İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Konular - psikolog

Sayfa: [1] 2 3 ... 84
1
Ben Erman 26 Nisan 2005’de Malatya merkezde, yalnızca üç sene sonra devasa bir acı çukuruna çekileceğimden habersiz, anne ve babamın tam 10 yıllık, en büyük arzuları olarak kardeşim Ertuğrul ile birlikte dünyaya geldim. Çok büyük bir ilgi vardı üzerimizde biz ailemizin "kabul olmuş duasıydık". Sakınılan göze çöp batarmış, 3 sene sonra bigün alt komşumuzun oğlu tarafından nitelikli cinsel istismara uğradım. Makatıma cinsel organ sokulması suretiyle tecavüze uğradım yani. O günden sonra herşey çok farklı olacaktı değişecekti değişmek zorundaydı, 3 yaşındaki bi beynin, başına gelenleri anlamlandırması ve cinsel kimliğini bu olaydan sonra sağlıklı bir biçimde yapılandırması zaten mümkün değildi. Artık üzerime çok daha fazla titriyorlardı ama bu beni anlamalarının imkansız olduğu gerçeğini değiştirmiyordu. Ergenlik geldi çattı tabi beraberinde eşcinsellikle geldi. İlk pornom eşcinsel pornosuydu 12  yaşımdaydım. Ama ne olup bittiğini ve anormal olduğumu 14 yaşımda idrak ettim. Beraberinde anlaşılmadığımı da anladım. Belki de ortaokulda artık konuşmamamın sebeplerinden biri de konuşacağım hiçkimsenin beni istese de anlayamayacağını biliyo oluşumdu. Neyse ortaokulu yalnız depresif ve ailem dahil kimsenin beni ne kadar severse sevsin asla anlayamayacağını düşünerekten ve yaşadığım derin savaşları göremeyeceklerini bilerekten/düşünerekten geçti. Ama artık liseliydim ve arkadaş edinmem gerekti çünkü annemin bana sürekli "sen niye böyle ezik oldun" diyerekten onurumu gururumu hiçe saymasını ve babamın belki o olaydan belki de hiç arkadaşımın olmamasından dolayı bana "anormal" gözüyle bakmasını kaldıramıyordum.( İnsanların gözlerini çok iyi okurum çünkü 14 sene boyunca insanların gözlerine "Beni anla, bana yardım et" diye baktığımdan bakışları iyi analiz edebilirim. Babamın bakışları dahil.) Yavaş yavaş arkadaş edindim, şuanda lise sona geçeceğim ve yaklaşık on tane arkadaşım var, bana yetiyorlar. Ama beni gerçekten anlayan daha doğrusu, ona karşı rol yapmak zorunda olmadığım birini arıyordum. Kendimle ve ailemle olan çelişkilerim bozuk karar ve duygu mekanizmam depresif ruh halim vs beni zevk almadığım bir dünyaya itiyorlardı. Bi süre sonra hayattan zevk almamaya hiçbirşey hissetmeye varacak haller hissettim kendimi cinselliğe vurdum, bana zevk veriyordu, sonuçta ruhsal olarak zevk alamıyosam da bedensel uyarılmayla zevk almam mümkündü. Babam durumumun giderek kötüleştiğini düşünerekten ve bir eşcinsel fantazi yazışmamı görerekten bir terapist araştırmaya başladı. Asla istemiyordum, zaten çook fazla psikiyatr ve psikologdan destek almış tedavi görmüştüm. Ama bana biraz özgüven artışından başka birşey getirmediler. Ama babamın o çaresiz ve iyi kalpli halı beni etkiledi açıkçası, senin için gerekirse varımı yoğumu kullanırım ama seni yine de böyle bırakmam demişti. Beni anlamayan bi babadan beni en azından düşünen bi baba görmek bende istek uyandırdı. Gitmek birşey kaybettirmeyecekti. Gittim. İlk seans tahminimin çok üstünde iyiydi. Soğuk ve aceleci biriydi karşımdaki adam ama eserini gösterdi bana, tecavüz mağduru bi eşcinseli iyi edebilmişti. İçimde arzuyu ve inancı hissettim. Bu sefer gerçekten değişecektim daha doğrusu normale dönecektim. Emirhan abinin uzattığı eli sıkarken çekinmeyecektim biri benim iyiliğim için bişeyler yapmaya çalıştığında ona sırf savunma mekanizmamla cevap vermeyecek ona kıymet yükleyecektim. Artık o küçük çocuk hak ettiği hayatı kazanabilirdi. Umarım öyle olacak. Bugün bunları yazarken bile daha ilk seanstan değiştiğimi anlıyorum. Huzur duygusunu tatmayalı uzun zaman oluyor. İçimde bi huzur var çünkü artık sosyal baskıyla, arkadaş olmak istediğim birine ilgi duyduğum için yalnız kalma sorunuyla baş başa olmayacağım için kendimi iyi hissediyorum...        https://twitter.com/sofilerinmekan/status/1013352686572527616?s=46&t=4KpnTtqaqHiWdUHSB6AfwQ

2
Doktor Jordan B Peterson, 18 yaşındaki cinsiyet değiştirmiş ve tekrar biyolojik cinsiyetine dönmeye karar vermiş olan Chloe Cole ile konuşuyor.

Chloe beyni yıkanmış ve 15 yaşında geri dönüşü olmayan bir yola sokulmuş ve şimdi kendisini bir zamanlar ait olduğunu hissettiği toplum ve onu uçurumun ötesine götürmüş doktorlar tarafından terk edilmiş bir halde olduğunu düşünüyor.

Chloe Cole, 18 yaşında Kaliforniya'da yaşayan, biyolojik cinsel kimliğini önce değiştirip daha sonra tekrar dönüş yapmaya karar vermiş biridir. Geçişine 12 yaşında başlayan Chloe, ergenliği bloke eden ilaçlar ve testosteron takviyeleri sonrası, 15 yaşında iki goğüs aldırma ameliyatı geçirdi. Chloe şimdilerdeyse maruz kaldığı cinsiyet ideolojisine karşı, güçlü bir şekilde çalışan bir aktivist olarak hayatına devam ediyor.

https://www.youtube.com/watch?v=6O3MzPeomqs&t=2110s

3
23 yaşındayım ankarada yaşıyan bir erkeğim. Ölene kadar bakir kalma hislerim var,
birini öldürmek ile biri ile cinsel ilişkiye girmek aynı seviyeye geldi benim için,
yani birini öldürmekten kastım şu, hem cinsellik hemde öldürmenin günahı aynı gibi geliyor bana.
4.5 - 5 sene önce hüseyin kaçın'a annemin zoru ile başladım sonra farkettim ki terapilere bende gelmek istiyorum dedim
ve kendi isteğim ile terapilere devam ettim, ama hüseyin hocam ile anlaşamadığımız bir konu vardı, o konuyu
aşamazsak asla düzelmiyceğime emindim. ben diğer terapiye gelen eşcinsellere benzemiyordum,
onların çoğu cinselliği yaşamış insanlar, ama ben yaşamadım, kafamda hep şu senaryolar var, kızlara ilgi duymaya
başladıktan sonra asla özgür olamıycam, yani kısacası asla gidipte birileri ile tanışıp tek gecelik cinsel ilişki yaşayamıycam.
çünkü hüseyin hocam dindar birisi olduğu için bana tek gecelik cinselliği önermediğini söylüyor, yada sebebi herneyse. Oysaki bu bana ters,
hayatımda yaşadığım şeylerin acısını sadece cinsellikle çıkartabiliceğimi düşünüyorum, 5 yıldır terapilerde %25 bile
ilerliyemedim açıkcası, böyle giderse 20 yıl sonra terapileri bitirmiş olurum.

hüseyin hocam bana birkaç görev vermişti ama hiçbirine başlamadım açıkcası.
bu görevlerden birisi kendime bir ortam kurmam ve kız arkadaş yapmam gerektiğiydi, ama hiçbirini yapmak bile istemiyorum,
çünkü benim bir hayatım yok gibi geliyor, yaşadığım şeyler çok komik geliyor. kendimi aşağılıyorum,  tek gecelik cinsellik yaşayan insanları KISKANIYORUM.

ve tabikide annemde cinselliğime eskiden çok karışırdı ama şimdi ağzından kan getirdim doğrusu,
ona göre melek gibi bir çocuk olmalıydım, zina yapmamalıydım mesela, hatta onun kafasına göre köydeki bir kız ile evlenip cinsellik yaşamalıydım,
ama artık o kelimeleri söyliyemez,dediğim gibi ağzından kan getirdim, çünkü hiçbir varlık benim cinsel hayatımı kısıtlayamaz,
benim hikayemi anlıyabilmenız için sizlerden empati yapmanızı istiyorum, insan bu hayatta sahip olamadığı şeyi ister, yani bende buyum, hiç cinsellik
yaşamadığım için cinselliği istiyorum ve cinselliğe TAPIYORUM.

böyle devam edersek 20 yıl sonra terapileri bitirebiliriz, ciddi derecede takıntılıyım,

kızlara ilgi duyabilmem için yani terapileri bitirebilmem için hüseyin hocamın yapması ve bana söylemesi gereken şeyler :


1. tek gecelik ilişkiler kötü değildir.

2. tek gecelik ilişkileri doğru birşeydir.

3. tek gecelik ilişkiler o kadarda kötü değildir, en azından birilerine zarar vermekten iyidir, çünkü sen cinselliği birini öldürmekle aynı seviyeye
getirmişsin, bu çok ciddi bir durum.


evet belkide terapilere hiç başlamasaydım, kendi iradem ile 18 yaşımdayken bir erkek ile cinsellik yaşıyabilicektim. ama artık üzerinden 5 yıl geçti,
23 yaşındayım ve hayla bakir'im, bu durum ciddi bi yere geldi. cinselliğim kısıtlanmaya devam ederse kendime veya birilerine zarar verebilirim açıkcası.

4
Günümüz Türk toplumunda halkın önüne çıkmış ve psikoloji bilimiyle kitle oluşturmuş şahsiyetlere baktığımızda, karşımızda insana sorunların çözümü noktasında fayda sağlayan sağlıklı birini görememekteyiz. Türk toplumu genellikle acılarla yoğrulduğu ve birçok travmatik olaylar içerisinde kaldığı içindir ki yüreği mahzunlaşmış, karakteri, silikleşmiş gücü zayıflatılmıştır. Önceden bu kitleye din yoluyla hitap ederek ruhuna yara almış insanları elinde bulunduran FETÖ gibi çeşitli cemaatler ve dernekler son zamanlarda gerçekleşen gelişmelerle duygusal nüfuzunu din yoluyla değil psikoloji yoluyla yaparak yöntem değiştirdi. İnsanların acılarını din yoluyla inançsal hassasiyetlerini kullanarak adeta duygusal mastürbasyon yaparak, devlet ve toplum yapısında emelleri olan bu gibi yapılar zamanla dernek ve cemaatlerden yüzü gülmemiş kitleleri bugün psikoloji biliminden ve sosyolojiden yararlanarak zayıflatmaya devam ediyor. Türk toplumunun Cumhuriyet öncesi dönemdeki toplum gücüne göre çok fazla sömürülmüş olmasının ve lise jargonu kullanacak olursak ezikleşmesinin sebebi, ülkemiz dolaylarında insanların güçlerini kıraraktan önce silikleştirmeye ve sonra da sindirmeye çalışmak isteyenlerin faaliyetleri yüzündendir.  Bugün din-dernek eylemlerine toplumun bakış açısının zamanla kirlenmesiyle artık yöntem olarak psikolojiyi kullanmaya ve bunu da daha kendi ezikliğinden kurtulup bir güç olamamış mazoşistlerle ve yahut gizli eşcinseller aracılığıyla yapmaktadırlar. Babasının cinsel istismarı ve annesinin duygusal istismarıyla çocukluğunda ruhuna yara almış ve bu yaraların neticesini eşcinselleşerek ödemiş biri olarak, hayatımın çocukluk döneminde zayıflığa boğulmuş ve zamanla içindeki bu ezikliğe rıza göstermeyip terapiler aracılığı ile birey olabilmiş biri olmam sebebiyle bu kişileri hedef olarak gösterme cesaretine sahibim. Bu proje elemanlarını birlikte inceleyelim.

Doğan Cüceloğlu

Kendisi hakkında çok fazla araştırma yapmadan bile sadece hitap ettiği kitleye bakarak karakter analizi yapmak mümkün. Kitapları eşe dostu tavsiye edilen ve sevilen bu psikoloğumuz özellikle benim kendi çevrem ve sosyal medya üzerinden edindiğim izlenimlere göre, yakın tarihte dini vecibelerini yerine getirmesi yasaklanan mağdur kadınlara hitap ediyor. Son derece zayıf erkek psikolojisi içerisinde olan psikoloğumuz adeta ezikliğin edebiyatını ve analizini yaparak kendisiyle çok ortak özelliği bulunan kitlesinin sevgisini kazanmayı başarıyor. Bazı video ve kitaplarında yer verdiği ve dile getirdiği gibi kendisi erkekleşme konusunda problemleri olmuş ve bu problemleri her ne kadar psikoloji bilerek analizlemişse de çözümleyememiştir. Çözümleyemediğini kullandığı erkeksilikten ve güçlü psikolojiden uzak bir anlatım dilinden de çıkartabiliriz. Kendi hayatımda da bu konularda problemi olmuş ve bu problemleri çözmek adına çaba sarfetmiş biri olarak terapiler aracılığıyla fark ettiğim bir şey var ki oda eğer probleminiz varsa bu problemi sadece çözümlemenin yeterli olmadığıdır. Asıl beni ve benim gibi terapi süreci atlatmış ve iyileşme gösteren eşcinsel danışanların bugün sağlıklı birey olmasının altında yatan ana sebep, ezikliği ve güçsüzlüğe rıza göstermeyip bu ruhsal problemlerimizi çözmek için cesaret göstermektir. Ama toplumun önüne konulmuş bu psikoloğumuz sadece zayıflığı normalize ederek, rıza göstermeyi ve bu problemleri kabullenmeyi başarı gösteren tamamen toplumu pasifleştirici bir tutum sergiliyor. Bende diyorum ki bu şekilde bizler travmalarımızın ruhsal sonucu olan bu halimizi bu sözde psikologlar aracılığıyla kabullenerek ne sağlıklı bir birey ne de güçlü kişilik olabiliriz. Bu travmalar sözde psikoloğumuzun takındığı tarzla bazı mecralarda ah vah ederek durumu kabullenmemiz için değil bu acılara rağmen başarı çıkartmamız içindir. Eğer benim hikayemde olduğu gibi erilleşme önünde bu travmalar bir engel olarak varsa onların sadece varlığını kabullenmekle başarıya ulaşmış olmayız, o engeli geçip ezikliğe ve silik ruhlu biri olmayı kendi yaratılma gayesine ters görerek cesaret edip aşmakla ancak başarmış oluruz. Eğer bizler kendi hayatımızın belli dönemlerinde ruhumuza yara almışsak Doğan Cüceloğlu’nun bize çözümmüş gibi sunduğu ezik yaşam modelini kabul etmeyerek ve daha sonrasında engelleri aşarak bu yaraları sarıp tatmin olabiliriz.

Sinan Canan;

Kendisini bir dönem takip etmiş bilimsel anlamdaki içeriklerini severek izlemiş biri olarak neden bu kişiden uzaklaştığıma geri dönüp baktığımda şunu görüyorum. Bu gibi bilim adamlarımız insana dair söylemleriyle evet dikkatimizi çekiyor ama sadece çekiyor! Uzun dakikalar konferanslarında dinleyicinin dikkatini bilimsel ve nörolojik bilgisiyle toplayan bu akademisyenimiz özellikle genç üniversiteli gençlerin ilgisini çekmeyi başarmıştır. Lakin günün sonuna baktığımızda öğrendiğimiz ve karmaşık bir yapıda bulunan beynimize dair bilgileri nereye koyacağımızı ve nasıl kullanacağımızı bilmiyoruz. Evet dikkatimizi çekiyor ama ne kendi günlük yaşantımızda ne de farklı alanlarda Sinan Canan’ın verdiği bu bilimsel malumatı kullanarak kazanacağımız bir şey bulunmuyor. Her ne kadar dikkat çekmiş olsa da eğer bir şey fayda sağlıyorsa kıymetlidir. Eğer izlediğimiz içerikler hayatımızda tatbik olacak bir yer bulmuyorsa verilen içeriğin fayda değil ancak ilgi ve dikkat çekmek olduğunu düşünmek gerekir. Etkilenilerek izlenilen bilim adamımızın verdiği içeriklerin herhangi bir işe yaramaması veya size fayda sağlamayarak sadece etkilemede kalmasının belki de sebebi kişinin psikolojisi içerisine saklanmış ilgi çekme çabası olmasından kaynaklıdır. Bu tarz şahsi çıkarlara hizmet eden ama sanki topluma yönelikmiş gibi gözüken çalışmalar her ne kadar yapan kişinin hedefine ulaşmasına neden olsa da içerisine düştüğü çıkmazlardan kurtulmak isteyen kişiler için kaybedilmiş birer zamandır. Farklı bir perspektiften bakacak olursak sadistler, narsistler, gizli eşcinseller ve eşcinseller psikolojilerine yarar sağlamak için ilgi, değer ihtiyaçlarını karşılamak maksadıyla kendilerini belli alanlarda gösterebilecekleri yerler için çabalıyorlar. Bu ilgi ve değer arayışı içerisinde manipüle etme yetenekleri ve dikkat çekici bazı özellikler kazanmaları iyi bir şey gibi gözükse de çoğu zaman bencil amaçlara hizmet etmektedir. Spesifik örnek verecek olursak manipüle etme yeteneği benim kendimde de gördüğüm bir özellik olup eğer bu manipülatif özelliği, zararlı tutumları şeytan kurnazı olan kişilerin yanlışlarını ortaya koymak adına kullanırsam iyi bir şey ancak doğruları saptırarak yanlışa barınma ortamı sunuyorsam kötü bir özelliktir. Günümüze baktığımızda eşcinsellerin ve eşcinselleşme korkusu taşıyan gizli eşcinsellerin başta moda, dizi film, müzik gibi sanatsal alanlarda başı çekmelerinin temeli ruhsal anlamda toplumun vermediği bazı istek ve ihtiyaçların karşılanma biçimidir. Her ne kadar kişiye kazanç sağlasa da bu gibi ilgi çekme faaliyetleri toplumun gelişmesi ve sorunlarını çözerek seviye atlaması önünde engeldir. Evet sanat, bilim gibi alanlar iyi bir kendini ifade etme aracı olsa da kişilerin psikolojisini tatmin ederek bencil amaçlar uğruna topluma faydasız hale gelmesi ve bu uğurda kullanılması son derece yanlıştır. Doğan Cüceloğlu, Sinan Canan özelinden çıkarmamız gereken bazı derslerden en önemlisi, artık toplum önüne gerek televizyon gerek sosyal medya aracılığıyla konulmuş kişilerin karakter analizini doğru yapmalı ve olası zararlardan korunmalıyız. Bunun teşhisini ben bu kişilerin dedikleri şey beni daha güçlü yapıyor mu, benim problemlerime ve toplumun problemlerine kalıcı çözüm oluyor mu, sorularına tatmin edecek cevap vermesine bakarak yapıyorum. Sayısal bir derinlik kazandırmak için bir örnekle yazıyı tamamlayacak olursak ruhun yara alarak parçalanması, nasıl ki atom parçalanmasıyla büyük bir enerji ortaya çıkartıyorsa aynı şekilde büyük bir güç ortaya çıkartır. Ama ortaya çıkan her güç ancak kişinin ve içerisinde bulunduğu toplumun faydasınaysa başarılı olur. Durumu özetlerler nitelikte.


Yiğit T

5
     2013Ten 2023’e Oğlumu Beklerken
  En son yazımı ne zaman yazdım hatırlamıyorum bile.2013 nisanda başladığım terapi süreciyle en başta kendimi sevmeyi öğrendim ki hayatımdaki erkeklerin hayatımdan uzaklaşması daha doğrusu bana olan negatif etkilerinin azalarak bitmesi de kendimi sevmem kendime değer vermemle bitme noktasına geldi.Kendimi sevdikçe o çok güçlü yakışıklı,kaslı ,karizmatik erkeklerin zayıflıklarını acizliklerini güçsüzlüklerini görmeye başladım.Bunları gördükçe de kafamın içinde kutsallaştırdığım o insanlar zihnimde ve de hayatımda daha az yer kaplamaya başladı.Onların beni nasıl kullandığını ,kendimi nasıl kullandırttığımı maddi manevi kendime nasıl zarar verdiğimi terapilerle gel zaman git zaman daha iyi anladım.Farkındalığım arttıkça doğru kararlar aldıkça her konuda öncelikle kendimi düşündükçe ani bencilleştikçe var olmaya başladım ben kendi hayatımda.
 Aslında bu yazıyı yazarken çok zorlanıyorum ,aradan çok yıl geçti ben mücadeleden vageçmedim ki  şuan düşününce sanki başka bir insandan bahsediyormuş gibi hissediyorum.Sanki yaşadıklarımı başkası yaşamış gibi çok yabancı geliyor bazen.Bazen de bundan sonrası için endişeleniyorum ,eski duygusallığım yok kendime acıma hisssim gitti artık çok daha güçlü hissediyorum sadece amaçsız kaldım gibi.Sanki hedefime vardım ama hefsiz de kaldım gibi.
 Eskiden yazılarımı yazarken ağlardım o  hallerimden eser yok.Bana yabancı da olsa artık mutluluktan ağlıyorum yalnızken.Nerden nereye.Koca bir süreçten 10 yıllık bir süreçten kendi adıma anlağım esas şey sevgisizliğin ilgisizliğin değersizliğin sonucunda  kendimden vageçerek resmen sevgi dilenmişim ,kendimden daha yakışıklı güçlü güzel erkeksi bütün erkeklerden.
 Gelelim günümüze öncesi sıkıcı zaten.
Eşimle görücü usulü tanıştık zekasıyla aurasıyla etkilenmiştim ondan.Bence zeka bilgi kültür çekici bir şey.Bir yıllık nişanlılık sonrasında evlendik.Nişanlılık sürecinde arı şehirlerde olsak da telefonla ve ara ara aptığım ziyaretlerle birbirimizi tanıdık .tanıdıkça eşimi yakınlığım arttı.Bazen bir bakıyorum aklımdan geçen şeyi ,benim söyleyemediğim insanların tepkisini almamak adına belki de söyleemediğim şeyleri söylüyor ki düşünsel alanda da benzer fikirlerimizin olması beniim için önemlidi.Yani en basitinden lgbt destekçisi bir kadınla evlilik yapamazdım mesela ya da manevi yönü gelişmemiş maneviyatı gelişmemiş çok fala maddi dünyevi bir zihne sahip kadınla evlenemezdim.
  İlk gecemizde eşim özel gününde olduğu için kısmi sevişmeyle geçirdik.Sertleşmede hiçbir problem  olmadı ancak özel günler bitince eşimle ilk gecemizde birleşemedik yani benim sertliğim kayboldu eşimin vajinasını görünce.Bana babaannemi hatırlattı hiç beklemediğim anda.Kıza mahçup oldum o da kendisini güzel bulmadığımı o yüzden sertleşemediğimi düşünmüş.1 hafta böyle geçti kendiliğinen düzelmedi ki ben de üroloğa göründüm.Yeni evli olduğğmu sertleşemediğimi anlattım tahliller yapıldı.En sonda doktorum bir sorun olmadığını yeni evlilerde sık karşılaşılan bir problem olduğunu söyledi.Sonrasında lifta isminde sertleştirici bir hap yazdı.Allah razı olsun doktordan ki haf on numara çok çok işe yaradı.
Eşimle ilişkimiz nirvanaya cıktı artık tam anlamıyyla karı-koca olduk.Sex hayatımız da çok güzeldi.Güzeldi diyorum çünkü hamilelikle birlikte artık sex yapamaz sevişemez olduk çünkü hamilelik zor geiyordu.Hala zor süreç devam ediyor.
  Rabbime binlerke şükür olsun oğlumuz olacak inşallah ki şuan 4.5 aylık sağlığı yerinde.Ben hem çok mutluyum heyecanlıyım hem de kaygılıyım.Baba olmak istediğim birşeydi ama korkularım arttı.ani nasıl bakarız büyütürüz.Daha da önemlisi sağlıklı mutlu başarılı gerek bir erkek evlat nasıl yetiştiririm diyye kaygılıyım.Ama başaracağımı da biliyorum korkularım nüksetse de.
  Ben eşcinsel dürtüler kaygılar korkuları yenmişim bundan sonra herşeyi başarabilirim.Bunu biliyorum ben çok güçlüyüm.
  Rabbimden bir eş kalbimi görecek beni sevecek benim de seveceğim beğeneceğim bir eş istedim diledim.şükür bugün eşimden razıyım anlıyorum ki eskiden eksik bir erkektim karım ile erkek  tam manasıyla erkek oldum.
 Şimdi oğlumu oğlumuzu bekliyoruzhem sevinç hem heyecan hem kaygı var lakin biliyorum ve inanıyorum ki oğlum oğlumuz çok özel bir çocuk olacak o gerek bir erkek gerçek bir insan gerçek bir müslüman gerçek bir vatansever gerçek bir sevglili gerçek bir eş gerçek bir arkadaş gerçek bir dost gerçek bir baba olsun istiyorum.
Hakikatin bilincinden doğmuş özel bir çocuk geliyor.Tüm dünyaya müjdeler olsun.

6
GENEL AİLE VE KENDİ TANIMIM
 
Kardeşlerim bir abla ve bir abidir. Kardeşlerimden büyük olan ablam yaklaşık 32 yaşında olup iki tane erkek evlada sahiptir. Ablam bir evlilik geçirmiş olup şiddetli geçimsizden dolayı boşanmıştır. Ablam dönemsel olarak çalışmakla birlikte aynı zamanda eğitim hayatını devam ettirmektedir. Diğer kardeşim olan abim ise 28 yaşındadır ve üniversite mezunu olup havacılık sektöründe çalışmaktadır. Anne ve baba yaklaşık 2 sene önce boşanmış olup baba yaklaşık 1 sene önce kendine yeni bir hayat kurmuştur.
 
ANNE BABA ARASI İLİŞKİ
 
Annem’in pekte mutlu bir evlilik hayatı sürdüğünü söylemek mümkün değildir. Düğün fotoğraflarında bile annemin suratının asık olduğunu görüyorum. Evliliklerinin ilk yıllarında babamın vicdansız ve insani olmayan tavırları annem ile iyi bir şekilde yaşayamamasının en temel sebeplerindendir. Ev içerisinde, özellikle son 15 yıl içerisinde aile içerisinde annenin daha baskın olduğunu gözlemledim. Bu baskınlık yıllar ilerledikçe artmıştır. Zaman içerisinde annem babamdan uzaklaşarak kendini tarikatına adayıp yıllarca hocalık yaptı. İçerisinde bulunduğu kadın topluluğuna yıllarca beni götürdü ve kadınlar ile çokça oturup kalktım. Babam aile içerisinde tutucu birisiydi. Abimi yıllarca cemaat yurtlarına zorla gönderip abimi dövdüğüne şahitlik ettim. Annem ekonomik bağımsızlığını kazandıktan ve tahammül seviyesini doldurduktan sonra babamı boşadı.
 
ANNEM İLE OLAN İLİŞKİM
 
Annem hayatımda babadan her zaman daha önce geldi. Bana göre o babadan daha güçlüydü. Babam abimi dövdüğünde abimi bağırarak savunduğunu dün gibi hatırlıyorum. Küçüklük yıllarımdan beri babam ile arasındaki şiddetli çatışmalara çokça şahitlik ettim. Özellikle son 5 6 senelerinde babamla aynı yatakta dahi yatmadılar. Annem uzun yıllarca cemaat içerisinde bulundu ve bu cemaat kadınlara özel bir cemaatti. Çocukluğumdan ergenliğime kadar annemle cemaat içerisinde aktif olarak bulundum. Hatta annemin çarşaflı olması çocukluğumda beni çokça arkadaş ortamında alay konusu haline getirdi. Çocukluk yıllarımda hatta ilkokul 2. sınıfa kadar çokça annem ile birlikte sarılarak uyuduk. Annem benim için şevkat kaynağıydı. Zaman içerisinde kendimi eşcinsel olarak tanımlamaya başladığım lise zamanlarımda aile ile şiddetli geçimsizlikler yaşadım ve aile ile aramı açtım. Son birkaç sene içerisinde bunu tekrar toparladım. Anneme karşı vicdani olarak sürekli bir acıma ve üzülme eylemi içerisindeyim.
 
 
BABAM İLE OLAN İLİŞKİM
 
Babam muhafazakar bir insandır. Katı kurallar çerçevesinde hayatını sürdürmektedir. Çocukluğumun uzun bir dönemi içtenlikle babama karşı nefret ile geçti. Babam çoğu şeyime karışır veya laf ederdi. Kendisi özünde pısırık bir insandır. İnsanlardan çekinir. Her ne kadar anlaşmazlıklar ile geçen bir hayatımız olsa da yaşlılık ve yalnızlığın bir getirisi olarak eskiye nazaran daha vicdani olmaya başlamıştır.
 
 
 
KARDEŞLERİM İLE OLAN İLİŞKİM
 
Her ne kadar küçük yaslarimda bana göre mutlu bir aile tablosu olmuş olsa da ilerleyen yaşlarda bu durum tersine dönmüştür. Beraber yaşadığımız süre boyunca herhangi bir olumsuz durum ile karşılaşmadım tam tersine kardeşlerim bana karşı aşırı vicdanlıydılar. Farklı şehire taşınmamız ile beraber Abi ve abla farklı cemaat yurtlarına yatılı olarak gönderildi. Bu ayrılık neticesinde ciddi oranda mutluluğumu kaybettim (Bu dönemde anne ile beraber uyuma oranı çokça arttı). Daha sonrasında abi ve abla geri döndükleri vakitlerde bana karşı sırası ile abla ve abi olmak üzere vicdansızlaşmaya başladılar. Geriye kalan hayatımda ablam ile çok bir ilişkim olmadı çünkü zamanının pek çok vaktini medresede geçirdi ve medreseden çıkar çıkmaz evlendi. Abimin ise ergenlik katsayısının artması ile birlikte bana çokça şiddet uygulamaya başladı. Aile abime şiddet uyguladıkça o da bana şiddet uyguluyordu. Sadece şiddet uygulamakla kalmıyor bana ait oyuncak gibi eşyalarıma da çokça zarar veriyordu. İlerleyen yıllarda benim de büyümem ile uyguladığı şiddet seviyesi azaldı fakat daha sonrasında aile içerisinde çıkan stresli bir tartışma neticesinde bana saldırdı ve şiddet uygulamaya çalıştı. Bu hadisenin neticesi olarak abime karşı yıllar süren bir küslük sürecine başladım. Boşanma sürecinin yaklaşması ve yeğenlerimin de sağlıklı bir ortamda yetişebilmesi adına küslük sürecini bitirdik. Kendisi artık bana karşı daha temkinli ve daha paylaşımcı yaklaşmakta. Kendisi ile bana karşı şiddet uyguladığına dair konular açıldığında ise ısrarlı bir şekilde itiraz etmektedir. Kendisinin bilinç altındaki duyguları bastırdığını fark edebiliyorum bunun ileride bir sorunu daha tetikleyeceğini düşünmekteyim. Şu anda kardeşlerime karşı çok sıcakkanlı değilim. Sürekli olarak üzerime sen eşcinsel misin gibi sorgulamalar yapmaktadırlar.
 
 
ÇEVREM İLE OLAN İLİŞKİM
 
İlk 6 yaşıma kadar sağlıklı bir çevre içerisinde büyüdüm. Farklı bir şehire taşınmam ile birlikte çevre yapım tamamen değişti. Psikolojik olarak bu taşınma sürecinde ciddi manada yıpranmıştım. Hemen hemen her gün okulda altıma kaçırıyordum. 1. sınıftayken sıra arkadaşım bu dönemde bazenleri penisime dokunuyordu. İlk Ankara'ya yerleştiğim süreçte çokça okul değişikliğim oldu. En son kaldığım okulda 6 ile 7 sene arasında eğitim gördüm. Oturduğum çevrede çok fazla sayıda sol görüşe bağlı insanlar vardı, bunun dahilinde aile yapısı ise oldukça muhafazakardı. Annem ilkokul hocam ile oldukça fazla tartışırdı. İlkokul hocam gözümün içine baka baka tesettürü kötülerdi. Hocam ve sınıf arkadaşlarımın gözünde oldukça aşağı çekilmiş bir vaziyetteydim. Öyle ki sınıfta hoşlandığım bir kız senin annen neden öyle giyiniyor dediğinde oldukça depresif bir ruh haline bürünmüştüm. İnsanlar annemin giyimi ile dalga geçerlerdi, ben de annemle beraber yürümekten ve gözükmekten oldukça çekinirdim. İlkokul hocamın oldukça fazla şiddetine uğradım. Ortaokula geçtiğimde ise annemin toplantıda göstermiş olduğu kavga neticesinde tekrar benzer sorunları yaşadım fakat bu sefer daha ağır olaylar yaşandı arkadaş baskısı olarak. İlkokuldayken mahalle ortamında hemen hemen her gün dışarı çıkan insanlarla vakit geçiren normal bir çocuktum. Ortaokula geçtiğimde ise asosyalleşmelerim başladı. İlkokul ve ortaokul çağında çocukları dövme eğilimi gösteriyordum. Eşcinsel olduğum hislerine ilk defa orta okulda farkına vardım. Liseye geçtiğimde ise kabuğumdan çıkmışcasına aşırı derecede sosyalleştim. İnsanları doğru yola çağırmaya gayret ediyorum. Tuttuğum ideoloji ve siyasi görüşü radikal bir şekilde savunuyor hatta hocalarım ile kavga ediyordum. Bu dönemde siyasi parti gençlik kolları sorumluluğu üstlendim ve pek çok siyasi kişiler ile görüşmeler sağladım. 15 temmuz İstanbul mitinginde 30'lu yaşlarda birisinin cinsel tacizine uğradım, penisim sıkıldı. Üniversite sınavına yaklaşmamla birlikte yeni bir liseye geçtim ve ciddi manada asosyalleştim. Tek düşündüğüm bu dönemde kariyerimdi. İlerleyen zamanda üniversite kazandım ve hayatımı lisans seviyesinde devam ettirdim. Üniversite içerisinde ciddi manada sosyal bir çevreye sahibim.





7
Hüseyin KAÇIN / HER AŞK SONSUZA DEĞİN BİR VEDADIR
« : 08 Mart 2023, 05:53:57 ös »
HER AŞK SONSUZA DEĞİN BİR VEDADIR

her yağmur damlasının içinde
aşkın bereketini gizlermiş melekler
kederli gönülleri kurutulmuş güller gibi
saklarmış yedi kat gökler melekler

gözlerinden düşüyorum büyüdükçe
toprağa karışıyorum seni sevdikçe
kul oluyorum ellerine kollarına sarıldıkça
aşkın yolları hep sana çıkıyor

her insanın içinde inceden bir sızı saklıdır
dertten kederden yağmur gibi ağlayanların
adına aşk dedikleri yalnızlığımız
kalu beladan kalma bir vedadır

8 Mart 2023
08:50
İstanbul

8
Çocukluğunun geçtiği konak, Erbakan için değişik anılarla dolu...

 

Babası Mehmet Sabri Bey, Kayseri'ye tâyin edilince, Erbakan çocukluk döneminin ilk yıllarını Afyon ve Kayseri'de geçirdi. Altı yaşına geldiğinde yine babasının tayini sebebiyle 1932'da Trabzon'a yerleşti, ilk tahsilini Trabzon Gazipaşa İlkokulu'nda tamamladı.

 

Trabzon'da oturdukları konağın Erbakan'da ilginç ve değişik hatıraları da vardı. Pertez Paşa Konağı, Erbakan'ın bir yandan çocukluk hayallerini geliştirdiği, dini eğitim aldığı ve en önemlisi de cezalandırıldığı yerdi. Erbakan'ın annesi Kamer Hanım, çocukların yaramazlığından bıktığı zaman, konağın arka tarafındaki hamama onları hapsederek cezalandırırdı. Erbakan o günleri "Yaramazlık yaptığımızda bu hamamın yanındaki odaya girmekten çok korkardık. Cadı kadın gelecek diye ödümüz kopardı" diyerek anlatır. 


Baba travması olan çocuklar kaderlerine yenilmezlerse eğer büyüdüklerinde ilişkilerini yani toplumu yönetirler. Anne travması olan çocuklar ise kaderlerine boyun eğmezlerse büyüdüklerinde ilişkilerini yani toplumu dönüştürürler.

https://twitter.com/psikologkacin13/status/1628846401391140865?s=46&t=2zOhpB8KvvD7Fwq38AISNw

9
Hüseyin KAÇIN / LAMBALAR YANIYORSA
« : 27 Şubat 2023, 02:12:09 öö »
LAMBALAR YANIYORSA

acının ve hüznün kök saldığı
derme çatma gecekondu evlerinde
lambalar karanlık gecelerde hep yanıyorsa
masum çocukların umutları da içimizi ısıtacaktır
soğuk kış günlerinde bacaların dumanı tütüyorsa
sırça köşklere inat o evlerde
mutluluk mayalanıyordur

10


Terapi 1

Diğer psikologlardan farklı olarak;
Ben konuşucam psikolog dinleyecek diye düşündüm çok farklı yönleri gösterdi .Ben cinsel boyutunu çok konuşuruz diye düşündüm ama öyle olmadı.Bunu nerdeyse hiç konuşmadık. Deneyim olarak da çok artınız var çok hızlı anlaşabiliyoruz.Önceki psikologla karşılaştıracak olursam çok fazla zaman ayırdı bana gerçekten 2saat konuştuk nerdeyse yardımcı olmak istediği belli.Diger psikolog sürekli telefondan süreyi kontrol etmişti,ben anlattım dinledi,tedavide tam ne yapıcaz dediğimde senin istediğin gibi yaşamında destek olucam gibi bi şey söyledi,süre dolunca hemen ayağa kalktı hadi güle güle, herhangi bir tespitte bulunmadı açıkçası kendimi değersiz ve anlaşılmaz hissettim. Ama sizde çok iyi ve değerli hissettim iyi ki gelmişim.
Genel olarak hayatımın özeti:
23 yasındayım .Asosoyalim.Evin en büyük ve tek kızıyım.İki kez taciz yaşadım ilkokula başlamadan önce.İlki cinsel taciz ,ikinci biraz daha az bi taciz göğüslerime dokunması şeklinde ve ikisi de ergenlik dönemindeki bi erkek tarafından geldi.Annem fiziksel şiddete maruz kalmış babam tarafından.Sonra psikolojik boyutu devam etmiş.Annem evde her türlü babamla sorununu bana anlatır.Özellikle cinsel sorunlarını.Babamı hiç sevmem hafif tiksinti duyarım,fazla samimi değilim diğer kızların babasıyla olan ilişkisi hiçbir zaman olmadı aramızda.Anneme aşırı bağlıyım ama bazen bana babamdan yakınıp sonra yine babamı seciyo beni yüzüstü bıraktığında anneme gıcık oluyorum.

İlk terapinin bana gösterdikleri:
-Çocukken iki taciz yaşadım.Biri cinsel tacizdi neredeyse tecavüze varacak bi şekilde.İkincisi daha hafif bir tacizdi ben bunu pek önemsemiyorum ama tacizin büyüğü küçüğü yokmuş.Bunu anladım.
-Ben annemin mazoşist olduğunu bilmiyordum.Babamla ilişkilerinde annemin zulüm görmesine rağmen hala çocukları için(!) boşanmaması ve sonradan 2 çocuk daha yapması babamdan kopamadığını gösteriyormuş.Yani babamla sadist mazoşist bi ilişkisi varmış.
-Sosyal fobim var.Hiç yakın arkadaşım yok,insan ilişkilerim sıkıntılı.Kadın olarak kimsenin yanına gidip arkadaş olma isteğim yok.Ve evli olan bir arkadaşımı dedim var diye ama evli olan arkadaş sayılmadığını söylediniz fazla sosyalleşme imkanı olmadığından.
-Kendimi hiç önemsemiyorum annem için yaşıyorum.Zaten trans erkek olarak devam etsem hayatıma yine annemin yanında devam edeceğimi,hicbi kadının beni istemeyeceğini söyledim zaten ben aman kadın olsun hayatımda diye ölen biri değilim ibadetlerimi bile erkek olarak yapmam falan öncelik ve siz, kendin için değil annen için yaşıyosun bu hikayede sen yoksun annen var o zaman niye annenle yaşamayı isteyesin o mutlu olsun diye yapıyorsun her şeyi dediniz. Mesleğimde atanıp başka bir şehre gitsem, annem ve küçük kardeslerim de gelecek peşimden hatta kardeşlerimin dershane parasını bile benim ödeyeceğini söylediniz.Bunu nerden bildiniz şaşırdım gerçekten doğru aynen öyle olacaktı.
-Sosyal fobim çocukluğumdan beri var.Temelde bu sorunu çözmem gerek aslında benim sorunum temelde sosyal fobim ve üstüne taciz, travmalarım ve aile yapımın etkisiyle kendim olamamak,ve bunu da ben trans erkek olduğumu hissederek kendim olmaya çalışmışım.
-Anneme onun için dediğinizi söyledim,çocukları için her şeye katlandığı ve kendisinde suç olmadığını söyledi ve psikiyatriste gitmeyle ilgili sessiz kaldı.Hem artık ezilmiyormuş ve kocasının her isteğini yapmıyormuş.Ayrıca benim kendimin bunu tercih ettiğim ve benim iradesiz oldugumu kastederek söyledi.Herkesin annesi o gibi ve onlarda neden problem yok dedi:/
 -Ve en şaşırdığım babamı rol model aldığımı söylediniz bi kadını kontrol etme konusunda.Ben babamı hiç sevmem ve böyle olduğumu hiç düşünmedim. Annemi mutlu eden bi erkek olmadığı için ben o erkek oluyorum.Ve bi kadını mutlu etmek için varımı yoğumu vereceğimi söylediniz trans erkek olarak devam etsem yine ben yokum hayatım başkasının mutluluğu üzerine .Benim eski bi trans arkadaşım da aynen böyle sevgilisi için kredi çekmişti hep diğerini düşünürdü hayatında kendi yoktu.Ben böyle olmak istemiyorum.Kendim için bişey yapmam lazım artık çok verimsiz bi hayat.

 Yapmam gerekenler:
-Artık hayatımı annemin mutluluğu için degil ,kendim için yaşayacağım.Her seferinde bana babamdan yakınıp yardım dileyen ve sonra beni yüzüstü bırakıp babama giden annemi artık mutlu etmeye çalışmıcam.Anneme karşı bencil olmalıyım.Eve gelen her misafire hizmet etmek zorunda değilim istemiyorsam yapmam kadın hissetmediğimi anlayacaklar endişesi yüzünden toplumsal kurallara boyun eğme zorunluluğum yok.
-Sosyal fobimi yenmek için bi gitar kursuna falan yazılıp orda arkadaş edinmeliyim ve binamızdaki benle arkadaş olmaya çalışan kızı reddetmemeliyim, samimiyeti ilerletmeliyim.

Şimdilik aklımda kalanları yazdım evde not tutmaya karar verdim, her terapimi yazdıkça buraya eklerim ve yapması da yazması kadar kolay olur,başarabilirim inşallah.

yazının devamını  forum sayfasında okuyabilirsiniz

Psikolog http://escinselterapi.net/huseyinkacin/

http://escinselterapi.net/forum/

https://www.youtube.com/watch?v=tIuRKf4tbpU&list=PLAABaL9f17rX11VATx98ruU7_iIuzgOZK&index=13

11
Hüseyin KAÇIN / YOLCU YOLUNDA GEREK
« : 22 Şubat 2023, 05:46:27 öö »
YOLCU

aynalara baktıkça
senin göz bebeklerinde
Allah'a giden yollar gördüm
kederlenme sevdiğim

hayatın en kuytu köşelerinde
kimsesiz en çaresiz kaldığında
rüzgar olurum mevsimlerce içine eserim
yağmur olurum elemlerine yağarım
sevinçlerine de gün ışığın olurum

aynalara baktıkça
senin göz bebeklerinde
Allah'a giden yollar gördüm
kederlenme sevdiğim

22 Şubat 2023
05:00
İstanbul

12
Hüseyin KAÇIN / Kederli Gecelerin Dualarına Sığındık
« : 20 Şubat 2023, 03:57:51 öö »
Kederli Gecelerin Dualarına Sığındık

senin dualarından
gökyüzüne şiirler yazıyorum
elimde avucumda ne varsa ne yoksa
yitirdiğim ömrüm senin olsun

bir memleketin kül oldu
taşı toprağı hüzün kokuyor
annelerin hıçkırıkları içimizi yakıyor
havalar çok soğuk oralarda
çocuklar cennette bir yerdedir
babalar çocuklarının kokusuna hasret
içimiz kanıyor
dönmeyecek yürekler için
dinmeyen acılarımız var artık
yaralarımızı kor ateşlerde dağlamaz

Türk dediğin ateşle imtihan olurmuş
küllerinden doğacak annelerimiz Maraş'tan
babalarımız yüreklerimizden tutacak Antakya'dan
adı yaman olur bu memleketin çocukları

Anadolu'nun kederli gecelerinde
masum yüzlerin pak yüreklerin
dualarına sığındık

20 Şubat 2023
03:45
İstanbul

13
Hüseyin KAÇIN / MASUMİYET
« : 19 Şubat 2023, 04:15:01 ös »
MASUMİYET

anneler çocuklarını toprağa verirken
yürekleri kan ağlamaz mı
bir dilim ekmek bir kaşık reçel
isteyen masum çocuklar için
cennette gül bahçeleri kurulmaz mı

çok üşüyorum baba ellerim bembeyaz oldu
anneanneme gitmek istiyorum
diyen masum çocuklar için
cennette gül bahçeleri kurulmaz mı

19 Şubat 2023
15:55
İstanbul


https://www.youtube.com/watch?v=NdbaQCtfd2E

14
Hüseyin KAÇIN / KUŞLAR
« : 06 Şubat 2023, 09:19:35 öö »
KUŞLAR

"gökyüzünde uçan kuşlar
müthiş daireler çizerek uçarlar.
bunu nasıl başarırlar?
-düşerler düşerler ve düşerlerken kanatları bahşedilir.

hazreti mevlana"

sana kuşlar gönderiyorum
içimden gökyüzümden
allı pullu
acıyan yanlarına uçuyorum
sarıp sarmalıyorum

karlı havalarda üşürsün
ateşin olurum

sisli puslu havalarda yolunda
apaydınlık ışığın olurum

sefası yoksa bu dünyanın
cefasına seninle dayandım

gönlümün içinde
kuşlar biriktiriyorum
kanat çırptıkça
gökyüzü sen oluyor

5 Şubat 2023
19:55
İstanbul

15
Hüseyin KAÇIN / BÜYÜKBABAMIZ
« : 05 Şubat 2023, 10:06:11 öö »
BÜYÜKBABAMIZ

Eski dostlar büyük adamlar
yollara düşmüş alnının akıyla
denizler kadar dağları kırları
bağlık bahçelik ovaları da
yeşilin en yeşil bayırlarına değin
balkanlar kadar özlü sözlü
gönül coğrafyasına mührünü vurmuş
yürekli adamlara gem vurulmaz

büyük adamlar büyükbabalarımız gibidir
niyesiz sevilirler
yılkı atı gibi alabildiğine hür yaşarlar
kula kul olmaz gem vurulmaz
dertlerimizin dermanıdır
özün en özünden
bayram sevincimizdir onlar...

büyük adamlar sevdiklerine
kavuşmak için bu yalan dünyada
evliyaları alan dünyada

aşkla yaşarlar
aşk olurlar

aşk...

7 Eylül 2022
12:15
Edirne

Sayfa: [1] 2 3 ... 84