Eşcinsel Terapi Forum - Psikolog www.huseyinkacin.com
Eşcinsellik => Eşcinsellik - Hayatlardan parçalar, hayata mektuplar (ziyaretçi karalama defteri) => Konuyu başlatan: psikolog - 12 Aralık 2018, 09:49:03 öö
-
Bizim hikayemiz yorucu uzun bir o kadarda zordu. Bunları paylaşmak istememin sebebi bizim gibi ailelere ışık tutmak rehber olmaktır. Ben daha 14 yaşındaki oğlumun bir gece eşcinsel olduğunu itiraf ettiği bir anneyim. Bir anda alabora oldu hayatım. Hayatımın en büyük yıkımıydı. O gece gözyaşları içinde sabahlarken bir yandanda araştırmaya başladım. Bir yolu ve çaresi olmalıydı. Onu yalnız bırakmamalı, destek olmalı ve yardım etmeliydim. Araştırmalarımı sürdürürken Hüseyin hocanın bu konuyla ilgili çalışmalarını ve bir tv programını izledim. Anlattıkları bizim durumumuzu özetliyordu. Kendisine ulaştım bana hiçbir şey için geç olmadığını bir şey söylemek için kendisini görmem gerektiğini söyledi. Böylelikle yabancısı olduğum, içyüzünü bilmediğim ama sonrasında çok şey öğreneceğim o uzun ve yorucu süreç başlamış oldu. Sonraki gün gittik. Yol boyu endişeli ve kaygılı idim. Sonunun nereye varacağını bilmediğim, bitiş çizgisi belli olmayan bir maraton koşusuydu sanki ve ilk terapi. Hüseyin hoca bizi dinledikten sonra bir danışanınıda terapiye dahil etti. Başından geçenleri anlattı ve omuzlarında nasıl ağır bir yük taşıdığımı anladım. Eğer tedavi olunmassa sonu yıkım sonu hüsran ve yalnızlıktı. Güçlü olmam ve nasıl bir yol izlememiz gerektiğini anlattı. Hüseyin hoca bu işe yıllarını vermiş deneyimli bir psikologtu. Haklıydı güçlü ve kararlı olmazsanız bunu aşamazsınız. Zaman ilerledikçe daha çok şey öğreniyor bilgileniyordum.Oğlum ve onun gibiler daha kendilerini tanımlamadan, internet çukurunda gezinirken karşılarına çıkanların bunun doğuştan olduğunu söyleyen ve sosyal medyayı çok iyi kullanan örümcek gibi ağ kurmuş Lgbt liler olduğunu öğrendim. Dernekler barlar gey siteleri ve daha bir sürü lağım çukuru........ Yani bir çoğu daha ne olduğunu bilmeden birileri onlara bunun doğuştan olduğunu, normal olduğunu ve asla tedavisinin olamayacağını söyleyip destekliyor cesaretlendirip kendi bataklıklarının en dibine çekiyor. Buna izin vermezdim. Bunu kabullenmek demek aslında onu kaybetmektir. Benim oğlum bu kirli dünyanın içine girmemeli. Sonra daha çok araştırmaya başladım Dr Joseph Nikolasi'nin onarım terapisi kitabını okudum okudukça sebeplerini ve nasıl bir hastalık olduğunu anladım ama kendisine aydın diyen insanlar bunların hak ve özgürlüklerinin olması gerektiğini savunanlar ayrıca kanayan ve kaynatılan bir yara oldu içimde. Peki din adamları bu işin neresinde,toplumu bu denli tehdit eden koca bir neden, buna dokunan birileri yoktu. Meydanlarda vaatler atan siyasetçiler bu iğrenç yaşamdan tam bir bataklık olan gey barlardan habersizlermiydi.Yoksa herkes bana dokunmayan bin yaşasın mantığında mıydı. Kendime sorduğum sorular farklı olsada, cevapları hep aynıydı. Bunlara kafa yoran ne bir psikolog ne yazar ne din adamı vardı. Ne yazık........... Çok kötü aşamalardan geçtik.Bize bunu kabullendirmek için her yolu denedi.kırdı döktü yurda yerleşti,ama büyük bir pişmanlıkla geri döndü. Bize dayattığı doğru kabul ettiği yanlışlar yüzünden hem yıprandı hemde yıprattı. Bu yüzden tedavi olmaya tepkiliydi. Ve gey hayatının zararlarını görmeye başlamıştı. Bir gün tesadüfen birilerine gönderdiği çıplak fotoğraflarını gördüm. Buna benzer bir sürü hata.Bu yaşta bir çocuk bu resimleri kime atar istismar edildiğini düşünerek mahkeme sürecini başlattık. Sonucunda karşımızda görevlendirilen psikologlar gördük. Ben gerekçelerimizi sunarken o karşılıklı diyalog diyordu. Hangi diyalogsuzluk onu böyle şeyler yapmaya itebilir. Gördüm ki bu konu hakkında, benden fazla şey bilmiyor. Sonuç yine boş. Peki şuan mücadelenin neresinde diye sorarsanız mücadeleye devam ediyoruz. Ben şu kanıya vardım. Bir insan iyileşmek istemiyorsa ne ilim adamı, ne bilim adamı, onu iyileştiremez. İslam'da bilimde asıl olan samimiyettir. Babası bir peygamber olmasına rağmen, hz Nuh'un oğlu kâfirlerden oldu..... Alemlere rahmet olarak gönderilen Hz Muhammed'in amcası ebu lehep Hz Muhammed'in tüm çabalarına rağmen cehennemliklerden oldu. İYİ YADA KÖTÜ İNSAN YOKTUR İYİYE YADA KÖTÜYE MEYİLLİ İNSAN VARDIR VE KURTULUŞTA BU YOLLADIR çünkü bu maddenin evrenin doğası ALLAH'IN koyduğu nizamdır...............
-
27 Mart 2011 Pazar akşamı TV5 Ana Haber Bültenindeki söyleşide
"eşcinsellik hakkında"
gündemdeki eşcinsel olan partili aday adaylarının varlığını konu alarak konuşma yaptı.
https://www.youtube.com/watch?v=tX0T68Pwuq8&list=UUIe19S-aZ6TQNiC1Tsfjviw&index=10 linki tıklayınız
https://www.youtube.com/watch?v=knzoJyzDmHk&index=9&list=UUIe19S-aZ6TQNiC1Tsfjviw linki tıklayınız
Konuk: Psikolog Hüseyin KAÇIN
Konu : Kadına dair her şey....
19 Aralık 2012
Çarşamba 12:30
http://www.youtube.com/watch?v=1KHCfOMHkiQ
26/12/2011 tarihli Radikal Gazetesinde sitemiz ve eşcinsel terapiler hakkında
yayınlanan makaleye ulaşmak için tıklayınız
http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalYazar&ArticleID=1073587&Yazar=PINAR_OGUNC&Date=26.12.2011&CategoryID=97#
Psikolog Hüseyin Kaçın, TV 2000deki Bugün Kadınlar Ne Konuşuyor programında kıskançlık ve eşcinsellik hakkında, tartışma yaratacak açıklamalar yaptı. Kıskançlığın yetersizlik olduğunu belirten Kaçın, O erkeklerin bilinçaltında gizli eşcinsel duygular söz konusudur dedi.
https://web.archive.org/web/20131020021606/http://www.odatv.com/n.php?n=kiskanc-erkekler-escinselmis-1810131200
Çocuklara cinsel taciz ve tecavüz konusunda yıllardır uğraşan psikolog Hüseyin Kaçın Odatv için şunları söyledi: Taciz ve tecavüz mağduru erkek çocuklarının büyük bir kısmı kaçınılmaz olarak ergenlik döneminde pasif eşcinsel olarak kimlik edinirler. Diğer bir kısmı da seks düşkünü erkek olarak hayatlarına devam ederler. Kız arkadaşları ile büyüleyici aşk serüvenleri diye duygusal başladıkları ilişkilerini seksle sonlandırırlar. İlişkileri kısa sürer ve konuştukça kız arkadaşlarının da çocukken taciz yada tecavüz mağduru olduklarını öğrenebilirler. Çok ileri derecede olmayan taciz mağduru erkek çocukları ise ergenlik sonrası yetişkinlik dönemlerinde genelde travestilere gitme alışkanlığı edinirler. Travestilere gitme alışkanlığı olan erkekler çocukluklarında kendilerinden büyük erkekler tarafından dokunma yada temas olmadan istismar edilmişlerdir. Bu istismar tecavüz boyutunda değildir. Hatta bilinç düzeyinde unutulmuş bir boyuttadır.
Psikolog Hüseyin Kaçının anlattıklarından çıkardığım önemli nokta ise şu: Özellikle tecavüze uğrayan erkek çocukların topluma tekrar kazandırılması başlı başına bir sorun oluşturuyor. Bunların bir kısmı eşcinsel eğilimlere yöneliyor, çoğunlukla da psikopat düzeyde insana düşman kişiler oluyorlar. Yaşadıkları travmanın acısını toplumdan çıkarmaya çalışıyorlar.
https://odatv.com/boyle-bir-tablo-varken-ne-kutlamasi-yapacagiz-2004161200.html?fbclid=IwAR16YaAcbg5RDCPHt84PB_cxtoc4KY3kxeQuILG0zKW6HDob8gsIyapN9wg
-
...