlatacaklarımı yüzüne anlatmayı çok isterdim ama çok zor.Benim için değil de senin anlatacaklarımı anlaman çok zor yazarak belki de daha iyi anlayacaksın beni eğer yüzyüze anlatmayı tercih etseydim belki de hiç bir şey sormadan beni reddedip suçlayacaktın. Konuya nerden girsem bilemiyorum, benim yaşantım senin gördüğün kadar düzgün gitmiyor anne dışarıdan belki de hiç sorunum yokmuş gibi gözükebilir ama kocaman bir dağ kadar derdim var yaklaşık 15 yıldır ve  bunca yıl tek başıma üstesinden gelmeye çalıştım ama tek başına çok zor tek yapabildiğim sadece daha ileriye gitmemek oldu buna da çok şükür diyorum . Anne benim cinsel tercihim çok değişik yani senin anlayacağın sapık dahası eşcinsellik evet şimdi bunu okuyunca surat ifaden çok değişti biliyorum ama durum böyle belki kalbin sıkıştı ama böyle anne çok çaresiz kaldım bu konuda hiç kimseye bir şey anlatamadım anlatsaydım biliyorum daha kötü olacaktı her şey sadece yaptığı Allah'a dua etmekti 15 yıl neler yapıp ta dua etmedim ki hep kendimi frenlemeye çalıştım ama yine de bu bela bana yapışmıştı evlenip yuva kurunca değişir dedim ama malesef, çocuğum olsun değişir dedim yine olmadı yani gitgide daha çok çıkmaza giriyordum daha ta iç dünyamda batıyordum hani sinirlisin diyorsun ya işte benim sinirim aslında kendime içinde bulunduğum durumdan kurtulamamak beni sinirli yapıyordu düşün herhangi bir işin yolunda gitmeyince insan geçici de olsa sinirli oluyor benimki de öyle işte 15 yıldır geçmedi benim sinirim çünkü kurtulamamıştım eşcinsellikten. Şimdi diyeceksin ki peki oğlum şimdiye kadar anlatmadın şimdi niye anlatıyorsun bunları evet anne şimdi anlatıyorum çünkü Allah'ın izniyle bir kurtuluş yolu buldum kendime internette kurtulmak ile ilgili bir çare arıyordum yine bir gün genel de bunu hastalık değil de genetik olduğu savunuluyordu sonra onarım terapisi adında bir kitap çıkmış onun altındaki bir psikoloğun yazısını okuduktan sonra değişti dünyam sadece benim o yazıdan sonra bulabildiğim 3 tane psikolog bunun hastalık olduğunu savunuyorlardı ve tedavi olabileceğinin ilk hamleyi yaparak randevu aldım ve şu anda 8. terapiyi de bitirdim nasıl gidiyor diyorsan çok şükür iyi gidiyor ama bunu gelişmesi hepimizin suçu olduğunu anladım anne senin,benim,babamın ve belki de ağbeylerimin çocukluktan gelişen bir sapkınlık anne hatırlıyormusun bilmem okulda hocam ergenlikle ilgili bir şey söylemişti bana da çok yabancı geldiği için sana sormuştum ulu orta herkes gülmüştü bende kendimi aşağılık hissetmiştim belki de hatırlamıyorsundur ama işte ondan sonra benim iç dünyam değişmiş yönlenmiş ben söylemiyorum heee doktorum söylüyor bunları biliyorum annecim kasıtlı yapmadığını ama orda daha farklı davranmış olsaydın belki de çok değişik biri olacaktım neyse cak,cık la olmuyor olmuş bir kere buda bir imtihan sonuçta bir dert verdi mi Mevla sebebini de yaratıyor önemli olan onu arayıp bulmak çok şükür ben bulduğuma inanıyorum.Annecim ne olur bana kızma sana yemin ederim ki bu yaşadıklarımı hiç içinde gelerek isteyerek yaşamadım çok acayip bir duygu bu ne olur anla beni ve ne olur affet seni her zaman çok seven oğlun......

 
 14 Şubat 2010

44
Merhaba Hocam,

Bu hafta daha durgun geçiriyorum geçen haftaya göre ama yine de tabi ki her şeyi bitirmiş değilim kafam da, bir şeyi daha fark ettim hocam düşünüyorum da akıl ve mantık olarak düşündüğümde yaptığım yanlışları biliyorum ama burada sorun bu değil de yanlış gelişen duyguları bastırmak evet o çok daha zor dediğiniz gibi bunca yıl onları besle besle biranda silmek tabi ki zor ve zaman isteyen bir şey burada şems' sin kurallarından bir tanesi aklıma geliyor  'ebe bilir ki sancı çekilmeden doğum olmaz ana rahminden bebeğe yol açılmaz.Senden yepyeni ve taptaze 'sen' zuhur edebilmesi için zorluklara,sancılara hazır olman gerekir.' ve aynen de böyle.
Taptaze bir beni çıkartmak için yardımlarınızla var gücümle çalışıyorum desteğiniz için çok teşekkür ediyorum.
Hocam bu akşam gönderdiğiniz maillere baktım da birisi türban ile ilgili bir mail atmış bununla ilgili terapi gibi şeyler yazmış bir tercih olduğunu yazıp eşcinselliğin de bir tercih olarak lanse etmiş.Halbuki eşcinselliğin bir tercih olabilmesi için bizi yaradan tarafından bunun normal bir şey olduğunu bize bildirmesi gerekmezmiydi? aksine yaradan bununla ilgili olarak uyarılar yapıyor kutsal kitabında, ayrıca eşcinsellik bir 3. ve-veya 4. cins felan da değil sadece bunu saçma sapan sebeplerden dolayı ayrı bir cins olarak gösterilmeye çalışılıyor eğer öyle olsaydı yoktan her şeyi yaradan rabbimiz bunları da birer ayrı cins olarak yaratmaktan mı acizdi? tabi ki hayır bu sapkınlığı  da yaradan o fakat sadece bir imtihan için bunu çok iyi ayırt etmek gerekir. Ayrıca biz insanlar sonsuzluğu ne kadar düşünebiliyoruz neredeyse hiç gibi çünkü bunu düşünemeyecek şekilde yaradılmışız
yani düşündüğümüz hemen her şeyde bir son var peki eşcinsellikte bu yok hiç son yok evlenebiliyor musun? hadi evlendin dünyadaki en büyük aşkın olacak çocuğun olabiliyor mu? hayır bunları düşünemiyorsun son yok ve bundan dolayı eşcinseller hep bir buhran ve  sıkıntı içindeler çünkü fıtrata aykırı davranıyorlar. Evet bizim için bir son da nimet öyle bir nimet ki son kapısından sonsuzluğa açılıyoruz.
Terapi de görüşmek üzere hocam

saygılarımla....

09 Şubat 2010

utti341@hotmail.com

45
istem dışı gelen mail‏
Kimden:    -danisma@googlegroups.com
Gönderme tarihi:   28 Aralık 2009 Pazartesi 19:47:38
Kime:    paylasim-danisma@googlegroups.com
merhabalar ben ......... benim e-mail adresime   e-mailiniz ulaşmıştır ama ne büyük bir tesadüftürki benimde bazı takıntılarım ve sıkıntılarım var ve bunlardan kurtulmak için bir yol arar durumundaydım e-mailinizi okudugumda (eger yanlış yorumlamadıysam)kişilerin geçmişinde yaşadıgı olayların bilinç altına yerleşmesi sonucunda yaşamının ilerleyen yıllarında hareket ,tutum ve davranışlarının bazen olumsuz sonuçları olabilecegi ve bunların ancak tedavi veya terapi ile düzeltile bilecegi konusunda  bir yönteminiz oldugu izlenimi bende oluştu umarım yanılmamışımdır beni bu konuda bilgilendirmenizi rica ederim. sıkıntılarım noktasında ise ikili insan ilişkileri diye ön başlık atmam sizler için yeterli olabilecegini umarım . bana yardımcı olabilacekseniz iletişim için gerekli bilgileri göndermenizi rica eder işlerinizde kolaylıklar dilerim

Sayfa: 1 2 [3] 4 5 ... 13